SAĞLIK - 12 Ocak 2018 Cuma 08:00

Hipnobezite yöntemiyle zayıflamak mümkün

A
A
A
Hipnobezite yöntemiyle zayıflamak mümkün

Sivas'ta Psikiyatri uzmanı Doç. Dr. Ertem Erdal Erşan, geliştirdiği hipnobezite yöntemiyle obezite hastalarına hipnoterapi ile ucuz tedavi imkanı sağlıyor.

Sivas Numune Hastanesi'nde görevli Psikiyatri uzmanı olan Doç. Dr. Ertem Erdal Erşan, Türkiye'de hipnobezite terimini ilk defa kullanarak kendisine gelen hastaları obezite hastalarını hipnoterapiyle tedavi ediyor. Yaklaşık 2 yıldır bu çalışma üzerinde veri toplayan Erşan, 181 hastayı 10 haftalık süreç ile tedavi ederek vücut kitle indeksinde azalma sağladı.

Hipnobezite tedavisinin amacının sağlıklı ve dengeli beslenmeyi bir davranış biçimi bir alışkanlık biçimi haline getirmek olduğu belirten Erşan, "Hipnobezite terim olarak hipnoz ve obezite kelimelerinin birleşmesiyle ortaya çıkmıştır. Bu terimi araştırdığım makalelerde ve literatürü inceledim. İlk defa birleştirip kullanan Türkiye ve dünyada literatürde benim. Ben buna hipnobezite diyorum. Hipnobezite hipnozun obezitenin tedavisi amaçlı kullanılmasıdır. Biliyorsunuz obezite çok çeşitli terapiler vardır. Buradaki amacımız her şey ilk başta kafada biter mantığıyla yola çıkıyoruz. Bir davranış değişikliği oluşturmaya çalışıyoruz. Yeme alışkanlığı davranışını değiştirme şeklinde oluşturmaya çalışıyoruz. Önemli olduğunu yaptığımız çalışmalarda ortaya koymuş bulunmaktayız" dedi.

Tedavinin yapılışını anlatan Erşan, "Hastalarım genelde zayıflama olarak değerlendiriyor ama ben sağlıklı ve dengeli beslenme terimini kullanmaktayım. Biz hipnoz ile sağlıklı beslenmeyi sağlamaya çalışıyoruz. Bunda da verdiğimiz telkinlerimiz var. Bu telkinlerde bir amacımız sağlıklı ve dengeli beslenmeyi alışkanlık haline getirmek. İki hipnozun temelinde olan iyi hissetmeyi sağlamaktır. Çünkü hastalarımız hipnobezite seanslarından sonraki yaptığımız bir çalışmada var bunla ilgili anksede ve depresyon düzeylerinin anlamlı bir şekilde de düştüğünü gözlemledik. Bunun yanı sıra kendilerini iyi hissettiklerini mutlu olduklarını ve aynı zamanda uyku problemleri olanların uyku durumlarının düzeldiğini, öfke kontrollerini sağladıklarını ve iletişimlerinde arttığını bize bildirmiştirler" ifadelerini kullandı.

Seans 10 hafta sürüyor

Erşan, yapılan çalışmada yaklaşık 2 yıl veri topladığını belirterek, "Toplam şu güne kadar 181 hasta bu seansları tamamlamış durumda. Bu seanslar haftalık olarak yapılmakta. Ve en az 10 hafta sürüyor. On haftadan sonra kontrol seanslarımız var. Ama en az 10 hafta, haftalık olarak hastalarımızı çağırıyoruz. Hipnobezite seansına. İstatistiksel olarak da çok çok anlamlı düzeyde vücut kitle indeksinde anlamlı oranda azalma olduğunu gözlemledik. Yaş olarak 16 ile 72 arası 181 hastada yapılan çalışmada istatistiksel olarak P değerimiz 0.001 olarak çıkmıştır. Bu da çok anlamlı olarak Hipnobezite’nin tedavisinde etkili olduğunu göstermektedir" şeklinde konuştu.

