EĞİTİM - 22 Temmuz 2017 Cumartesi 10:35

"Haydi Liseli" yarışması ile girişimci gençler

A
A
A
"Haydi Liseli" yarışması ile girişimci gençler

Nişantaşı Üniversitesi, Topluma Hizmet Uygulamaları Departmanı ve SosyalBen Vakfı'nın iş birliği ile liseli gençler projelerini yarıştırdı.

Türkiye'nin dört bir tarafından katılan liseli öğrenciler" Haydi Liseli" yarışması ile toplumsal ve çevresel sorunları ele alarak geliştirdikleri projelerini sunma imkanı buldular. Toplamda 9 projenin sunulduğu yarışmada "Teneffüste kendi elektriğini üret" projesi ile Elif Kubilay ve Emir Gülal birinci oldu. Sosyal sorumluluk bilincini ve girişimci ruhunu yansıtan öğrencilerin katıldığı yarışmada ilk 3'e girmeyi başaran öğrencilere yüzde 100 burs verildi.

Nişantaşı Üniversitesi Genel Sekreteri Can Uysal, "Nişantaşı Üniversitesi, Topluma Hizmet Uygulamaları Departmanı ve SosyalBen Akademi’nin birlikte düzenlediği Haydi Liseli yarışması ile sosyal sorumluluk ve girişimcilik ruhu taşıyan, benzersiz fikirleriyle topluma katkı yapmak isteyen tüm lise öğrencilerimizi, bireysel ya da grup olarak projelerini geliştirip sunma imkânı sağladı. Çevresine, topluma ve tüm canlılara fayda sağlamak isteyen, bu vizyona sahip olan lise öğrencilerimize cesaret vermek ve hayallerinde ki sosyal sorumluluk projelerini hayata geçirmelerine katkı sağlamış olmak bizleri de çok mutlu etti" dedi. 

"Burası gençlerimizin projelerini hayata geçirmeleri için kuluçka merkezi"

Tüm bu projeleri gerçek hayatta da uygulanabilir bir özelliğe sahip olmasını hedeflediklerini vurgulayan Uysal, "Gençlerimiz bu yarışmada birbirinden yaratıcı ve topluma faydalı olduğunu düşündüğümüz projelerini jüri üyelerine sundular. Topluma hizmet uygulamaları departmanı tüm gençlerimizin hayallerini, projelerini hayata geçirmeleri için bir nevi ‘’kuluçka merkezi‘’ olarak konumlandırdık" ifadelerini kullandı.
Sosyal Ben Vakfı'nın kurucusu Ece Çiftçi çok mutlu olduğunu dile getirerek , "Liseli gençlerin bu kadar güzel fikirlerinin olması ve bu fikirleri burada çok güzel bir şekilde burada sunmaları bizi gerçekten motive etti. Onları çok iyi anlıyorum çünkü o yaşlarda bende kendi projemle ilgili çabalıyordum. Gençlerin hem kendilerini ifade etmeleri hem de projelerini hayata geçirmeleri için burası onlar için iyi bir adım oldu. SosyalBen vakfı bu alanda bir ilki gerçekleştirdi. Çünkü SosyalBen sosyal bir şirket özelliğini taşıyarak eğitim kurumlarına, kurumsal firmalara, bireysel öğrencilere sosyal sorumluluk proje danışmanlığı veriyor. Ocak ayından itibaren bu proje için Nişantaşı Üniversite ile birlikte bir işbirliği içindeyiz. Nişantaşı Üniversitesi kendisini üçüncü nesil üniversite olarak adlandırıyor. Bizde bu üçüncü nesili aynı zamanda duyarlı, sorumlu ve bunu sürekli bir şekilde devam ettirebilmeleri için şirket olarak destek veriyoruz. Burada hem girişimci hem toplumdan duyalı kişilerle tanışmak çok güzel bir duyguydu" dedi.

"Toplumsal sorunlara çok duyarlılar"

Genç girişimciler desteklendiği sürece çok daha güzel projelerle karşılaşacağını belirten Çiftçi, "Birinci olan arkadaşlarımız bu tüketim toplumunda kendi elektriğini üretiyor ve bunu çok basite indirgemişler. Merdivenleri çıkıyorsunuz ve yapılan baskı sonucunda sürdürülebilir bir enerji ve elektrik oluşuyor. Diğer bir arkadaşımız görme engellilerin ürün tercihini kolaylaştırmak için destek veriyor. Bir başka arkadaşımız Suriyeli çocuklara yardım etmek için proje oluşturuyor. Hepsi aslında var olan toplumsal sorunlara çok duyarlılar" diye konuştu.

Yarışmanın birincileri Isparta Süleyman Demirel Fen Lisesinde eğitimlerine devam eden Elif Kubilay ve Emir Gülal, "Birinci olduk çok mutluyuz. Bu projeyi geliştirerek okullarımızda, üniversitelerde kullanmak istiyoruz. Ülkemiz için faydalı bir proje olabilir diye düşünüyoruz. Bu proje ile ilerleyerek daha yeni özellikler katmak istiyoruz. Artık maketten çıkıp hayatımızda kullanılabilir hale getirmek hedeflerimizden birisidir. Nişantaşı Üniversitesi de bize bu projemizi hayata geçirebileceğimizi söylediler. " dediler.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.