GÜNDEM - 01 Ağustos 2018 Çarşamba 15:21

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun gözyaşları!

A
A
A
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun gözyaşları!

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Karabük Polis Eğitim Merkezi Müdürlüğü yemin törenine katıldı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Hakkari’de PKK’lı teröristlerce gerçekleştirilen saldırıda astsubayın eşinin ve oğlunun şehit düşmesinin ardından gözyaşlarıyla konuştu.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Karabük Polis Eğitim Merkezi Müdürlüğü yemin törenine katıldı. 2018-19/2 . dönem polis özel harekat yemin törenine katılan Soylu, Hakkari’de PKK’lı teröristlerin önceden tuzakladığı el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu şehit düşen astsubayın eşi Nurcan Karakaya ve 11 aylık oğlu Mustafa Bedirhan Karakaya’nın ailesine baş sağlığı diledi. 

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Hakkari’de PKK’lı teröristlerce gerçekleştirilen saldırıda astsubayın eşinin ve oğlunun şehit düşmesinin ardından gözyaşlarıyla konuşarak, “Güya adalet için şu Karabük'ten geçerek Ankara'dan İstanbul'a, 'Sırtımızı PKK'ya yasladık' diyen adamlarla kolkola yürüyenler var. Seçim öncesi gidip bunları hapishanede ziyaret eden, bunların cezaevinden çıkması lazım diyenler vardı. Şimdi ben bunlardan bir şey duymak istiyorum. Kendim için değil insanlık adına biraz onurları, haysiyetleri kalmıştır diye düşünüyorum. Milletin karşısına çıkıp, 'Allah bu PKK'nın da ona destek verenlerin de belasını versinler' diyecekler mi diyemeyecekler mi? Onun cevabını istiyorum. Bu ülkenin vatandaşı olarak şu ülkeye borçlarıdır ve bizim hakkımızdır” ifadelerine yer verdi. 

“Aslında bugün size çok başka bir konuşma yapacaktım" 

Spor salonunda yapılan törende konuşan Bakan Soylu, “Aslında bugün size çok başka bir konuşma yapacaktım. Türkiye 2002'den beri büyük bir değişim geçirdi. Birilerinin bundan nasıl rahatsız olduğunu, 15 Temmuz ihanetinden sonra bu aziz milletin, bu asil milletin, devletine, topraklarına, namusuna nasıl sahip çıktığını anlatacaktım. Sizlere bu ülkede artık kanıksanmaya başlayan, belki de herkesin istemeyerek ne yapalım diye kabul etmeye başladığı sorunların nasıl üzerine gidildiğini, trafikle, uyuşturucuyla, terörle nasıl kıran kırana bir mücadele edildiğini anlatacaktım. Sadece bu yıl 57’si üst düzey olmak üzere 827 PKK'lıyı, hatta sabahleyin aslanlarımız yine Şırnak’ta bir üs bölgemize Kuzey Irak'tan saldırmaya çalışan 5 PKK'lının da iflahını kesti onları etkisiz hale getirdi. Toplam 832 PKK, 241 DEAŞ’lıyı, 16 tane de aşırı sol terör örgütleri mensubunu nasıl etkisiz hale getirdiğimizi yılbaşından bu yana 13 bin 215 uyuşturucu satıcısını nasıl cezaevine tıktığımızı anlatacaktım. Bizim evlatlarımızın ürettiği yerli malı İHA'lar ile nasıl operasyon yaptığımızı, etrafımızdaki coğrafyadan ülkemize gelen denizlerimizde göçmenlerimize nasıl el uzattığımızı, sınırlarımızda yakaladığımızı, denizlerde nasıl hayat kurtardığımızı anlatacaktım. Türkiye’de yıllarca kronikleşmiş sorunların üzerine gittiğimizi, bir yandan içimizdeki FETÖ cerahatini, öte yandan Türkiye'nin bölgesinde Kıymetli Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde nasıl bir güç haline geldiğimizi, dünyanın artık kimseye süper güç falan demediğini, süper güç masallarını artık dinlemediğini anlatacaktım. Ve size yeni Türkiye'yi yarınlarımızı, hayallerimizi, umutlarımızı ve ayaklarımızın üzerinde nasıl durduğumuzu anlatacaktım. 21. asrın başından itibaren Türkiye'nin her gün daha fazla güçlendiğini anlatacaktım. Demokrasimizin nasıl güçlendiğini, Türkiye'nin artık darbe akımları ile yönetilmeyeceğini, yarınlara yönelik umutlarımızı, beklentilerimizi, Türkiye'nin bu yeni dönemde daha fazla zenginleşeceğini Ortadoğu'ya nasıl barış getireceğini anlatacaktım. Bunların hepsi gerçektir. Doğrudur. Bunları başka zaman yine size anlatmak Allah bize nasip eder” diyerek sözlerine başladı.