"Ucuz ve kolay yöntemdir"

Tedavinin avantajlarından bahseden Erşan, ucuz ve kolay bir yöntem olduğunu belirterek, "Avantajlarına gelecek olursak, ucuzdur, kolay bir yöntemdir, herhangi bir kimyasal kullanılmadığından yan etkisi yoktur ve en önemlisi yapılan araştırmalarda ve benim yaptığım çalışmalarda şunu net olarak söyleyebilirim kalıcılığı daha fazladır. Kalıcılığının fazla olmasının nedeni hipnobezite de bizim amacımız sağlıklı ve dengeli beslenmeyi bir davranış biçimi bir alışkanlık biçimi haline getirmek. Alışkanlık haline geldiği zaman kalıcılığı daha fazla olmaktadır" ifadelerini kullandı.

Türkiye'de ilk defa Sivas'ta yapılıyor

Hipnobezite tedavisinin Türkiye'de ilk defa Sivas Numune Hastanesinde yapıldığını söyleyen Erşan, "Biz devlet hastanesinde yapıyoruz. Devlet hastanesi şartlarında Türkiye'de bu uygulamanın yapıldığı tek hastane bizim Sivas Numune Hastanesidir. Başka bir yerde yapıldığını duymadım. Hipnoterapi ile uğraşan birkaç tane psikiyatri arkadaşımız var, onlar tek tük yaptıklarını söylediler ama psikiyatrisiler arasında yoğun şekilde bu işi yapan hekim benim. Ve Türkiye’de tek uygulanan Devlet Hastanesi bizim hastanemizdir. Devlet hastanesi şartlarından olduğu için giriş yapıyorlar sadece, normal muayene girişi yapıyorlar. Haftalık geliyorlar. Haftalık geldiği için kontrol sayıldığından ikinci haftada herhangi bir ücret kesilmiyor hastalardan. Diyelim ayda 4 kez geliyor hasta . Dört hafta olduğunu düşünürsek, iki haftasında giriş yapılıyor. İki haftasında da kontrol yapıldığı için herhangi bir ücret kesilmiyor. O da bugünün şartlarıyla muayene parası sanırsam 5 liradan 6 liraya çıktı. Yani iki tane ücret kesildiğini düşünürsek aylık 12 lira gibi bir ücret oluyor" şeklinde konuştu. 

Onur Erden

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi, Bolu’da düzenlendi. Yoğun katılımın olduğu kongrede Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.
İstanbul Öğrencisini zorbalık yaptığı gerekçesiyle uyaran öğretmene veliden şiddet: O anlar kamerada Sarıyer’de bir okulda iddiaya göre, yaşıtlarına zorbalık yaptığı gerekçesiyle öğrencisini uyaran öğretmen, öğrencinin babası tarafından okulda şiddete uğradı. Şiddet uygulayan veli polis ekipleri tarafından gözaltına alınırken, şahsın öğretmene yumruk attığı anlar güvenlik kamerası tarafından kaydedildi. Olay, Sarıyer Prof. Ali Kemal Yiğitoğlu Ortaokulu’nda meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, okulda görev alan öğretmen Necla Ö. akran zorbalığı yapan bir öğrencisini uyardı. Uyarı üzerine öğrencinin "Bana nasıl davranacağınızı öğreneceksiniz" diyerek öğretmeni tehdit ettiği öğretmenin ise, "Evladım ben senin öğretmeninim. Bu nasıl bir üslup?" diyerek uyardığı ileri sürüldü. Öğretmen Necla Ö., daha sonra öğrencinin babası Ali Ç.’yi okula çağırdı. Daha önce de okul öğretmenleri ve yöneticileri ile de tartışarak sorun çıkardığı ileri sürülen Ali Ç., okul koridorunda gördüğü öğretmen Nazlı Ö.’yü yumruk atarak yaraladı. Öğretmen aldığı darbe sonucu yaralanarak hastaneye kaldırılırken iş göremezlik raporu verildiği öğrenildi. Polis ekipleri ise konuya ilişkin çalışma başlatırken veli Ali Ç.’yi yakalayarak gözaltına aldı. Öte yandan öğrencinin de benzer nedenlerden dolayı ara dönemde bulunduğu okula nakli yapıldığı ileri sürülürken öğretmenin darp edildiği anlar güvenlik kamerası tarafından saniye saniye kaydedildi.