GÜNDEM - 21 Temmuz 2016 Perşembe 15:31

Hukuk Profesörü Bahri Öztürk OHAL hakkında bilgi verdi

A
A
A
Hukuk Profesörü Bahri Öztürk OHAL hakkında bilgi verdi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 3 ay süreyle ülke genelinde Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamasına geçileceğini açıklamasının ardından herhangi bir endişeye kapılmamak gerektiğini belirten İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bahri Öztürk, OHAL ilanı içinde bulunduğumuz koşullarda doğal ve yapılması zorunlu bir karar olarak değerlendirdi.

OHAL’İN temel hak ve özgürlükler ile ilgili çok ciddiherhangibir kısıtlama getirmeyeceğini ifade eden Prof. Dr. Öztürk, “Tehlike o kadar büyük ki müdahale zorunluluğu olduğu için bu müdahale yapıldı. Bize verilen bilgilere göre darbe teşebbüsü tehlikesi tamamen ortadan kalkmış değil. Halen ülkemiz tam bir huzura kavuşmadı.Yaygın şiddet hareketlerinin veya muhtemel yaygın şiddet hareketlerinin önlenebilmesi için anayasanın 120. maddesi olan OHAL’in ilan edilmesi son derece doğal ve yapılması zorunlu durumdur. Bu yaygın şiddet hareketlerinin önlenmesi için ön görülen bir olağanüstü haldir” dedi.

OHAL nedir?

Darbe teşebbüsünü lanetleyerek konuşmaya başlayan Prof. Dr. Öztürk, demokrasilerde ve insan onuruna saygı duyulan yerlerde bu tür darbelerin adının bile söz konusu olamayacağının altını çizdi.

“OHAL meselesini görüşmemizin sebebi de bu lanetlenesi darbe olayıdır” diyen Öztürk,“Şunu ifade edelim, Anayasamızın 119., 120. ve 121. maddelerinde OHAL meselesini düzenlenmiş, sıkıyönetim meselesi de Anayasamızın 122’nci maddesi ile 1402 sayılı sıkıyönetim kanununda etraflıca düzenlenmiştir. Sıkıyönetim, OHAL’den daha ağırdır. Demokrasiyi ve anayasal düzeni savunabilmek için son çare sıkıyönetimdir; ondan önceki ise OHAL’dir. Bu durum diğer demokratik ülkelerde de bu şekildedir. Yani OHAL, demokratik hukuk devletlerinde, onların anayasalarında etraflıca düzenlenen bir hukuki kurumdur” açıklamalarında bulundu.
“OHAL’de yetki,esas olarak validedir;çıkan olaylara hızlı bir şekilde müdahale şansı verir”

“OHAL’ de asıl yetkili olan valilerdir” diyen Öztürk, “Emniyet kuvvetleri, polis, jandarma, silahlı kuvvetler olsun valinin emrindedir. Bunun da en büyük faydası şudur; hızlı bir şekilde çıkan olaylara müdahale imkânı verir. Yani koordinasyonu daha kolaydır. Çünkü düşünün bir ilde çeşitli yerlerde olaylar gelişiyor, eğer olağanüstü halle ilgili düzenleme yapılmazsa ve valiye gerektiğinde silahlı kuvvetlerden yardım alma imkânı vermezseniz. Bunun prosedürünü İl İdaresi Kanunu hukuk çerçevesinde ve diğer mevzuat çerçevesinde yapmaya çalışırsanız o zaman eliniz kolunuz belli noktalarda bağlı kalabilir veya belki de zorunlu olarak yasanın dışına çıkabilirsiniz” diye konuştu.

“OHAL, 70’li, 80’li hatta 90’lı yıllarda olduğu gibi yansımayacak”

OHAL’in bütün toplumun anayasal düzenin temel hak ve özgürlüklerinin, tehlikeye düştüğü durumlarda bunları korumak ve kurtarmak için öngörülmüş bir müessese olduğunu dile getiren Prof. Dr. Bahri Öztürk, “Bu OHAL, bir defa bizim günlük hayatımıza 70’li,80’li hatta 90’lı yıllarda olduğu gibi yansımayacaktır. Bir müesseseyi istediğiniz kadar güzel düzenleyin veya o müessese istediği kadar kötü olsun, eğer siz uygulamayı güzel bir şekilde yapmazsanız sonuç yine aynı olur” dedi. İktidara gelir gelmez, o zaman yürürlükte olan OHAL’i kaldıran bir siyasi kadronun malum tehlike yüzünden şimdi ilan etmek zorunda kaldığı OHAL’i titiz bir şekilde uygulayacağını düşünüyorum.

