SPOR - 06 Şubat 2017 Pazartesi 12:03

Hakan Balta: 'Formanın bilincinde hareket ediyorum'

A
A
A
Hakan Balta: 'Formanın bilincinde hareket ediyorum'

Galatasaray’ın tecrübeli futbolcusu Hakan Balta, saha içinde sakinliğini korumaya gayret ettiğini söyleyerek, “Milli takım ve Galatasaray’da forma giyiyoruz. Bunun bilincinde hareket ediyorum” dedi.

 Sarı-kırmızılı takımda 10. yılını geride bırakan Hakan Balta, Galatasaray Dergisi’ne açıklamalarda bulundu. Zaman geçtikçe fizik olarak yıprandığını belirten deneyimli oyuncu, artık heyecanının yerini tecrübe ve rahatlığın aldığını vurguladı.

“Stopere uygun olduğumu düşünüyorum”

12-13 yaşlarından itibaren dörtlü savunmanın içinde ve kenarında oynadığını söyleyen Hakan Balta, “O yüzden pozisyona adapte olma avantajım vardı. Hatta bir dönem orta sahada görev aldım. Genç takımda da ön libero oynuyordum. Bu bir avantajdı, ben de şimdi bunun avantajını yaşıyorum. Bekler performansın üst seviye kullanıldığı pozisyonlardır. Sürekli atağa çıkmak gibi bir görevi var beklerin ve bindirmeler yapmak gerekiyor. Gerçi devamlı kat eden bir bek oyuncusu değildim. Stoperde mutlaka genç arkadaşlarımız var ama tecrübeye de ihtiyaç var. O yüzden yaş itibariyle de stopere uygun olduğumu düşünüyorum” diye konuştu.

“Formanın bilincindeyim”

Saha içinde sakinliğini korumaya çalıştığını ifade eden sarı-kırmızılı futbolcu, “Bunun bir spor olduğu her daim aklımın bir köşesinde. Önemli insanlarız birçok kimse için. Milli takım ve Galatasaray’da forma giyiyoruz. Bunun bilincinde hareket ediyorum. Kafamın bir köşesinde her zaman bu var” şeklinde konuştu.

“Keyifli günler geçirdik”

Zaman zaman hem kendi performansında hem de takımın performansında düşüşler yaşadıklarını hatırlatan Balta, “İlk sezonumda şampiyonluk geldi, sonra milli takımla Avrupa Şampiyonası’na gittim. Ardından düşüşler yaşadık. Bunlardan bağımsız şekilde biz burada genel olarak keyifli günler geçirdik. Geriye dönüp bakınca bunu rahatlıkla söyleyebilirim” ifadelerini kullandı.

“Heyecanın yerini tecrübe aldı”

Zaman geçtikçe fiziki olarak yıprandığını vurgulayan başarılı stoper, sözlerine şöyle devam etti.
“Eskiden maçtan sonra bir maç daha oynayacak durumda olurdum. Artık öyle değil. Şimdi bizim gençleri görüyorum. ‘Ben olsam şöyle yapardım’ dediğim oluyor. Bunu kendilerine de söylüyorum. Aramızda konuşuyoruz. Ama belki biz de gençken öyleydik. Şimdi tecrübe ve rahatlık var, o yıllarda da heyecan vardı.”

“Tribünlere oynamadım”

Hiçbir zaman tribünlere oynayan bir futbolcu olmadığını belirten Hakan Balta, "Hoca ne görev verirse onu yapmak için sahaya çıktım. Genelde taraftarın sevdiği futbolcu tipi bu olabilir. Ben hiçbir zaman saha dışındaki yapımı saha içi için değiştirmedim" açıklamasını yaptı.

