GÜNDEM - 29 Mart 2017 Çarşamba 00:21

Hava Harp Okulu öğrencileri davasında ilk celse

A
A
A
Hava Harp Okulu öğrencileri davasında ilk celse

FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında paraşüt eğitimi için İstanbul’dan Ankara’ya getirilen ve tutuksuz yargılanan 51 Hava Harp Okulu öğrencisi hakkında açılan davanın ilk celsesi görüldü.

Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davaya tutuksuz yargılanan sanıkların tamamı, taraf avukatları ve sanık aileleri katıldı. Duruşmada, sanıkların savunmaları dinlenildi. Sanık A.U. 15 Temmuz gecesi Kara Harp Okulunda olduklarını, kendilerini güvenli bir yere götürmek için bulundukları noktaya helikopterler gönderildiğini anlattı. A.U. 50 kişilik tam teçhizatlı askerlerin dışarıda hazır beklediğini gördüğünü kaydederek, kendilerinde teçhizat bulunmadığını, ellerinde sadece valizlerinin olduğunu ifade etti. A.U, "Daha sonra iki adet helikopter geldi. Helikopterlerin halka ateş ettiğini gördüğümüz için tedirgin olduk. Bir arkadaşım telefonunu koğuşta unuttuğunu söyledi ve beraber onu almaya gidip gitmeyeceğimizi sordu. Onunla gitmeyi kabul ettim. Anafartalar taburuna girdiğimiz zaman kalabalık bir ekip silahlanmıştı ve silahlara mermi basıyordu. Onun için Kara Harp Okulu güvensizdi. Arkadaşıma ’yavaş gidelim bizi yanlış anlayabilirler’ dedim. Koğuşlar bölgesine geçtik telefonu aldık. Arkadaşlarımızın yanına gitmek için acele ediyorduk. Daha sonra helikopterlerin bulunduğu yere geri döndük. Bazı arkadaşlarımız zorla götürülmüşlerdi. Etrafımızda bir kaç silahlı kişi vardı. Tam teçhizatlı olmalarından dolayı can güvenliğimiz tehlikedeydi. 91 arkadaşımız helikopter ile gitti. Onlar suçlu, biz suçsuz diye bir durum yok. Onlarda suçsuz diye düşünüyorum. Helikopter geri gelseydi biz de gidebilirdik" diye konuştu.

Kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmediğini ifade eden A.U., "Ben de ve arkadaşımda ByLock olmadığı tespit edilmiştir. Kara Harp Okulunda bulunan eşyalarımız arandı ve hiçbir suç unsuru bulunmadı. Suçlamaları kabul etmiyorum, hiçbir terör örgütüne üye değilim" dedi.

"ÜZERİNDE TÜRK BAYRAĞI VARDI AMA BEN O HELİKOPTERDEN KORKTUM"

Sanık A.T.İ., Kara Harp Okulunun kendileri için güvenli olmadığını, bazı askerlerin mermi bastığını gördüğünü söyledi. A.T.İ, "Oraya gelen helikopter başka bir ülkenin helikopteri değildi. Üzerinde Türk bayrağı vardı ama ben o helikopterde korktum. Helikopter gelince ağaçların arasına saklandık. Darbe girişimini biliyorduk. Ama darbeci mi, değil mi, bizi güvenli yere mi götürecek bilemedik. Ne giden arkadaşların ne de bizim suçumuz yok. Bizi zorla sıraya geçirdiler. Helikopter gelseydi hepimizi götüreceklerdi. Giden arkadaşlardan birini aradım. ’Biz indik sizin gelmenizi bekliyoruz’ dediler. Bizi azarlayan yarbayın yanında bir de albay vardı. Onun törenlerde savaş beden eğitimi komutanı albay olduğunu biliyorum. İsim olarak bilmiyorum. Bizimle alakası yoktu önümüzden geçip gitti" ifadelerini kullandı.

"DEVLETİME KÜSKÜN DEĞİLİM"

6 ay hapis yattığını daha sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığını anlatan A.T.İ, "Bütün bu olanlara rağmen ben devletime küskün değilim. Devlet bizim, bayrak bizim, vatan bizim. Subay olarak hayallerim vardı, belki de şehit olacaktım. Şimdi mühendislik fakültesine yerleştim, mühendis olarak da devletime hizmet vermeye devam edeceğim" şeklinde konuştu.

