GÜNDEM - 14 Ocak 2017 Cumartesi 11:06

İHA çalışanlarının gözünden 15 Temmuz!

A
A
A
İHA çalışanlarının gözünden 15 Temmuz!

İhlas Haber Ajansı (İHA), 15 Temmuz darbe girişimi sırasında yaşananlara ilişkin belgesel hazırladı.

’15 Temmuz En Uzun Geceydi’ isimli belgeselin galası, direnişe şahitlik eden muhabirlerin katılımıyla gerçekleştirildi. Gala gecesinde İHA yetkilileri tarafından muhabirlere takdir belgesi takdim edilirken, İHA Genel Müdürü Hamit Arvas, darbenin simgesi olan iki görüntünün İHA tarafından servis edildiğini belirterek, "Algı operasyonlarının engellenmesindeki en büyük pay İhlas Haber Ajansı'nın doğru bilgilendirmesidir" dedi.

İhlas Haber Ajansı (İHA) 15 Temmuz’da yaşanan hain darbe girişimini tarihe not düşmek için ’15 Temmuz En Uzun Geceydi’ isimli bir belgesel hazırladı. İHA muhabiri Serdal Altıntepe’nin yönetmenliğinde hazırlanan belgeselde, İHA’nın o gece abonelerine servis ettiği ve darbenin gidişatına adeta yön veren unutulmaz görüntülerin hikayesi anlatıldı. Hazırlanan projede İstanbul’un önemli noktalarında yoğun ateş altında görev alan muhabirlerin gözünden o gece yaşananlar detaylarıyla ele alındı.

Hazırlıkları tamamlanan ’15 Temmuz En Uzun Geceydi’ isimli belgeselin ilk gösterimi TGRT Haber Televizyonunda yayınlanarak, tüm Türkiye’deki izleyicilere ulaştı. Unutulmaz görüntüleri kayıt altına alarak dünyaya servis eden İHA muhabirleri, kendileri için ayrı bir anlam ifade eden belgeseli İhlas Holding'de birlikte izledi. Düzenlenen geceye; İhlas Haber Ajansı (İHA) Genel Müdürü Hamit Arvas, İHA Haber Genel Koordinatörü İrfan Altıkardeş, Türkiye Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Kapan, TGRT Haber Genel Yayın Yönetmeni Yücel Koç, İHA İstanbul Bölge Müdürü Oğuzhan Güven ve İHA çalışanları katıldı. Kalkışma sırasında canları pahasına çalışan İHA muhabirlerine, İhlas Haber Ajansı Genel Müdürü Hamit Arvas tarafından takdir belgesi takdim edildi.

"15 Temmuz’daki ihanet bu işlerin en zirve noktasıdır"
Belgesele ilişkin değerlendirmelerde bulunan İhlas Haber Ajansı (İHA) Genel Müdürü Hamit Arvas, "15 Temmuz Türk tarihinde çok önemli bir dönüm noktasıdır. Yani asırlar boyu konuşulacağını söylesek bile az gelir. Bu millet tarihinde böyle büyük bir ihaneti hiç yaşamamıştır. Tarihinde birçok ihanetler görmüştür, zaferleri vardır ama 15 Temmuz’daki ihanet bu işlerin en zirve noktasıdır" dedi.

Darbenin engellenmesindeki en büyük payın özel medya kuruluşlarının olduğunu söyleyen Arvas, "Bu medya kuruluşların içerisinde özel televizyonları ve İhlas Haber Ajansı'nı sayabiliriz. Devletin yayın organlarının felç olduğu ortamda özel televizyonlar ve özel ajanslar devreye girip çok büyük fedakarlıkla ateş altında, tankların, uçaksavarların, helikopterlerin yaylım ateşi yaptığı ortamda bir adım geriye düşmeyerek vazifelerini yerine getirdiler. Bu olay bence çok büyük bir sınavdı" diye konuştu.
Arvas, 15 Temmuz gecesi İHA’nın servis ettiği görüntülerin öneminin altını çizerek, "İhlas Haber Ajansı bütün bölgelerde ve bilhassa İstanbul’da 20’den fazla noktada bütün görüntüleri doğru olarak hem Türk toplumuna hem de dünya medyasına aktardı. Bu, darbedeki dezenformasyonun engellenmesinde çok büyük bir fayda sağladı. Malumunuz bir yandan içeride darbe hareketi olurken, dışarıdaki medya da darbecilerin destekçileriyle yanlış bilgilerle donatılmış bir şekilde algı operasyonu yapıyordu. Bunun engellenmesindeki en büyük pay İhlas Haber Ajansı'nın doğru bilgilendirmesidir" dedi.

