GÜNDEM - 18 Kasım 2018 Pazar 09:59

Gök taşının bir gramı bile 2 milyar dolar ediyor

A
A
A
Gök taşının bir gramı bile 2 milyar dolar ediyor

Türk bilim insanı Doç. Dr. Ozan Ünsalan, değeri milyarlarca dolar olan gök taşlarından koleksiyon yaptı.

Sadece bir gramı bile 2 milyar dolar eden ve her gün arazide gök taşı arayıp bulmaya çalışan insanlar olduğunu söyleyen Doç. Dr. Ünsalan, vatandaşların normal taş ile gök taşını ayırmaları için önemli uyarılarda bulundu. 

Gök taşları ile 7 yıl önce üzerinde bazı analizler yapması için kendisine verilen gök taşı parçası sayesinde tanışan Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ozan Ünsalan, o günden sonra gök taşlarına ilgi duymaya başladığını dile getirdi. Bingöl'e 3 yıl önce düşen gök taşı parçaları üzerinde NASA'daki bilim insanlarıyla da çalışan Doç. Dr. Ünsalan, gök taşına olan ilgisini koleksiyona dönüştürdü.

Bilimsel açıdan 1 gramı 2 milyar dolar 

Yaklaşık 1 gram civarından 1 kilograma kadar gök taşları olduğunu belirten Doç. Dr. Ünsalan, bilimsel açıdan bakıldığında sadece bir gramının 2 milyar doları bulabileceğini söyledi. Koleksiyonunda ABD'den Arjantin'e, Çin’den Fas'a, Antarktika'dan Avusturalya’ya, Türkiye’deki birkaç bölge ile birlikte farklı coğrafyalara düşen gök taşlarına ait parçalar olduğunu belirten Doç. Dr. Ünsalan, "En 2 milyar dolarlık gök taşı var. Bunlar bize çok uzaklardan gelen misafirler, yaklaşık 300 milyon kilometreler mertebesinde uzaklıktan geliyor. Dolayısıyla ne kadar uzak olduğunu hayal edin. Bu yüzden hiçbir fiyat biçemeyiz. İlle de biçeceksek bilimsel açıdan sadece bir tanesinin bir gramı 2 milyar dolar eder” dedi.

Saniyede 60 kilometre hızla atmosfere giriyor 

Gök taşlarının atmosfere saniyede 60 kilometre hızla girdiğini ve bu hız nedeniyle oluşan sürtünme sonucu yüzeyinde oluşan sıcaklıklarla şekil değiştirdiğini anlatan Doç. Dr. Ünsalan, "Bir saniyede 60 kilometre hızla evinize gittiğinizi düşünün. 60 kilometre ötede oturuyorsunuz ve bir saniyede evinize ulaştığınızı düşünün. Atmosfere bu hızlarla giriyor dolayısıyla maruz kaldığı ısıyı düşünecek olursak, bu taşların ne kadar çetin bir ortamda kaldığını görmüş oluyoruz” ifadelerini kullandı.

“Hemen analize göndermeyin” 

2015 tarihinde Bingöl Sarıçiçek’e düşen gök taşının ardından birçok kişinin maddi anlamda kazanımlar elde etmesinin dikkat çektiğini hatırlatan Doç. Dr. Ünsalan, “Bu olaydan sonra bu konuya ilgi oldukça arttı. Neredeyse günde onlarca mesaj, mail almaya başladım. ‘Araziye çıkayım gök taşı bulayım’ demek bir yöntem olmakla beraber, tabii ki bulabilirsiniz ama ömrünüz boyunca yüzde 1’den düşük bir ihtimalle bulabilirsiniz. Bu bilinen bir gerçek. Vatandaşlarımız şu yanlışı yapıyor; araziye çıkıp ‘gök taşı var mı yok mu’ diye araştırmaya başlıyorlar. Özelikle yaz aylarında bu durum artıyor. Diyelim ki bir örnek taş buldular ve bunu hemen ücret karşılığında analize gönderiyorlar. Ama önce bir mail atmalarını öneriyorum. Baktığımızda bir bulgu görüyorsak analize gönderebiliriz ama hemen ‘gök taşı mı değil mi’ diye analize göndermeyin. Biz de yapılan en büyük yanlışlardan biri bu, o yüzden özellikle söylüyorum” diye konuştu.

