GÜNDEM - 30 Ağustos 2015 Pazar 18:04

Hafta boyunca yaşanan gelişmeleri 1 dakikanızı ayırarak öğrenmek ister misiniz?

A
A
A
Hafta boyunca yaşanan gelişmeleri 1 dakikanızı ayırarak öğrenmek ister misiniz?

24-30 Ağustos 2015 tarihleri arasında ülkemizde ve dünyada yaşanan gelişmeleri sizin için derledik. İşte nefes kesen bir haftaya geri bakış:

Türkiye haftaya acı bir haberlerle başladı. Artvin’de yaşanan sel felaketinde 8 kişi hayatını kaybetti.

Kamuoyunun gündemini Artvin’de yaşanan sel meşgul ederken Kandil’den HDP’nin silah bırakın çağrısına yanıt geldi. Bir açıklama yapan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı teröristbaşı Cemil Bayık, tek taraflı silah bırakılmayacağını söyledi.

Salı gününün gündemi ise Erdoğan-Davutoğlu görüşmesi, Duran Kalkan’ın açıklaması ve Aksaray esnafı oldu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu bir görüşme gerçekleştirdi. 5 saatlik zirvenin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Davutoğlu'nu seçim hükümeti için görevlendirdi.

Öte yandan HDP’nin silah bırak çağrısının eskiye ait bir açıklama olduğunu belirten PKK yöneticisi Duran Kalkan ise HDP’yi sert bir dille eleştirerek silah bırakmayacaklarını açıkladı.
Günün hatta haftanın en çok konuşulan konusu ise Aksaray esnafını döven İrlandalı turist oldu. Dolaptaki suları döktüğü için 15 kişinin dövmeye çalıştığı İrlandalı turist boksör çıkınca esnaf bir güzel dayak yedi.

Çarşamba gününün konusu Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yeni Bakanlık kabinesi için gönderdiği mektuplar oldu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından geçici seçim hükümetini kurmakla görevlendirilen Başbakan Ahmet Davutoğlu, CHP, MHP ve HDP'ye bakanlık teklif mektuplarını gönderdi. MHP ve CHP bu çağrıya olumlu yanıt vermezken, MHP’li Tuğrul Türkeş’in “evet” demesi parti içinde büyük krize neden oldu.

Perşembe günü, Argetus Araştırma'nın son yaptığı anket açıklandı. Ankette AK Parti ve CHP'nin oylarında artış gözükürken MHP ve HDP'de düşüş gözüktü.

Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde, güvenlik güçlerinin bölücü terör örgütü PKK'ya yönelik düzenlediği operasyonlarda 18 terörist öldürüldü.

Cuma günü haftanın en yoğun günü oldu. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yeni bakanlık kabinesini açıkladığı listede sürpriz isimler vardı. Eski Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Yalçın Topçu’nun Kültür ve Turizm Bakanı olduğu yeni kabinede, HDP'li Ali Haydar Avrupa Birliği Bakanı, MHP’li Tuğrul Türkeş Başbakan Yardımcısı oldu. Öte yandan Ayşen Gürcan ilk başörtülü bakan oldu.
Vekillerinin Yüksekova'ya giremediğini söyleyen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş "Kürtler özerklik istemesin de ne yapsın? Orada fazlalık olan validir" dedi. Demirtaş’ın bu sözü büyük tepki topladı.
Hafta sonuna 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları damga vurdu. Ülkenin dört bir yanında coşkuyla kutlanan Zafer Bayramı’nda Diyarbakır ve Şırnak’tan iki acı haber de geldi. Teröristler tarafından düzenlenen iki ayrı saldırıda 2 polis şehit oldu.

Dünya kamuoyunun gündeminde ise mülteci sorunu vardı. Ortadoğu, Afrika ve Asya’dan Avrupa’ya geçmek isteyen yüzlerce kaçak göçmen denizlerde can verdi.

