POLİTİKA - 04 Ağustos 2015 Salı 16:12

HDP, CHP’den umduğunu bulamadı

A
A
A
HDP, CHP’den umduğunu bulamadı

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve HDP Eş Genel Başkanları’nın görüşmesinin ardından açıklama yapan CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, terör örgütü PKK’nın derhal silah bırakması gerektiğini belirterek, “Elde silahla barış istenmez" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, Kılıçdaroğlu’nun TBMM’deki makamında görüştü. Demirtaş’ın talebi üzerine gerçekleştirilen görüşmeye CHP Grup Başkanvekilleri Levent Gök ve Engin Altay ile HDP Grup Başkanvekilleri İdris Baluken ile Pervin Buldan da katıldı. Türkiye’de yaşanan çatışma ortamının ele alındığı 35 dakika süren görüşmenin ardından ilk olarak CHP Grup Başkanvekili Engin Altay açıklama yaptı.

Ziyaretin "nezaket ziyareti" olmasının ötesinde ülkenin içinde bulunduğu durumla ilgili endişe ve kaygıların ortaya koyulduğunu söyleyen Altay, "Türkiye’de silahların susması, akan kanın durması noktasında yapılabilecekler ile ilgili olarak siyasi partilerin üstüne düşen görevler bakımından çok verimli, faydalı, olumlu görüş alışverişinde bulunduk" dedi.

"TÜRKİYE ASLA BÖLÜNMEYECEK"

"CHP olarak herkesin içinin rahat olmasını isteriz" diyen Altay, "Türkiye asla ve asla bölünmeyecek, barış, kardeşlik ve huzur içinde yoluna devam edecektir. Bu Türkiye’nin ulusal bütünlüğünün ve iç barışının en büyük teminatı da bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra elbette diğer siyasi partilerle birlikte CHP Türkiye’de barışın tesisinin ana aktörü olma misyonunu, iddiasını ve görevini sürdürmeye devam edecektir. Terör nereden gelirse gelsin kabul edilemez ve CHP olarak hangi amaçla olursa olsun hangi temel hak talebiyle hangi hak istemiyle ilgili olursa olsun insan hayatına kast edilmesi tarafımızca asla kabul edilemez. Hiçbir hak talebi insan hayatını kasta dayanak olamaz. Bakışımız budur. Teröre karşı bütün siyasi partilerin ortak tavır almasının gereğinin altını da tekrar özenle çizmek istiyoruz" ifadelerini kullandı.

"ORTADA BİR TERÖR VAR, AKAN KAN VAR, ACILAR VAR"

Altay, açıklamalarına şöyle devam etti:

"Elbette ortada bir terör var, ortada kan var, acılar var. PKK şunu bilmelidir ki elde silahla barış istenmez. Bunun altını çizmemiz lazım. PKK’nın yönettiği silah 7 Haziran’da ortaya konulan demokrasi ve barış talebine ve barış iradesine yönelmiş bir silahtır. Güya ’barış istiyoruz, hak istiyoruz’ adı altında bugün akan kanlar, yöneltilen silahlar 7 Haziran’da ortaya konan barış ve demokrasi iradesinedir. Kafasına silah dayanan hiç kimsenin de barış çığlıklarını duyması mümkün değildir. Bu bakımdan PKK’nın derhal silah bırakarak barış dilini konuşması lazım. Elbette devletin üzerine düşen görevler vardır, devlet de üzerine düşen görevleri yerine getirmelidir. Kafaya silah dayanmışken barış sesini kimsenin duyması mümkün değildir. Türkiye’de barış isteyenlerin sesinin duyulması, barış isteyenlerin amacının gerçekleşmesi için PKK’nın mutlaka ama mutlaka, bir an önce silahları bırakması lazımdır. CHP olarak Türkiye’de terörün sonlanması, barışın tesisi, ulusal bütünlüğümüzün korunması noktasında bundan sonraki süreçlerde de üstümüze düşeni fazlasıyla yerine getireceğiz. Hiç kimse umudunu kaybetmesin, Türkiye en kısa sürede barış iklimine karışacaktır. Hiç kimse umudunu kaybetmesin, Türkiye’yi kimse bölmeyecek, bölemeyecektir."

"PERŞEMBENİN GELİŞİ ÇARŞAMBA’DAN BELLİDİR"

Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Altay, koalisyon çalışmalarına ilişkin MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın "AK Parti tarafından kurulacak bir azınlık hükümetine destek verebilecekleri" yönündeki açıklamasının hatırlatılması üzerine, "Kendi görüşleridir, o konuyla ilgili gerekirse bir açıklama yaparız. Ama perşembenin gelişi çarşambadan bellidir. MHP’nin 7 Haziran’dan itibaren sürdürdüğü tutum böyle bir sonucun ortaya çıkacağının işaretlerini zaten veriyordu" yanıtını verdi.

"SİYASETTE HER ŞEY MÜMKÜNDÜR, HİÇBİR ŞEY İMKANSIZ DEĞİLDİR"

"AK Parti-CHP koalisyonu artık imkansız oldu’ diyebilir miyiz?" sorusu üzerine Altay, "Siyasette her şey mümkündür, hiçbir şey imkansız değildir" dedi.

Altay, "HDP heyeti size somut bir teklifle geldi mi?" sorusunu ise "Türkiye’de barışın bir an önce tesisi konusunda CHP’nin misyonunun önemini, değerini ve gücünü bildiklerini ifade ettiler" şeklinde yanıtladı.

