GÜNDEM - 06 Ekim 2016 Perşembe 10:56

İAÜ Dünya Yaşlılar Günü’nü unutmadı

A
A
A
İAÜ Dünya Yaşlılar Günü’nü unutmadı

İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Sosyal Hizmetler Bölümü ve Sosyal Hizmetler Ön Lisans Bölümü işbirliği ile Dünya Yaşlılar Günü kapsamında Geriatri Sosyal Hizmet Uygulamaları ve Yaşlı Refahına ilişkin etkinlik düzenlendi.

İAÜ Florya Kampüsü’nde düzenlenen etkinliğe konuk konuşmacı olarak İstanbul Darülaceze Başkanlığı Sosyal Hizmet Uzmanı Yusuf Adem Uzun katıldı. Açılış konuşmasını İAÜ Sosyal Hizmet Bölüm Başkanı Prof. Dr. Uğur Tekin yaparken bölüm öğrencileri etkinliğe yoğun ilgi gösterdi.

Üniversitede geçen yıl açılan Sosyal Hizmetler Bölümü ile birçok etkinlik, toplantı ve panel düzenlediklerini ve bu tarz çalışmaları daha da arttıracaklarını vurgulayan İAÜ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu öğretim üyesi Songül Boyraz etkinlikle ilgili olarak, “Dünya Yaşlılar Günü dolayısıyla bugün için öğrencilerimize yönelik bir program hazırladık. Dünyada ve Türkiye’de yaşlılığın görünümü, yaşlı nüfusun ne derece arttığını bunun yanı sıra ihtiyaçların ve hizmetlerin tartışılacağı bol paylaşımlı bir etkinlik olacak. Aynı zamanda bazı dersler kapsamında öğrencilerimize kurum ziyaretleri yaptırıyoruz. Özellikle farklı grupları görmeleri açısından bu çok faydalı oluyor. Ancak ilerleyen zamanlarda okul içerisinde de bazı kulüplere dahil olmak ya da yeni kulüp açmak niyetindeyiz” dedi.

Songül Boyraz Dünya Yaşlılar Günü dolayısıyla yaşlılara refah ve huzur içerisinde yaşayabilecekleri bir ülke temennisinde bulundu.

“BİREYSEL HAYATLARIMIZDA YAŞLILARIMIZA YER BULAMIYORUZ”

Etkinliğin konuk konuşmacısı İstanbul Darülaceze Başkanlığı Sosyal Hizmet Uzmanı Yusuf Adem Uzun, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) son raporunda yaşlı insanlara karşı kötü davranışların yaygınlaştığı raporu ile ilgili bilgiler verdi. Zaman içinde yaşlılara karşı tutumların değişme nedenlerine değinen Adem Uzun, “Aslında yaşlılara karşı tutum ve yaklaşımlar toplum yapısı ve kültür ile doğrudan orantılı. Bu yüzden gün geçtikçe bizim toplumumuzda da bu konuda bir değişim olduğunu söyleyebilirim. Çünkü giderek büyüyen ve sanayileşen bir toplum haline geliyoruz. Bu da bizleri zamanla tek başına, bireysel hayatlar yaşamaya sevk ediyor. Aile yapısından uzaklaşan bireyler, yaşlılarımızı artık aile içindeki değerlerden uzak sadece bakım yükü olacak bireyler olarak görüyor. Yaşayacağımız evler bile kalabalık aile kavramından uzak tek yaşayabileceğimiz stüdyo daireler olarak inşa edilmeye dönmüş durumda. Bu yüzden bireysel hayatlarımızda yaşlılarımıza yer bulamıyoruz” şeklinde konuştu.

