GÜNDEM - 31 Temmuz 2016 Pazar 10:32

Harp Okulundan ayrıldı Tıp Fakültesini kazandı

A
A
A
Harp Okulundan ayrıldı Tıp Fakültesini kazandı

Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) baskıları nedeniyle 2013 yılında İstanbul Tuzla'daki Deniz Harp Okulunu bırakan Fırat Okta, 2014 yılında yeniden sınava hazırlanarak Denizli Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesini kazandı.

Okta, Deniz Harp Okulu’nu gereksiz rapor edilmeler yüzünden bırakmak zorunda kaldığını belirtti.
Denizli’de öğretmen babanın ve ev hanımı annenin iki çocuğundan biri olan 25 yaşındaki Fırat Okta, 5 yıl askeri lisede eğitim aldıktan sonra 2010 yılında İstanbul Deniz Harp Okulu'nda eğitim görmeye başladı. Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) baskıları nedeniyle 2013 yılında İstanbul Tuzla'daki Deniz Harp Okulunu bırakan Fırat Okta, 2014 yılında yeniden sınava hazırlanarak Denizli Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesini kazandı. Tıp Fakültesi 2. sınıf öğrencisi olan Okta, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında bir düzenleme yapılması durumunda askerlik mesleğine geri dönmek için düşüneceğini belirtti.
“Bize okuldan ayrılmamızı söylüyorlardı” 

İstanbul Denizli Harb Okulu 3. sınıfta büyük sıkıntılar yaşadığını belirten Okta, “Benim ve arkadaşlarım hakkında pek çok rapor edilmeler oldu. Bizi rapor eden kişiler de malum kişilerdi. Benim disiplin puanım eksi 22'ye kadar düşmüştü. Benim bu konuda bir kaç tane savunmam cevapsız kaldı. Tabur komutanıma yıl bittiği zaman okuldan ayrılacağımı söyledim. Benimle artık uğraşmayın dedim. O da bunu kabul etti. O saatten sonra benimle kimse uğraşmadı. Eksi 22 puan ile okuldan ayrıldım. Bizi de okulda korkutuyorlardı. Bize okuldan ayrılmamızı söylüyorlardı. Ailemizi ve ileride çocuğumuzu etkiler diye tehdit ediyorlardı. Biz bunlardan dolayı ayrılmak zorunda kaldık. Kendi isteğimiz ile ayrıldığımız için de bir hak talep edemiyoruz” dedi. 

“Bize sürekli disiplin yönünden baskı oldu” 

15 Temmuz akşamı yaşanılan darbe girişiminden sonra haklarını yeniden talep edebileceklerini belirten Okta, “Harp okulunda daha çok disiplin yönünden uzaklaştırma oldu. Bize sürekli disiplin yönünden baskı oldu. Ben arkamdaki kişiye selam vermediğim için ceza aldım. Yönergede böyle bir şey yok. Benim amacım SAT komandosu olmaktı. Bu uğurda gerçekten çok çalıştık. Türkiye üçüncülüğü derecem var. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaldığı otele saldıran askerlerin de SAT komandosu olması şüphe uyandırdı” dedi. 

“Türkiye'de 4 bin 300 sıralamasına girdim” 

“8 yıl askeri lisede eğitim almış bir kişi disiplinsizlik yüzünden nasıl okuldan uzaklaştırılabilir?” diyen Okta, “Madem ki be disiplinsizim, akademik durumum çok iyi değil, ben nasıl oldu da Türkiye'de 4 bin 300 sıralamasına girerek Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesini kazandım. Şuanda da okulumda da çok iyi bir durumdayım. Okuldan ayrıldığım için psikolojik tedavi görmeye başladım. Ailem de üzülmesin diye söylemedim. 5 aydır ilaç kullanarak psikolojik tedavi görmeye devam ediyorum. Çok zor dönemlerden geçtik” diye konuştu. 

“Kendi adıma iyi ki 15 Temmuz gecesi oldu diyorum” 

15 Temmuz gecesinin kanlı ve kötü bir gece olduğunu belirten Okta, “Ben kendi adıma iyi ki 15 Temmuz gecesi oldu diyorum. Çünkü bu terör örgütü mensuplarını başka bir şekilde temizleyemezdik. Bunların hızlı bir şekilde adil olarak ordudan uzaklaştırılması gerekiyor. Karşımızda çok büyük bir yapılanma ve terör örgütü görüyoruz. Cemaatçi yapılanma şuanda Deniz Harp Okulu'nda vardır. Şunu iddia edebilirim şuan ki teğmenlerin ve üsteğmenlerin ilk yıllarında olan kişilerin çoğunun cemaatçi olduğunu düşünüyorum. Askeriyeden ayrıldığım için 63 bin liralık tazminat ödemeye mahkum edildim. Bunu ödemem devam ediyor. Maddi olarak zor bir durumdayız. Ben devletin bana sağlamış olduğu bursundan ve kredisinden faydalanamıyorum. Tıp Fakültesini bitirince pediatri alanında uzmanlaşmak istiyorum” diye konuştu. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.