SAĞLIK - 07 Kasım 2017 Salı 06:11

Gebelik döneminde yaptırılması gereken testler

A
A
A
Gebelik döneminde yaptırılması gereken testler

Kadın Hastalıkları ve Metabolic Balance Uzmanı Op. Dr. Funda Öztürk anne adayları üzerinde büyük stres oluşturan tarama testleri hakkında bilgi verdi.

Anne adayları üzerinde büyük stres oluşturan tarama testleri hakkında Kadın Hastalıkları ve Metabolic Balance Uzmanı Op. Dr. Funda Öztürk önemli bilgiler verdi.

Genetik tarama testlerinin anne adayları üzerinde büyük stres oluşturduğunu belirten Öztürk,”Bu konuda medya ve internetteki bilgi kirliliği, konunun karmaşıklığı ve anlaşılma güçlüğü, hastalar arasındaki farklı görüşler daha hamilelik sürecinin başında büyük bir problem olarak karşılarına çıkıyor. İnsan vücudundaki 46 kromozomun üzerinde 25-30 bin gen var. Bu genlerin yarısı anneden diğer yarısı da babadan gelmekte ve bebekte farklı bir kombinasyon ile ortaya çıkmaktadır. Bu genler beslenme, çevre, kullanılan ilaçlar, maruz kalınan radyasyon, enfeksiyon gibi nedenlerle hastalanabiliyor ve buna bağlı doğumsal defektler olabiliyor” dedi.

“Kesin tanı için kullandığımız testler birkaç yıldır gelişen FETAL DNA testleridir”

Tüm gebeliklerin yüzde 3-4’ ünde doğumsal kusurların saptanabildiğini ancak; 'anne yaşının 35 ve üzeri olduğu durumlar, ailede genetik hastalık öyküsü, anne -baba arasında akraba evliliği, annede şeker hastalığı öyküsü, ölü doğum hikayesi, tekrarlayan düşükler' gibi risk faktörlerinin olması durumunda bu sıklığın daha da arttığını söyleyen Öztürk, “Hamilelik süresince hem bu doğumsal genetik bozuklukların hem de yapısal anomalilerin büyük oranda teşhis edilmesi mümkün. Ultrasonografi cihazları ve tarama testlerindeki baş döndürücü gelişmeler; ailelerin bebeklerinin sağlığıyla ilgili beklentilerini arttırdı. Artık neredeyse yüzde 1 riskin varlığı bile kabul edilmek istenmiyor. Hamilelik sürecinde 11-14'üncü haftalar arasında 2’li tarama testi, 16-18'inci haftalar arasında 3’lü ve 4’lü tarama testleri yapıyoruz. 2’li tarama testiyle yüzde 90,3 lü tarama testiyle yüzde 60, 4’lü tarama testi ile de yüzde 70-80 oranında toplumda en sık görülen ''Down sendrom, trisomi 13 ve 18'' gibi zeka geriliği ile seyreden doğumsal hastalıkları teşhis etmek mümkündür. Ancak bu testler kesin tanı testleri değil,tüm toplumda kullanılan tarama testleridir. Amacı toplumdaki tüm gebelere tarama yaparak riskli gruba girenleri saptamak ve sonrasında bunları ileri incelemeye alarak kesin testleri uygulamaktır. Kesin tanı için kullandığımız testler Amnıosentez, kordosentez gibi invaziv işlemler ve son birkaç yıldır gelişen FETAL DNA testleridir” diye konuştu.

Tarama testleriyle ilgili bilinmesi gereken gerçeklerden birinin de yüzde 5 oranında yalancı pozitiflik oranı olduğuna dikkat çeken Öztürk, “Yani yüzde 3-5 oranında bu testler ile bebek sağlıklı olduğu halde fazladan hastalık tanısı konabilir. Son yıllarda aileler çoğu zaman bebeklerinin sağlıklarının daha da iyi değerlendirilmesi ve belkide psikolojik olarak kendilerini daha rahat ve güvenli hissettiklerinden dolayı bu tarama testlerinin hepsini yaptırmak istiyorlar. Burada bir testin yakalayamadığını diğer test yakalar gibi düşünülse de test sonuçlarının yorumlanmasında bir kaos ortaya çıkıyor. Bir test yapıldığında yüzde 5 olan yalancı pozitiflik oranı 2 test yapıldığında yüzde 10'a çıkıyor ve haliyle 'amnıosentez' oranlarında gereksiz bir artışla sonuçlanıyor. yüzde 100 sonuç veren Amnıosentez yani karından su alma işlemi de en iyi ellerde bile yüzde 1-3 oranında düşük ve gebelik kaybına neden olur. Eğer bir gebelik kaybı söz konusu olur ama genetik olarak da bebek sağlıklı ise 'fazla test' bir yıkıma yol açmış oluyor.Bu yüzden gebelik takip programlarında biz kadın doğum hekimleri 11-14. haftalar arasında 2’li testi, eğer bu testi kaçırmışlar ise de 4’lü testi yapmalarını öneriyoruz” şeklinde konuştu.