Türkiye’nin yoğun gündemi içerisinde gözden kaçan detaylar da oldu. İran İçişleri Bakanı Abdulrıza Rahmani Fazli, asker kıyafeti giyerek İran-Irak sınırında yer alan Kandil dağlarına çıktı. Son zamanlarda PKK ile yakın ilişki içerisinde olduğu bilinen İran’ın terör örgütü ile ne görüştüğü ise bilinmiyor. İran’dan bu hamlenin ardından Türkiye'nin Suriye'de sınırında kurmak istediği güvenli bölgeye karşı oldukları açıklaması geldi.

Mısır mahkemesi, El Cezire İngilizce televizyonunda çalışan 3 gazeteciye yanlış haber yaptıkları gerekçesiyle 3’er yıl hapis cezasına çarptırdı. 

Tayland’ın başkenti Bangkok’ta bulunan Hindu tapınağı yakınlarında 20'den fazla kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan bombalı saldırı ile bağlantısı olduğu belirlenen 1 şüpheli yakalandı. Şahsın Türk olduğu açıklandı.


UEFA Avrupa Ligi play-off turu rövanş maçında Atromitos'u 3-0 mağlup eden Fenerbahçe gruplara yükselmeyi başardı.

UEFA Yılın Futbolcusu Ödülü'nün sahibi Lionel Messi oldu.

Şampiyonlar Ligi'nde grup kuraları Fransa'nın Monaco şehrinde çekildi. Temsilcimiz Galatasaray C grubunda yer aldı. Aslan’ın rakipleri ise Benfica, Atletico Madrid ve Astana oldu.

Al Ahli takımıyla anlaşan Moussa Sow, Aziz Yıldırım ile vedalaşırken gözyaşları sel oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Sow’u arayarak, Türk halkının kendisini çok sevdiğini söyleyip başarılar diledi

Ekonomide ise altın ve dolardaki artışın yanı sıra petrolün varil fiyatı 44,24 dolara gerileyerek, 2009 yılının Mart ayından itibaren en düşük seviyeyi gördü. Bu düşüşte artan petrol arzı kadar Çin'in büyümesine ilişkin endişelerin yükselmesinin de etkisi var.
 