Astsubay ile telefon görüşmesini aktardı

Bakan Süleyman Soylu, Yüksekova ilçe merkezine yaklaşık 20 kilometre uzaklıktaki Büyükçiftlik beldesi Susak Deresi mevkisinde üs bölgesinde görevli astsubay eşi Serkan Karakaya'yı ziyaretten dönen Nurcan Karakaya (25) ve yanındaki 11 aylık oğlu Mustafa Bedirhan Karakaya'nın PKK'lı teröristlerin önceden tuzakladığı el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu şehit düşmesi olayıyla ilgili de astsubay ile yaptığı telefon görüşmesini şöyle aktardı: 

“Dün aldığımız haber konuşmamı tamamen değiştirdi. Bugün sorumluluklarımızı, vicdanımızı, bu üniformalarımızı hangi sorumluluklarla giydiğimizi, bu kürsülere hangi sorumluluklarla çıkılması gerektiğini konuşacağız. Bu törenden çıktıktan sonra Cumhurbaşkanımızla birlikte Sivas'a gideceğiz. Orada içine kor ateş düşmüş yürekler var. Orada iki tane şehit cenazesi var. Onların cenaze merasimine katılacağız. Şehitlerimiz asker mi, polis mi, koruyucu mu? Hayır. Bir tanesi gencecik bir anne, diğeri de O'nun 11 aylık tertemiz evladı. Kıymetli astsubayımıza dün olayın akabinde hemen görüştük. Çelik gibi bir iradesi vardı. Bana dedi ki 'Bayramda geldiğim, kalan üst bölgesi var ya. O Ramazan bayramında. Hanım oraya benim yanıma gelmek istedi. Çocukla beraber. Başımıza böyle bir iş geldi. Vatan sağ olsun.' Çıktığınız yolun, nasıl bir yol olduğunu, bu topraklarda neyi ifade ettiğini, şuralarda sizi Ayetel Kürsiler ile beraber zırh etmeye çalışan annelerinizle, babalarınızla, kardeşlerinizle, adım attığınızda sizi İhlaslarla, Fatihalarla donatmaya çalışan bu büyük milletimizle, bu asil milletimiz de neyi ifade ettiğini herhalde en güzel, en anlamlı şekilde dün astsubayımın o kahraman cümleleriyle ifade edebiliriz.”

“Amerika 5 bin tır gönderip de PKK'yı, PYD'yi orada besleyecekmiş” 

Avrupa’da yıllardır teröristlere destek verenler olduğunu, Amerika’nın da 5 bin tır silah gönderip PKK ve PYD’yi destekleyeceğine yönelik sözlerini hatırlatan Bakan Süleyman Soylu, “Hiç bir şeyden korkmayın. Amerika 5 bin tır silah gönderip de PKK'yı, PYD'yi orada besleyecekmiş. Avrupa onlara destek verecekmiş. Bilesiniz ki Avrupa’da, Amerika bunların arkasında oldu. Sizin gibi kahraman arkadaşlarımız, askerimiz, jandarmamız, koruyucumuz bu toprakları onlara zindan etti, mezar etti, onlara gerekli cevabı en şiddetli şekilde verdi. Asker olan, eşini görev yerinde ziyaret etti dönerken yola kurulan pusuda şehit oldu. Batı'da Avrupa'da yıllardır bu teröristlere destek verenler, ülkelerinde oturma hakkı verenler, gösteri yapma hakkı verenler, siyasi sığınma taleplerini ikiletmeyenler anında kabul edenler, 5 bin tır silah gönderenler, profesyonel katilleriyle bunlara akıl verenler, taktik verenler, destek verenler, okyanus ötesinden adamlarını gönderenler, Kandil’de PKK’nın katillerine eğitim verenler, devletleri üzerinden buraya para gönderip Anadolu coğrafyasının birliğini ve beraberliğini bozmaya çalışanlar, şu ayyıldızlı bayrağıma göz dikenler, askere, polise pusu kurmamışlar, bir anne ve 11 aylık bebeğine pusu kurmuşlar” diye ifade etti.

