GÜNDEM - 23 Eylül 2016 Cuma 16:31

'Geleceğin E Hali'nde sağlıklı yaşam için en son yöntem ‘Mindfulness Felsefesi’ açıklandı

A
A
A
'Geleceğin E Hali'nde sağlıklı yaşam için en son yöntem ‘Mindfulness Felsefesi’ açıklandı

Eczacıların dev buluşması olarak görülen 'Geleceğin E Hali' Kongresi önemli konuşmacıların sunumlarıyla devam ediyor. 24 Eylül tarihine kadar İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen organizasyonda, Cumartesi saat 11:00'de Dünyaca ünlü Fütürist Patrick Dixon ‘Sağlıkta Gelecek Tasarımı’nı kamu oyuna açıklayacak.

Açılışı yapıldığı ilk günden itibaren yoğun katılımın sağlandığı 'Geleceğin E Hali' Kongresi'nin 2'inci günüde Endokrolog Prof. Dr. Taner Damcı, 'Yaşam Biçimini Değiştirmek, Ama Nasıl?' isimli panelde konuştu. Prof. Dr. Damcı,yaşam biçimi değişikliği dediğimiz şey, elimize bir liste alıp, listeye göre beslenmek ya da kilo vermek için bir koşu bandı üzerinde terlemek değildir. Yaşam biçiminde değişiklik çok daha köklü olmalı. Ancak bu şekilde kalıcı olabilir. Bir diğer konuşmacı Prof. Dr. Ener Çağrı Dinleyici ise 'Geleceğin Mikrobiyota Hali' isimli panelinde; mikrobiyotanın sağlığın temel unsuru olduğuna vurgu yaptı.

Sağlıklı yaşam için kökten yaşam şeklimiz değişmeli, günlük diyetler sadece geçici çözümlerdir
Endokrolog Prof. Dr. Taner Damcı; ‘Şeker hastalığı, şişmanlık, hipertansiyon gibi hastalıkların birinci tedavisi yaşam biçimini değiştirmek.Bu, insanın sağlıklı beslenmesi, stresten uzak durması, iyi uyuması ve hareket etmesidir. Tabii ki bu durumlarda ilaçlarda kullanılır. İlaçlar hep yaşam biçimi değişikliğine yardımcıdır. Hekimler olarak, sağlık profesyonelleri olarak yaşa biçimi değişikliğini hastalara öneririz. Fakat bunun nasıl yapılacağı konusunda fazla bilgi veremeyiz. Bugün sunduğum konu, yaşam biçimi değişikliği nasıl yapılabilir. Yaşam biçimi değişikliği dediğimiz şey, elimize bir liste alıp, listeye göre beslenmek ya da kilo vermek için bir koşu bandı üzerinde terlemek değil. Yaşam biçimi değişikli çok daha köklü bir şey. Böyle olursa ancak kalıcı olabiliyor. Köklü değişikliği yapmak, elimize tek tek listeler alıp ve koşu bandı üzerinde terlemekten çok daha kolay ve etkili oluyor'' dedi.

Mindfulness felsefesi
Amerika'da üniversitelerde kullanılan 'Mindfulness'ı anlatan Prof. Dr. Damcı,''Bizim bu yaşam biçimini değiştirme ile ilgili 8 haftalık bir programımız var. Amerika'da bütün üniversitelerde kullanılan 'Mindfulness' felsefesini kullanıyorum. 'Mindhfulness', tıpta stres azaltmanın, insanlarda davranış değişikliğini motive etmenin en önemli ve en etkin yolu. Çok değişik alanlarda kullanılıyor. Biz 'Mindfulness'ı Türkiye'de yaşam biçimi değiştirmek, daha sağlıklı beslenmek, daha iyi hareket etmek, stresten uzak durmak amacıyla program oluşturduk. Programın adı, 'Cognita'. Bu programda 8 haftalık yaşam biçimi değişikliği sistemleri uyguluyoruz'' şeklinde konuştu.

'' Stres, bizi hastalığın kucağına iten en önemli faktör''
Stresin hayatımıza olumsuz etkisini altını çizen Prof. Dr. Damcı, ''Stres hayatımızı kısaltan, yaşamımızın kalitesini bozan, bizi hastalıkların kucağına iten en önemli faktör. Günümüzde hayatta çok yoğun bir tempo var. Stres bizim sağlımızı ekliyor. Stresten uzaklaşmanın yolu, başka bir yere kaçmak, bir tatil yerine kaçmak ve oraya yerleşmek değil. Bu hayatımızın içinde stresten korunabiliriz. Stresi daha az algılayıp, onun sağlımıza olumsuz etki etmesini engelleyebiliriz'' dedi.
Tıp bütünseldir. Yalnız doktorlarla, başka sağlık profesyonelleriyle yürütülebilecek bir süreç değildir diyen Prof. Dr. Damcı,''Bunların önemi var ama bizim işbirliği yapmamız gerekiyor. Eczacılar, doktorlar, sağlık profesyonelleri, hemşireler, diyetisyenler ve spor uzmanları; iş birliği yapmaları gerekiyor. Bu tür kongreler bunun için harika bir fırsat. Bir başlangıç olur diye düşünüyorum. Bu iş birliği bizim için büyük bir eksiklik. Bunu gerçekleştirebilirsek insanlar daha fazla katkıda bulunabiliriz diye düşünüyorum'' ifadelerini kullandı.

''Mikrobiyota sağlıklı olmamızın temel unsurudur''
'Geleceğin Mikrobiyota Hali' panelinde konuşan Prof. Dr. Ener Çağrı Dinleyici, '' Mikrobiyata bizim bağırsağımızda yaşayan bakteriler ve diğer canlılardan oluşturduğumuz ortak yaşam biçimidir. Mikrobiyota sağlıklı olmamızın temel unsurudur. Mikrobiyatamızı ne kadar koruyabilirsek ve ne kadar sağlıklı olmasını sağlayabilirsek, o kadar uzun vadede hastalıklara karşı önlem almış oluyoruz. Son 10 yıl bize şunu gösterdi ki: Mikrobiyatanın bütünlüğü zaman içinde bozulursa başta obezite, şişmanlık, alerjik hastalıklar, otoimmüm hastalıklar ve bazı psikiyatrik rahatsızlıklarda artma olmaktadır. Bunu koruyabilmek için temel yapabileceklerimiz; normal doğumun özendirilmesi, anne sütünü beslenmeye eklenmesi, akılcı antibiyotik kullanımı ve yaşam koşullarında doğala dönülmesidir’’ şeklinde konuştu. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.