“YAŞLILARIMIZ AİLEDEN UZAKLAŞTIKÇA SAĞLIKLARI DA OLUMSUZ ETKİLENİYOR”

“Aileden gelen sevgi ve saygı yoksunluğu karşısında yaşlılarımız da bu durumdan olumsuz olarak etkileniyor” diyen Uzun “Yaşlılarımız saygı ve değer görmeyi fazlasıyla hak ediyor. Yaşlarından dolayı getirmiş oldukları tecrübeleri gençlere aktarabildiklerinden dolayı aslında memnuniyet içerisindeler. Fakat zaman içinde yaşlılara olan tutumların değişimi onları da hem fiziksel hem de duygusal olarak olumsuz bir şekilde etkiliyor. Bu olumsuz etkiler yaşa bağlı olarak gelişen bir takım sağlık problemlerinin de daha hızlı ilerlemesine sebep oluyor. Çocukları tarafından terk edilmişlik, ötelenmişlik ve aşağılanmışlık duyguları içerisine giren yaşlıların yaşam doyumlarının, aileleri ile beraber olan yaşlılara oranla daha düşük olduğunu söyleyebilirim. TÜİK’in 2015’de hazırladığı bir veri raporunda yaşlıların yüzde 80’inin aile kavramının kendilerine mutluluk kaynağı olduğunu tespit etmiş. Onlar bizlere ve ailelerine bu kadar kıymet verirken bizlerin de kesinlikle onlar için bir şeyler yapmamız ve değerlerimize sahip çıkmamız gerekiyor” diyerek sözlerini sonlandırdı
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Hazine ve Maliye Bakanlığından Dünya Bankasından alınan kaynaklara ilişkin açıklama Hazine ve Maliye Bakanlığı, Dünya Bankası (DB) ve Türkiye arasındaki beş yıllık iş birliğinin yol haritası niteliğindeki Ülke İş birliği Çerçevesi (CPF) dokümanına ilişkin sosyal medyada dolaşan iddiaların asılsız ve mesnetsiz olduğunu bildirdi. Hazine ve Maliye Bakanlığı, Dünya Bankası ve Türkiye arasındaki beş yıllık iş birliğinin yol haritası niteliğindeki Ülke İş birliği Çerçevesi dokümanına ilişkin sosyal medyada dolaşan iddialara ilişkin bir yazılı açıklama yaptı. Yapılan açıklamada, bu iddiaların asılsız ve mesnetsiz olduğunu belirtildi. Türkiye’nin 1947’de Dünya Bankasına üye olduğunun hatırlatıldığı açıklamada, "Dünya Bankasından bugüne kadar toplamda 52 milyar dolar finansman sağlanmıştır. Söz konusu finansman kalkınma önceliklerimiz kapsamında ilgili kuruluşlarımız ve DB tarafından ortaklaşa geliştirilen projeler kapsamında kullanılmaktadır" denildi. DB kaynakları proje amacının dışında kullanılmıyor DB’den sağlanan kaynakların proje amacının dışında kullanımı söz konusu olmadığının belirtildiği açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "DB kredileri yoksulluğun azaltılması ve refahın eşit paylaşılması odağında sürdürülebilir büyümeyi hedeflemekte olup; bu kaynakların kullanımında toplumun ortak çıkarı gözetilmektedir. CPF programında geçen ‘kırılgan gruplar’ esas itibarıyla yeşil dönüşümden olumsuz etkilenecek meslek gruplarında çalışanlar ile finansmana erişimde zorluklarla karşılaşanları ifade etmektedir. DB projeleri ile söz konusu gruplara beceri kazandırılarak üretime dahil edilmesi ve böylece istihdamın artırılarak yoksulluğun azaltılması hedeflenmektedir. Dolayısıyla bu kredilerin İstanbul sözleşmesi ve LGBT ile ilişkisi yoktur. Avrupa Birliğinden sığınmacılar için Mali Yardım Programı (FRIT) kapsamında sağlanan hibe desteğinin kullanımında Dünya Bankası önemli bir rol oynamaktadır. CPF dokümanında bu gibi desteklere ilişkin göstergeler de takip edilmektedir. Ancak yeni CPF dokümanında sığınmacılar özelinde DB’den sağlanacak herhangi bir kredi bulunmamaktadır. Geçmişte olduğu gibi Dünya Bankası ile kalkınma hedeflerimizin desteklenmesinde birlikte çalışmaya ve geliştirdiğimiz büyük projelerimiz ile katma değer üretmeye devam edeceğiz."