GÜNDEM - 19 Aralık 2014 Cuma 14:12

Hidayet Karaca tutuklandı, Ekrem Dumanlı serbest

A
A
A
Hidayet Karaca tutuklandı, Ekrem Dumanlı serbest

Paralel Yapı” iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınan Ekrem Dumanlı serbest bırakılırken, Hidayet Karaca'nın da aralarında bulunduğu 4 kişi tutuklandı.

‘Paralel yapı’ iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında Hidayet Karaca, Tufan Ergüder, Mustafa Kılıçaslan ve Ertan Erçıktı tutuklandı. Mahkeme, Ekrem Dumanlı’yı hakkında yurtdışına çıkış yasağı koyarak serbest bıraktı. Fethullah Gülen için “şüpheli” ifadesini kullanan hakimlik, yasadışı hiyerarşi içerisinde örgütleşen grubun “Türkiye Cumhuriyeti’nin sosyal, ekonomik, askeri ve idari mekanizmasına yön veren kadroları ele geçirerek etkisiz hale getirmeyi amaçladığını” belirtti.

‘Paralel yapı’ iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınan isimlerden Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ve Samanyolu Televizyonu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, “silahlı terör örgütü kurma ve yönetme ve iftira” suçlarından, emekli Emniyet Müdürü Tufan Ergüder, polis Erdem Kısa, gazeteci Hidayet Karaca, polis memuru Mehmet Ali Doğan, Komiser Yardımcısı Rıfat Aslan, polis memuru Yakup Ergün, Recep Güleç, Çetin Öztürk, Emniyet Müdürü Mustafa Kılıçaslan, Ertan Erçıktı “silahlı terör örgütüne üye olma ve iftira” suçlarından, Komiser Ali Cihan da “cebir, tehdit ve hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, iftira” suçlarından tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edilmişti. Dün gece saat 23.30 sıralarında sona eren mahkeme sorgusunun ardından İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimi Bekir Altun, kararını bugün 14.00’te açıkladı. Hakim Bekir Altun’un kararda Fethullah Gülen için “şüpheli” ifadesini kullandığı görüldü. Hakim Altun, paralel yapı operasyonunda tutuklanan Emniyet Müdürü Ali Fuat Yılmazer’in “Tahşiye” grubu ile ilgili 3 Aralık 2008 tarihli istihbarat notu hazırladığını, ardından da gazete ve televizyonda bu yönde haberler yapıldığını belirtti. Kararda, 29 Nisan 2009’da 20 kişi hakkında şüpheli Erol Demirhan imzasıyla şüpheli Ertan Erçıktı adına İstihbarat Şube Müdürlüğü’nden TEM Şube Müdürlüğü’ne yazı yazıldığı ve bu yazıda radikal “Tahşiye” grubu hakkında ihbarda bulunulduğu belirtildi. Ancak istihbari bilgilerin adli soruşturmada teyit edilmeden kullanılamayacağı kararının ihlal edildiği belirtilen kararda, daha sonra 4 Mayıs 2009’da TEM Şube Müdür Vekili Ertan Erçıktı’nın imzasıyla soruşturma talep edildiği ve böylece soruşturmanın başladığı anlatıldı.

“YAYIN POLİTİKASINI GÜLEN BELİRLİYOR”
Kararda, Samanyolu TV’de “Karanlık Karar Kurulu” adıyla yayınlanan bölümlerin diziden farklı kişiler tarafından senaryolaştırıldığı anlatıldı. Bu haliyle şüpheli Fethullah Gülen’in Samanyolu TV ve Zaman Gazetesi’nin genel olarak yayın ve yayım politikalarını belirlediği de kararda yer aldı. Öte yandan Hidayet Karaca ile şüpheli Fethullah Gülen arasında yapılan telefon görüşmelerinin inkar edilmediği de kaydedildi.

