SAĞLIK - 27 Şubat 2017 Pazartesi 13:15

Gizli tehlike ‘hipertansiyon’

A
A
A
Gizli tehlike ‘hipertansiyon’

Tekirdağ Özel Star Medica Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Sema Halhallı, verilere göre, Türkiye’de 18 yaş üstü bireylerde nüfusun yüzde 30’unda, yani yaklaşık 20 milyon kişide hipertansiyon olduğunu, dünya genelinde ise yüksek kan basıncı ve hipertansiyon nedeniyle her yıl 10 milyon insanın hayatını kaybettiğini belirtti.

Uzm. Dr. Sema Halhallı, vücutta dolaşımı sağlayan etkenin kan basıncı olduğunu, dolayısıyla her insanda kan basıncı bulunduğunu ifade ederek, “Kan basıncının belli sınırlar içerisinde olması gerekir. Çocukluk yaş grubu hariç, genç erişkinlerde ve erişkinlerde büyük kan basıncının (sistolik kan basıncı) 120 mm/civanın altında, küçük kan basıncının (diyastolik kan basıncı) 80 mm/civanın altında olması gerekir. Büyük kan basıncının 140 mm/civanın üzerine çıkması halinde veya küçük tansiyonun 90 mm/civanın üzerine çıkması halinde yüksek tansiyon hastalığından bahsedilebilir” dedi.

Türkiye’de ve dünyada birçok insanın hipertansiyon riski yaşadığını anlatan Halhallı, “Türkiye’de, 2012 yılı verilerine göre 18 yaş üstü bireylerde nüfusun yüzde 30’unun yani 20 milyon kişinin hipertansiyon olduğu, dünya genelinde yüksek kan basıncı ve hipertansiyon nedeniyle her yıl 10 milyon insanın hayatını kaybettiği gösterilmiştir. Bu nedenle yüksek tansiyon hastaları için günlük tansiyon ölçümü ve kontrolü hayat kurtarıcıdır” şeklinde konuştu.

Yüksek kan basıncı hangi organı nasıl etkiler?

Hipertansiyonun başta kalp damar hastalıkları olmak üzere, böbrek yetmezliği, görme kaybı, hatta felç gibi ölümcül sonuçlara yol açabilen tehlikeli bir hastalık olduğunun altını çizen Halhallı, “Ciddi sağlık sorunlarının oluşmasının en büyük nedeni kişilerin ilaçlarını yarım bırakmaları, yaşam alışkanlıklarına dikkat etmemeleridir. Hipertansiyon, damar tıkanıklığı yapabilir, kalp kasında kalınlaşmaya neden olabilir, kalpten çıkan ana damarın genişlemesine yol açabilir. Gözde küçük kılcal damarlarda kanamalara neden olup, kalıcı görme kaybına ve körlüğe yol açabilir. Küçük kılcal damarlarda ve beyinde kanamaya neden olabilir. Ayrıca beyin damarlarında tıkanıklık yapabilir. Böbrek yetersizliğine neden olabilir. Böbreklerde yumak halinde kan damarları vardır. Kan basıncı yükselince bu damarlar hasar görebilir. Böbreklerde kanı süzme görevi yapan kılcal damarlar olumsuz etkilenebilir” ifadelerini kullandı.

Nasıl tedavi edilir?

Yüksek tansiyon hastalığının tedavisinde iki temel yöntem bulunduğunu aktaran Uzm. Dr. Sema Halhallı, bu yöntemlerin yaşam tarzı değişikliği ve ilaç tedavisi olduğunu söyledi. Halhallı, açıklamalarına şöyle devam etti:

“Tansiyon hangi aşamada başlamış olursa olsun yaşam tarzı değişiklikleri ilk tedavi yöntemidir. Özellikle hasta fazla kilolu ise kilonun azaltılması tansiyon üzerinde en çok etki oluşturacak tedavi yöntemlerinden biridir. Yaklaşık olarak verilen her 10 kilo tansiyon rakamını 1 puan yani 10 mm/civa hem büyükten hem de küçükten düşürebilmektedir. Diyetin düzenlenmesi, diyet kalitesinin artırılması, hayvansal gıdaların azaltılması ve sebze/meyve tüketimi önemlidir. Diyette en önemli madde tuz tüketiminin azaltılmasıdır. Düzenli egzersiz de kan basıncını düşürmede etkilidir. Yaşam tarzı değişikliği, tuzu azaltma, düzenli spor, ideal kiloya ulaşma, sigara ve alkolden uzaklaşma ve hipertansiyon diyetini kapsar. Yaşam tarzı değişikliklerine dikkat edilmezse antihipertansif ilaçların da etkisi çok azalır veya ortadan kalkar. Hipertansiyon tedavisi ancak sağlıklı bir hasta-hekim ilişkisiyle mümkün olabilir. İlaç tedavisinde kullanılan çok sayıda ilaç vardır. Birçok hasta kan basıncı ilaçlarla kontrol altına alındığında, kendilerini rahatsız eden baş ağrısı, nefes darlığı ve çarpıntı gibi yakınmalar ortadan kalktığında veya ilacı bittiğinde ilaç tedavisini yarıda bırakabiliyor. Oysa kısa süreli bile olsa tedaviye kesinlikle ara verilmemeli. Çünkü tedavide amaç sadece hastayı o dönemde rahatsız eden yakınmaları gidermek değil, aynı zamanda hedef organ hasarını önleyerek veya geri çevirerek kalıcı sakatlık ve ölümleri azaltmak. Hipertansiyonun büyük olasılıkla ömür boyu eşlik edeceği unutulmamalı. İlacın ani bırakılması, tansiyon değerlerinde ani yükselmeye ve kalıcı sağlık sorunlarına yol açabilir. Yüksek tansiyonu ciddiye almamak yapılan en büyük hatalardan biridir. Kan basıncı yüksekliğini sadece strese (gerginliğe) bağlayıp tansiyon ilacı kullanmamak yanlıştır. Oysa hipertansiyon sinsi bir hastalıktır. Sadece büyük tansiyonu dikkate almamak gerekir. Küçük tansiyon da kontrol altına alınmadığında damarın hasara uğrama riski devam edebilir. Özellikle kalp damarları, küçük tansiyonda yüksek basınca maruz kalır. Hipertansiyon tedavisi ancak sağlıklı bir hasta-hekim ilişkisiyle mümkün olabilir.” 

Yakup Güler
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.