Gök taşı olması için 3 önemli özellik 

Gök taşlarını uzman kişilerin bile zorlukla ayırt edebileceği ancak belli kıstaslar hakkında vatandaşları aydınlatan Doç. Dr. Ünsalan, "Bulunan bir gök taşının öncelikle bir gözle ayırt edilmesi gerekiyor. Bu da uzun yıllar çalışmayı gerektiriyor. Her jeolojiyle ilgili alanda veya fizik alanında ihtisaslaşmış kişinin bile bunu görmesi çok zor. Üç özelliğe dikkat edebilirler; birincisi dışı yanık kabuk, ikincisi parmak izi şekilli girintiler ve üçüncüsü de iç kısmı ile dış kısmının birbirinden farklılık göstermesi gerekiyor” dedi.  

Mihrap Düzöz - Halil Karahan
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Unutulmaya yüz tutmuş gomalak ustalığını 43 yıldır İstanbul’da yapıyor Birçok insanın ismini dahi bilmediği unutulmaya yüz tutmuş Gomalak ustalığını 43 yıldır yapan Ayhan Kaymak, “bir yer açıp insanlara gomalak öğretmek bundan sonraki amacım bu olacak. İnsanlara bu mesleği öğreteceğim” dedi. Teknolojiye yenilen mesleklerin başında Gomalak Ustalığının gelmesi ile biliniyor. Antik ürünlere olan rağbetin ve o ürünleri yenileme yöntemlerinin değişmesi ile bazılarının ismini dahi duymadığı kaybolmaya yüz tutmuş Gomalak Ustalığının son temsilcilerinden Ayhan Kaymak 43 yıldır bu işi yapıyor. Ayasofya Kebir Cami’nin türbe kısmındaki kapıların cila işlemlerini yapan usta bundan sonra mesleğini gençlere öğreteceği bir atölye kurmak istiyor. Afrika’da bir böceğin dışkısı ile bazı kimyasalların karışımı sonucu elde edilen gomalak, alkol ve bazen boya ile uygulanıyor. Ahşaptan üretilen malzemeler ile ortaya çıkan eşyalar. İlk önce eski kaplamalarından arındırılıyor. Daha sonra zımparalanıp gomalak özenle ahşap yüzeye uygulanıyor. Zahmetli ve bir o kadar uğraştıran mesleğin yapanların sayısı her geçen gün azalıyor. 43 yıllık gomalak ustası Ayhan Kaymak İstanbul’da mesleğin son temsilcilerinden. “Gerçekte bu işi bilen çok fazla kişi yok” 43 yıldır Gomalak ustası Ayhan kaymak , “1965 Erzincan’da doğdum. 1981 yılında Kule dibinde bitpazarında gomalak işine başladık. Bizim işimiz genelde eski ürünler ile uğraşmak. Eski mobilyaları alıyoruz tamirini cilasına bakımını yapıyoruz. Yenileyerek tekrar müşteriye teslim ediyoruz. Gomalak şöyle üretiliyor, Afrika tarafında bir böceği dışkısı ile birleşip içerisine bazı maddeler katıp yapılan bir ciladır. Eski usul bir cila yöntemidir. Gomalak ahşabın tamamen orijinalini gösterir renksiz bir ciladır. İstediğimiz zaman renkleri biz katıyoruz. Gerçekte bu işi bilen çok fazla kişi yoktur. Bizim ustalarımız vefat etti bir tek bizim yaşıtlarımız kaldı. Bu işi seversen güzel yaparsın. Ben bu mesleği çok insanlara tanıttım” dedi. “İnsanlara bu mesleği öğreteceğim” Birçok önemli tarihi yapıda çalıştığını belirten kaymak, “20 sene evvel Ayasofya Caminin türbe kısmındaki bütün kapılarını ben yenilemiştim. Abdülhamit Han’ın türbesini kapılarını da ben yaptım. Yurt dışına çok fazla eşya yapıp gönderiyorum. Abdülhamit Han türbesi yaparken benim ecdadım burayı yapmış ben bunla ayakta dursun duyguları ile yaptım ve hiçbir detaydan çekinmedim araştırdım nasıl daha iyi yapabilirim. Tatile gittiğim zaman bile ben ilk önce gidip eski eşyalara bakıyorum eski ustaların yaptığı malzemelere bakıyorum. Ama gençlere bunu anlatamadık. Kafamda başka bir proje var bir yer açıp insanlara gomalak öğretmek bundan sonraki amacım bu olacak. İnsanlara bu mesleği öğreteceğim” diye sözlerini tamamladı.