“Kimsenin Türkiye'nin terörle mücadelesinde söyleyebilecek tek sözü yoktur” 

Bakan Soylu, PKK’nın bebek katili olduğunu da söyleyerek, “Kimsenin Türkiye’nin terörle mücadelesinde söyleyebilecek tek sözü yoktur. Bu cinayetin görmezden gelme, üstü örtülü yanı yoktur. Artık hiç birisi ne bizim operasyonlarımıza, ne mahkemelerimize, ne yargımıza laf söyleyebilir, ne de kiminle ortaklık yapacağımıza, kiminle alışveriş yapacağımıza laf söyleyebilir. PKK 40 yıl önce de bebek katiliydi, liderinden, kurucusundan en altına kadar PKK’nın alayı dün de bebek katiliydi, bu gün de bebek katilidir. PKK ile kol kola kim girmiş herkes, her grup bu katliama ortaktı, bu gün de ortaktır. Hiç merak etmeyin. Annesiyle beraber sadece ailesini değil, bu aziz milleti orada kucaklamak için orada beklemektedirler. Biz inanıyoruz ki onlar şu anda aramızdadırlar. Çünkü biz onlar öldüğünü zannederiz. Ama onlar diridirler ve bizimle birliktedirler. Dünya bu konuda dün de ikiyüzlüdür, bu gün de ikiyüzlüdür. Kimse kimseyi kandırmasın. Kimsenin terörle mücadele ettiği falan yoktur. Kimse Ortadoğu'ya on bin kilometre öteden terörle mücadele için gelmiş değildir. Bilakis kendi askerinin canı yanmasın diye teröristlere destek verip, Ortadoğu’yu yağmalamak isteyen bir akıl bu gün masum insanlara bu acıları yaşatmaktadır. Türkiye ne ile karşı karşıya kaldığın görmektedir. Ama bugün dünden bir farkımız vardır. Allah’a hamdolsun, bu gün kendi göbeğimizi kendimiz kesiyoruz. Türkiye terörle mücadelede geri dönülmez bir yola girmiştir. İşte zorlarına giden budur. Bize parmak sallıyorlar, tehdit ediyorlar. Para etmiyor. Çünkü Türkiye artık eski Türkiye değildir. Ve en büyük ortakları PKK bugün can çekişmektedir. Bu gün kanlı ortaklarını kurtarmak istiyorlar ama başaramayacaklar. Şimdi benim burada bir beklentim var. Bir şey istiyor ve bunu görmek istiyorum. Sandığa gittiğim zaman oy pusulasında PKK'nın sözcülüğünü yapan partileri görmüştüm. O partilere oy isteyen, ‘1 Oy bize, 1 oy şu partiye aman barajı geçsin’ diye seçmenine akıl veren partileri görmüştüm. Vicdanen burada söylüyorum, onlara soruyorum. Ne zamandan beri sustum ve tek bir söz söylemedim. partilere söylüyorum. Trabzon'da Eren Bülbül'ü şehit eden, oradaki astsubayı şehit eden o hainin, alçağın cenazesine giden 4 tane milletvekilinin gördüler de rahat ettiler mi? Etmediler mi? Onu sormak istiyorum. Yazıklar olsun” diye konuştu.

“Milletin karşısına çıkıp, 'Allah bu PKK'nın da ona destek verenlerin de belasını versinler' diyecekler mi diyemeyecekler mi? Onun cevabını istiyorum” 

