GÜNDEM - 19 Ekim 2018 Cuma 11:36

Havalimanı polisiydi THY’ye pilot oldu!

A
A
A
Havalimanı polisiydi THY’ye pilot oldu!

Filosunu büyüten THY ailesine 500 yeni pilot katıldı. Atatürk Havalimanı’nda polis olarak görev yapan ve 18 aylık pilotaj eğitimimi tamamlayan 32 yaşındaki Musa Aslan da en büyük hayaline ulaştı.

Son 15 yılda gelişimini istikrarlı bir şekilde sürdüren Türk Hava Yolları, 2023 hedefleri doğrultusunda genişlettiği filosunu yeni pilot katılımlarıyla güçlendirmeye devam ediyor. THY'de göreve yeni başlayan 500 pilot, "Ailemize Hoş Geldiniz" etkinliğinde bir araya geldi. Kaptan pilot, ikinci pilot ve yetiştirilmek üzere pilot unvanlarıyla 2018 yılında göreve başlayan pilotlar için düzenlenen törene THY Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkan Vekili Bilal Ekşi ve şirket yöneticileri katıldı.

Etkinliğindeki konuşmasına kurumun tarihine kısaca değinerek başlayan THY Genel Müdürü Bilal Ekşi, kazanılan başarıların yenilerine ilham olacağını vurguladı. Ekşi, "Türkiye’nin en değerli markası olarak yükselmeye sizlerle devam edeceğiz. Elimizden gelenin her zaman artı bir fazlasına odaklanmalıyız. Hedeflerimize ailemizin gayretleriyle ulaşacağız. Bu törenle 41 kaptan pilot, 286 ikinci pilot ve kendi yetiştireceğimiz pilotlar ile toplam 500 pilotun ailemize katılımını gerçekleştiriyoruz. Yıl sonuna kadar Türk Hava Yolları’na katılan pilot sayısının bin 100’e ulaşmasını bekliyoruz” dedi.

"Türk gençlerini pilot olmaya davet ediyorum" 

Pilot ihtiyaçlarını Türk gençlerinden karşılamak istediklerini söyleyen Ekşi, ”Türk Hava Yolları pilot yetiştirmek için Aydon Çıldır’da bir okul kurdu. Ayrıca Türkiye’deki bütün uçuş okullarına biz yetiştirilmek üzere pilot aday adayı veriyoruz. Dolayısı ile Türkiye’den, Türk insanından, Türk gençlerinden pilot yetiştirmek için elimizden geleni yapıyoruz. Hatta bazen yurt dışına bile gönderiyoruz ki pilot açığımız Türk gençleriyle karşılansın diye. Yeni bir gelişme olarak MultipilotLicence (MPL) dediğimiz pilotları daha kısa sürede bünyemize katacak sistemle çalışmaya başladık. İnşallah bu sene sonu ilk ekibimizi de bünyemize alacağız. Dolayısı ile bu pilot arkadaşlarımızı daha kısa sürede yetiştirme imkanına sahip olacağız. Türk Hava Yolları pilot ihtiyacını hem kendi bünyemizden yanı sıfırdan pilot arkadaşlarımızı yetiştirmeye çalışıyoruz. Hem de bizde çalışmak isteyen tecrübeli arkadaşlarımızı da Türk Hava Yollarına davet ediyoruz. Biz şuana kadar 2018’de 500'üncü arkadaşımızı bünyemize kattık. Tabii şuan çalışmalarımız devam ediyor. Yeni pilot arkadaşlarımız bünyemize gelmeye devam ediyorlar. Bu bir süreç ama benim tüm pilot arkadaşlarımıza mesajım şu, pilotluk çok güzel bir meslek. Maddi anlamda da güzel bir meslek. Manevi anlamda, tatmin anlamında güzel bir meslek. Dolayısı ile ben havayollarına geçmek isteyen arkadaşlarımızı birazcık da İngilizcelerini geliştirerek pilot olmaya davet ediyorum. Şuanda 4 bin 800’ün üzerinde arkadaşımız bünyemizde uçuyorlar. Biz bu sene 600'e yakın arkadaşımızı filomuza katacağız. Ama dediğimiz gibi bu bir süreç. Önümüzdeki yıl bizim 41 tane uçağımız gelecek, biz de buna yönelik alımları yapıyoruz. Ama ondan sonraki yıl da devam ediyor. Pilotluk her zaman ihtiyaç duyulan bir meslek. Bu dünyada da böyle. Dolayısı ile gençleri pilot olmaya ailelerinin teşvik etmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