Amnıosentez ve Kordosentez’in hala yaygın olarak kullanılsa da son yıllarda anne karnına herhangi bir iğne batırılmadan, sadece anne kolundan alınan kandan çalışılarak fetal DNA’ya ulaşmanın mümkün olduğunu vurgulayan Öztürk, “Bu sayede bebeğe herhangi bir risk oluşturmadan genetik hastalıkları yüzde 97-99 oranında teşhis edebilmekteyiz” dedi. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Corendon Tennis Club Kemer, Uluslararası TEN PRO - Turkish Bowl Tenis Turnuvası ile açıldı Corendon Tennis Club Kemer, Rafa Nadal Academy ve Mouratoglou gibi dünyanın en önemli tenis akademilerinde düzenlenmiş olan TEN-PRO Global Junior Tour Türkiye organizasyonu ile 14-21 Nisan tarihleri arasında dünya yıldızlarına kapılarını açtı Alman Tenis Federasyonu ile iş birliği çalışmasını ITB Turizm Fuarı’nda açıklayan Corendon Grubu, bu iş birliğinin ardından 14-21 Nisan tarihlerinde Avrupa’nın farklı ülkelerinden genç tenisçileri TEN-PRO Global Junior Tour organizasyonuyla ağırlıyor. 8-16 yaş üst düzey genç oyuncuların yeteneklerini sergilediği en büyük genç yaş turnuva serilerinden biri olan TEN-PRO Global Junior Tour, 2015 yılından bugüne Hollanda, Almanya, Fransa, İspanya, Belçika, İsviçre, Yunanistan, Mısır, Dubai ve Amerika olmak üzere farklı ülkelerde genç tenisçileri buluşturmaya devam ediyor. 44 ülkeden 200 genç tenisçiyi ağırlayan Corendon Tennis Club Kemer, modern tesis yapısıyla sporculara dünya standartlarına uygun bir deneyim sunuyor. Çok sayıda davetli ve medya mensubunun katılımı ile düzenlenen Tennis Club Kemer’in açılışında Kemer Kaymakamı Ahmet Solmaz, Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu, Gençlik ve Spor İl Müdürü Yavuz Gürhan, İl Kültür Turizm Müdürü Candemir Zoroğlu, TenPro Turnuva Direktörü Goran Novakovic ve Corendon Turizm Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Karaer açılış konuşmalarını yaptı. Antalya’ya ve Kemer’e değer katan projenin hayata geçmesi ile 9 yıl aradan sonra Corendon Tennis Club Kemer ile Türkiye’de düzenlenen TenPro Turnuva Direktörü Goran Novakovic, Turkish Bowl Turnuvasının ulusal ve uluslararası tenis yeteneklerini bir araya getirdiği için teşekkür etti. Karaer: "Bölgenin spor odaklı turizm potansiyelini artırmayı hedefliyoruz" Genç yeteneklerin tesislerde bir araya gelmesinin kıymetli olduğuna vurgu yapan Yıldıray Karaer, “Corendon Turizm Grubu olarak spor ve turizmi birleştiren projeler hazırlayarak Türkiye’nin gelişimine katkı sağlıyoruz. Kemer bölgesinde doğa ile tenisi bir araya getirerek yeşilin rahatlatıcı yapısı ve sporun birleştirici gücünü benzersiz bir atmosfer içinde sunuyoruz. Corendon Tennis Club Kemer’i çok özel bir turnuva ile açtık. Genç yeteneklerin tesislerimizde bir araya gelmesi bizim için çok kıymetli. Kemer’in tanıtım faaliyetlerine katkı sağlayarak bölgenin spor odaklı turizm potansiyelini artırmayı hedefliyoruz. Tennis Club Kemer’in tenis tutkunlarına Uluslararası TEN PRO – Turkish Bowl Tenis Turnuvası ile profesyonel genç tenisçilerle Kemer’de bir araya gelmekten mutluluk duyuyoruz” dedi. Tennis Club ile Kemer’in yemyeşil doğasında eşsiz bir tenis deneyimi Toplamda 14 adet toprak zemin kortu içeren Kemer’in yemyeşil doğasında yer alan Tennis Club Kemer, tüm sporseverlere eşsiz bir deneyim sunmak amacıyla açıldı. Antalya’yı ve Kemer’i dünya genelinde tüm tenis severlere tanıtarak sağlıklı bir yaşam tarzını teşvik etme mottosuna sahip olan alan Tennis Club Kemer, bölge sakinlerine modern bir spor kompleksi imkanı sunuyor. Aynı zamanda düzenleyeceği uluslararası etkinlikleriyle de bölgeyi spor turizmi için bir çekim merkezi haline geliyor.