Olağanüstü hal, yürütmeye kanun hükmünde kararname çıkartma yetkisi de verir. Bu da bazen zamanla yarışarak yapılan müdahalelerde son derece faydalı sonuçlar doğurur. 

“Sıkıyönetim askeri bir yönetimdir, OHAL ile alakası yoktur”

“OHAL ilan edilmişse, zaten temel hak ve özgürlüklerinizi kullanmaya imkânınız olmadığı için ilân edilmiştir” diyen Öztürk, sözlerine şöyle devam etti;

“Allah korusun bir darbe yapıldığını düşünün, ben sıkıyönetimi yaşamış ve sıkıyönetimdeki mahkemelerini görmüş birisi olarak, Allah korusun diyorum, derhal sıkıyönetim ilân edilmektedir. Bunun OHAL ile alakası yoktur. Sıkıyönetim, tamamen askeri bir rejimdir. Yani bütün yetkiler askerdedir. Komutanın insanları 45 gün sorgusuz sualsiz gözaltına alma yetkisi vardır. Temel hak ve özgürlükleri dilediği gibi değerlendirme yetkisi vardır. Dolayısıyla son derece sıkıntılı bir rejimdir. Anayasamızın 120. maddesinde OHAL’İN süresi 6 aydır. Fakat hükümet 3 ay olarak ön gördü. Bunun ihtiyaç halinde uzatılması söz konusu. 3 aylık bir sürede, kısa bir süre değil.Olmamasını da temenni ederiz.İnşallah bu darbeye teşebbüs girişimi çok kısa bir sürede tamamen ortadan kaldırılır. Ülkemiz tekrar 15 Temmuz öncesindeki huzurlu günlerine geri döner.”

