SAĞLIK - 21 Eylül 2017 Perşembe 15:23

Hamilelik döneminde doğru beslenme

A
A
A
Hamilelik döneminde doğru beslenme

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Uzmanı Dr. Özlen Emekçi Özay, en sık sorulan sorulardan biri olan “gebelik döneminde neler yemeliyim?” sorularını yanıtladı.

zmanı Dr. Özlen Emekçi Özay yaptığı açıklamada, hayatın her döneminde olduğu gibi gebelik döneminde de büyük önem taşıyan sağlıklı beslenmenin, gebeliğin seyrinde ve sonucunda büyük etkilerinin bulunduğunu, hamilelik döneminde gelişmekte olan bebeğin gereksinimlerini karşılamanın rahat ve sorunsuz bir hamilelik geçirmek açısından dikkat edilmesi gereken bir husus olduğunu dikkat çeken Uzm. Dr. Özlen Emekçi Özay,“ilk üç ayda ortalama 0.5 Kg - 1 Kg, sonraki dönemlerde ise ayda ortalama 1.5 Kg - 2 Kg alınması normaldir” dedi.
  Ciddi beslenme bozukluğuna sahip olan kadınların çocuklarının sağlık problemleri yaşadığını belirten Uzm. Dr. Özay, hamilelik sürecinde temel besin kaynakları olan karbonhidrat, protein, yağ ve vitamin gereksinimlerinin vücutta artığını, buna bağlı olarak kalori miktarında da artış görüldüğünü ifade ederek şunları söyledi: “Gebe olan ile olmayan kadınlar arasındaki kalori gereksinim farkı sadece 300 kaloridir ve bu her öğünde 1 - 2 kaşık fazla yenilerek karşılanabilecek bir farktır. Önemli olan fazla miktarda yemek ve kilo almak değil, gerekli olan maddeleri dengeli ve yeterli miktarda almaktır. Anne adayı yeterli beslenerek ortalama 11 - 13 kg almalıdır. Gebelikte kilo takibi yapılmalıdır. İlk üç ayda ortalama 0.5 kg - 1 kg, sonraki dönemlerde ise ayda ortalama 1.5 kg - 2 kg alınması normaldir.”

  Hamilelikte öğün sayısını beşe çıkarın

  Hamilelik döneminde beslenme düzeninde değişiklik yapılması gerektiğini söylenen Uzm. Dr. Özlen Emekçi Özay, normal zamanlarda uygulanan günde üç öğünün, hamilelik döneminde artırılarak beşe çıkarılması gerektiğini belirtti. Uzm. Dr. Özlen Emekçi Özay, bu dönemde anne adaylarının öğün sayısını artırarak erken dönemde yaşanabilecek bulantı ve kusmaların önüne geçebileceğini, midede yanma ve şişkinlik problemlerini de önleyebilecelerini ifade etti.

  Fast Food yiyecekler tüketmemeye dikkat edin

  Fast Food yeme düzeninin genel olarak besin değerinden yoksun ve yüksek kalorili bir yeme şekli olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Özlen Emekçi Özay, fast food yeme düzeninin yüksek oranda katkı maddesi içerdiğinden dolayı hamilelik döneminde önerilmediğini belirtti. Gebelikte kalorinin üç nedenden dolayı gerekli olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Özlen Emekçi Özay, bu üç nedeni gebeliğe bağlı yeni dokuların yapımı, bu dokuların idame ettirilmesi ve vücudun hareketi olarak belirtti. Uzm. Dr. Özlen Emekçi Özay şöyle devam etti: “Gebe bir kadın gebe olmayana göre günde yaklaşık fazladan 300 kaloriye ihtiyaç duyar. Bu durum fazla beslenmenin değil dengeli beslenmenin önemini açıkça ortaya koymaktadır. Gebelikteki kalori tüketimi ilk 3 ayda en az düzeydeyken bu dönemden sonra hızlı bir artış gösterir. İkinci 3 ayda bu kaloriler başlıca plansenta ve embriyo gelişimini karşılarken, son 3 ayda ise temel olarak bebeğin büyümesine harcanır. Normal sağlıklı bir kadında tüm gebelik boyunca önerilen kalori artışı 11 - 13 kg’dir. Bu 11 kilonun 6 kilosu anneye, 5 kilosu ise bebeğe ve ona ait oluşumlara aittir.”

