SAĞLIK - 14 Eylül 2017 Perşembe 11:19

Hacamatta merdiven altına dikkat

A
A
A
Hacamatta merdiven altına dikkat

Hacamatın aslında vücutta birikmiş toksinleri ciltten vakum ile alınması olduğunu söyleyen Dr. Mustafa Eraslan, "Biz 40 günlük bebekten, 70-80 yaşında ki insanlara kadar uyguluyoruz" dedi.

Türkiye halkının hacamatı uzun bir süre unuttuğunu söyleyen Dr. Mustafa Eraslan son zamanlarda Micheal Phelps, Neymar gibi dünyaca ünlü sporcuların ve bizim milli sporcularımızın vücutlarına hacamat yapmasıyla birlikte gündeme geldiğini kaydederek, "Biz hacamatı ikiye ayırıyoruz. Bir tanesi koruyucu hacamat, kişi hasta olmadan önce yılın belli dönemlerinde yani mevsim dönüşlerinde yılda 2 veya 4 kez yapılan hacamattır. Birde her hastalık için yapılan hacamat vardır. Bizim içinde önemli olan hacamat şekli budur. Her hastalıkta aynı akupunkturda olduğu gibi hacamat bölgeleri ve tedavileri vardır" dedi.

Hacamatı 40 günlük bebekten, 70-80 yaşındaki insanlara kadar uyguladıklarını belirten Eraslan, "Çocukların gelişmesinde engel varsa, iştahsızlık yaşıyorsa hızlı bir şekilde toparlıyor. Yetişkinlerde ise yukarıdan aşağıya; Migren, Alzheimer, unutkanlık ve hafızada, Hiperaktivite, panikatak, kalp yetmezliği, damar tıkanıklığı, özellikle varislerde kısaca aklınıza gelebilecek bütün hastalıklarda hacamat bölgeleri vardır. Bel, boyun fıtıklarında, Fibromyalgia da hacamatı kullanıyoruz. Hamilelerde ve karın bölgesinde hacamatı yapmamız gerekir. Ense çukurunda yapmamız lazım çünkü oradaki basıncı arttırmamız gerekli. Kan hastalığı olanlarda hemofilisi vardır kan akışını durduramayabilirsiniz. Bazı hastalar kan sulandırıcı kullanıyorlar. Bu hastalarda hacamat yöntemini kullanmamak gerekir. Biz doktorların verdiği hiçbir tedaviye karışmayacağız. Doktorların vermiş olduğu ilaçlar dışında destek olmak amacıyla hacamatı yapacağız" şeklinde konuştu.

"Daha önce iğne yaptırmış olan birisi hacamatı yaptırabilir"

Hacamat aslında vücutta birikmiş toksinleri ciltten vakum ile alınması işleminin gerçekleşmesi olarak tanımlayan Eraslan, "Sizin kan damarınızdan aldığınız kan ile aynı anda hacamat kanı içerisindeki civa, katyum, kurşun yaklaşık 70 kattır. Daha önce iğne yaptırmış olan birisi hacamatı yaptırabilir. Hatta 'iğne gibi ağrıtmıyor' diyecektir. 10 ile 30 gün arasında kesikler ortadan kalkar ve kesinlikle iz kalmaz. Sağlık Bakanlığı belli sayıda doktora hacamat yapma izni verdi. Sebebi de şu ortamın kesinlikle steril olması lazım, hacamatın hangi bölgelere yapılacağını iyi bilmek gerekir. Bizim merdiven altı tabir ettiğimiz gruplarda steril olmayan jiletler ile hangi bölgelere yapılacağını bilmeden hacamatlar yapılıyor. Bizim tavsiyemiz doktor kliniklerinde hacamatın mutlaka yapılmasıdır.

Hacamatta mevsim dönüşlerinde ilkbahar, sonbahar ve kış,yaz olarak 2 veya 4 kez, ay takvimine göre ise ayların 17, 19, 21, 23'ünde yapılması uygundur. Çünkü bu sünnettir. Hastalık var ise bunun günü ayı ve saati yoktur. Hastalık oluştuğu dakikada hacamat yapabilirsiniz. Hz Muhammet buyuruyor ki "Ben hangi ümmete rastladıysam, hangi meleğe rastladıysam ümmetime hacamat yaptırmayı emretti. Şifa 3 şeydedir dedi. Birincisi hacamat, ikincisi dağlamak ve bal şerbetidir. Dağlamayı ümmetime tavsiye etmem" dedi. Şifalar içerisinde en hayırlısı ve faydalısı hacamattır. Biz hacamatı gündemimize sık sık getirmeli, kendimiz de yapmalıyız . Çoluk çocuk 7'den 70'e yapmalıyız" şeklinde konuştu.