ERHAN İDİZ

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gümüşhane Baharda çıkıp yazın kayboluyorlar Gümüşhane’nin Torul ilçesine bağlı Gülaçar köyünde her yıl bahar aylarında yaşanan ilginç doğa olayında köyün her iki yamacında da aynı anda ortaya çıkan ve aynı anda kaybolan su kaynakları 2 ay boyunca görsel şölen oluşturuyor. İkisu-Şiran karayolu kenarındaki Gülaçar köyünde her bahar mevsiminde ilginç bir doğa olayı yaşanıyor. Hem köyün üst tarafında hem de Gülaçar deresinin karşısındaki yamacında her yıl bahar mevsiminde akmaya başlayan dereler yaklaşık 2 ay boyunca dağın ortasından çıkıp akmaya devam ediyor ve daha sonra kayboluyor. Hiç su akmayan bölgede birdenbire adeta dere olup şelaleye dönüşen sular için bölgede çeşitli efsaneler dilden dile dolanırken, suların karla kaplı dağlarda karların eriyip dağın içindeki mağaralara dolduktan sonra taşması sonucu aktığı değerlendiriliyor. Sosyal medyada doğada yaptığı yemek ve doğa videolarıyla bilinen Yusuf Oral ilk başlarda az olan suyun alt kısımlara doğru adeta büyük bir dereye dönüştüğünü görünce şaşkınlığını gizleyemedi. Yılın aynı gününde akmaya başlayıp yaklaşık 2 ay sonra aynı gününde kuruyan sulardan sadece tek bir kaynaktan saniyede 200 litreye yakın su çıktığını aktaran Oral, gördüğü manzara karşısında “Muazzam, serinliği çok güzel, gerçekten keyfi çok güzel” ifadelerini kullandı. “Bu muhtemelen birbirine bağlı bir yeraltı havuzunun olduğunu bizlere gösteriyor” Yıllardır merak ettiği bölgenin kaynağına geldiğini ve bir saat yürüyerek şelalelere ulaştığını kaydeden Oral, “Buradaki şelale 4 noktadan çıkıyor o yüzden ismini ’4 göze’ koyuyorum. Belki bir ismi vardır onu bilmiyorum. Bu vadide yaşıyorum. Bu şelalelerin Gülaçar köyünün üzerinde bulunan bir yerde yılın aynı gününde akmaya başladığı ve aynı gün kurumaya başladığı söylenir. Burası Gülaçar’a giderken ki vadi. Vadinin sağıdan ve solundan bu sular çıkıyor ve ortada Gülaçar deresi var. Şelaleler karşılıklı yani. Aralarında yaklaşık 2 kilometre kuş uçuşu mesafe olan noktalar. Ama kot olarak hemen hemen aynı. Aynı gün aktığı söyleniyor köylüler tarafından. Biz de yıllardır aynı şeyi burada gözlemliyoruz. Bu yeraltı su sistemine bakıldığında muhtemelen birbirine bağlı bir yeraltı havuzunun olduğunu bizlere gösteriyor. Gerçekten görülmeye değer bir yer. Özellikle suyun çıktığı bu nokta insanın ruhunu dinlendiriyor. Gerçekten çok mutluluk verici, çok keyifli” dedi.
İstanbul Kolay morarma hemofili habercisi olabilir Hemofilinin ömür boyu takip edilmesi gereken kronik bir hastalık olduğunu belirten Doç. Dr. Işık Odaman Al, “Hemofili kanda pıhtılaşma proteini olarak görev yapan faktör VIII ve faktör IX’un eksikliğidir. Kızlar taşıyıcı, erkekler ise hastadır. Hastaların üçte biri sünnet sonrası uzamış kanama şikayeti ile başvurup tanı alır. Vücutta kolay morarma, kas içi ve eklem içi kanamalar, kan alınan yerden sızıntı şeklinde uzun süren kanama, uzamış adet kanamaları, kafa içi kanaması olan hastalarda hemofili akla gelmelidir” dedi. Medipol Mega Üniversite Hastanesi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Işık Odaman Al, 17 Nisan Dünya Hemofili Günü kapsamında önemli açıklamalarda bulundu. Doç. Dr. Işık Odaman Al, hemofilinin kanda pıhtılaşma proteini olarak görev yapan faktör VIII ve faktör IX’un eksikliği olduğunu belirterek “Hemofili A ve hemofili B olarak iki tipi vardır. Hemofili A’da eksik olan, faktör VIII’dir. Tüm hemofili hastalarının yüzde 85’ini oluşturur. Hemofili B’de ise faktör IX eksikliği mevcuttur ve hastaların yüzde 15’ini oluşturur. Hemofili kalıtsal (doğumsal) bir hastalıktır. X’e bağlı çekinik olarak kalıtılır. Yani kızlar taşıyıcı, erkekler ise hastadır. Öte yandan sonradan kazanılmış mutasyonlar da hemofili hastalığına neden olabilmektedir. Toplumdaki sıklığı hemofili A için 5 bin erkek çocukta 1 iken hemofili B için 30 bin erkek çocukta 1’dir” şeklinde konuştu. Sünnet sonrası uzayan kanamaya dikkat Hemofili A ve B’de klinik bulguların benzer olduğuna işaret eden Doç. Dr. Işık Odaman Al, şöyle devam etti: “Eklem ve kas içi kanamalar en sık görülen bulgulardır. Hastaların üçte biri sünnet sonrası uzamış kanama şikayeti ile başvurup tanı alır. Hastalık faktör düzeyinin kandaki seviyesine göre ağır (faktör düzeyi < yüzde 1), orta (yüzde 1-5) ve hafif (yüzde 5-40) olarak sınıflandırılır. Klinik bulgular ise hastanın yaşına, faktör düzeyine göre değişir. Ağır hemofilide bulgular daha ciddi olup yenidoğan döneminde ve erken çocukluk döneminde ortaya çıkar. Hastalar emeklemeye ve yürümeye başlama döneminde eklem içi kanamalar ile başvurur. Hafif hemofilide ise bulgular daha ileri yaşlarda, ağır bir travma ya da cerrahi işlem sonrası kanama şeklinde ortaya çıkar. Hastalığın tanısı şüphelenilen kişilerde kan faktör seviyesine bakılarak konulur. Vücutta kolay morarma, kas içi ve eklem içi kanamalar, kan alınan yerden sızma şeklinde uzun süren kanama, sünnet sonrası beklenmedik kanama, uzamış adet kanamaları, kafa içi kanaması olan hastalarda hemofili akla gelmelidir. Tanı konulmasında aile öyküsü mutlaka sorgulanmalıdır. Erken tanı konulması özellikle ağır hemofili hastalarında hayat kurtarıcıdır.” Ciddi kanama olmadan koruyucu tedavi şart Doç. Dr. Işık Odaman Al, tedavinin esasını eksik olan faktörlerin yerine konulması olduğunu belirterek şu bilgileri verdi: “Günümüzde plazma kaynaklı ve rekombinant olarak üretilen faktör konsantreleri mevcuttur. Ağır hemofili hastalarında ciddi kanamalar gelişmeden koruyucu tedaviye başlanmalıdır. Koruyucu tedavi hemofilinin tipine, hastanın kilosuna, kanama sıklığına ve şiddetine ve faktör düzeyine göre bireyselleştirilir. Genellikle haftada 1 olarak başlanıp, haftada 3’e kadar arttırılır. Bu tedavide amaç hastanın kan faktör seviyesini yüzde 1’in üzerinde tutmak ve ciddi kanamaların önüne geçmektir. Diğer tedavi şekli ise ‘kanadıkça’ olarak isimlendirilen hastanın kanaması olması durumunda uygulanan faktör yerine koyma tedavisidir. Faktör konsantreleri hastalara damar içi infüzyon yolu ile uygulanmaktadır. Hemofili ömür boyu takip edilmesi gereken kronik bir hastalıktır. Bu süreçte hasta ve ailesinin bilgilendirilmesi ve tedaviye uyumu çok önemlidir. Hastalar hematoloji, fizik tedavi, ortopedi hekimi, fizyoterapist, psikolog gibi bir çok disiplinden profesyonel uzmanlarca takip edilmelidir. Hastalar hastalığın ismi, ağırlık derecesi, kullandığı faktör konsantresi, takip eden merkez ve hekimin bilgilerini içeren kimlik kartları taşımalıdır. Tedavide amaç hayatı tehdit eden, ani gelişen kas içi, beyin içi kanamaların önüne geçmek olduğu kadar, uzun vadede hastaların bebeklikten, erken çocukluk, okul dönemi, ergenlik ve erişkin dönemlerine geçişte karşılaşabileceği kronik sorunları da tespit edip çözmektir. Tekrarlayan eklem içi kanamalar kısa ve uzun vadede hastaların hayat kalitesini önemli düzeyde etkilemektedir.” Uzun dönemde sakatlığa ve psikolojik sorunlara yol açabilir Tekrarlayan kanamalarda uzun dönemde sakatlığa yol açabileceğine dikkati çeken Doç. Dr. Işık Odaman Al, “Tekrarlayan kanamalar sonucu eklem içinde inflamasyon (yangı) oluşmakta ve kısa dönemde ağrı, şişlik, hareket kısıtlılığına; uzun dönemde ise