ASAYİŞ - 28 Eylül 2016 Çarşamba 19:48

Fırat Kalkanı’nda 36’ncı gün

A
A
A
Fırat Kalkanı’nda 36’ncı gün

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Fırat Kalkanı Harekâtı kapsamında Uvayşiyah ve İhtimalat’ta bulunan toplam 3 hedefe 4 bomba atıldığını, komuta yeri ve silah mevzii olarak kullanılan 2 binada bulunan DEAŞ unsurlarının etkisiz hale getirilerek 1 cephaneliğin imha edildiğini bildirdi.

TSK'dan yapılan açıklamada, “Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından, DEAŞ başta olmak üzere terör örgütlerinin yarattığı tehdidi bertaraf ederek hudut güvenliğimizi artırmak ve Koalisyon Güçlerine destek vermek maksadıyla; 24 Ağustos 2016 tarihinde başlatılan “FIRAT Kalkanı Harekâtı” ülkemizin uluslararası hukuktan kaynaklanan hakları ve BM Sözleşmesinin 51’inci maddesinde yer alan Meşru Müdafaa Hakkı ile BM’nin DEAŞ’la mücadeleye yönelik almış olduğu kararlar çerçevesinde sürdürülmektedir.

28 Eylül 2016 günü saat 18.00’e kadar meydana gelen gelişmeler:
Azaz-Rai sektöründe; Muhalif unsurlardan oluşan beş Özel Görev Kuvvet Grubu’nun güney istikametindeki ileri harekâtı saat 18.00 itibarıyla devam etmektedir.
Muhalifler tarafından, karadan ve havadan sağlanan yoğun ateş desteği ile Rai doğusundaki El Eyyubiyah meskûn mahallinde tekrar kontrol sağlanmıştır. DEAŞ Terör, düzenlemiş olduğu yoğun saldırı sonucu, Rai güneybatındaki Tall Ar meskûn mahallini tekrar ele geçirmiştir” denildi.
Keşif ve gözetleme vasıtaları ile tespit edilen 82 DEAŞ terör hedefine, Ateş Destek vasıtaları tarafından 346 adet Fırtına atışı yapıldığı (Toplam 1.419 hedefe 5.437 atım) belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Hava Kuvvetlerimize ait uçaklar tarafından Uvyşiyah (2) ve İhtimalat'ta (1) bulunan toplam 3 hedefe 4 bomba atılarak, komuta yeri ve silah mevzii olarak kullanılan iki binada bulunan DEAŞ unsurları etkisiz hale getirilmiş ve 1 cephanelik imha edilmiştir.
Koalisyon güçleri tarafından, Rail (iki) ve Tulaylin bölgelerinde tespit edilen DEAŞ Terör hedeflerine yönelik icra edilen üç hava harekâtı sonucunda bir DEAŞ TÖ unsuru etkisiz hale getirilmiş, bir havan, bir EYP ve bir bina imha edilmiştir.
DEAŞ Terör’den temizlenen bölgelerde, harekâtın başlangıcından bugüne kadar Muhaliflere destek sağlayan patlayıcı madde tespit ve imha timlerimiz tarafından 28 Mayın ve 989 EYP kontrollü olarak etkisiz hale getirilmiştir.
Suriye sınır hattında 1 adet Bayraktar ve 1 adet Gözcü İHA ile kesintisiz keşif ve gözetleme faaliyeti icra edilmeye devam edilmektedir.
AFAD ve Kızılay’a ait unsurlar ile Özgür Suriye Ordusu personeli ve sivillere yönelik lojistik faaliyetler kesintisiz olarak sürdürülmektedir.
Terör örgütleri tarafından kullanılan ve hudut bölgemizde güvenlik riski doğuran Suriye kuzeyinde, icra edilen koalisyon harekâtına destek veren Türk Silahlı Kuvvetleri, bölgede yaşayan sivil halkın zarar görmemesi için her türlü tedbiri almakta ve bu konuda azami hassasiyet göstermektedir.”