  Uzm. Dr. Özay: “Fazla miktarda karbonhidrat tüketimi bebek açısından ekstra bir yarar sağlamadığı gibi sadece anne adayının aşırı kilo almasına neden olur”

  Vücudun kalori ihtiyacını karşılayan üç temel enerji kaynağı bulunduğunu söyleyen Uzm. Dr. Özlen Emekçi Özay, bu temel enerji kaynaklarının protein, yağlar ve karbonhidratlar olduğunu ifade etti. Uzm. Dr. Özlen Emekçi Özay şöyle devam etti: “Eğer karbonhidratlar yetersiz alınırsa vücudunuz enerji sağlamak için proteinler ve yağları yakmaya başlar. Böyle bir durumda iki sonuç ortaya çıkabilir. Birincisi bebeğinizin beyin ve sinir sistemi gelişimini sağlayacak yeterli protein olmaz, ikincisi ise ketonlar ortaya çıkar. Ketonlar yağ metabolizmasının ürünü olan asitlerdir ve bebeğin asit baz dengesini bozarak beyin gelişimini olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenle hamilelikte karbonhidrattan fakir diyet önerilmez. Pirinç, un, bulgur gibi kompleks karbonhidrat kaynakları anne için enerji kaynağı olmanın yanı sıra, B grup vitaminleri ve çinko, selenyum, krom, magnezyum gibi eser elementleri bol miktarda içerir. Karbonhidratlar fazla miktarda ise bebek açısından ekstra bir yarar sağlamadıkları gibi sadece anne adayının aşırı kilo almasına neden olurlar.”

  Uzm. Dr. Özay: “Hamile kadınların günde 60 - 80 gram protein tüketimi önemli”

  Amino asit denilen yapılardan oluşan proteinlerin vücuttaki hücrelerin temel yapı taşını oluşturduğunu söyleyen Uzm. Dr. Özlen Emekçi Özay, doğada toplam 20 çeşit amino asit bulunduğunu, bir kısmının vücuttaki diğer maddelerden üretilebilirken, esansiyel amino asit denilen amino asitlerin ise vücutta üretilemediğini bu yüzden mutlaka besin yolu ile dışarıdan alınması gerektiğini belirtti. Uzm Dr. Özlen Emekçi Özay, proteinlerin, saç telinden tırnağa kadar vücuttaki tüm hücrelerin yapı taşı olup, beyin ve sinir sisteminin gelişimi için de yaşamsal öneme sahip olduğunu vurguladı ve bu nedenle hamile kadınların günde 60 - 80 gram (g) protein tüketmelerini önermektedir.

  Hamilelik döneminde günde 1 veya 2 bardak süt için

 Hamile bir kadının, bebeğinin güçlü kemiklere, dişlere ve ihtiyaç duyduğu kalsiyum ve diğer elementlere sahip olabilmesi için günde en az bir veya iki bardak süt içmesi gerektiğini söyleyen Uzm. Dr. Özlen Emekçi Özay, gaz ve hazımsızlık nedeni ile süt içilemeyen durumlarda bunun yerine peynir ya da yoğurt tüketilebileceğini belirtirken, kalsiyum alımının yetersiz kalması durumunda dışarıdan verilecek ilaçlar ile destek sağlanabileceğini ifade etti.