"Türk Hava Yolları 85 yıldır hazır" 

Türk Hava Yolları'nın yeni havalimanı için tüm çalışanlarını tamamlayarak hazır olduğunu söyleyen Ekşi, ”Türk Hava Yolları 85 yıldır hazır. Türk Hava Yollarının hazır olmadığı bir şey yok. Dolayısı ile yeni havalimanının faaliyete geçebilmesi için tüm desteğimizi oraya veriyoruz. Uçaklarımızı götürüyoruz, elemanlarımızı götürüyoruz ve bunları yaparken de büyük bir yardımlaşma ile yapıyoruz. Yeni havalimanı 29 Ekim’de açılacak. Bir tören yapılacak. Sayın Cumhurbaşkanımız açacak. Ama ondan sonra tüm büyük projelerde olduğu gibi 2 ay bir test süreci olacak. Buradaki amaç ne? Yolcuyu hiçbir şekilde mağdur etmeden bu işi yapabilmek. Bu kadar büyük bir projede siz ne yaparsanız yapın ufak tefek aksaklıklar olacaktır. Bu iki aylık süreç bu aksaklıkları minimize edebilmek için önemli. Geçende yapılan test iyiydi ama elbette büyük projelerde küçük aksamalar olur. Onda da vardı. Onlar da düzeltilecek. İki ay boyunca biz her gün orada seferler yaparak, varsa şayet ki ufak tefek olabilir. Bu hatalar düzeltilerek, 31 Aralık'ta inşallah büyük geçişe hazırlık yapacağız. O geçişle beraber her şeyin dört dörtlük olmasını istiyoruz. Müteahhit firmaya dediğimiz o, DHMİ ve SHGM de müteahhit firmayı yönlendirdiği o. Ben bir problem görmüyorum. İnşallah 31 Aralık'ta büyük geçiş, büyük göç olacak" ifadelerini kullandı.

"Dışarıdan pilot bulmak o kadar kolay değil" 

Pilotluk için başvuran 100 adayın ancak 7 veya 8’inin tüm sınavlardan geçtiğini söyleyen Ekşi, ”Bize müracaat eden 100 adayın ancak 7 veya 8’i tüm sınavlardan geçebiliyor. Dünyada da bu böyle. Bizde gençlerimizin biraz İngilizce problemi var. Onu halletmeleri gerekiyor. Türk Hava Yolları pilot ihtiyacını Türkiye’den karşılamak için elinden geleni yapıyor. Bunu diğer havayollarından da bekliyoruz. Eğer ileride yabancı pilota mahkum kalmamak istiyorsak Türkiye’de gençleri daha iyi yetiştirmek ve pilotluğa teşvik etmek gerekiyor. Türk Hava Yolları gerekli yatırımları yapıyor. Uçuş okullarını da destekleyerek olabildiğince kendi bünyemizden bunu karşılamaya çalışacağız. Biz global bir hava yoluyuz. Dışarıdan da pilot alımımız oluyor. Dünyada büyük bir pilot açığı var. Dışarıdan istediğiniz gibi pilot bulmak o kadar kolay değil. Ama Türk gençlerinin bu alandaki boşluğu dolduracağına inanıyorum” dedi. 