"HDP’nin PKK’ya olan tavrı konusunda CHP’nin bir talebi oldu mu?" sorusuna cevap veren Altay, "HDP’nin PKK’ya yönelik Sayın Demirtaş’ın son günlerde bizce de çok olumlu karşılanan samimi, iyi niyetli çabalarını, feryadını Türkiye’de duymayan kalmadı, biz de duyduk. Sayın Demirtaş’ın bu çabalarını olumlu buluyoruz" ifadesini kullandı.

"KILIÇDAROĞLU’NA KOALİSYON RAPORU SUNULMADI"

HDP ile CHP arasında olası bir erken seçim işbirliği konusunda soru üzerine ise Altay, "Hayır, bunlar için çok erken ama belki seçim olmaz, hükümet kurulur. Ama olursa onlar zamanı geldi mi siyasette her şey mümkündür" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na AK Parti ile koalisyon görüşmelerinin ardından hazırlanan raporun henüz sunulmadığını bildirdi.

Koalisyon çalışmalarına ilişkin soru üzerine Altay, koalisyondan ziyade Türkiye’de barışa bir an önce nasıl ulaşılabileceğine ilişkin karşılıklı görüş alışverişinde bulunduklarını belirtti. Altay, görüşmede parti kapatmaların gündeme gelmediğini belirtti.

HDP’DEN DE AÇIKLAMA GELDİ

HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken ise, yine “silahların bırakılması” çağrısını yaptı. Baluken, “Barış için büyük bir toplumsal beklenti var. Bu görüşme halklarımızı rahatlatma açısından önemlidir. Türkiye dayatılan savaşa karşı alternatifsiz değiliz. Barış ve çözüm umudunu yeşertmek için siyasetin önemli bir çabası var. Türkiye toplumu bu savaşa mecbur ve mahkum değildir” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti yönetiminin erken seçim istediğini savunan Baluken, HDP olarak seçime hazır oldukları mesajını verdi. Baluken, AK Parti-CHP koalisyon hükümetinin iyi bir programla ülkenin birçok sorununu çözebileceğine inandıklarını da belirtti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Bakan Özhaseki: "Deprem bölgesinde evleri teslim ediyoruz" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kütahya’da AK Parti önceki dönem ve mevcut yönetim kurulu üyeleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay ve AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu’nun ardından kürsüye gelen Bakan Özhakesi, deprem bölgesinde halen 300 binden fazla konut inşaatının devam ettiğini ifade etti. Özhaseki, "Son 6 Şubat’ta bile tam 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konutumuz yıkıldı. 170 bin kadar da iş yerimiz yerle bir oldu. 850 bin bağımsız birim. Dile kolay. Zarar 104 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Manevi zarar, onu ölçecek bir alet daha çıkmadı. Evleri teslim ediyoruz, hangi eve gitsek oturup çay içtiğimizde, o geceye geliyor konu. Evin sahibi biraz sonra olayları anlatmaya başlıyor hem o ağlıyor hem de biz ağlamaya başlıyoruz. Şu anda 300 binden fazla inşaatımız devam ediyor. Köylerde çelik karkastan evler yapıyoruz. Aslında yıkılan evler belki taştandı, basit evlerdi, aralarında harç bile yoktu bazılarının. Olsun Cumhurbaşkanımızın talimatı, ‘Madem o evler yıkıldı, hepsini en iyisiyle yapacağız’ dedi. Ve şimdi çelik karkastan evler yapıyoruz. Şehirlerin merkezlerini yapıyoruz bir taraftan. Bir taraftan altyapılarıyla ilgili büyük bir bütçe temin ettik. Altyapılarına başladık, gece-gündüz çalışıyoruz. 76 bin evimizi teslim ettik. Her ay bundan sonra da 10-15 bin evi vermeye devam edeceğiz" dedi. "Şimdi bütün bilim adamları diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere" Bakan Özhaseki, konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirdi. Özhaseki, "Son dönemde hiç anlayamadığımız başka bir şey çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı başını çekiyor. Sonra onun kuyrukları Anadolu’da devam ediyorlar. Algı belediyeciliği diyorlar. Ne oluyor algı belediyeciliği olunca? Yapmadığını yapmış gibi sunma. Olmadığı halde olmuş gibi. Beyefendi tatilde çalışıyormuş gibi yan gelip yatıyor veya İngiliz büyükelçisiyle bir yerde, restoranda yemek yiyor ama iş başındaymış gibi gösteriyor. Ne kadar ayıp bir şey ya. Bunu da belediye bütçesinden yapıyorlar. Şimdi bütün bilim adamlar diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere. Evet hepimiz takip ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geçen seneki ayırmış olduğu pay, 485 milyon lira. Ama algı operasyonları için beyefendiyi övmek için, beyefendi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı veya da cumhurbaşkanı yapabilmek için tuttukları trol ordusuna verdikleri, ayırdıkları para 900 milyon lira. Bu para cebinizden çıkıyorsa bir şey demem, hoş karşılamam, bir şey demem. Eğer belediye bütçesiyse benim bir kuruşluk da hakkım varsa, haram olsun arkadaşlar. Doğru değil arkadaşlar. Bu dönemde böyle bir belediyecilik gördük. Hükümetin yaptığının üstüne yatmak, onun yaptıklarını kendi yapmış gibi anlatmak. Ya ayıptır günahtır" diye konuştu.
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.