  Margarin ve ayçiçeği yağı yerine zeytinyağı tüketin

  Et, balık, kümes hayvanları, yumurta ve kuru baklagillerin vitamin ve mineraller yanında protein de sağladığını söyleyen Uzm. Dr. Özlen Emekçi Özay, gebe kadında ve bebeğinde doku gelişimi ve yeni doku oluşumu için proteinin önemli olduğunu belirtti. Bu tür gıdalardan günde en az üç öğün alınması gerektiğini söyleyen Uzm. Dr. Özlen Emekçi Özay, baklagillerin protein değerini artırmak için peynir, süt ya da etle birlikte yenilebileceğini belirtti. Hamilelik durumunda vücudun yağ içeren besin ihtiyacında değişiklik olmadığını vurgulayan Uzm. Dr. Özlen Emekçi Özay, günlük alınan kalorilerin yüzde 30’unun yağlardan gelecek şekilde beslenilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Ayni zamanda margarin, ayçiçeği yağı gibi satüre yağlardan uzak durulması gerektiğini de söyleyen Uzm. Dr. Özlen Emekçi Özay, sağlık açısından hamilelere en fazla zeytinyağının önerildiğini ifade etti.

  Vitamin takviyeleri ne zaman kullanılmalı

  Hamile kadınlara pek çok vitamin ve mineral içeren ilaçların verilmesinin rutin bir olay olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Özlen Emekçi Özay, ancak bu ilaçların gerekliliğinin de halen tartışılan bir durum olduğunu belirtti. Dengeli ve doğru beslenen hamile bir kadına dışarıdan vitamin desteğinin gerekmediğini, vitamin ve mineraller almanın en doğru yolunun doğal gıdalar tüketmekten geçtiğini belirten Uzm. Dr. Özlen Emekçi Özay, hamilelerin düzgün beslendiği takdirde medikal desteğe ihtiyaç duymayacağını ifade ederek şunları söyledi: “Folik asit ve demir, medikal destekle ilgili istisna bir durumdadır. Folik asit bebeğin beyin ve sinir sistemi gelişimi için kilit öneme sahip olduğundan hamile kalmadan üç ay önce alınmaya başlaması gerekir. Gebelikte artmış demir gereksinimi doğal yollardan karşılanmaz. Bu nedenle özellikle gebeliğin ikinci yarısından sonra dışarıdan verilen demir ilaçları ile destek yapılır. Türk toplumunda demir eksikliği anemisi çok sık görüldüğünden, gebeliğin başında yapılan kan sayımında anemi saptanması durumunda gebeliğin en başından itibaren desteğe başlanabilir. Gebelikte demir kullanımının bir başka önemi de kansızlık olmasa dahi hem anne adayının hem de bebeğin demir depolarını yeterli şekilde doldurmak için gerekli olmasıdır.”