“KADROLARI ELE GEÇİRMEYİ AMAÇLADILAR”
Kararda, örgütün niteliği değerlendirildiğinde genel itibariyle emniyet müdürlüğü ve özellikle İstanbul Emniyet Müdürlüğü bünyesinde İstihbarat ve TEM Şube Müdürlüklerinde görev yapan şüphelilerin devletin hiyerarşik yapısı dışında ayrı bir hiyerarşik yapı oluşturarak, yasadışı örgütlenme oluşturdukları belirtildi. Türkiye Cumhuriyeti’nin sosyal, ekonomik, askeri ve idari mekanizmasına yön veren kadroların ele geçirilerek etkisiz hale getirilmenin amaçlandığının ifade edildiği kararda, bugüne kadar cebir ve şiddet içeren eylem ve işlemleri tespit edilmemiş olsa da mahiyeti gereği silahlı olarak emniyet müdürlüğü bünyesinde oluşan bu birimin ‘terör örgütleri ile mücadele’ adı altında yetkilerini görevlerinin gereklerine aykırı kullandıklarına dikkat çekildi. Bu birimin amaca ulaşmak için toplum üzerinde baskı, korkutma, yıldırma ve sindirme yöntemi kullanarak işlemler yaptıkları anlatılan kararda, Yargıtay kararlarında belirtildiği gibi anayasal düzene karşı işlenen suçlarda manevi cebirin de yeterli olacağının öngörüldüğü vurgusu yapıldı.

“HİDAYET KARACA ÖRGÜT YÖNETİCİSİ”
Bir örgütün varlığı yönünde kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu belirtilen kararda, şüphelilerden Hidayet Karaca’nın örgütün yayın politikasına uygun yayınlar yaparak örgüt yöneticisi olduğu ifade edildi. Şüpheliler Tufan Ergüder, Ertan Erçıktı ve Mustafa Kılıçaslan’ın ise emniyet teşkilatı içerisinde varolan örgütlenmenin içerisinde yer aldıkları yönünde kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunduğu anlatıldı. Şüphelilerin tutuklanmasına engel hallerinin bulunmadığı belirtilen kararda, şüphelilerin almaları muhtemel ceza göz önüne alındığında kaçma şüphelerinin bulunduğu ifade edildi. Soruşturmanın henüz tamamlanmamış olması nedeniyle şüphelilerin delilleri yok etme, gizleme, tanık ve mağdurlar üzerinde baskı oluşturma şüphesinin bulunduğu kaydedildi.
İşin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik önlemi değerlendirildiğinde adli kontrol tedbirlerinin bu şüpheliler açısından yetersiz kalacağı ifade edildi. Bu nedenle Hakim Altun, şüphelilerden Hidayet Karaca’nın “terör örgütü yöneticiliği”, şüpheliler Tufan Ergüder, Ertan Erçıktı ve Mustafa Kılıçaslan’ın ise “terör örgütüne üye olma” suçundan tutuklanmalarına karar verdi.

DUMANLI’YA YURTDIŞI YASAĞI
Hakim Altun, Gazeteci Ekrem Dumanlı’nın üzerine atılı suçu işlediği yönünde bu aşamada tutuklamayı gerektirecek ölçüde kuvvetli suç şüphesine dayalı somut deliller bulunmadığını belirtti. Dumanlı için adli kontrolün yeterli olacağının ifade edildiği kararda, tutuklamanın ölçülü olmayacağı belirtildi. Bu nedenle savcılığın tutuklama talebini reddeden Hakim Altun, Dumanlı’yı yurtdışına çıkış yasağı koyarak serbest bıraktı.