CHP’nin adalet yürüyüşünü üstü kapalı hatırlatan Bakan Soylu, “Güya adalet için şu Karabük'ten geçerek Ankara'dan İstanbul'a, 'Sırtımızı PKK'ya yasladık' diyenlerle kolkola yürüyenler var. Seçim öncesi gidip bunları hapishanede ziyaret eden, bunların cezaevinden çıkması lazım diyenler vardı. Şimdi ben bunlardan bir şey duymak istiyorum. Bu mevkiler, bu makamlar geçer. Benden önce de İçişleri Bakanı vardı benden sonra da İçişleri Bakanı olacak. Eğer makamlar ve mevkiler 'Aman birileri rahatsız olacak' diye içimizdekileri söylemeye engel oluyorsa bilesiniz ki engel olamayacak. Doğru olduğuna inandığımız, vatandaşımız gönlünü bastırıp sabrıyla beklediği her şeye ortak olmak zorundayız. Kendim için değil insanlık adına biraz onurları, haysiyetleri kalmıştır diye düşünüyorum. Milletin karşısına çıkıp, 'Allah bu PKK'nın da ona destek verenlerin de belasını versinler' diyecekler mi diyemeyecekler mi? Onun cevabını istiyorum. Bu ülkenin vatandaşı olarak şu ülkeye borçlarıdır ve bizim hakkımızdır. Biz burada polisimizle, askerimizle, jandarmamızla, koruyucumuzla, yetmedi vatandaşımızla, 11 aylık bebeğimizle, annelerimizle acı üstüne acı yaşarken artık kimin artık hangi safta olduğunu adam gibi söylesin istiyorum. Bunlar 4-5 gün önce öğretmenlerimiz kura çektiler. Bir kızımız şöyle bir laf etti, 'Allah'a şükür Batman'a tayinim çıktı.' Bu ne demektir biliyor musunuz? Bundan yıllar önce Şırnak'a tayini çıkan, Batman'a tayini çıkan öğretmenlerimiz 'Acaba ben ne yapacağım' diyordu. Şimdi Aybüke öğretmenimizin şehit olduğu yere, Şırnak'a giderek bu ülkenin evlatlarını yetiştirebilmek için güle oynaya gidiyorlar. Amerika bu sana kapak olsun. Bu ülkenin üzerine bu anlayışla gelerek bizi pes ettireceğini zannedenler, bir casus Rahip üzerinden Türkiye'ye diz çöktürmeyi çalışacağını zannedenler bilesiniz ki Türkiye'nin gücünü bundan sonra daha kudretli ve kuvvetli görecekler. Hiç kimsenin endişesi olmasın, öyle kolay değil” şeklinde konuştu.

“Kol kola yürüdükleri o adamların katil olduğunu, terörist olduğunu kendileri söylesinler” 

Bakan Süleyman Soylu, Karabük’ün ardından Sivas’a şehit cenazesi törenine katılacağını ekleyerek sözlerini şöyle tamamladı: 

“Buradan çıkıp o cenazeye inşallah katılacağız. Ben aynı zamanda iki evlat sahibi babayım. Bir şehit eşiyle konuşurken nasıl ezildiğimi, o insanın acısını nasıl hissettiğimi iyi bilirim. Şimdi istiyorum ki kendi kitlelerine, kol kola yürüdükleri o adamların katil olduğunu, terörist olduğunu kendileri söylesinler. Ama biliyorum söyleyemeyecekler ve yine kıvıracaklar. Kim ne yaparsa yapsın bizim yolumuz bellidir. Bu vatan bizim, ben sizlerle sadece yüreğimdeki acıyı paylaştım. Yoksa ne bu millet ne de bu devlet acizdir. Güçlüdür, metindir, bir yola girmiştir ve bu yoldan asla dönecek değildir. 15 Temmuz ihanetinin üzerinden 3 ay geçmişti. 10 bin özel harekatçı alacağız dedik. Alacağımız sayının neredeyse 30 katı başvurdu. Bu gün de 3 bin 386 kardeşimiz yemin edip göreve başlayacak. Bu meslek zenginlik ve rahatlık vadeden bir meslek değildir. Canı cebinde gezilen bir meslektir. İşte bu 30 katlık başvurunun tek bir izahı vardır, bu aziz millet, asil millet evlatlarına helal süt emdirmişlerdir. Bizim en büyük gücümüz, millet. Allah bu salondaki herkesten razı olsun. Zor ve meşakkatli bir yola girdiniz. Sizin evlatlarınızın milletin gönlündeki makamı, sevgisi, duası bilesiniz ki parayla satın alınabilecek gibi değildir. Allah sizlerden razı olsun bu güzel çocuklar yetiştirdiniz, bu milletin emrine verdiniz. Asla unutmanızı istemediğim bir şey var. Bu gün şehit olan Nurcan Karakaya ve 11 aylık bebeği Mustafa Bedirhan'ı asla unutmayın. Bu mesleği niçin yaptığınızı, bu üniformayı niçin giydiğinizi asla unutmayınız.”
Yemin törenine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Emniyet Genel Müdürü Celal Uzunkaya, Karabük Valisi Kemal Çeber, TBMM Eski Başkanı Mehmet Ali Şahin, AK Parti Karabük Milletvekilleri Cumhur Ünal ve Niyazi Güneş, KBÜ Rektörü Refik Polat, Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili, Karabük İl Emniyet Müdürü Mehmet Emin Akay ve siyasi parti temsilcilerinin yanı sıra protokol üyeleri ve mezun olan özel harekat polislerinin aileleri katıldı.
Mezunlar, konuşmaların ardından yemin törenini gerçekleştirdi.  