  Su hamilelik döneminin en önemli besin maddesi

  Suyun hamilelikte alınmasına özen gösterilmesi gereken en önemli besin maddesi olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Özlen Emekçi Özay, geçmişte gebelik sırasında tuz tüketiminin kısıtlanmasının gerektiği savunulurken, günümüzde bunun gerekli olmadığı, normal miktarda, gıdalar ile alınan tuzun yeterli olduğu ve kısıtlamaya gidilmemesi gerektiğini savunan düşünceler olduğunu belirtti. Hamile bir kadının günde 2 gram tuz alması gerektiğini belirten Uzm. Dr. Özlen Emekçi Özay, yetersiz ya da aşırı tuz alımının anne adayının sıvı elektrolit dengesini olumsuz şekilde etkilediğini ifade etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul D vitamini eksikliği olanlarda bunama riski yüzde 19-25 artıyor İngiltere’de yapılan uzun vadeli bir araştırmaya göre D vitamini eksikliği olanlarda bunama riskinde yüzde 19-25 oranında artış gözlendi. Düzenli olarak D vitamini takviyesi alanlarda ise Alzheimer riskinde yüzde 17 azalma görülürken damar hastalığına bağlı bunama riskinde yüzde 14 azalma gözlendi. The American Journal of Clinical Nutrion’da yayınlanan araştırmada; 14 yıl boyunca takip edilen kişilerde, D vitamini eksikliğinden kaynaklı demans riskinin yükselerek yüzde 19-25’lere çıktığı tespit edildi. Araştırma hem Alzheimer hem de damarların tıkanmasına bağlı oluşan demans için geçerli olurken uzun süre D vitamini eksikliğinin de bunlara sebep olabileceğini gösteriyor. Kişilerin demansa karşı korunması için erken yaştan itibaren önlem almaları gerektiğini belirten Çakmak Erdem Hastanesi’nde Nöroloji Uzmanı Dr. Nazan Eryiğit, gençlere ve yetişkinlere çeşitli önerilerde bulundu. “Yorgunluk, sürekli uyuma isteği, uyumaya rağmen vücutta ağrılar D vitamin eksikliğinden olabilir” Demans riskinin yaşla giderek arttığına değinen Uzm. Dr. Nazan Eryiğit, “D vitaminini hep kalsiyum ve kemik gibi bilsek de özellikle gençlerin unutkanlığının en önemli sebeplerinden biridir. Bu yüzden D vitamini destekli gitmeliyiz. Nörolojiyi en çok ilgilendiren konulardan biri unutkanlıktır. Yorgunluk, sürekli uyuma isteği, uyumaya rağmen vücutta ağrılar ve dinlenememe, dinlenmeden kalkma gibi durumlar D vitamin eksikliği belirtisidir. Türkiye, D vitamini açısından çok iyi bir ülke. Sürekli güneşimiz var fakat güneşlenmiyoruz. Güneşlenirken güneş kremi sürüyoruz. D vitamininin en önemli kaynağı direkt olarak güneşe temas etmektir. Koruyucusuz ve direk ten teması olmalı” açıklaması yaptı. Uzm. Dr. Nazan Eryiğit, “Ayrıca özellikle yağlı balıkları yemeliyiz. Belki de omega 3 takviyesi almalıyız ki onlarda D vitamini yoğun miktarda var. Düzenli beslenme de önemlidir. Akdeniz diyeti yapın, yeşillikleri kullanın. Çünkü demans sadece D vitamini eksikliğinden kaynaklanmaz. B12, folik asit yani üçünün birlikte alınmış olması lazım” dedi. “Bilinçsiz kullanılan D vitamini tehlikelidir” “D vitamininde yağda eriyen bir vitamin, zehirlenmesi var” diyen Uzm. Dr. Eryiğit, “O yüzden bilinçsiz şekilde kullanılması çok tehlikelidir. Doktoruna ölçüm yaptırmadan kesinlikle D vitamin takviyesine başlamasınlar. ‘Yeterli yere geldi’ demeden de vitamin takviyesi kesilmemelidir. Tedaviye ise kanda serum düzeyine bakarak karar veriyoruz” uyarısında bulundu. “Arada cam olmasın, direk maruziyet istiyoruz” Demanstan korunmak için kişilere tavsiyelerde bulunan Uzm. Dr. Eryiğit şunları söyledi: “Hem zihinsel hem de bedensel egzersiz çok önemlidir. Özellikle multivitaminlerin içerisinde yer alan D