Polisti pilot oldu

Atatürk Havalimanı’nda polis olarak görev yaptıktan sonra pilot olan 32 yaşındaki Musa Aslan, “Çocukluğumdan beri hayal ettiğim bir meslekti. Havalimanında görev yaptığım sürece uçuş ekiplerini gördüğümde bu isteğimin arttığını gördüm. Sabırla yolumda devam ettim. 18 aylık pilotaj eğitimimi tamamladım. Hayal ettiğim şirketteyim. İki meslekte kurallara uymayı gerektiren şerefli meslek. Arkadaşlarım da benimle gurur duyuyor. Azmin sonu her zaman başarıya ulaştırıyor” diye konuştu.  

Hostesti pilot olacak 

7 yıldır kabin memuru olarak görev yapan Pınar Çetin ise, havacılığı bırakamayacağına karar verdikten sonra pilotaj eğitimine başvurduğunu ifade ederek, “Havacılığa merakım çok erken yaşlarda vardı. Zorlu bir eğitim süreci bekliyor. İki yıl eğitim alacağım. Bu kararım arkadaşlarım için de sürpriz oldu. Hepimiz aynı çatı altındayız. Bu şirketin başarısı için çaba harcıyoruz. Umarım kokpit koltuğunda oturmayı da başarabiliriz" dedi.
Tarom Romen Havayolları'nda Boeing 737 tipi uçaklarda ikinci pilot olarak görev yapan Beatrice Filip de THY ailesine katıldı. Toplam 2 bin uçuş saati bulunduğunu ve 3 ay önce THY’ye katıldığını ifaden eden Filip, “THY çok büyük bir şirket, burada olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Umarım uzun yıllar burada görev yaparım” şeklinde konuştu.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta Filistin için yürüyüş düzenlendi Bitlis’in Ahlat ilçesinde sivil toplum kuruluşları öncülüğünde Gazze’deki saldırı ve ablukanın sonlanması, Filistin’in özgürlüğü için yürüyüş ve basın açıklaması düzenlendi. Bitlis Filistin Dayanışma Platformu öncülüğünde düzenlenen yürüyüşe yüzlerce kişi Filistin bayrakları ve çeşitli dövizlerle katıldı. İlçenin Akkoyunlu Camii önünde başlayan yürüyüşte sloganlar atılarak 15 Temmuz Çeşmesine geçildi. Burada ortak basın açıklamasını okuyan Bitlis Filistin Dayanışma Platformu Sözcüsü Emrullah Erkan, Gazze’yi unutmadıklarını ve hiçbir zaman unutmayacaklarını söyledi. Siyonist İsrail’in yaptığı soykırımı lanetlemek, Filistinlilerin yanlarında olduklarını göstermek için alanlarda olduklarını söyleyen Erkan, “Kendi yolunda cihat edenlere izzet, yolundan yüz çevirenlere zillet elbisesi giydiren Allah’a hamdolsun. Tarih boyunca haddini aşmış nice tağutları helak eden, yeryüzünün mustazaflarına özgürlük ve salih kullarına yeryüzünün verasetini vaat eden Eabbimize hamdolsun. Gazze’deki soykırım ve bütün yoksunluklara rağmen şanlı direniş 6. ayını da geride bıraktı. Altı Gün Savaşlarında bölgenin en güçlü ülkelerini dize getiren İsrail, neredeyse yirmi yıldır abluka altında tuttuğu Gazze direnişine karşı hiçbir askeri başarı elde edemedi. İnsanlık, tarih boyunca gördüğü en büyük zulümlerden birine şahitlik ediyor. Apartheid rejimi işgalci İsrail; kadın, çocuk, yaşlı ve sivil ayırt etmeksizin Gazze’de soykırım suçu işliyor. Yaşanan bu işgal ve soykırım, vicdan sahibi yürekleri kanatıyor, başta bölgemiz ve Ortadoğu olmak üzere tüm dünyanın huzuruna kast ediyor. Gazze’de şu anda on binlerce insan, yeterli gıdaya ve suya ulaşamıyor. Evet, ne yazık ki on binlerce insan 2024 yılında dünyanın gözleri önünde açlık ve susuzluk sebebiyle ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalmış durumda. Gazze; direnişiyle, şehadetleriyle ders vermeye, uyandırmaya, diriltmeye devam ediyor. İslam dünyası ise anlamıyor. Nitekim, Filistinli imam Mahmut Hasanat, hutbeye çıkarak; ’30 bin şehidin, 70 bin yaralının, 100 bin sakatın, 2 milyon evsiz ve aç susuzun uyandırmadığı, bir şey anlatmadığı bir ümmete ben buradan konuşsam ne olur konuşmasam ne olur, kamet getirin de namazımızı kılalım’ dedi ve hutbeden indi. İnsanlık için feveran, ümmet için sitem olan bu haykırışı çok iyi anlıyoruz” dedi.
Gümüşhane Gümüşhane’de son 10 günde kene vakalarında artış yaşanıyor Gümüşhane’de ilkbaharın gelmesiyle birlikte Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığı vakalarında artış başladı. Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Furkan Kurt, Gümüşhane’nin de içinde bulunduğu Kelkit Vadisinin en riskli bölge olduğunu belirterek son 10 günde vaka artışları yaşandığını söyledi. Türkiye’de ilkbahar mevsiminin etkisini göstermesiyle birlikte Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığı vakaları görülmeye başladı. Yılın ilk vakasının görüldüğü Gümüşhane’de ise vakalar artmaya devam ediyor. Son olarak kentte A.S. ve H.S. isimli karı koca da KKKA hastalığı teşhisiyle tedavi altına alındı. Son günlerdeki vaka artışları ile ilgili açıklamalarda bulunan Gümüşhane Devlet Hastanesi Başhekim Yardımcısı Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Furkan Kurt, Gümüşhane’nin de içinde yer aldığı Kelkit Vadisinin en riskli bölge olduğunu belirterek bu bölgede yaşayan insanların daha dikkatli olmaları gerektiği uyarısında bulundu. “Şu anda 3 hastaya kesin tanı koyduk” İlkbaharın gelmesiyle birlikte son 10 günde vakalarda büyük artış olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Kurt, “Hastanemize çok fazla kene sonrası başvuru olmakta ama şu ana kadar tanısını koyduğumuz 3 tane vakamız oldu. 1 tane hastamız tedavisini olup taburcu edildi, 1 hastamız hala yatıyor, 1 hastamızı da Trabzon’a sevk ettik ve durumunun iyi olduğunu öğrendik. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı keneler yoluyla bulaşmakta ve bu keneler daha çok Kelkit vadisi yani Kelkit Çayı’nın aktığı 256 kilometrelik bir hat üzerinde yoğun. Bu hat üzerinde Tokat, Sivas, Erzincan, Giresun ve Gümüşhane bulunuyor. Kenelerin aktifleştiği dönemler ilkbahar ve yaz ayları olduğu için son 10 gündür vakalarda resmen patlama var. Çok fazla başvuru oluyor hastanemize ama şu an 3 tane hastaya kesin tanı koyduk. Hastalar genellikle ateş, baş, kas ve eklem ağrısı şikâyetleri yani sanki bir üst solunum yolu enfeksiyonu gibi bulantı, kusma ve ishal şikâyetleriyle başvuruyorlar. Hastalar daha geç başvurursa bu şikâyetler kanamalarla seyredip, hastalar kaybedilebiliyor” dedi. “Gümüşhane en riskli noktalardan birisi, vatandaşlar daha çok dikkat etmeli” KKKA hastalığının kanıtlanmış bir tedavisi olmadığının altını çizen Dr. Kurt, “Bu hastalığın kanıtlanmış bir tedavisi yok. Biz destek tedavileri yapıyoruz. En önemli yol ise korunma yöntemleri. Bölgemiz de bu noktada yoğun olduğu için vatandaşların bilinçli olması gerekiyor. Riskli bölgelerde vatandaşlarımızın pantolon paçalarını çoraplarının içine