Rıdvan Bostancı
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya 3. Kaş Kınık Tarım Fuarı açıldı Antalya’nın Kaş ilçesinde bu yıl üçüncüsü düzenlenen Kaş Kınık Tarım Fuarı kapılarını açtı. Kınık Mahallesi’nde açılan fuarda ziyaretçiler, tarım sektöründeki gelişmeleri daha yakından görme ve gözlemleme fırsatı bulabilecek. Kaş Belediyesinin ev sahipliğinde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin (TOBB) denetiminde düzenlenen fuarda, yüzlerce farklı marka tarımsal ürün ve tarımda kullanılan ekipmanlar yer alıyor. Etkinlik kapsamında ulusal ve uluslararası bitki ve bitki besleme, gübre şirketleri, tarım iş makineleri, sera kurulum ve nayloncuları, sulama sistemleri, traktör, traktör yedek parçası satış, ürün geliştirme, yeşertme ve kızartma firmaları ziyaretçilerle buluşturulacak. 75 firma katılıyor Kınık Kapalı Pazar Yeri’nde 75 katılımcı firmanın hazır bulunduğu fuar, 23-25 Nisan tarihlerinde gezilebilecek. Kaş Belediye Başkanı Erol Demirhan, yaptığı açıklamada, Kınık Mahallesi’nde bu yıl üçüncüsü düzenlenen fuarın açılışını gerçekleştirdiklerini söyledi. Kaş Tarım Fuarı’nın destekçisi olacaklarını belirten Başkan Erol Demirhan, “İhtiyaç sahipleri fuar alanında kurulan stantlarda çeşitli tarımsal ürünler ve tarım ekipmanlarını seçerek, beğenerek temin edebilecek. Tarım sektöründeki firmaları ve ziyaretçileri bir araya getirecek fuarın tüm üreticilerimize, hemşehrilerimize hayırlı olmasını temenni ediyorum” dedi.
Ankara MKE Yeni Silah Satış Modülü ile vatandaşlara hizmet verecek Makine ve Kimya Endüstrisi (MKE), yenilenen silah satış modülü ile vatandaşlara hizmet verecek. Milli silah üreticisi MKE, vatandaşların silah alımını düzenlemek için yeni bir satış modülü geliştirdi. Geliştirilen sistem çerçevesinde yerli ve ithal silahlar e-Devlet üzerinden alınan randevular ile satılabilecek. MKE tarafından geliştirilen sistemin ilerleyişi ise oldukça basit; MKE’nin resmi internet sayfası olan www.mke.gov.tr üzerinden satışa sunulan silahlar kullanıcılar tarafından incelenebiliyor. Kullanıcılar beğendikleri silahı satın almak istediklerinde ise silahın ithal mi yoksa yerli mi olduğuna göre e-Devlet üzerinden randevu alabiliyorlar. Gerekli belgelerini tamamlayan kullanıcılar, MKE’nin Ankara ve İstanbul’da bulunan silah satış ofislerine gelerek işlemlerini tamamlayabiliyorlar. MKE’nin yeni silah satış modülünde, silah satın alan kullanıcılar talep etmeleri durumunda silahlarında test atışı yaptırabiliyorlar. Ancak bu atışlar, silahı satın alan vatandaşlar tarafından değil, MKE’nin profesyonel personeli tarafından gerçekleştiriliyor. Böylelikle satın alınan silahta bir hata olup olmadığı ortaya çıkıyor. “Türkiye’de silah satışı konusunda tek yetkili kurum Makine Kimya Endüstrisidir” Konuya ilişkin İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine özel açıklamalarda bulunan MKE Kurumsal İletişim Müdürü Alp Eren Başer, “6136 sayılı kanun gereği silah satış ve izin süreçleri ilgili valiliklerce takip edilmektedir. Makine Kimya Endüstrisi olarak biz de yenilenen silah satış platformumuzla vatandaşlarımızın hizmetindeyiz. Türkiye’de silah satışı konusunda tek yetkili kurum Makine Kimya Endüstrisidir. MKE tarafından satışa sunulan silahların tamamı üretici firmalar tarafından garanti kapsamı altındadır. Vatandaşlarımız ilgilendikleri, merak ettikleri, satın almayı düşündükleri silahlarla ilgili teknik özellikleri ve fiyatlara mke.gov.tr adresi üzerinden ulaşabilirler. E-devlet üzerinden randevu aldıktan sonra Ankara ve İstanbul’da yer alan MKE silah satış ofislerini ziyaret ederek stokta bulunan silahlara erişebilirler. Hesap verilebilirlik ve şeffaflık ilkesi uyarınca e-devlet üzerinden randevu almayan hiçbir vatandaşımıza ayrım gözetmeksizin silah satışı gerçekleştirmiyoruz” açıklamasında bulundu. MKE’nin yeni silah satış modülü, kayıtsız olarak gerçekleştirilen silah satışının önüne geçmeyi amaçlıyor. 1950’li yıllardan bu yana silah satış kayıtlarını bulunduran MKE, silahların kayıt altında tutulmasını da sağlayarak toplumun güvenliğine katkı sağlıyor.
