ASAYİŞ - 02 Eylül 2015 Çarşamba 11:09

Genç kızın yardım çığlığı

A
A
A
Genç kızın yardım çığlığı

Alanya ilçesinde, erkek arkadaşı tarafından darp edildiğini ve dayak yediğini belirten 22 yaşındaki Kübra Yılmaz, kendi adına internet sitesi açarak olayın görüntülerini sosyal medyada paylaştı.

Alanya’da yaşayan 22 yaşındaki Kübra Yılmaz, eski sevgilisi Serdar D’den gördüğünü iddia ettiği şiddeti güvenlik kamera kaydı ve fotoğraflar eşliğinde kendi blog sayfasında anlattı. Blog sayfasında paylaşımlarıyla eski sevgilisinden gördüğü şiddeti ve çaresizliğini paylaşan genç kız, "Bu yazıyı buraya yazmamın bir ikinci nedeni eğer bugün evden dışarı markete giderken, sokakta öldürülürsem ya da yine darp edilirsem ve eve gelemeden morga gidersem, beni öldüren katilimi bilin, çünkü defalarca gittiğim jandarma karakolu beni ciddiye almadı, bana yardım etmedi" diye yazdı.

APARTMANIN ÖNÜNDE DARP EDİLDİM
Günlerdir evden dışarı çıkamadığını, geçen hafta oturduğu apartmanın önünde dövüldüğünü belirten Yılmaz, şöyle konuştu: “Jandarma hiçbir şey yapmadı. Kamera kayıtlarını almalarını istedim ama almadılar. Beni darp eden adamı nezarethaneye koymadılar ve hatta ifadesini bile almadılar. Mahkemeye bile çıkmadı. Bana aylardır yaptığı tüm kötülüklerin hesabını vermedi."

Ailesinin yurt dışında kendisinin Alanya’da yalnız yaşadığını belirten Kübra Yılmaz, şunları söyledi: “Geçen yıl tanıştığım Serdar D. eski erkek arkadaşım. Kendisinden ayrılmama rağmen benim peşimi bırakmıyor. Beni dışarıda darp ediyor, hakaretler ve tehditler ediyor, evime zorla giriyor, beni rehin alıyor evimde, taciz ediyor, telefonumu ve paramı çalıyor, kapıyı açmadığım için kapımın önüne işeyip gidiyor. Artık tahammül edemiyorum hiçbir şeye. Serdar D. denetimli serbestlikte olduğu için ve haftanın birkaç günü karakola gidip imza attığı için oradaki komutanları tanıdığı için, ona kimse bir şey demiyor. Adliyeye bile korkudan gidemiyorum çünkü sürekli dışarıda beni bekliyor."

BENİ ÖLDÜREN KATİLİMİ BİLİN
'Alanya'da bir kadına işkence' başlığıyla yazdığı blogunda Kübra Yılmaz, "Eğer bugün evden dışarı markete giderken, sokakta öldürülürsem ya da yine darp edilirsem ve eve gelemeden morga gidersem, beni öldüren katilimi bilin, çünkü defalarca gittiğim jandarma karakolu beni ciddiye almadı, bana yardım etmedi." 

RIZA YANIK
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.