GÜNDEM - 22 Eylül 2018 Cumartesi 09:16

Hollandalılar laleden sonra bu bitkinin peşinde

A
A
A
Hollandalılar laleden sonra bu bitkinin peşinde

Yetiştirmesi zor olan salep bitkisinden iki ve daha fazla yumru elde ederek bu alanda büyük bir başarıya imza atan Doç. Dr. Ömer Çalışkan’ın araştırmaları hakkında bilgi almak için Samsun’a gelen Hollandalı bilim adamları; "Laleden sonra salebin de mi peşinde oldukları" sorusunu akla getirdi.

Orkide ailesinden olan salep bitkisinin yetiştirilmesi üzerinde önemli çalışmaları bulunan Ondokuz Mayıs Üniversitesi(OMÜ) Bafra Meslek Yüksekokulu Bitkisel ve Hayvansal Üretim Bölüm Başkanı Tıbbi ve Aromatik Bitki Uzmanı Doç. Dr. Ömer Çalışkan, elde ettiği başarıyla Hollandalı bilim adamlarının dikkatini çekti. Salep üretimi konusunda Yeşilırmak Havzası Kalkınma Birliği (YHKB) ile yapılan ortak proje çalışmalarına katkı veren Doç. Dr. Ömer Çalışkan, bir salep bitkisinden 2 ve daha fazla yumru elde ederek bu alanda dünyada önemli bir başarı sağladı. Salep Orkideleri isimli kitabı yazan Çalışkan’ın salep üzerine çalışmalarını incelemek üzere Samsun'a gelen Hollandalı bilim adamları salep üzerine ortak proje yapma teklifinde bulundular.

Ekonomik değeri yüksek olan, ilaç ve gıda sanayisinde birçok ürünün yapımında kullanılan salebin doğadan kopartılmasının cezası ise 48 bin TL.

"Saray mutfağında kullanılırdı"

Salep bitkisinin insanların kullandığı önemli tıbbi bitkilerden bir tanesi olduğunu belirten Doç. Dr. Çalışkan, "Anadolu, salebin merkezi durumundadır. Ülkemiz salep türü bakımından oldukça zengin bir yapıya sahiptir. Yüzyıllardır en fazla salep Anadolu topraklarından toplanmıştır. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde 1600’lü yıllarda, Osmanlı Devleti’nin sadece Amasya Sancağı’ndan yıllık 13 ton yıllık salep topladığından bahsetmiştir. Geçmişte salep, Hipokrat’tan, İbn-i Sina’ya birçok tıp aliminin çeşitli macunlarda kullandığı, kuvvet verme özelliği ön plana çıkan bir bitkidir. Padişahların tükettiği bir üründür. Saray mutfağında kullanılırdı. Amasya, Çorum, Samsun ve Tokat illerini kapsayan Yeşilırmak Havzası Kalkınma Birliği ile bir proje geliştirdik. Projeyle, salep orkidelerini orman fidanlıklarına taşınması ve üretime uygun olan türlerin tespit edilerek yaygınlaştırılması amaçlanıyor. Projenin danışmanlığını ben yapıyorum" dedi.

"İthalatı-ihracatı yasak"

Salep bitkisinin üretiminin uzun yıllar aldığını belirten Doç. Dr. Çalışkan, "Yumru oluşturması ve tohumdan çoğaltılmasının hasat süresi uzun yıllar aldığı için toplanması yasaklanmıştır. Yumruları patates gibi şekle sahiptir. Bir salep tek bir yumru oluşturuyor. Tohumdan ve yumrudan üretilmesi önünde engeller var. Doku kültürü yöntemi ile tohumdan üretim bazı türlerde yapılıyor. Yine de üretilemeyen türler arasında bulunuyor. Dünyada yabani florayı koruma adına uluslararası bir sözleşme var. Salep orkidesinde 183 ülkenin koruma altına aldığı bir ürün. Her ülkede bu bitkiye dokunanlara çeşitli cezalar var. Ülkemizde de çevre kanunu içerisinde yer alan maddelerde doğadan bir salep orkidesinin koparılmasının büyük cezası var. 2017’de cezası 45 bin TL’ydi. 2018 yılında bu 48 bin TL’ye çıktı. Bir tane salep dahi sökseniz doğa Koruma ve Milli Parklardan alt rakamı 48 bin TL, üst rakamı 200 bin TL’ye kadar çıkabilen bir ceza. İthalatı-ihracatı yasaklanmış durumda" şeklinde konuştu.