İstanbul Üniversite öğrencileri evsiz insanlar için “çorbada tuzum olsun” dedi Gıdayı bir araç olarak kullanarak evsiz bireylerle iletişime geçen ve her akşam yemek dağıtımı yapan “Çorbada Tuzun Olsun Derneği”nin bu seferki gönüllüleri Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesi öğrencileri oldu. Gençler, Sosyal Sorumluluk ve Kariyer Planlama dersi çerçevesinde derneğin günlük rutin faaliyetinde, yemeklerin porsiyonlanması, paketlenmesi, taşınması ve dağıtılmasında gönüllü olarak çalıştı. Daha çok üniversite öğrencilerinden oluşan gönüllü ordusuyla her gece yemek dağıtımı yapan Çorbada Tuzun Olsun Derneği’nin ulaştığı evsiz insanlar için bu sefer de Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesi öğrencileri “çorbada bizim de tuzumuz olsun” dediler ve işe koyuldular. Öğrenciler, derneğin yemek dağıtım sürecinin tamamında çalışırken hem okullarında gördükleri sosyal sorumluluk ve gönüllülük bilinci derslerinde öğrendiklerini pekiştirdiler hem de evsiz bireylerin penceresinden bakarak hayatın bambaşka bir yanını tanıdılar. Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesinin düzenlediği bir söyleşide bir araya gelen Çorbada Tuzun Olsun Derneği ve Öğretim Üyeleri Dr. Ayşegül Bayraktaroğlu Güner ve Dr. Deniz Akgül, kariyer ve sosyal sorumluluk dersinin öğrencilere getireceği faydaları anlattılar. Akademisyenler, öğrencileriyle birlikte, sokaklarda yaşayan insanların travmalarını tetiklemeden bir çorba ikramının, hayat kurtaracak kadar önemli olduğuna şahitlik ettiklerini belirttiler. “Yaşam boyu uygulayacaklar değerler kazandılar” Dr. Ayşegül Bayraktaroğlu Güner, öğrencilerin sistematik bir faaliyet dâhilinde, dezavantajlı gruplar ile iletişim kurulması, sosyal fayda oluşturması ve gönüllülük ruhu hakkında nasıl bir deneyim kazandıklarını anlattı. Güner, “Bu deneyimin, öğrencilere yaşam boyu benimseyecekleri ve uygulayacakları değer ve prensipleri kazandırdığına eminim. Umarım tüm öğrencilerimiz, yeni gönüllü faaliyetler başlatma için inisiyatif alarak katılımcı olacak ve çevresine de bu etkiyi aktaracaktır” diye konuştu. “Bu etkinlik empati ve yardımlaşma duygularını da güçlendirdi” Dr. Deniz Akgül de Çorbada Tuzun Olsun Derneği ile ortak gerçekleştirilen sosyal sorumluluk projesinde, öğrencileriyle birlikte 12’şer kişilik 3 grup halinde 3 akşam, yemek dağıtımında aktif rol aldıklarına değindi. Bu süreçte, öğrencilerinin hem eğlenceli vakit geçirdiğini hem de sosyal sorumluluk bilincinin güçlendiklerini söyledi. Toplumsal dayanışma ve yardımlaşma duygularının pekiştirildiği deneyimde, çoğunluğu yabancı uyruklu olan öğrencileri çorba dağıtma sürecine katıldı. Akgül, “Coşkulu katılımları, gönüllü olarak topluma hizmet etmenin ne kadar anlamlı olduğunu bir kez daha gösterdi. Her bir öğrenci, küçük bir katkının bile insanların hayatlarında fark oluşturabileceğini deneyimledi. Ders kapsamında yapılan bu etkinlik, empati ve yardımlaşma duygularını da güçlendirdi. Öğrencilerimiz, birlikte çalışmanın ve bir amaç uğruna bir araya gelmenin getirdiği güçlü bağları hissetti. Bu deneyimin, onların gelecekte daha büyük toplumsal sorumluluklar almalarına ve ilham vermesini umuyorum” değerlendirmelerini yaptı. “Gönüllülüğün sürdürülebilir olması lazım” Çorbada Tuzun Olsun Derneği Başkanı Evren Tüfekçi de evsizliğin tanımını bir yere ait olamama ve barınamama olarak yapıyor. Bu durum, afetler, psikolojik veya ekonomik sebeplerle tetiklenebiliyor. Tüfekçi, dernek olarak, Taksim’de Gezi Parkı civarında yaşamlarını