GÜL KABA
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AK Parti Grup Başkanvekili Akbaşoğlu: “Bugünün önemine uygun olarak bir görüşme oldu ve bayramlaşıldı” AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’in TBMM’de görüşmesi hakkında “Bugünün önemine uygun olarak bir görüşme oldu ve bayramlaşıldı” dedi. AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Özel’in görüşmesi hakkında gazetecilerin sorularını cevapladı. Akbaşoğlu görüşme ile ilgili, “Bu konuyla ilgi tabi ki daha önceden de kamuoyuna yansıyan bir talep söz konusuydu. Bu sene inşallah yerine gelmiş olacak. Karşılıklı olarak görüşüp netleştirilecek. Bugüne ilişkin bir resepsiyon. Milli egemenliğin tecelligahı olan meclisimizin 104’üncü yaşında hep beraber burada güzel bir ambiyans oluşturduk. Bütün milletimizin temsilcileri bu birlikteliği ortaya koydu. Cumhurbaşkanımızın resepsiyona teşrifleri ile hep beraber, bütün milletvekilleri ve davetliler ile Cumhurbaşkanımız bir araya geldiler. Daha sonra da içerideki odada değerli siyasi partilerimizin genel başkanları ve temsilcileri ile görüştü. İçeride milletvekillerimiz, CHP Genel Başkanı, Hüda-Par Genel Başkanı, DSP Genel Başkanı AK Parti Grup Başkanı, Meclis Başkanvekillerimiz ve Meclis Başkanımız tabi ki, MHP Grup Başkanvekili vardı. Bugünün önemine uygun olarak bir görüşme oldu ve bayramlaşıldı” şeklinde konuştu.
Çorum Trafik kazası, 4 yaşındaki Zeynep’i ailesinden ayırdı Çorum’un Alaca ilçesinde iki otomobilin çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında 1 çocuk hayatını kaybederken, 4 kişi de yaralandı. Kaza, Çorum-Yozgat karayolunda meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, Yozgat istikametinden Çorum’a seyir halinde olan Mustafa Fansa (51) yönetimindeki 31 U 3003 plakalı otomobil ile Muhammed Y. idaresindeki 19 ACH 630 plakalı otomobil Boğaziçi köyü kavşağında çarpıştı. Çarpışmanın etkisiyle Fansa yönetimindeki otomobil yol kenarında bulunan tarlaya uçtu. Yoldan geçen sürücülerin ihbarı üzerine olay yerine polis ekiplerinin yanı sıra 112 ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Kazada sürücü Mustafa Fansa ve araçta bulunan Muhammed Emin Fansa (17), Emine Fansa (42), Yunus Emre Fansa (10) ve Zeynep Fansa (4) yaralandı. Yaralılardan 4 yaşındaki Zeynep, sağlık ekiplerinin tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Olay yerinde ilk müdahalesi yapılan yaralılar Alaca Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Yaralılardan Emine Fansa, Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Kazanın ardından Muhammed Y., araçla olay yerinden kaçtı. Bölgedeki kameraları inceleyen polis ekipleri kaçan sürücüyü Yıldızhan Mahallesi Edebali Sokak’ta terk edilmiş halde buldu. Yaptıkları çalışmalar sonucu Muhammed Y.’ye ulaşan polis ekipleri sürücüyü gözaltına aldı. Depremzede olduğu öğrenilen Fansa ailesinin Çorum’da görev yaptığı öğrenildi. Kazayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.
Ankara Emre Belözoğlu: “Sosyal medya lağım çukuru” MKE Ankaragücü Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, “Sosyal medyanın benim için hiçbir anlamı yok. Gerçek olduğunu düşünmüyorum. Hiçbir karşılığı olmadan bir lağım çukuru olduğunu düşünüyorum” dedi. Ziraat Türkiye Kupası Yarı Final ilk maçında MKE Ankaragücü, konuk ettiği Beşiktaş ile golsüz berabere kaldı. Maçın ardından düzenlenen basın mensuplarına açıklamalarda bulunan MKE Ankaragücü Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, bütün futbolcuları ile gurur duyduğunu belirterek, “Bugün Beşiktaş’a net bir üstünlük kuran oyuncu grubum vardı. İnşallah finale çıkan takım oluruz. Bu takımın çok daha iyi yerleri hak ettiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Üzgün olduğu tarafları açıklayan Belözoğlu, sezon genelini değerlendirerek, “Skorlar gelmedi. Çok fazla beraberlik var. Ama yine de oyuncu arkadaşlarıma teşekkür ediyorum” diye konuştu. "Bu takımın ligde sıkıntı yaşayacağını düşünmüyorum" Sarı-lacivertlilerin teknik patronu, skor üretemediklerinden dolayı üzgün olduklarını kaydederek, şunları söyledi: “Lige hemen döneceğiz. Ligde de kendimizi sağlam pozisyona alacak skorlara ihtiyacımız var. Bu takımın sıkıntı yaşayacağını düşünmüyorum. Taraftarlarımıza, oyuncularıma teşekkür ederim. Skor gelmedi ama oyun anlamında çok yüksek bir dominasyon vardı.” "İnşallah Morutan’ın büyük bir sakatlığı yoktur" Maçta sakatlanarak oyundan çıkmak zorunda kalan Morutan ile ilgili konuşan Belözoğlu, "İnşallah Morutan’ın büyük bir sakatlığı yoktur. Tendonda bir kopma varsa o zaman altı ayı bulur. Ümit ediyorum öyle bir haber almayız. Böyle bir şey inşallah yaşamaz. Ama yaşarsa da çok iyi dönebilecek karaktere sahip bir oyuncu" dedi. “Sosyal medya lağım çukuru” Bir basın mensubunun, ‘MKE Ankaragücü futbolcularının sosyal medyada eleştirildiğini’ söylemesi üzerine, Belözoğlu, şu ifadelere yer verdi: “Sosyal medyanın benim için hiçbir anlamı yok. Gerçek olduğunu düşünmüyorum. Hiçbir karşılığı olmadan bir lağım çukuru olduğunu düşünüyorum sosyal medyanın. Alex bugün elinden geleni yapmaya çalıştı. Ben bir oyuncu transfer ederken, ondan bir performans bekleyerek ediyorum. Bugün performansında eleştirilecek bir şey bulamıyorum. Benim adıma sosyal medyanın hiçbir karşılığı yok. Bizim ailemize küfür edecekler, biz şikayetçi olduğumuzda bize yalvaracaklar yok öyle bir dünya. Bu ülkede, bu düzelmedikten sonra benim oyuncum ve ben mücadele etmek zorundayız. Sonuna kadar mücadele etmeye devam edeceğiz.”