koymalılar, açık renkli giyişiler giymeleri gerekiyor keneyi fark edebilmek için. Bu riskli yerlerden ayrılma durumunda hem kendilerini hem de çocuklarını kene var mı diye kontrol etmeleri gerekiyor. Kene ile karşılaşma durumunda ise eğer sağlık kuruluşuna başvurma zaman alacaksa bunun çıkarılması lazım. Çıplak elle dokunmamak kaydıyla, bir bez, bir eldiven, naylon bir poşetle kenenin vücuda tutunduğu en yakın yerden tutulup çıkarılması lazım. Kene çıkarıldıktan sonra da 10 gün boyunca hastalık belirtilerini takip ederek bunun gerçekleşmesi durumunda en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerekiyor. Kenenin üzerinde sigara söndürmek, kolonya dökmek, deterjan dökmek, yakmak kenenin kusup taşıdığı mikrobu daha fazla boşaltmasını sağlayacağından yapılmaması gereken şeyler. Keneyi hafife almadan tedbirli olmamız gerekiyor. Gümüşhane bu hastalık için en riskli bölgelerden birisi olduğu için burada yaşayan vatandaşların ilkbahar ve yaz mevsimlerinde çok dikkatli olması gerekiyor” diye konuştu.
Niğde ’Yılın Doktoru’ Mustafa Doğan Niğde’de Başhekim Oldu Niğde Ömer Halisdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Dr. Öğretim Üyesi Yakup Çetinkaya’nın görevden ayrılması ile başhekimlik görevine Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Doğan getirildi. Niğde’de ’yılın hekimi’ olarak seçilen Dr. Mustafa Doğan, 11 ili etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında Osmaniye merkez, Kırıkhan, İskenderun ve Hatay merkezde fedakârca yürüttüğü çalışmalardan dolayı yılın doktoru seçilmişti. Doğan, yine deprem döneminde Hatay Adli Tıp Grup Başkanlığı ve önceki dönemde 5 yıl süre ile Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde başhekim yardımcılığı görevlerini üstlenmişti. 3 yıldır Niğde Ömer Halisdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimliği görevini yapan Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Yakup Çetinkaya veda açıklaması yayınladı. Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Yakup Çetinkaya yaptığı veda açıklamasında, "Yer ve görev fark etmeksizin, devletime ve milletime hizmetin en iyisini sunmak için aralıksız çalışmaya devam edeceğim" dedi. Çetinkaya; "Yaklaşık 3 yıldır büyük bir onur ve gurur ile sürdürmüş olduğum Niğde Eğitim ve Araştırma Hastanesi başhekimlik görevimden görev süremin bitmesi nedeniyle ayrılmış bulunmaktayım. Bu süreçte herkes için en iyi hizmeti sunmak ve Niğde’mize on yıllarca hizmet edecek olan yeni hastanemizin inşasına katkı sunmak için tüm gücümüz ile çalıştık. Sağlık Bakanlığımız, birlikte çalışmaktan büyük onur ve gurur duyduğum Valilerimiz Cahit Çelik ve Mustafa Koç, milletvekillerimize, Belediye Başkanımız Emrah Özdemir, İl Sağlık Müdürümüz Dr. Koray Okur, mesai gözetmeksizin çalışan tüm hastane personelimize, başhekim yardımcılarıma, başarılı çalışma ekibime ve tüm Niğde halkına teşekkür eder, saygılarımı sunarım. Bana hep destek olan büyüklerime, dostlarıma ve birlikte çalıştığım tüm mesai arkadaşlarıma teşekkür ederim. Yer ve görev fark etmeksizin, Devletime ve milletime hizmetin en iyisini sunmak için azim, heyecan ve gayretle aralıksız çalışmaya devam edeceğim. Dualarınızı beklerim" ifadelerini kullandı.