eklem hareket yeteneğinin kaybına yani sakatlığa neden olmaktadır. Bu tür sakatlıklar ise hastalarda fiziksel aktivitede azalmaya ve osteoporoz, obezite, sosyolojik ve psikolojik sorunlara da neden olur. Fiziksel aktivite her yaş grubunda oldukça önemlidir ve desteklenmelidir. Böylece sinir ve kas gelişimi desteklenir ve eklem hareket açıklığı artar. En çok önerilen sportif aktiviteler yürüyüş ve yüzmedir. Erken çocukluk döneminde hastaların aşıları aşı takvimine uygun olarak yapılır. Ancak kas içi yerine cilt altı uygulama tercih edilmelidir. Eğer kas içi uygulama zorunlu ise koruyucu olarak uygulanan faktör tedavisi ile aynı güne denk getirilmeli ve aşı sonrası aşı uygulanan bölgeye baskı uygulanmalıdır. Okul dönemindeki hastalar için ise okul yönetimi ve öğretmenleri hastalığın tedavisi ve acil durumlar hakkında bilgilendirilmelidir. Aile ve öğretmen iş birliği içinde olmalı ve çocuk bu dönemde psikososyal olarak desteklenmelidir. Ergenlik dönemi ise tedaviye uyumun en çok bozulduğu dönemdir. Hastalar kronik sürecin vermiş olduğu bıkkınlık, kanama ataklarının eskisi kadar sık olmaması, bağımsız olma arzusu gibi nedenler ile tedavilerini aksatabilmektedir. Son yıllarda klasik faktör uygulamalarının yanı sıra uzun yarı ömürlü faktörler, faktör VIII’ e benzer etki gösteren bisipesifik antikor (Emicizumab) ve faktör dışı tedaviler geliştirilmiştir. Emicizumab henüz ülkemizde kullanım onayı almamıştır. Gen tedavisi çalışmaları ise devam etmektedir” değerlendirmesi yaptı.
Mersin Mersin’in ilk kadın muhtarları mazbatalarını alıp göreve başladı Mersin’in Mut ilçesinde iki kadın muhtar adayı ilk defa seçimleri kazanarak muhtar seçildi ve mazbatalarını alıp göreve başladı. 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde muhtar adayı olan Fatma Ayan (59), 120 oydan 63’ünü alarak erkek rakibini geride bırakıp Tuğrul Mahallesi’ne muhtar seçildi. Fatma Dorla ise (49) erkek muhtar adayı karşısında 244 oyun 125’ini alarak Çömelek Mahallesi’nde muhtar seçildi. Muhtar seçildiği için çok mutlu olduğunu ifade eden Tuğrul Mahalle Muhtarı Fatma Ayan, “İlk defa Mut ilçemizde 2 kadın aday muhtar olarak seçildik. Atatürk’ün biz kadınlara vermiş olduğu seçme ve seçilme hakkından yola çıkarak biz de aday olduk. Mut’a bir kadın eli değsin istedik ve çalışmalarımız sonucunda gece gündüz çalışarak bu hedefimize ulaştık. Mahallemizi bir üst seviyeye getirmek için elimizden gelen çabayı göstereceğiz” dedi. Çömelek Mahalle Muhtarı seçilen Fatma Dorla ise, “Önceki seçimde adaylığımı koymuştum. Bir kadın olarak köye kadın eli değmesini istiyordum önceki seçimde kaybettim. 6 adayın içinde ikinci sıraya yerleştim. Benim için avantaj olacağını düşündüm. İkinci sıraya gelmek benim için büyük bir başarıydı. Tekrarını denemek istedim tekrarında da 31 Mart 2024 tarihinde bir seçime girdik. Karşımdaki rakibim eski muhtardı. Bir tane aday vardı eski muhtar. 119 oy o aldı 125 oy ben aldım. Ben birinci geldim. Köyüm için en iyi hizmeti güzel bir şekilde yapacağıma eminim kendime güveniyorum. İstiyorum ki her yerde bir kadının eli değsin istiyorum. Çömelek için de benim elim inşallah uğurlu gelecek her şey güzel olacak” diye konuştu. Çömelek Mahallesi’nin eksiklerine değinen Dorla, “Yollarda şu anda gerçekten ciddi anlamda sıkıntı var. Sularımız yazın yetersiz. Ulaşımımız yok. Gögden yaylasının yolu şu anda çok berbat durumda oranın asfalt yapılması için elimizden gelen mücadeleyi vereceğiz inşallah. Daha çok sorunlar var ama ileriye dönük yavaş yavaş tek tek inşallah bunları çözeceğime eminim bir kadın olarak” diyerek sözlerini bitirdi.