GÜNDEM - 12 Ocak 2018 Cuma 09:56

Haluk Bulucu, " Türk Savunma Sanayisi bağımsızlık çağına giriyor"

A
A
A
Haluk Bulucu, " Türk Savunma Sanayisi bağımsızlık çağına giriyor"

'Türk Savunma Sanayi'nin Türk Dış Politikasına Etkisi' etkinliğine katılan FNSS Savunma Sanayi Sistemleri Baş Danışmanı Haluk Bulucu, " Savunma sanayisi alanında Türkiye kendi bağımsızlık çağına giriyor” dedi.

Nişantaşı Üniversitesi Maslak 1453 Neotech Kampüs’te 'Türk Savunma Sanayi'nin Türk Dış Politikasına Etkisi' başlıklı bir konferans düzenlendi. Türkiye’nin savunma sanayindeki gelişmeler ve bu gelişmelerin dış politikaya olan etkilerinin değerlendirildiği konferansta, yakın bölgedeki gelişmeler ve ülkemizin komşularıyla olan ilişkileri gibi konulara değinildi. TOBB Savunma Sanayi Meclisi Başkan Yardımcısı ve FNSS Savunma Sanayi Sistemleri A.Ş. Baş Danışmanı Haluk Bulucu’nun konuk olduğu konferansın moderatörlüğünü Nişantaşı Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Savaş Biçer üstlendi.

“Güçlü ve bağımsız bir orduya kendi savunma sanayimizi kurarak ulaşabiliriz”

Türkiye’nin coğrafi olarak çok kritik bir konumda olduğuna değinen Haluk Bulucu, “İnsanların tabiatını ve etrafımızdaki komşularımızı göz önünde tuttuğumuzda bu coğrafyada sağlam kalabilmek için güçlü ve bağımsız bir orduya şiddetle ihtiyacımız vardır. Dolayısıyla bunu ancak kendi savunma sanayimizi kurarak gerçekleştirebiliriz. Ayrıca savunma sanayimizi kurarken ordumuza para harcamamız da gerekli. Bu nedenle kendi lüksümüze değil, öncelikli olarak ulusal güvenliğimize önem vermeliyiz. Bunu da ancak bağımsız bir savunma sanayisiyle gerçekleştirebiliriz.” şeklinde konuştu.

“Savunma sanayisi alanında Türkiye kendisine yetiyor”

Savunma sanayisinde ana sistemler içinde, deniz ve kara sistemleri alanında Türkiye’nin kendisine yetebileceğini vurgulayan Bulucu, “Savunma sanayisi alanında Türkiye kendi bağımsızlık çağına giriyor. Nitekim özellikle güç paketleri gibi bazı alt sistemlerde, maalesef hala dışa bağımlıyız. Ancak Türkiye bu alanlarda da önemli gelişmeler göstermektedir. Savunma sanayisi alanında Türkiye'nin 27 yıllık bir geçmişi vardır. Bu kısa sürede aldığımız yol ile bu alanda çok uzun mesafeler katettik. Savunma sanayimiz, önümüzde ki yirmi yıl içinde kendisine özgü sistemler bütününü oluşturabilecek güçtedir. Nitekim yapılan çalışmalar da bunu gösteriyor. Bu bağlamda Türkiye savunma sanayisinde stratejik bütünlük sağlamalıdır” açıklamalarında bulundu.

Milli savunma sanayisi alanında yapılan önemli çalışmalardan da bahseden Bulucu, “ Milli savunma alanında yapılan projelerin başında Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TUSAŞ/TAI)’nin üzerinde çalıştığı ‘Milli Harp Uçak Projesi’ vardır. Bunun yanı sıra gemi projeleri Türkiye’yi diplomatik ve politik alanda çok ileri götürecek projelerdir. Kendi gücümüz çerçevesinde eğer bu projelere devam edersek çok iyi adımlar atacağımıza eminim. Kara sistemlerinde ise; Altay tankı, Pars 8x8 tekerlekli araçlar, kaplan 20 ve kaplan 30 gibi paletli araç projeleri ülkemizi diğer büyük ülkelerin arasına girmesini sağlamıştır. Şimdi ise sıra hava sistemlerindedir. Hava sistemlerinin motor sistemlerini ürettiğimiz de o alandaki eksiğimizi de gidereceğiz” dedi.
  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Dağlarda çiriş otu bereketi Doğu Anadolu Bölgesinde ve Erzincan’da bu günlerde çarşı pazarda sıkça görülen çiriş otu dağlarda yaban hayvanlarının da ilgisini çekiyor. Bahar ayları ile birlikte Erzincan’ın yüksek kesimlerinde ortaya çıkan çiriş otu vatandaşlar tarafından toplanmaya başlandı. Munzur Dağlarında yerli ve yabancı birçok kişiye rehberlik yapan Murat Aydemir, yaptığı gözlemlerde dağ keçilerinin de çirişi yediğini ifade etti. Dağlarda doğal olarak yetişen çirişten birçok yemek yapıldığını anlatan Aydemir, çirişten yapılan turşunun ayrı bir lezzet olduğunu söyledi. İnsanlar yüzyıllardır yaşamın neredeyse her alanında bitkilerden faydalanıyor. Bazı bitkiler tıbbi faydaları sebebiyle sağlık alanında kullanılırken bazı bitkiler besin bazıları ise boya ya da süs bitkileri olarak kullanılıyor. Çiriş otu da bu bitkilerden bir tanesi. Latincede Asphodelus aestivus L. olarak bilinen ve Zambakgiller familyasına ait olan çiriş otu, çoğu bölgede güllük, dağ pırasası, kirkiş otu, sarı zambak, yabani pırasa ve yeling otu olarak biliniyor. Toplumun büyük bir kısmı bazı hastalıkların tedavisinde tıbbi bitkilere başvuruyor. Bitkisel tedavi yöntemlerinin yan etkilerinin olmadığı ya da daha az olduğu düşünülmesi buna büyük bir etken olarak gösteriliyor. Çiriş otu da bölgede halkın tercih edilen bitkilerin başında yer alır. Çirişten birçok yemek yapılıyor Meryem Badayman, Ekin Dinçel ve Ayla Ünver Alçay tarafından yapılan bir araştırmada çirişin; yabani bir ot olup yenilebilmesinin yanında vitamin, antioksidan, lif ve mineral içerikleri ile vücudu besleyen özelliğe sahip olması sebebiyle yaygın olarak tüketildiği belirtildi. Çiriş otu, Afrika, Arap ülkeleri, Türkiye, Mısır ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde görülen bir bitki türü. Türkiye’de Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişiyor. Çiriş otu genel olarak zararsız ve faydaları ile ön planda olan bir bitki olarak biliniyor. Bunun yanında çirişin yaprakları henüz tazeyken de yenilebiliyor. Ayrıca çirişten çorba ve birçok yemek de yapılıyor. Haşlandıktan sonra yumurta ile kavrulması ya da peynirle de karıştırılarak yufka ekmek içinde yeniliyor. Ayrıca kaşila diye adlandırılan bir yemeği de yapılıyor. Sevilen yemeklerden biri olan kaşila, çirişin kaynatılıp, içerisine bulgur katılarak, katılaşıncaya kadar pişirilmesiyle yapılıyor. Katılaştıktan sonra içi çukurlaştırılarak yağ dökülüp ve servis edilip yeniliyor.