GÜNDEM - 01 Nisan 2016 Cuma 09:14

En büyük deprem riski İzmir'de

A
A
A
En büyük deprem riski İzmir'de

Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Sinancan Öziçer, “Herkes şuan İstanbul’u düşünüyor. İstanbul depreminden bahsediliyor ama İstanbul’un kuzey tarafları 2. derece deprem bölgesinde. İzmir, kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına tamamen 1. derece deprem bölgesinde olduğu için risk İzmir’de daha fazla” dedi.

İzmir’deki deprem riski hakkında konuşan Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Sinancan Öziçer, kentte 1 milyonun üzerinde binanın vasat durumda olduğunu, olası bir 6 ve üzeri şiddetindeki depremde en riskli bölgelerin ovalık yerler ve sahil kesimleri olduğunu belirtti. İzmir’de 30 yılda bir 6 ve üzeri şiddetinde deprem meydana geldiğini hatırlatan Öziçer, İzmir’deki deprem riskinin İstanbul’dan daha fazla olduğunu söyledi. Herkesin şuan İstanbul’u düşündüğünü anlatan Öziçer, "İstanbul depreminden bahsediliyor ama İstanbul’un kuzey tarafları 2. derece deprem bölgesinde. İzmir, kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına tamamen 1. derece deprem bölgesinde olduğu için risk İzmir’de daha fazla” diye konuştu.

“MUHAKKAK OLACAK”
1668 ve 1688 yıllarında İzmir’de çok büyük iki deprem meydana geldiğini belirten Öziçer, teknolojinin geliştiği 1900’lü yıllara bakıldığında; 116 yılda 6’nın üzerinde dört depremle karşılaşıldığını söyledi. İzmir’de en son 1992 yılında 6.2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldiğini kaydeden Öziçer, şunları söyledi: “İzmir sürekli hareket halinde. Biz yakın zaman içerisinde depremle karşılaşabiliriz. İzmir depreme alışmalıdır. Baktığımız zaman 30 yılda bir 6‘nın üzerinde büyük bir deprem meydana gelmiş. Önümüzdeki yıllarda böyle bir depremin olmayacağının garantisi yok, muhakkak olacaktır.”

OVALIK YERLER VE SAHİL KESİMİ RİSKLİ
İzmir’de, ovalık yerlerin ve Körfez bölümünün zeminlerinin balçık olduğunu söyleyen Öziçer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bornova ovasındaki yüksek yapılar risk içinde ama en büyük risk, sahil olan yerler. Körfez tarafındaki yüksek yapıların zemini tamamen balçık. Buralarda zemin iyileştirmesi ve enjeksiyon dediğimiz iyileştirme çalışmaları var. Kazık sistemi dediğimiz yöntem var. Ancak yüksek binalarda 70-80 metrelik kazıklar mevcut. Hep yan yana dizilmiş durumda. Bunun ardı ardına yapıldığını düşündüğümüzde yer altı barajı gibi durum oluyor. Yer altı suları o banttan dolayı akamıyor. Yavaş yavaş birikmeye başlar ve 5-10 yıl sonra taşma durumu meydana gelir.Yüksek yapılar, statiği ve zemin iyileştirmeleri doğru yapıldığı sürece tabii ki yapılır ancak önlemlerin alınması gerekiyor.”

1 MİLYON YAPI VASAT
İzmir’de 1,5 milyonun üzerinde yapı olduğunu ve 1 milyonun ise vasat durumda olduğunu kaydeden Öziçer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eski yapılar, o dönemde yapılan deprem yönetmeliğine göre yapılmış. Yapıların yaşı olumsuz. Malzeme mevcut döneme göre vasat kalıyor. Hasarlı ve hasarsız tespit yöntemleriyle binaların deprem risk analizi yapılabilir. İzmir’de meydana gelebilecek 6 üzerindeki depremde bu yapılar, hafif veya orta hasarlı bile olsa vatandaşlarımızı zor durumda bırakabilir. Her şeyden önemlisi vatandaşlarımızın şunu bilmesi gerekiyor; bir deprem anında ilk yıkılacak bina kaçak binalardır. Bunu yaparken bir konut yapmıyorlar, bir tabut yapıyorlar.”