"Tekrar gelecekler"

Salep orkidesinin Türkiye’de 200 civarında türünün olduğunu ifade eden Doç. Dr. Çalışkan, "Türkiye’de olmakla beraber Hollanda’da türleri var. Fakat orada da üretilemediği için bir grup Hollandalı bilim adamı laboratuvarlarda üretimi üzerinde çalışmalar yapıyor. Hollanda ve Belçika’dan araştırmacılar buraya geldi. Onların da amacı bunun üretilebilmesini sağlamak. Onlar daha çok doku kültürü ile tohumdan çoğalmaya yönelmişlerdi. Biz yumruyu ikinci bir yumru vermeye zorlayarak ilk kez üretmeyi başardığımız için buraya geldiler. Aynı zamanda 'ortak çalışabilir miyiz, proje geliştirebilir miyiz, buradaki türlerden oraya oradaki türlerden buraya takas yapabilir miyiz' diye bize geldiler. Salep üzerine birlikte Avrupa Birliği projesi yapmayı teklif ettiler. Muhtemelen tekrar gelecekler" diye konuştu.

"Kilosu 50 TL"

Salep bitkisinin ekonomik ve turizm açısından getirisi yüksek bir ürün olduğunu dile getiren Doç. Dr. Çalışkan, şunları söyledi:

"Biz yaptığımız çalışmalarla sök-dik yöntemi dediğimiz bir yöntem geliştirdik. Bazı türlerde bir yerine iki yumru bazı türlerde de üç yumru oluşturmasını sağladık. 4-5 türümüzde bunu başardık. Bu başarıyla beraber yaptığımız proje ile Samsun’un 19 Mayıs ilçesinde bazı üreticilerimizle bunun üretimine başladık. Ekonomik getirisinin yanında bir amacımızda salep orkidelerinin arazide yetiştirip çiçekleri adına bir turizm oluşturmak. Orkide turları düzenlenerek çiçek açma döneminde turistler çiçekleri fotoğraflayabilir.

Martın sonundan haziran sonuna kadar 3 aylık sürede fotoğraflanabilir. Salebin ekonomik değeri çok yüksek. Pazarlama sorunu hiç yok. İçecek ve dondurma sanayisinde vazgeçilmez bir ham maddedir. İçerisindeki maddelerden dolayı alternatifi olmayan bir bitki. Salep kaçak yollardan da toplandığı için üretim verileri doğru analiz edilemiyor. Tarlalarda yetiştiğini duyan bir sonraki senenin ürününü alıyor. 2018’de salebin kilosu 50 TL. Bir dönümde 50 bin TL yapıyor. Diğer ürünlerde olmayan bir getiri."  