Abdullah Sarıca

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Uluslararası 7’nci İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bieanali başladı Dünyanın en büyük çocuk ve gençlik sanat organizasyonu olan Uluslararası 7. İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali, Beyoğlu Belediyesi İstiklal Sanat Galerisi’nde başladı. Uluslararası 7. İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali, İstiklal Sanat Galerisi’nde düzenlenen organizasyonla başladı. Açılışa Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney ve çok sayıda davetli katıldı. Açılışta genç sanatçılar bu yıl Bienal’in teması olarak seçilen “Umut” kavramına yönelik eserlerini sergiledi. Milli Eğitim Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, İBB, yerel belediyeler, akademik çevreler ve 40’ın üzerinde STK’nın desteği ile düzenlenen Bienal’de 25 il, 12 ülkeden 6 bin katılımcı projelerinin izleyiciyle buluşturacak. 23 Mayıs’ kadar devam edecek olan Bienale İstiklal Sanat Galerisi, Şehir Hatları Vapurları, Kadıköy ve Beşiktaş İskele Meydanları gibi önemli mekanlar ev sahipliği yapacak. Bir ay sürecek ve bu yıl yedincisi düzenlenen bienalde 5 bin 250 çocuk ve genç sanatçının 579 projesi sergilenecek. Etkinliğin ana mekanı olarak MKM Beşiktaş Çağdaş belirlendi. İkinci sergi mekanı olan İstiklal Sanat Galerisi’nde çocuk ve gençlerin ‘umut’ temalı eserleri sanatseverlerle buluştu. Ana tema: Umut Bu sene bienalin ana teması olarak "Umut" kavramı seçildi. Bu kavram çevresinde eserleriyle katılacak sanatçılar; resim, heykel, fotoğraf, enstalasyon ve performans çalışmalarını ve diğer yandan bu yıl eklenen maker, yapay zeka, dijital sanatlar gibi alanlardan eserleri ile de katılacak. “Ülkemizin geleceği sağlam ellerde” Bienalin açılış töreninde konuşan Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney, “ 7’inci İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bieanali’ne ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyuyorum. Çocuklarımız “Umut” temasını işlemişler. Geleceğe dair, yarınlara dair, barışa dair, yeşile dair, kadınlara dair, umutlarına dair ne varsa sanatsal bir üretkenlikle eserlerine yansıtmışlar. Ben burada ülkenin geleceğine dair umutlandım. Kadına şiddeti, doğayı, yeşili ve geri dönüşümü işlediklerini görünce benim de ülkenin geleceğine dair umutlarım yeşerdi. O yüzden ben bütün çocuklarımızın emeğine sağlık diyorum. Ülkemizin geleceği sağlam ellerde diyorum. İnşallah bu umudu ömür boyu hafızalarında, yüreklerinde ve fikirlerinde taşırlar. İnşallah ülkenin geleceğine dair bu üretkenliklerini bu umut ateşiyle harmanlarlar. Ülkemizin geleceğinin, çocukların üretkenliklerine, umutlarına ihtiyacı var. Bu umudun Beyoğlu’ndan yeşermesi bizi ayrıca mutlu etti. Bienale emek veren tüm dostlara teşekkür ediyorum. İnşallah Beyoğlu’nun daha yoğun kültür-sanat etkinlikleriyle buluşacağı günler yakın” dedi. Bienal Direktörü Gazi Selçuk ise, “Dünyanın en büyük çocuk ve gençlik organizasyonunu İstanbullular ile buluşturduk. Bu bizim için çok büyük bir mutluluk. Bu organizasyonun arkasında çok büyük bir ekip var. 120’ye yakın STK, kamu ve yerel yönetimle birlikte bu etkinliği yapıyoruz. Dünyada da örneği yok. Bu çok ciddi bir kolektif üretimin sonucu. Bütün derdimiz geleceğe hazır yeni kuşakların oluşması için uygun bir iklim oluşturmak” dedi.
