DÜNYA - 18 Nisan 2015 Cumartesi 15:53

‘Deli dana ile ilgili kesin tanı konulmuş değil’

A
A
A
‘Deli dana ile ilgili kesin tanı konulmuş değil’

KKTC Sağlık Bakanı Ahmet Gülle, ülkede yaşanan deli dana şüphesi nedeniyle düzenlediği basın toplantısında, “Bu hastalıkla ilgili henüz daha yüzde 100 kesin tanılar konulmuş değildir. Bununla ilgili gerekli çalışmalar yapılıyor” dedi.

KKTC Sağlık Bakanı Ahmet Gülle, beraberindeki uzman heyetle bugün düzenlediği basın toplantısında halk arasında “deli dana” olarak bilinen hastalık konusuna açıklık getirdi. Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Ramadan Kamiloğlu, Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Nöroloji Klinik Şefi Dr. Sıla Usar İncirli ile bakanlık yetkililerinin hazır bulunduğu basın toplantısında konuşan Gülle, son günlerde gündemde bulunan “deli dana” hastalığı ile ilgili daha ayrıntılı bilgi vermek amacıyla basın toplantısı düzenlediklerini belirterek, konunun uzmanlar ve hastane nörologları tarafında titizlikle incelendiğini kaydetti. Bilimsel çalışmaların devam ettiğine işaret eden Gülle, önemli olanın hastalığın yakından takip edilerek, bilinmesi ve gerekli önlemlerin alınması olduğunu söyledi. Bakan Gülle, insandan insana bulaşma gibi panik yaratacak durumun var olduğuna dair bir algının oluşmasını istemediklerini kaydederek, “Bu tür hastalıklar dünyada olduğu gibi ülkemizde de her yerde vardır. Zaman zaman belli aralarla olabilir. Önemli olan bunların takip edilebiliyor olması, biliniyor olması ve gerekli önlemlerin alınıyor olmasıdır. Bu hastalıkla ilgili henüz daha yüzde 100 kesin tanılar konulmuş değildir. Bununla ilgili gerekli çalışmalar yapılıyor” dedi.

“KORKULACAK, PANİK YARATILACAK DURUM YOK”

Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Nöroloji Klinik Şefi Dr. Sıla Usar İncirli, önemli olanın hastalıktan korkulması değil, tanınması ve tanı konulması olduğunu söyledi. Ülkede korkulacak ve panik yaratılacak bir durum olmadığına işaret eden İncirli, hastalıkta artışın da söz konusu olmadığını vurguladı. Hastalığın salgın olmadan da dünyanın herhangi bir yerinde görülebileceğine dikkat çeken İncirli, hastalığın çok yaygın olmadığını belirtti. Ön tanısı koyulan hastaların yakın bir zamanda hastaneye başvurduğunu ifade eden Sıla Usar İncirli, “Bu hastaların birbirleri ile ilgileri yoktur. Ülkenin farklı yerlerinde yaşıyorlar, farklı sosyo ekonomik düzeyde olan kişiler, farklı meslek sahibi olan kişiler. Dolayısıyla bu hastaların birbirleriyle ilişkileri olduğunu söylememiz mümkün değil” diye konuştu. 

Kesin tanı konulmadığına dikkat çeken İncirli, yapılan yardımcı testlerde bu hastalığı düşündüren bulgulara rastlanıldığına dikkat çekerek, “Hastalarımızdan birini ne yazık ki kaybettik, buradan ailesine de başsağlığı diliyoruz. Bu kayıp hastadan doku örneği aldık, bu doku örneğini de yurt dışına gönderdik Sağlık Bakanlığımız aracılığıyla. Bunun tetkik edilmesi sonucunda kesin tanıya ulaşmamız mümkün olabilecek. Sadece şüphe durumudur, kesin tanı söz konusu değil” ifadelerini kullandı. 

İncirli, hastalığın yüzde 85-90 kendiliğinden olabileceğini ifade ederek, “Kendiliğinden olan hastalıktır. Vücudun kendisinin yaptığı bir şeydir. Dolayısıyla herhangi bir şeyi yemekle ya da herhangi bir yerden bulaşma olmaz sıklıkla” dedi. 

Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Ramadan Kamiloğlu da, toplumda bazı şeyleri abartma alışkanlığı olduğunu belirterek, “deli dana” konusunun abartıldığını söyledi. Kamiloğlu, ülkede bir salgın olmadığına vurgu yaparak, hastalığın kişiden kişiye de geçmediğini yineledi. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Dışişleri Bakanlığından ABD Dışişleri Bakanlığınca Yayımlanan 2023 İnsan Hakları Raporu’na tepki Dışişleri Bakanlığı, ABD Dışişleri Bakanlığınca Yayımlanan 2023 İnsan Hakları Raporu hakkında “Asılsız iddialara, gerçek dışı bilgilere ve önyargılı yorumlara yer verilmektedir” açıklamalarında bulundu. Dışişleri Bakanlığı, ABD Dışişleri Bakanlığınca Yayımlanan 2023 İnsan Hakları Raporu hakkında açıklama yaptı. Açıklamada, ABD Dışişleri Bakanlığının 22 Nisan 2024 tarihinde yayımladığı ve 200’e yakın ülke hakkında bölümler içeren “2023 İnsan Hakları Raporu”nda, geçmiş yıllarda olduğu gibi, Türkiye’ye yönelik asılsız iddialara, gerçek dışı bilgilere ve önyargılı yorumlara yer verildiği belirtildi. Bu yıl da kaynağı belirsiz iddialar ile terör örgütleriyle iltisaklı çevrelerin söylemleri temelinde hazırlanmış olan bu rapora itibar etmediğimizin bir kez daha vurgulandığı açıklamada, “Ülkemiz, demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü ilkelerine bağlılığını, karşı karşıya bulunduğu çok yönlü ve ağır terör tehditlerine rağmen kararlılıkla sürdürmektedir. Meşru müdafaa hakkımız temelinde yürüttüğümüz terörle mücadele operasyonları tamamen terörist unsurlar ile bunların terör faaliyetlerinde kullandıkları yeteneklere yöneliktir. ABD’nin, terörün her türüne karşı sürdürdüğümüz haklı ve meşru mücadelenin kapsamını iyi bilen bir müttefik olarak gerçekleri çarpıtan tutarsız iddialarda ısrarını anlamak mümkün değildir” ifadelerine yer verildi. Ayrıca raporda, Gazze’de devam eden ve yalnızca Filistin halkının asli haklarına değil aynı zamanda tüm insanlığın ortak değerlerine büyük bir darbe vuran insanlık dışı saldırılara layıkıyla yer verilmemesini büyük endişeyle karşılandığı ifade edildiği açıklamada, sözkonusu raporun tarafsızlık ve objektiflikten uzak bir şekilde, siyasi saiklerle hazırlandığını açıkça gösterdiği aktarıldı. Açıklamada, ABD’nin insan hakları konusunda kendi siciline odaklanması ve terör örgütleriyle kurduğu ortaklıklar ile insan hakları konusunda izlediği çifte standartlı politikayı sonlandırması çağrımızı yinelendiğinin altı çizildi.