“SAHTE MÜHENDİS VE MİMARLAR ORTAYA ÇIKTI”
Öziçer, zemin etüdü projeleri denetlenirken, yerel yönetimlerde jeofizik mühendislerinin istihdam edilmiş olmasının büyük önem taşıdığına dikkat çekti. Binaların yasa ve yönetmeliklere göre uygun olup olmadığının denetlenip ona göre ruhsat verilmesi gerektiğini anlatan Öziçer, sözlerini şöyle tamamladı:
"İzmir’de, 30 ilçe belediyemizin ancak yarıya yakın kısmında jeofizik mühendisi var. Sahte mühendis ve mimarlar ortaya çıktı. Taahhütnameyi imzalayan kişinin gerçekten jeofizik mühendisi olmadığının garantisi yok. Belediyelerde jeofizik mühendisi olursa odaya kayıtlı olup olmadıklarının kesin bilgisini alabilirler. Hem belediye rahatlar hem de yasal çerçevelere uyulmuş olur.” 

En büyük deprem riski İzmir'de

CEREN ATMACA - HALİL KARAHAN 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İBB Başkanı İmamoğlu’nun “İhaleye fesat karıştırma” duruşması ertelendi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde “İhaleye fesat karıştırdığı” iddiasıyla yargılandığı davanın duruşması 31 Mayıs’a ertelenirken savcılık bilirkişi raporuna itiraz etti. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde “ihaleye fesat karıştırdığı” iddiasıyla 3 yıldan 7 yıla kadar hapis talebi ve “siyasi yasak” yargılandığı davanın bugün Büyükçekmece Adliyesi’nde görülmesine devam edildi. Davaya Başkan İmamoğlu katılmazken avukatları hazır bulundu. İmamoğlu ve beraberindeki 6 kişinin daha yargılandığı davada bilirkişi tarafından hazırlanan rapora savcılık tarafından itiraz edildi. Mahkemede İmamoğlu avukatının ve iddia makamının sözleri dinlendikten sonra bilirkişi raporuna iddia makamının da itirazının değerlendirilmesi üzerine duruşmanın 31 Mayıs saat 10.30’a ertelendiği açıklandı. Mahkeme sonrası açıklama yapan İmamoğlu’nun avukatı Kemal Polat, konunun İmamoğlu açısından suç teşkil etmediğini ifade ederek, “Soruşturma izinin iptal edildiği bir danıştay kararı var. Bu danıştay kararına rağmen savcılık bir muhasebeciye bilirkişi incelemesi yaptırmıştır. Bu muhasebeci bilirkişi eylemlerini gözetim ve denetim görevini yerine getirmediği bahisle ihaleye fesat karıştırma kapsamında bir rapor sunmuştur. Bu rapor içerisinde gerçeklikle alakalı olmayan özellikle bir örnek verecek olursak Beylikdüzü Belediyesi’nde o dönemde iç denetçi olmamasına rağmen iç denetçinin yazılı raporu ve bildirimine rağmen bu ihaleyi iptal etmediğini ileri sürebilmiştir. Bu denli bir cürretkar bilir kişi raporu vardır. Danıştayın kaldırma kararına ve bilirkişi raporunda dahil bir sorumluluk ileri sürülememesine rağmen devam eden bir yargılamada bugüne kadar geldik” dedi. İBB Başkanı İmamoğlu’nun ara celsede verdiği ifade de ise, “ Görev yapan arkadaşlarımın hassas çalıştığına şahidim. Bahsi geçen olaylara hakim olmam mümkün değildir. Atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum. Herhangi bir talimatım olmamıştır. Beraatimi talep ediyorum” dediği öğrenildi.