geçiren, ufak kazançlar elde ederek hayatta kalmaya çalışan evsiz bireylere, kamu ve kurumsal firmalarla iletişime geçerek destek olmaya çalıştıklarını anlattı. “Gönüllülüğün sürdürülebilir olması lazım” diyerek, iyiliğin ve farkındalığın bulaşıcı olduğunu söyleyen Tüfekçi sözlerine şöyle devam etti: “Perşembe günleri tek kişiydim yanıma bir kişi arıyordum. Ama 7 yılda gönüllü ağımız arttı, 6430 gönüllümüz var. Sizin gibi üniversitelerin, akademisyen ve öğrencilerin desteği bizim için önemli. Gönüllülerimizin yüzde 85-90’ı üniversite öğrencilerinden oluşuyor. İnsanın böyle erken bir dönemde bu farkındalığa varması bireysel gelişimleri ve gelecek hayatları için önemli. Kariyerlerin açısından da önemli. Bu sürecin liseye kadar inmesi gerekiyor” değerlendirmelerini yaptı. Tüfekçi, savaş, göçler ve kira artışları gibi sebeplerle herkesin her an evsiz birey olabileceğine dikkat çekerek, “Önümüzdeki günlerde gizli evsizler daha çok olacak. Fatih’te, Zeyrek’te bir evin içinde 40 kişi yaşayan aileler var. Empati kurarak, ön yargısız yaklaşmak en önemlisi” uyarısında bulundu. Derneğin Kurum Müdürü Hatice Bozkafa ise bu bireylerin arasında bağımlı olup, tedavi olmak isteyen ya da engelli olanların bulunduğunu anlattı. Aslında köprü görevi yaptıklarını anlatan Bozkafa, “Kamu kuruluşlarıyla görüştürmeye hizmet almalarını sağlamaya çalışıyoruz. Kendilerine refakat ediyoruz. 20 yıldır hastaneye girmeyen var. Kimliği kayıpsa nüfus müdürlüğünden randevu alıp çıkarttırıyoruz. Bunu yaparken söz vermemeye beklenti oluşturmamaya özen gösteriyoruz. Kendi ayakları üzerinde durup güçlenerek hayatlarına devam etmelerini istiyoruz” diye konuştu. “Ayrıcalıklı bir ortamda büyümek, toplumun gerçek sorunları hakkındaki bakış açınızı bulandırabilir” Dernekte gönüllü olarak çalışan İşletme Fakültesi 2. sınıf öğrencisi Qasim Ali bu deneyimden çok etkilendiğini ifade etti. Qasim Ali’ye göre, ayrıcalıklı bir ortamda büyümek, toplumun gerçek sorunları hakkındaki bakış açınızı bulandırabilir ve insanların düzenli olarak karşılaştığı sorunlardan habersiz olmanıza neden olabilir. Ali, “O nedenle bu deneyim, gerçekten mücadele eden toplumla empati kurmama ve genel olarak topluma karşı bir duyarlılık geliştirmeme yardımcı oldu. Beni derinden etkileyen şey ise bu modern dünyada tüm ayrıcalıklar ve kolaylıklara rağmen, insanların hala temel yaşam ihtiyaçlarını karşılamak için mücadele etmeleriydi; bu yüzden bu sosyal sorumluluk bilinci dersini ve bu deneyimi çok değerli buluyorum” dedi.
Manisa Manisalıların 4 yıllık özlemi sona erdi Bu yıl 484. kez düzenlenen Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali kapsamında ‘Hoş Geldin Mesir’ korteji düzenlendi. Kortejin ardından 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ve 484. Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festival programı kapsamında rap müzik sanatçısı Norm Ender, Manisalılarla buluştu. 4 yıldır çeşitli nedenlerle yapılamayan Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali, bu yıl 484. kez düzenleniyor. Manisalılar tarafından özlemle beklenen Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali kapsamında ‘Hoş Geldin Mesir’ korteji düzenlendi. Hakkı İplikçi Parkı önünden başlayan kortej yürüyüşüne, Manisa Valisi Enver Ünlü, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, eşi Nurcan Zeyrek, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Zafer Tombul, Manisa CBÜ Rektörü Prof. Dr. Rana Kibar, Manisa İl Emniyet Müdürü Fahri Aktaş, CHP İl Başkanı İlksen Özalper, Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve yüzlerce Manisalı katıldı. Renkli görüntüler oluştu Kortej, Manisa Valiliği Bando Takımı ve Şehzadeler Mehterinin seslendirdiği marşlar eşliğinde harekete geçti. Festivale katılım sağlayan konuk ülkelerin halk dansları ekipleri, kültürlerine özgü kıyafetleri ve yöresel müzikleriyle kortejde yer alarak renkli görüntüler oluşturdu. Hemşeri derneklerinin yanı sıra, gösteri ekiplerinin de bulunduğu korteji, Manisalılar coşkuyla karşıladı. Kortej yürüyüşü boyunca Başkan Zeyrek, protokol üyeleri ile birlikte vatandaşları selamlarken, Manisalılar da kendisine alkış ve tezahüratlarla sık sık sevgi gösterilerinde bulundu. Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay mesir kortejinde yaptığı açıklamada, Manisa’nın festivaller kenti olacağını vurgulayarak, "Dünyada çocuklara armağan edilen ilk ve tek gün olan, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı coşkuyla kutlamamızın sevincini yaşıyoruz. Aynı zamanda da Manisa Mesir Macunu Festivalini kutluyoruz. Çok mutluyuz. Mesir Festivalimiz lokomotif olacak. Manisa, festivaller kenti olacak" diye konuştu. Durbay’ın ardından konuşan Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek de şu sözlerle duygularını paylaştı. "Mesiri çok özledik. Ben de mesiri çok özlemişim. İnsanlarımızın yüzündeki mutluluğu görmek beni çok mutlu ediyor. Mesir Festivali, artık karnavala bürünmüş şekilde. Bugün, Türkiye Büyük Millet Meclisi’mizin açılışının da 104. yıldönümü, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız. Gün boyu çocuklarımızla beraberdik, şarkılar söyledik, oyunlar oynadık. Yarınlarımıza bu Mesir Festivalimizi hatırlatmak, bana mutluluk veriyor. Bu festivallerin devamları gelecek. Önümüzde, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı var. Ona da çok iyi bir şekilde hazırlanıyoruz. Manisalıların, her zaman için halkımızın yanında olan, onların ihtiyaçlarını beş yıl boyunca karşılayacak Ferdi Başkanları var. Bunun mutluluğu ve gururu bana yetiyor" ifadelerini kullandı. “Bu coşku Pazar gününe kadar devam edecek” Coşkunun hafta boyunca devam edeceğini ifade eden Manisa Valisi Enver Ünlü, "Manisa’mız gerçekten mesiri çok özlemiş. Köklü bir gelenek. Pazar gününe kadar, bu coşku devam edecek. Bugün aynı zamanda, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 104. yıldönümü, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız, Atatürk’ün onlara armağan ettiği çocuklarımızın bayramını kutluyorum. Hem Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivalimiz, hem de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun" dedi. Norm Ender’den Manisa’da muhteşem konser 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ve 484. Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festival programı kapsamında rap müzik sanatçısı Norm Ender, Cumhuriyet Meydanı’nda sahne aldı. Konseri Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, eşi Nurcan Zeyrek, Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay, CHP İl Başkanı İlksen Özalper, protokol üyeleri, meclis üyeleri ve çok sayıda Manisalı izledi. Sevilen rap sanatçısı Norm Ender seslendirdiği birbirinden güzel şarkılarıyla Manisalı hayranlarına muhteşem bir gece yaşattı. Konser sırasında Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay ve CHP İl Başkanı İlksen Özalper ile birlikte sahneye çıkarak sanatçıyı performansından dolayı tebrik edip çiçek ve içerisinde Manisa Mesir Macunu olan bir sepet hediye etti. “Ferdi Başkanınız 5 yıl boyunca sizlerle olacak” Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, “Manisa bundan sonra festivallerin kenti, karnavalların şehri olacak. Artık gençlerle birlikte eğlenen, sizlerin sesini duyan Ferdi Başkanınız 5 yıl boyunca sizlerle olacak. Sizleri çok seviyorum” ifadelerini kullandı. 100 Çocuk ile ‘Parla’ Şarkısı Beraber Söylendi Sanatçı Norm Ender ‘Parla’ şarkısını 100 çocuk ile birlikte söylerken şarkıya eşlik eden Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, konser alanını dolduran izleyicilerden büyük alkış aldı.