Kayseri Başkan Çolakbayrakdar: “Kayseri, Türkiye’nin yeni merkezi olacak” Kocasinan Belediye Başkanı ve Başkan Adayı Ahmet Çolakbayrakdar’ın vizyon projelerinden biri olan ve Kayseri’nin denizi olarak adlandırılan Yamula Barajına kazandırdığı kano ve yelken tesisinde geri sayım başladı. Anadolu’nun ortasında bir şehirden su sporlarının her çeşidinin yapılacağı muhteşem bir merkez yaptıklarını belirten Başkan Çolakbayrakdar, Kayseri, tesis sayesinde su sporlarının merkezi olacağını söyledi. Doğa yürüyüşü, tekne turu, bungalov evler ve piknik alanlarıyla vatandaşların akınına uğrayan Kuşçu Marina, yapılan hizmetlerle turizmin cennetlerinden biri olmaya emin adımlarla ilerliyor. Son olarak Yamula Barajına kano ve yelken sporları için tesis kazandıran Başkan Çolakbayrakdar, yapılan yatırımlar sayesinde Kayserililerin eşsiz manzarayı keyifle seyrettiği Kuşçu’ya ayrı bir güzellik kattıklarını vurguladı. “Ulusal ve uluslararası organizasyonlara ev sahipliği yapacağız” Ulusal ve uluslararası dev organizasyonlara ev sahipliği yapacaklarının altını çizen Başkan Çolakbayrakdar, “Öncelikle Yamula Barajı’nın bugünlere gelmesinde emekleri olan herkese teşekkür ediyorum. Özellikle rutin belediye hizmetlerinin yanı sıra sosyal ve kültürel belediyecilik anlayışına yenilikler kazandırıyoruz. Vatandaşlarımızı günün yorgunluğundan kurtarabilmek için sosyal mekanlar yapıyoruz. Bunlardan birisi ise Kuşçu Bölgesidir. Maviyle yeşilin bir arada olduğu Kuşçu’nun şehrin sosyal yaşantısını renklendirmesini ve hobi mekanı olmasını sağlamak için yoğun gayret gösteriyoruz. Bu çerçevede Kuşçu’ya, Tatil köyü kurduk ve piknik alanları gibi değişik sosyal mekanlar ve imkanlar oluşturduk. Vatandaşlar, burada teknede gezinti yapıp, havuzda yüzüp, daha sonra seyir terasında eşsiz manzara eşliğinde yemek yeme imkanı bulabiliyor. Motor tutkunları, bisiklet severler ve olta balıkçıları için özel çalışmalar yapıyoruz. Son olarak Kuşçu bölgesinde yaptığımız su sporları merkezimizin açılışına geri sayım başladı. Yamula Barajı’mızın hemen yanı başında bulunan tesisle gençlerimizin ve su sporlara ilgi duyan vatandaşlarımızın yelken, kano ve kürek gibi sporlarla buluşturacağız. Kayseri’de ilk defa yapılan Türkiye Su Jeti ve Flyboard Şampiyonası’na ev sahipliği yapmıştık ve yine ulusal ve uluslararası dev organizasyonlara ev sahipliği yapacağız. Bundan sonra böyle bir merkezle çok fazla organizasyonu Kuşçu’da yapmış olacağız” ifadelerini kullandı. Başkan Çolakbayrakdar, su sporları merkeziyle Türkiye’ye şampiyon sporcular yetiştireceklerini sözlerine ekledi.