“Ben sorumluluk almayacağım da kim alacak”

10 seneyi geride bıraktığı takımında rahatlıkla sorumluluk alabileceğini de sözlerine ekleyen Balta, “Sessiz ve sakin görüntüm olabilir ama takım içinde yaşananları kimse bilemez. Taktikle, kafayla kazanacağınız maçlar olduğu gibi mücadele ile kazanacağınız maçlar da vardır. Futbolu iyi bilmek lazım. Söylememiz gerektiği şeyler olunca mutlaka arkadaşlarımızla tecrübelerimizi paylaşırız” diyerek sözlerini noktaladı.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir ESOGÜ Hastanesi’nde 24 Nisan Avrupa Hormon Günü etkinliği Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde 24 Nisan Avrupa Hormon Günü dolayısıyla, ESOGÜ Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metobolizma Hastalıkları Bilim Dalı tarafından bilgilendirme etkinliği düzenlendi. Hastane poliklinikler girişinde gerçekleştirilen etkinlikte hormonların önemi vurgulanarak obezite ile kanser ilişkisinin önemine dikkat çekildi. Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metobolizma Hastalıkları Bilim Dalı’ndan konuyla ilgili olarak yapılan açıklama şöyle: “Obezite yüksek enerji alımına bağlı olarak vücutta aşırı yağ birikimi ile gelişen, pek çok bileşeni olan bir hastalıktır. Obezite ‘Beden Kitle İndeksi’ ile ifade edilir. Kişinin beden kitle indeksi 19-24.9 kilogram/metrekare ise normal kilo, 25-29.9 kilogram/metrekare ise aşırı kilo, 30 kilogram/metrekareden yüksek ise obezite, 40 kilogram/metrekareden yüksek ise ciddi obezite veya beraberinde pek çok hastalığa da sebep olabileceğinden morbid obezite söz konusudur. Obez hastaları değerlendiren uzmanlar öncelikle obeziteye neden olan genetik, hormonal veya metabolik bir hastalığın olup olmadığını değerlendirirler. Obeziteye neden olan böyle bir patoloji varsa öncelikle buna yönelik tedavi planlanır. Obeziteye neden olabilecek bir hastalık tespit edilmez ise sağlıklı beslenme ve egzersizin yanı sıra kilo azaltıcı tıbbi tedavi önerilerinde bulunulur. Türkiye’de 12 yıl arayla yapılan Türkiye Diyabet Obezite ve Hipertansiyon Epidemiyoloji Çalışması-I ve II’nin sonuçları obezite sıklığının aradan geçen 12 yıl içinde kadınlarda yüzde 34 ve erkeklerde yüzde 107 oranında arttığını göstermiştir. Obezite günümüzde önlenebilir ölümlerin sigaradan sonra ikinci en önemli nedenidir. Obezite tip 2 diyabet ve prediyabet olmak üzere kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon (HT), hiperlipidemi (HL), serebrovasküler hastalık, çeşitli kanserler, obstrüktif uyku-apne sendromu, karaciğer yağlanması, gastroözofageyal reflü, safra yolları hastalığı, polikistik over sendromu, infertilite, osteoartroz ve depresyon gibi sağlık sorununa neden olarak sağlık harcamalarını artırmakta ve yaşam beklentisini kısaltmaktadır. Obezitenin kanser gelişimiyle olan ilişkisi, bedenimizde obeziteye neden olan mekanizmaların bazılarının kanser gelişimine de yatkınlık sağlamasıyla açıklanmaktadır. Obeziteyle ilişkili özellikle menopoz sonrası ortaya çıkan meme kanseri, ayrıca kolorektal, pankreas, mide kardiya tümörleri; yemek borusu, endometrium ve over kanserlerinin ilişkili olabileceğine ait kanıtlar vardır. Türkiye’de T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Müdürlüğü’nün Kanser Daire Başkanlığı tarafından 2022’de yayınlanan son kanser istatistiklerine göre, ülkemizde yıllık yeni tanı alan kanser hastası sayısı artmaktadır. Sonuç olarak toplumumuzda artan obezite sıklığı ve kanser sıklığına dikkat çekmek ve obezitenin kansere neden olan etkenler içinde tıpkı sigara gibi önlenebilir bir etken olduğunu vurgulamak için 24 Nisan Avrupa Hormon Günü’nde biz de böyle bir etkinlik düzenlemiş bulunuyoruz.”