"Biz anjiyoyu çektikten sonra damarlar tıkalı ise bazı bitkileri kullanmalıyız"

Eraslan, damar tıkanıklığı konusuna neden bu kadar önem verdiğini ise şöyle açıkladı: "Çünkü neredeyse hastalıkların tamamı ile ilgili olan bir olaydır. İnsan vücudunda yaklaşık 150 bin km damar bulunmaktadır. Damarlarımız kaç yaşındaysa aslında biz o yaştayız. Ölümlerin dünya genelinde yüzde 53'ü damar tıkanıklığından oluyor. Peki biz damar tıkanıklığına neden önem veriyoruz. Damar tıkandığında kişinin göğsünde ağrı oldu. Hemen bir anjiyo çekiyorlar. Sonuç olarak 2-3 tane damarın tıkalı olduğunu söylüyorlar. Kan sulandırıcı bazıları kasını güçlendirici ilaçlar veriyorlar. Onun dışında stent takıyorlar. Çok acil ise baypass yapılıyor. Burada fitoterapiyi gündeme sokmak gerekir.

Fitoterapi ile tıkanan damarların açılmasına yardımcı oluyoruz. Aslında biz anjiyoyu çektikten sonra damarlar tıkalı ise bazı bitkileri kullanmalıyız. Sonuç alamadığımızda stenti kullanmalı o da sonuç vermediyse baypass'ı kullanmalıyız. Bitkiler burada olmazsa olmaz. Bazen diyorlar bitki damarı açar mı? Sigara ve tütün damar tıkıyor mu? Tıkıyor. Bir bitkinin tıkadığına inanıyorsunuz başka bir bitkinin örneğin Trebulus'un açtığına inanmıyorsunuz. Bu son derece yanlış bir yaklaşımdır. Dünya üzerinde ne kadar doktor varsa gelsinler tıkalı damarların açıldığını onlara gösterebiliriz. Damarlarımız tıkandığında kişiler sıkıntıdaysa ne korksun, ne de üzülsün. Tıkalı damarların biz çaresini biliyoruz. Hasta gelir diyabeti vardır. Gözlerinde görme problemi oluşmuştur. Damarını açarsanız görmeye başlar. Diyalize girmek üzeredir, damarlarını açarak böbreklerin çalışmasını sağlarsınız. Kişinin sperm sayısı ve hareketi yetersizdir. Damar açılımı ile sperm sayısı artmış ve kısırlık ortadan kalkmış olacaktır . Damarın tıkanması her hastalıkla ilgilidir" ifadelerini kullandı.

"Kanserdeki yaklaşımı külliyen reddediyorum"

Kanserde tüm dünyada bir teori olduğunu belirten Eraslan, "Bir tane hücremiz içeriden veya dışarıdan radyasyon gibi etkenle sınırsız bir şekilde genetik yapısı bozuluyor ve çoğalıyorlar. Yaklaşık 100 sene önce söylenmiş bir teoridir. Bütün tedavi metotları radyoterapi, kemoterapi ve cerrahi müdahaleler ile ilaçlar bu hücrenin sınırsız çoğalmasına yönelik teoriye göredir. Peki kaç tane sınırsız çoğalmış, genetiği bozulmuş hücre göstermişler? Öyle bir şey yok. Yani, kanserdeki yaklaşımı külliyen reddediyorum. Kanser hücrelerin genetik yapıların bozulması ve buna bağlı çoğalması değildir. Kanser; vücutta bir susuzluk ve kuruma var, hücreler oksijenli solunumdan oksijensiz solunuma geçiyorlar. Kendilerini fermante edip enerjilerini elde ediyorlar ve kendini korumak istiyorlar. Nesnenin devamı için hiç durmadan çoğalıyor. Bizim yapacak olduğumuz kanserde buna yönelik tedavi ortamından alsilikten alkaliğe çevireceksiniz. Hücrenin iyi oksijenlenmesini sağlayacaksınız. Kanser kısa sürede ortadan kalkacaktır. Bütün kanser hastalarına sesleniyorum. Kanserin kısa sürede toparlandığını biliyorum. Hastalarımdan da görüyorum tedavi edilemeyecek bir hastalık değil, tek sıkıntı kanserin oluş mekanizmasını dünya genelinde çok kimsenin bilmemesidir" şeklinde konuştu. 

Fatih Gavuz
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.