Mersin ÇBK Mersin Kulübü Başkanı Serdar Çevirgen: "Dünya çapında çok büyük bir basketbol organizasyonunu başarıyla gerçekleştirdik" Çukurova Basketbol (ÇBK) Mersin Kulübü Başkanı Serdar Çevirgen, Mersin’de düzenlenen FIBA Kadınlar Euroleague Final Four ile ilgili, "Dünya çapında çok büyük bir basketbol organizasyonunu başarıyla gerçekleştirdik" dedi. ÇBK Mersin Kulübü Başkanı Serdar Çevirgen, Mersin’de düzenlenen Kadınlar Euroleague Final Four Organizasyonuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Emeği geçen ve sponsorlara teşekkür eden Çevirgen, "Biz bu organizasyonu tamamen Mersinli vatandaşlarımızın desteğiyle, dışardan hiçbir organizasyon firması ile iş birliği yapmadan gerçekleştirdik. İlimizin imkanları dışında aldığımız tek yardım bütün süreçte yanımızda olan ve desteğini esirgemeyen Türkiye Basketbol Federasyonu’dur ki; onlar olmadan bu işin altından kalkabilmemiz mümkün değildi" diye konuştu. "Avrupa’da Mersin için ’Turkish Miami’ diyorlar" Organizasyon sayesinde Mersin’i bütün Avrupa’ya layıkıyla tanıttıklarına inandığını ifade eden Çevirgen, sözlerine şöyle devam etti: "Bilinmesini isterim ki Avrupa’da Mersin için ’Turkish Miami’ diyorlar. FIBA yönetimi bize uluslararası büyük organizasyonlara şehir olarak ev sahibi olabileceğimizi söylüyor. Sahil şeridimizin dünyaya örnek olduğunu, şehrin adını hiç duymayanlar, şehrin modernliğine şaşırdıklarını ifade ediyorlar. Tüm bunların üstesinden gururla geldiğimiz bu büyük organizasyon sayesinde şehrimizin kazanımlarıdır. Sportif olarak istediğimiz başarıyı yaşatamadık şehrimize. 7 senelik bir kulüp için burada olmanın büyük başarı olduğunu bütün spor kamuoyu biliyor ama bizim için yeterli değil. Çukurova Mersin olarak FIBA’nın da gözünde bizzat onların ağzından duyduğumuz Avrupa’nın en önemli kadın basketbolu organizasyonlarından biri olabilmenin gururunu da yaşıyoruz. Mersin’de dünya çapında çok büyük bir basketbol organizasyonunu başarıyla gerçekleştirdik." "Tüm basketbolseverleri yanımızda görmek istiyoruz" Final Four’da Avrupa üçüncülüğü maçında Mersinli sporseverlerin maça gösterdiği ilgisizliğe üzüldüğünü dile getiren Çevirgen, Servet Tazegül Spor Salonu’nda yarın saat 19.30’da Kadınlar Basketbol Süper Ligi play-off final serisinde Fenerbahçe ile yapacakları karşılaşmada tüm basketbolseverleri yanlarında görmek istediklerini kaydetti. Turnuva içerisinde bazı olumsuzluklar yaşandığını, bazılarının karşı tarafın tahrik etmesinden, bazılarının da kendi hatalarından kaynaklandığını anlatan Çevirgen, "Şampiyon olan Fenerbahçe’yi tekrar kutluyorum. Sporsever ve vatansever olarak bizi tekrar gururlandırdılar. Sonuçta Çukurova Mersin olarak senelerdir Avrupa’nın en büyüğüyle mücadele etmenin, rakip olabilmenin gururunu duyuyoruz" dedi.