Kenan Akyüz- Ahmet Şükrü Uluçay
 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Erzincan 112 Acil Çağrı Merkezi 2023 yılında 274 bin 873 çağrı aldı Erzincan’da 112 Acil Çağrı Merkezi Müdürlüğüne 2023 yılında 274 bin 873 çağrı geldi. Bu çağrılardan yüzde 15,58’i asılsız ihbar olarak kayıtlara geçti. Erzincan 112 Acil Çağrı Merkezi Müdürü Metin Kuleli, toplam 110 personelle 7/24 esasına göre çağrı karşılandığını belirterek, Erzincan’da 2023 yılında toplam 274 bin 873 çağrının alındığını açıkladı. Kuleli, gelen çağrıların yüzde 31,92’si anons sırasında kapatılan çağrılardan, yüzde 15,58’i ise asılsız çağrılardan oluştuğunu belirtti. 112 Acil Çağrı Merkezinin önemine vurgu yaparak devam eden Kuleli, "Anons esnasında vatandaşlarımız, biz polisi, jandarmayı, itfaiyeyi aradık; yanlış oldu diyerek telefonu kapatıyorlar. Nereyi ararsa arasınlar, 112’ye bağlanıyor. Bütün acil çağrı numaraları 112 üzerinde birleşti. Bu sebeple, lütfen anons esnasında yanlış yeri aradıklarını düşünüp telefonları kapatmasınlar” dedi. Asılsız ihbara para cezası Asılsız ihbarların sürekliliği halinde suç duyurusunda bulunduklarını belirten Kuleli, “Çağrı merkezimize yapılan asılsız ihbarlara, Kabahatler Kanunu’na göre bin 980 TL ceza uygulanmakta. İkinci tekrarında ise ceza miktarı iki katına çıkarılıyor. Asılsız ihbarların devam etmesi durumunda ise Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunmaktayız. Bu nedenle, hem vatandaşlarımızın mağdur olmaması için hem de bizim mağdur olmamızı önlemek adına çağrı merkezimizi asılsız ihbarlarla meşgul etmemelerini önemle rica ediyoruz” ifadelerine yer verdi. Gelen çağrılar arasında dikkat çeken olaylar arasında "Önce çayımı içeyim sonra gel", "Polis göndermeyin atağım tutuyor" gibi ifadeler kullanan vatandaşların olduğunu belirten Müdür Kuleli, “Hem vatandaşlarımızın mağdur olmaması için hem de bizim mağdur olmamızı önlemek adına çağrı merkezimizi asılsız ihbarlarla meşgul etmemelerini önemle rica ediyoruz” ifadelerine yer verdi. “Önce çayımı içeyim sonra gel” Müdür Kuleli, ilginç ihbarlardan birinin şu şekilde olduğunu belirtti: "112’yi arayan bir vatandaş, atağım tutacak, şu kafedeyim deyip ambulans istiyor. Görevliler yerini teyit etmek için detaylı bilgiler istediğinde ise, “Önce çayımı içeyim sonra ambulans gelsin” diyor. Aynı zamanda polis gönderilmemesini talep ediyor. Çünkü polisi görünce atağı tuttuğunu iddia ediyor." Başka bir olayda ise kişilerin kendisini istediği yere bıraktırmak için acil durum ekiplerini çağırdığını söyledi. 112’yi meşru şekilde kullanmanın önemine vurgu yapan Kuleli, vatandaşlardan en büyük talebimiz, bizi asılsız yere meşgul edip, asıl ihtiyacı olan vatandaşa ulaşmamızı engellemesinler” dedi. Ayrıca Müdür Kuleli, Erzincan halkının duyarlı olduğunu belirterek asılsız çağrı oranı düşük ilk beş şehirden biri olduğunu açıkladı.
İzmir İzmir merkezli “Mahzen-13” operasyonlarında 2 suç örgütü çökertildi İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İzmir merkezli 3 ilde gerçekleştirilen “Mahzen-13” operasyonlarında 2 suç örgütünün çökertildiğini açıkladı.İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından paylaşım yaparak operasyonlar hakkında bilgi verdi. Bakan Yerlikaya’nın verdiği bilgilere göre, İzmir merkezli olarak Mersin ve Van’da gerçekleştirilen “Mahzen-13” operasyonlarında elebaşılığını Tahsim Aktaş ve Murat Hanaylıoğlu’nun yaptığı 2 ayrı suç örgütü çökertildi. Operasyonlarda toplam 25 şüpheli yakalanırken 16 adet tabanca, 2 adet tam otomatik uzun namlulu silah, 10 adet tüfek, çok sayıda fişek, tüfek kartuşu ve muhtelif miktarda uyuşturucuya ise el konuldu.Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde; İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu İzmir merkezli Mersin ve Van’da düzenlenen operasyonlarda, organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, eğlence mekanlarını cebir ve tehdit kullanarak ele geçirmeye çalıştıkları, esnaflara ait işyerlerini kurşunladıkları, silahlı tehdit ile mağdur şahıslara zorla senet imzalattırdıkları, 3’üncü şahıslar adına para tahsilatı yaptıkları, silah ticareti yaptıkları, kasten yaralama, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması ve 6136 sayılı kanuna muhalefet suçlarını işledikleri tespit edildi.
Muş Malazgirt’te şehit aileleri ve gaziler iftar yemeğinde bir araya geldi MUŞ (İHA) – Muş’un Malazgirt Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından şehit aileleri ve gaziler onuruna iftar yemeği verdi. 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü etkinlikleri kapsamında Malazgirt Kaymakamı Göksu Bayram’ın da katıldığı iftar yemeğinde birlik ve beraberlik mesajı verildi. Malazgirt Kaymakamlığı, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü tarafından şehit aileleri ve gaziler onuruna iftar yemeği verildi. Malazgirt Kaymakamı Göksu Bayram, 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü etkinlikleri kapsamında şehit aileleri onuruna verilen iftar yemeğinde bir araya geldiklerini belirterek, “Allah birliğimizi ve beraberliğimizi daim etsin. Her zaman söylüyoruz ve her daimde söylemeye devam edeceğiz, şehitler ve gazilerimiz bizim Türk halkının en önemli değerlerindendir. Milli beraberlik ve kardeşlik duygularımızın bütünleştiği bu önemli ve anlamlı Ramazan ayında hepinize saygılarımı sunuyorum” dedi. Şehit aileleri ve gaziler onuruna verilen iftar yemeğine Kaymakam Göksu Bayram, Belediye Başkanı Cengiz Altın, Jandarma Komutanı Binbaşı Kamil İncebacak, Malazgirt Müftüsü Memet Hakkı Ayhan, Emniyet Müdürü Serhan Türk, kurum amirleri, şehit yakınları, gaziler ve kurum amirleri katıldı. Program sonunda şehit aileleri ve gazilere çeşitli hediyeler takdim edildi.