Şüpheliler Mehmet Ali Doğan, Rıfat Aslan, Erdem Kısa, Yakup Ergün, Recep Güleç, Çetin Öztürk’ün üzerlerine atılı suçu işledikleri yönünde bu aşamada tutuklamayı gerektirecek ölçüde somut deliller bulunmadığı ifade edildi. Hakim, 6 kişiyi de yurtdışı çıkış yasağı koyarak serbest bıraktı. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir merkezli “Mahzen-13” operasyonlarında 2 suç örgütü çökertildi İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İzmir merkezli 3 ilde gerçekleştirilen “Mahzen-13” operasyonlarında 2 suç örgütünün çökertildiğini açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından paylaşım yaparak operasyonlar hakkında bilgi verdi. Bakan Yerlikaya’nın verdiği bilgilere göre, İzmir merkezli olarak Mersin ve Van’da gerçekleştirilen “Mahzen-13” operasyonlarında elebaşılığını Tahsim Aktaş ve Murat Hanaylıoğlu’nun yaptığı 2 ayrı suç örgütü çökertildi. Operasyonlarda toplam 25 şüpheli yakalanırken 16 adet tabanca, 2 adet tam otomatik uzun namlulu silah, 10 adet tüfek, çok sayıda fişek, tüfek kartuşu ve muhtelif miktarda uyuşturucuya ise el konuldu. Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde; İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu İzmir merkezli Mersin ve Van’da düzenlenen operasyonlarda, organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, eğlence mekanlarını cebir ve tehdit kullanarak ele geçirmeye çalıştıkları, esnaflara ait işyerlerini kurşunladıkları, silahlı tehdit ile mağdur şahıslara zorla senet imzalattırdıkları, 3’üncü şahıslar adına para tahsilatı yaptıkları, silah ticareti yaptıkları, kasten yaralama, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması ve 6136 sayılı kanuna muhalefet suçlarını işledikleri tespit edildi.
İzmir Uzman jinekologdan kadınlar için önemli uyarı: "Normal saymayın" Jinekolog Elifnur Özak, menopoz sonrası görülen vajinal kanamalara dikkat çekti. Bu dönemde görülen kanamaların genellikle iyi huylu nedenlere bağlı olduğunu belirten Uzm. Dr. Özak, “Ancak bazı kötü huylu hastalıklar ve kanserler kendilerini vajinal kanamalar ile belli edebilirler. Menopoza girildikten sonra, artık vajinal kanamalar ‘normalimiz’ olmaktan çıkar, göz ardı edilmemelidir.” diyerek kadınları uyardı. Acıbadem Kent Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Elifnur Özak, menopozun kadınların doğal yaşam döngüsünün bir parçası olduğunu hatırlattı. Adet kanamasının kesilmesine menopoz denildiğini, tıbbi açıdan ise menopozun yumurta ve hormon üretiminin sona ermesi anlamına geldiğini vurgulayan Uzm. Dr. Özak, kadınların bu yeni dönemi için, "Kadınlarda ortalama 40’lı yaşlardan itibaren reprodüktif çağın menopozal kısımları başlar. Adetlerimiz, belirgin bir problem olmadığı sürece, bir anda kesilmez, yavaş yavaş araları açılarak gider. 2 ayda bir, 3 ayda bir, 6 ayda bir... ’Pre- menopoz’ dediğimiz bu menopoz öncesi dönemde kadınlarda “vazomotor semptom” olarak bilinen sıcak basmalarıyla, ani ve yoğun terlemelerle, ani sinirlilik haliyle, geceleri uyku problemleriyle, vajinal kurulukla sıklıkla karşılaşırız. Bunlar, vücutta azalan östrojen düzeylerinin bedenimizde oluşturduğu sonuçlardır. Premenopozal dönemdeki bu sorunların hemen hepsinin tedavisi mümkündür. Ne zaman ki bir sene hiç adet görülmez, ancak o şekilde ‘menopoza girdim’ diyebiliriz. Bu dönem de ortalama 45-55 yaşları arasına denk gelmektedir" bilgilendirmesinde bulundu. Normal kabul etmeyin, sebebini öğrenin Menopoz sonrasında vajinal kanamalar görülebildiğini, bunların pek çok kadın tarafından “normal” kabul edilip, doktor kontrolüne gerek duymadığını belirten Uzm. Dr. Özak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kadınlar özellikle doğurganlık süreçlerinde, hamilelik öncesinde ve hamilelikte kadın hastalıkları ve doğum uzmanı kontrolünde olmayı önemserler. Menopoza girdikten sonra ise artık jinekologla işlerinin bittiğini düşünürler, muayenelerini ihmal ederler. Menopoza girdikten sonra kanama sorunu yaşadıklarında bunu göz ardı ederler. Oysa bu dönemdeki kanamalar masum olmayabilir. Menopoz sonrası vajinal kanamalar genellikle iyi huylu sebeplere bağlı olsalar da bazı kötü huylu hastalıklar ve kanserler kendilerini vajinal kanamalar ile belli edebilirler. Menopoz sonrası kanama durumunda, jinekolojik muayene ve bu muayene sonuçlarına bağlı olarak rahim içinden (endometriyum) örnekleme yapmak, biyopsi alarak kötü huylu bir hastalık olup olmadığını değerlendirmek gerekebilir. Endometriyum kanserleri erken dönemde kendisini kanama ile belli ettiği için, çoğu zaman bu kanamalar sayesinde erken evrelerde yakalanır ve pek çok hastada kemoterapi ihtiyacı dahi olmadan, sadece ameliyatla cerrahi olarak tedavi edilebilir. Kötü rüya görmemek için bu kanamaların nedenlerinin belirlenmesi gerekir."