İstanbul Sanayi Bakanı Kacır: “Geçtiğimiz yıl sağlık sektöründe 62 milyar liradan fazla yatırımı harekete geçirdik” Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Sadece geçtiğimiz yıl sağlık sektöründe 404 yatırıma teşvik belgesi düzenleyerek, 62 milyar liradan fazla yatırımı harekete geçirdik ve yaklaşık 11 bin nitelikli istihdamın önünü açtık” dedi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Kampüsü’nde Yaşam Bilimleri KOBİ’leri İçin Küresel Rekabetçiliğe Doğru Ar-Ge Destek Laboratuvarlarına Destek Projesi lansman programı düzenlendi. Lansmana Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Naci İnci ve araştırma görevlileri katıldı. Programda konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, “Global pazar büyüklüğü 2027 yılında 10 trilyon dolara ulaşacağı öngörülen sağlık sektöründe yalnızca eski sorunlara yeni yaklaşımlar sunmakla kalmayan, aynı zamanda sağlık sektörünü ve teknolojilerini yeniden tanımlayan, çözümler üreten, daha dinamik, gelişmelere hızlı yanıt veren bir sağlık ekosistemi oluşturan ülkeler etkili olacak. Milli Teknoloji Hamlesi hedeflerimiz doğrultusunda ülkemizin yüksek teknoloji alanlarında rekabetçi ürün ve hizmet sunma kapasitesini geliştirmesi için bu dönüşümü bir fırsat penceresi olarak görüyoruz” ifadelerini kullandı. “62 milyar liradan fazla yatırımı harekete geçirdik” Yapılan yatırımlardan bahseden Bakan Kacır, “Sadece geçtiğimiz yıl sağlık sektöründe 404 yatırıma teşvik belgesi düzenleyerek, 62 milyar liradan fazla yatırımı harekete geçirdik ve yaklaşık 11 bin nitelikli istihdamın önünü açtık. Katma değerli üretimi teşvik etmek ve cari açığı azaltmak üzere hayata geçirdiğimiz Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı kapsamında biyobenzer ilaçlardan kanser ve otoimmün ilaçlara, ortopedik cihazlar ve protezlerden yenilikçi eşdeğer ilaçlara kadar toplam büyüklüğü 22 milyarı geçen 56 yatırım projesini destekliyoruz” dedi. “17 bine yakın kişiye toplam 41 milyar lira destek sağladık” Kacır, “Bugüne kadar teknoparklarımızdaki 3 bin 700’den fazla teknoloji girişiminin sağlık teknolojileri alanındaki 21 binin üzerinde projesine destek verdik. TÜBİTAK destek programlarımızda Ar-Ge ve yenilik konu başlıkları altında sağlık sektöründeki çalışmalara öncelik veriyoruz. TÜBİTAK burs ve destek programlarımız kapsamında son 22 yılda sağlık alanında 9 bin 500’den fazla projeye ve 17 bine yakın kişiye toplam 41 milyar lira destek sağladık. Sağlık teknolojilerinde nitelikli Ar-Ge çalışmalarına imza atarak sağlıkta yeni çözümlerin geliştirmesi yolunu açtık. Üniversitelerin akademik potansiyelini, insan kaynağını ve altyapısını girişimcilik kültürüyle buluşturarak, disiplinler arası işbirliğini harekete geçirdik” şeklinde konuştu.
Rize Gustavo Sauer: "Dışarıdaki maçlardan iyi skorlar alamadık" Çaykur Rizespor’un 30 yaşındaki futbolcusu Gustavo Sauer, deplasmanda oynadıkları maçlarda iyi skorlar alamadıklarını söyledi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında 28 Nisan Pazar günü saat 19.00’da MKE Ankaragücü ile sahasında karşılaşacak olan Çaykur Rizespor, bu maçın hazırlıklarına devam ediyor. Çaykur Didi Stadyumu’nda gerçekleşen antrenman öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Brezilyalı futbolcu Gustavo Sauer, "Süper Lig’de maçlar çok zor. Ankaragücü’ne karşı daha önce iki maç yaptık. İkisi de zorlu maçlardı. Taraftarımızın önünde oynayacağımız bir maç olacak. Onların gücüyle galibiyetle ayrılacağımız bir maç olacağını düşünüyorum. Tabii ki bu soruya olumlu cevap vermek mümkün değil. Olumlu bir şey söyleyemem. İlk geldiğim andan itibaren bir adaptasyon sorunu olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Son aylardaki performansımı beğeniyorum diyebilirim. Maçlarda vurduğum şutların yarısı kaleyi sıyırmayıp gol olsaydı farklı şeyler konuşuyorduk. Genel olarak memnun değilim ama son aylardaki performansımdan memnunum. Her maçın ayrı bir hikayesi oluyor. Her maça ayrı bir şekilde hazırlanıyoruz. Dışarıdaki maçlarda iyi skorlar alamadık. Hatta son maçta birçok fırsat yakaladık. Oyunu domine eden bizdik ama mağlubiyetle ayrıldık. Evde oynadığımız maçlarda taraftarımızın desteği kendimizi daha rahat hissetmemiz iyi skorları tetikliyor olabilir. Buna çözüm bulmaya çalışıyoruz" şeklinde konuştu.