vitamini son derece düşük doz ve asla yeterli olmuyor. Hasta, ‘nasıl olsa ben bir kompleks vitamin alıyorum’ deyip doktora gitmiyor. ‘Ben zaten içiyorum’ deyip ölçtürmüyor. Hâlbuki aldığı şey günlük tüketime bile yetmiyor. Unutkanlık çok önemli bir şikâyettir. Genç yaş ya da yaşlı, hiç fark etmez varsa unutkanlığınız mutlaka nöroloji uzmanına başvurun. Lütfen güneşe biraz maruz kalın. Sadece elinizden yüzünüzden değil, kollarınızdan, bacaklarınızdan da D vitamini alın. Her gün en az 45 güneşte kalın. Ama arada cam olmasın, direk maruziyet istiyoruz.”
Antalya Antalya’da 23 Nisan coşkusu başladı Antalya Büyükşehir Belediyesi 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları büyük bir coşku ile başladı. Kutlamalar için dünyanın dört bir yanından Antalya’ya gelen çocuklar Sevgi Korteji düzenledi. Geleneksel rengarenk kıyafetleriyle çocuklar Cumhuriyet Meydanı’nı kültürel motiflerle bezenmiş dansları ile renklendirdi. Antalya Büyükşehir Belediyesi, Antalya Valiliği, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Gençlik Spor İl Müdürlüğü işbirliği ile FOMGED Gençlik Kulübü’nün düzenlediği 23 Nisan Uluslararası Antalya Çocuk Şenliği kapsamında 15 farklı ülkeden Antalya’ya gelen 500 çocuk, Büyükşehir Belediyesi Bandosu eşliğinde Sevgi Korteji yaptı. Türkiye’nin çeşitli şehirlerinden gelen çocukların da yer aldığı kortej, Atatürk Parkı’ndan başlayıp Cumhuriyet Meydanı’na kadar vatandaşların yoğun ilgisi ile devam etti. Dans gösterileri Cumhuriyet Meydanı’nda sona eren kortej sonrası saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Meydanda kurulan sahnede Ukrayna, Polonya, Litvanya, Özbekistan, K.K.T.C, Azerbaycan, Gürcistan, Kırgızistan, Tataristan, İran, Romanya, Endonezya, Kazakistan ve Estonya’dan gelen çocuklar kültürel mirasları olan ülkelerine özgü dansları ve müziklerini Antalyalıların beğenisine sundu. Antalyalılar bu anları cep telefonları ile fotoğraf çekti. Dünyaya barış mesajı Kültür şöleninin yaşandığı şenlikte vatandaşlar, çocukların gösterilerine alkışlarla eşlik etti. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dünya çocuklarına armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı coşkusunu doyasıya yaşayan çocuklar Antalya’dan dünyaya barış, kardeşlik, dostluk ve sevgi mesajı verdi.
Ankara Büyükçekmece Belediye Başkanı Akgün, Anıtkabir’i ziyaret etti Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün, 7’inci kez belediye başkanı seçilmesinin ardından Anıtkabir’i ziyaret etti. 31 Mart 2024 Mahalli İdareler Genel Seçimleri’nde 7’inci kez belediye başkanlığını kazanan ve mazbatasını alan Büyükçekmece Belediye Başkanı Akgün, CHP Büyükçekmece İlçe Başkanı Halis Çiçekçi, 24. Dönem İstanbul Milletvekilimi Süleyman Çelebi, ilçe teşkilatları ve meclis üyeleriyle birlikte Ankara’ya gelerek Anıtkabir’i ziyaret etti. Akgün ve beraberindeki heyet, Aslanlı Yol’dan yürüyerek Atatürk’ün mozolesine ulaştı. Akgün ve beraberindeki heyet mozoleye çelenk bırakılmasının ardından saygı duruşunda bulundu. Büyükçekmece Belediye Başkanı Akgün daha sonra Misak-ı Milli Kulesi’ne geçerek Anıtkabir Özel Defteri’ni de imzaladı. Akgün deftere şunları yazdı: “Yolundan bir an olsun ayrılmadığımız Büyük Önderimiz! Büyükçekmece halkının 1994 yerel seçimlerinden bu yana Belediye Başkanlığıyla 7. kez yine şahsımı görevlendirmelerinin onuruyla, bir kez daha ebedi istirahatgahınızda minnet ve şükranla huzurunuzdayım; değerli hatıralarınız önünde saygı ve sevgiyle eğiliyorum. Büyükçekmece halkı