SAĞLIK - 17 Kasım 2018 Cumartesi 11:33

Hayvansal gıdalarda yapılan hilelere dikkat

A
A
A
Hayvansal gıdalarda yapılan hilelere dikkat

Hayvansal kökenli gıdaları tüketirken ve satın alırken dikkat edilmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Özer Ergün, bu gıda maddelerinde birçok hile yapıldığını kaydetti.

Hayvansal kökenli gıda maddeleri faydalarının yanında bazı riskleri de beraberinde getiriyor. Et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri ve kanatlı ve kanatlı ürünlerinin tüketilmesiyle hayvanlardan insanlara geçen hastalıkların olduğunu belirten İstanbul Esenyurt Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özer Ergün, et ürünlerinde kıymada, süt ürünlerinde ise taze kaşarda insan sağlığında ciddi problemlere yol açacak hilelerin yapıldığını kaydetti. Prof. Dr. Ergün, “ Aşırı derecede yağ ve sakatat katılan kıymaya; karaciğer ve dalak katılarak rengi kahverengi ete dönüştürülebiliyor. Süt ürünlerinde ise kaşar peynirleri tarihleri geçmeye yakın toplanıp, tekrardan yoğurularak, paketlenip sunuluyor” dedi.

“Kimyasal madde kalıntıları ciddi sağlık sorunlarına yol açıyor”

Hayvansal kökenli gıda maddeleriyle gelen kimyasal madde kalıntılarına karşı uyarılarda bulunan Ergün,” Hayvanların tedavi edildiği süre boyunca onlara verilen ilaçlar, antibiyotik kalıntıları ve hayvan yemlerine geçen pestisitler ette birikebildiği gibi sakatatta, karaciğer ve böbrekte de birikim yapabilmektedir. Et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri kanatlı ve kanatlı ürünlerinde bulunan kimyasal kalıntılar, insan sağlığı için önemli sorunlara yol açabiliyor. Mikrobiyolojik olarak gelen bu hastalık etkenlerine karşı korunmada öncelikli olarak almış olduğumuz gıda maddelerini iyi pişirmek, iyi muhafaza etmek ve ondan sonra tüketmek lazım. Gıda maddeleri iyi pişirildiğinde zoonozdan korunabiliyor. Ancak kimyasal madde kalıntılarından korunamıyoruz” dedi.

Taze kaşarda yapılan hileye dikkat

Hayvansal ürünlerde yapılan hileleri anlatan Ergün, “Hayvansal kökenli gıdalar arasında kıymada çok fazla hile söz konusudur. Kıymaya çok fazla yağ ve sakatat katılıyor. Bunun dışında karaciğer, dalak katılarak da rengi kahverengi ete dönüştürülebilmekte. Süt ürünlerinde ise çiğ süte su katılması veya koruyucu madde katılarak onun bozulmasının önlenmesi de hileye girmektedir. Peynirlerde ise taze kaşarlarda hileler yapılabilmektedir. Kaşar peynirleri tarihlere geçmeye yakın toplanıp, tekrardan yoğurularak, paketlenip sunuluyor. İçerisine renginin daha sarı gösterilebilmesi için renk maddeleri de katılabiliyor” dedi.

“Hayvansal gıdalar iyi pişirilmeli”

gıda tüketimi ve satın alma konusunda dikkat edilmesi gereken noktalara da değinen Özer, “Et ürünlerinde kıymaya çok dikkat edilmeli. Çünkü kıymanın yüzeyi genişlediği için çok çabuk bozulabiliyor. Kıymanın dört derecede dayanma süresi en fazla bir gündür. O nedenle kıyma ve kıymalı ürünlere dikkat edilmeli. Süt ve süt ürünlerinde ise taze peynir, pastörize edilmemiş sütten yapılmış tereyağı, kaymak, dondurma ve peynir çeşitleri hayvanlardan bulaşan hastalıklar yönünden tehlike arz ediyor. Bunun dışında tüketici gıda maddelerini satın alırken, ürünün zoonozlu olup olmadığını anlayamaz. Bunun için bilinen marketlerden bilinen markaları seçerek alışveriş yapmak ve ürünün ne zaman üretildiğine, paketleme ve son kullanma tarihlerine çok dikkat etmek gerekir. Bir diğer önemli nokta da bu gıda maddelerini iyi pişirmek gerekir. Böylece tüketilecek olan hayvansal kökenli gıda maddelerinde zoonoz olması durumunda tedbir alınmış olur ” dedi.

SEMA FİSON-UĞUR GÜLBOY
  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi, Bolu’da düzenlendi. Yoğun katılımın olduğu kongrede Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.
İstanbul Öğrencisini zorbalık yaptığı gerekçesiyle uyaran öğretmene veliden şiddet: O anlar kamerada Sarıyer’de bir okulda iddiaya göre, yaşıtlarına zorbalık yaptığı gerekçesiyle öğrencisini uyaran öğretmen, öğrencinin babası tarafından okulda şiddete uğradı. Şiddet uygulayan veli polis ekipleri tarafından gözaltına alınırken, şahsın öğretmene yumruk attığı anlar güvenlik kamerası tarafından kaydedildi. Olay, Sarıyer Prof. Ali Kemal Yiğitoğlu Ortaokulu’nda meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, okulda görev alan öğretmen Necla Ö. akran zorbalığı yapan bir öğrencisini uyardı. Uyarı üzerine öğrencinin "Bana nasıl davranacağınızı öğreneceksiniz" diyerek öğretmeni tehdit ettiği öğretmenin ise, "Evladım ben senin öğretmeninim. Bu nasıl bir üslup?" diyerek uyardığı ileri sürüldü. Öğretmen Necla Ö., daha sonra öğrencinin babası Ali Ç.’yi okula çağırdı. Daha önce de okul öğretmenleri ve yöneticileri ile de tartışarak sorun çıkardığı ileri sürülen Ali Ç., okul koridorunda gördüğü öğretmen Nazlı Ö.’yü yumruk atarak yaraladı. Öğretmen aldığı darbe sonucu yaralanarak hastaneye kaldırılırken iş göremezlik raporu verildiği öğrenildi. Polis ekipleri ise konuya ilişkin çalışma başlatırken veli Ali Ç.’yi yakalayarak gözaltına aldı. Öte yandan öğrencinin de benzer nedenlerden dolayı ara dönemde bulunduğu okula nakli yapıldığı ileri sürülürken öğretmenin darp edildiği anlar güvenlik kamerası tarafından saniye saniye kaydedildi.