Musa Erdoğan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Oğlunun telefonundan mesaj atıp kapıyı açtırdıktan sonra eşini öldürmüş Ankara’da boşanma aşamasındaki eşi tarafından 15 Nisan’da bıçaklanarak öldürülen kadının, kocası tarafından tuzağa düşürüldüğü ortaya çıktı. Oğlundan gelen mesajın kocası tarafından gönderildiğinden habersiz dışarı çıkan talihsiz kadın, gözü dönmüş eşi tarafından defalarca bıçaklandı. Olayın başladığı anlar ise güvenlik kamerasına yansıdı. Ankara’da 11 yıl önce evlendiği K.C.’den (36) şiddet gördüğünü iddia eden Yonca Kazan Coşkun (32), boşanma davası açtıktan sonra aile evine döndü. Çiftin 10 ve 7 yaşındaki çocukları ise babalarında kaldı. 6 aylık uzaklaştırma karanın sona ermesinin ardından K.C., eşinin yaşadığı apartmanın önüne gitti. K.C., ele geçirdiği oğlunun telefonundan Coşkun’a “’Anne çok hastayım, okulun bahçesinde seni bekliyorum” yazılı mesaj gönderdi. Her şeyden habersiz endişeli bir şekilde dışarıya çıkan Coşkun, elinde bıçakla bekleyen K.C. ile karşılaştı. Kaçmaya çalışan Coşkun, evinin banyosuna saklandı. Banyo kapısını kıran K.C., saldırdığı eşini bıçakladı. Coşkun, olay yerinde hayatını kaybederken, Kerim Coşkun, gelen polis ekiplerine teslim oldu. İfadesi ortaya çıktı Yakalanan K.C., savcılıktaki ifadesinde, eşiyle cinsel konularda sorunlar yaşadıklarını, eşinin olay günü kendisine hayatında başka birisi olduğunu söylediğini ve ‘Sen erkek misin, erkeklik görevini yapıyor musun?’ dediğini iddia etti. Saldırgan şahıs, sevk edildiği mahkemede tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Bursa Kayıp mürettebatın ailelerinin feryadı: "İhmallerin araştırılmasını istiyoruz" Marmara Denizi açıklarında, İmralı Adası’nın ise güneybatısında batan bin 250 ton mermer tozu yüklü olan Batuhan A gemisindeki 6 mürettebattan 4’ünün cansın bedenine ulaşılırken 2 kişiden ise haber alınamadı. Çalışmalara devam edilmesini isteyen acılı aileler, sorumluların da bir an önce adalete hesap vermelerini istedi. 15 Şubat tarihinde Marmara denizinde batan Batuhan A. isimli kargo gemisinin kayıp mürettebatı arasında bulunan makine stajyeri Ahmet Atav’ın babası Şenol Atav, geminin ihmal sonucu battığını ileri sürerek açıklamada bulundu. Şenol Atav, “Ben 25 yıldır gemiciyim. O gemi o günkü hava şartlarından dolayı ya da geminin yaşından dolayı batmadı. O geminin batış sebebi tamamen ihmaldi. Bu ihmalle birlikte geminin denetimlerinin doğru yapılmadığını delilleriyle savcılığa sunduk ve sunmaya da devam edeceğiz. Bu ihmallerde en büyük kabahatli Marmara Liman Başkanı, Bandırma Liman Başkanı, Bandırma Kara Sörveyi, Gemlik Liman Başkanı ve Gemlik Liman Sörveyi’dir. Geminin rutinlerine uygun yapılması gereken kontrol ve denetimlerin doğru olarak yapılmamıştır. Bundan ihmallerden dolayı oğlumun cenazesine ulaşamıyorum. İlgili kurumların bu konuda ellerinden geleni yapmasını rica ediyorum. “ dedi. Batan geminin kaptanı Hasan Mehmet Uyanık’ın oğlu Abdullah Uyanık ise “Kazadan yaklaşık 45 gün sonra babamın cesedine ulaşıldı. Bulunamayan iki mürettebat üyesinin bulunmasını istiyorum. Aramalara 15 gün sonra son verildi. Aramalara yeniden başlanmasını istiyorum. İhmallerin araştırılması ve adaletin sağlanmasını istiyoruz“ ifadelerini kullandı. Ailelerin avukatı Muhammed Emin Çelik, “15 Şubat tarihinde Batuhan A. adlı gemi Bursa Karacabey açıklarında ne yazık ki ağır ihmaller sonucu batmıştır. Devletimiz Kızılay, AFAD, Türk Silahlı Kuvvetleri, Bursa Valiliği, Karacabey Kaymakamlığı başta olmak üzere bütün organlarıyla arama çalışmalarını sürdürmüştür. Ancak, ne yazık ki Batuhan A gemisindeki 6 mürettebattan yalnızca 4 kişinin cesedine ulaşılmış, kalan 2 mürettebat hala bulunamamıştır. Bizler mavi vatanın bütünlüğüne inanıyoruz. Deniz emekçileri de mavi vatanın bir parçasıdır. Denizcilerimiz asla ihmal edilemez ve göz ardı edilemez. Bu doğrultuda Batuhan A. Gemisinin batmasına sebep olduğu düşünülen bütün ilgili kurum, kuruluş ve şahıslar hakkında suç duyurusunda bulunduğumuzu açıklamaktayız. Batuhan A. Gemisi 53 yaşında bir gemidir. Bu kadar yaşlı ve artık tamir görmekten paslanmış bir geminin özellikle bu hava şartlarında seyrine izin verilmesi nasıl mümkün olabilir. Geminin azami alabileceği yükün üzerinde yük almasına kim neden müsaade etmiştir. Bilindiği üzere geminin denize ve yüke elverişli olması gerekmektedir. Brandasının dahi sertifikası olmayan bir gemiye denize elverişlilik belgesi kim tarafından verilmiştir. Bu bahsettiklerimize ek olarak gerekli hususlar Karacabey Başsavcılığına sunulmuştur. Ancak bu sebeplerden daha fazlası bulunmaktadır ve bu sebepler göstermektedir ki Batuhan A. Gemisi hava şartları nedeniyle değil, ağır ihmaller sonucunda batmış olmakla birlikte 6 mürettebatımız elzem bir şekilde hayatını kaybetmiştir. Bizler gemilerimiz batmasın, denizcilerimiz yaşasın istiyoruz” dedi.