adına, ülkenin modernleşmesi ve çağdaşlaşması için büyük bir vizyon ve liderlikle kurduğunuz Cumhuriyet’in ışığında, eğitim ve bilim yolunda ilerlemeye devam edeceğimize olan inancımı huzurunuzda da ifade etmek istiyorum. Bugün, sizin siyasal, ekonomik, toplumsal, hukuksal, kültürel devrimleriniz ışığında; cumhuriyetçilik, laiklik, milliyetçilik, devletçilik, halkçılık ve devrimcilik ilkeleriniz doğrultusunda mirasınızı yaşatmak ve ileri taşımak bizim en kutsal görevimizdir. Sizden aldığımız ilhamla, eşitlikçi, adil, sosyal, halkın yönetime katılımının esas alındığı, söz ve karar sahibi oldukları bir belediyecilik anlayışını daha aydınlık bir geleceğe doğru taşımaya devam edeceğiz. Sizden aldığımız kudret ve cesaretle, yaktığınız aydınlanma ışığını söndürmeden taşıyacak, Cumhuriyetimizi yeni eserlerle yücelterek gelecek kuşaklara yurttaşı olmaktan onur ve gurur duyacakları bir ülke, aydınlık yarınlar bırakmak için yılmadan çalışacağımıza ant içeriz.” Akgün ve beraberindeki heyet, Anıtkabir avlusunda bulunan 2’nci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün kabrini de ziyaret etti.
İstanbul İstanbul Valisi Gül: “Kiracıları kiracı olarak, ev sahiplerini ev sahibi olarak kalıcı bir şekilde evlerine çıkartacağız” Gaziosmanpaşa’da meydana gelen toprak kaymasıyla ilgili açıklamada bulunan İstanbul Valisi Davut Gül, "Şuan itibariyle 30 ev boşaltıldı. Bugün ve yarın kiracıları kiracı olarak, ev sahiplerini ev sahibi olarak kalıcı bir şekilde evlerine çıkartacağız. Her hangi bir can kaybımız ya da yaralımız yok” dedi. Gaziosmanpaşa’da dün meydana gelen toprak kaymasında 30 bina tahliye edildi. Tahliye edilen evlerde yaşayan 114 vatandaş, otellere ve akrabalarının yanlarına yerleştirildi. İstanbul Valisi Davut Gül, hasar alan binaların durumu hakkında bilgi almak için olay yerinde incelemelerde bulundu. Bölgedeki incelemelerin ardından Vali Gül, konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Toprak kaymasının meydana geldiği alan ise dron ile görüntülendi. İncelemelerin ardından açıklama yapan İstanbul Valisi Davut Gül, “Burası riskli alan olarak ilan edilmiş. Kentsel dönüşüm devam ediyor. Tek katlı evler var. Bu tek katlı evlerden 3 tanesi dün toprak kayması neticesinde zarar gördü. Diğer evler de gerek yağmurdan gerekse muhtemel toprak kaymalarından etkilenmesi için tedbir amacıyla boşaltıldı. Şuan itibariyle 30 ev boşaltıldı. Bu bölgedeki evlerin normalde de boşaltılması gerekiyor. Bunlar toplamda 114 kişiye denk geliyor. Vatandaşlar otellere ve akrabalarının yanlarına yerleştirildi. Evlerde yaşayanların kiracı ya da ev sahibi olup olmadığını belirlemeye çalışıyoruz. Bugün ve yarın kiracıları kiracı olarak, ev sahiplerini ev sahibi olarak kalıcı bir şekilde evlerine çıkartacağız. Her hangi bir can kaybımız yada yaralımız yok. Burada vatandaşlarımızın muhtemel bir can ve mal kaybıyla karşılaşmaması için, Çevre Şehircilik Bakanlığı’mızın koordinesinde valilik, kaymakamlık, belediye, Kızılay, AFAD gibi kurumlarla birlikte bir organizasyon yaptık. Toprak kayması inşaat çalışması yapılan yerdeki meyilli arazide. Şuana kadar bu bölgenin genelinde bir toprak kayması tespit etmedik. Burada daha önce tespit edilen riskli yapı olarak kayıtlarda olan, normalde taşınması ve yıkılması gereken, şimdiye kadarda hak sahipleri ile belediye arasında anlaşma olmadığı için taşınması geciken yapılar var. Normalde toprak kayması olmasa bile buradaki yapıların riskli olduğu için taşınıp yıkılması lazım” şeklinde konuştu.