Darbe girişiminin simgesi haline gelen görüntüleri İHA muhabirlerinin çektiğini ifade eden Hamit Arvas, "Darbede ön plana çıkan ve darbenin sembolü olan iki görüntüden bahsedebiliriz. Birisi Atatürk Havalimanı önünde tankı durdurmak için tankın paletlerinin altına yatan vatandaşımızın görüntüleri, ikincisi darbeci askerlerin köprüde teslim olma görüntüleri. Darbenin simgesi olan bu iki görüntü İHA tarafından servis edildi. Bu görüntüler, darbeci askerlerin motivasyonlarının tamamen kırılarak teslim olmalarına vesile olmuş, adeta kırılma noktası olmuştur. Bu görüntülerin çekiminde hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan arkadaşlarımıza hakikaten bir teşekkür borçluyuz. İhlas Haber Ajansı'nın gururu haline gelmişlerdir. Allah bu millete bir daha böyle bir günü yaşatmasın ama yaşadığı zaman da halkın ve medyanın nasıl bir tepki vereceğini de öğrenmiş olduk. Bu olayın önemli bir tecrübe olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kulandı.
İHA tarafından hazırlanan ’15 Temmuz En Uzun Geceydi’ adlı belgeseline de değinen Hamit Arvas, "Bu belgesel aslında tarihi özellikli bir belgesel. Biz, yaptığımız faaliyetlerin işi yapan arkadaşlarımızın gözüyle anlatılmasını istedik. Bu belgeselde, olayın birebir içerisinde yaşayan arkadaşlarımızın o anki hissiyatlarını ve olayları dünyaya kronolojik sırada vermeye çalıştık. Çok güzel bir belgesel olduğunu düşünüyorum. Faydalı bir çalışma oldu" dedi.

"İHA bu başarılara imza attıkça ben de iftihar ediyorum"
Türkiye Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Kapan, İHA'nın başarılı çalışmalarıyla gurur duyduğunu belirterek, "İHA'nın 24 yıllık geçmişinde gerçekten çok büyük başarılar var. İnşallah bu başarılar katlanarak devam eder. İlk günden bu tarafa benim İHA'da başlangıçtaki 1,5 yıllık hizmetimden sonra aynı müessesenin çatısı altında başka yerlerde görev yapıyorum. İlk günden beri İHA'nın heyecanı ve başarılarıyla ben de yatıp kalkıyorum. İHA bu başarılara imza attıkça ben de iftihar ediyorum" dedi.

"İHA'nın o gece yaptığı kahramanlıktı"
TGRT Haber Genel Yayın Yönetmeni Yücel Koç ise 15 Temmuz gecesi İHA'nın bir kahramanlık örneği sergilediğini belirterek, "O gece karar vermek, sokağa çıkmak her şeyden önce cesaret istiyordu. İHA'nın o gece yaptığı gerçek anlamda bir kahramanlıktı. Çünkü ölümü göze alıp da sokağa çıkıyorsunuz. Bütün yük bence o gece İHA'nın üstündeydi. İHA da bu vazifesini layıkıyla yerine getirdi" ifadelerini kullandı.

İhlas Haber Ajansı 15 Temmuz gecesi ne yapmıştı?
İhlas Haber Ajansı (İHA) 15 Temmuz darbe girişiminde yapmış olduğu yayınlarla darbeye karşı direnişin adeta simgesi haline gelmişti. İHA muhabirleri kısa bir sürede İstanbul’un 20’den fazla noktasında operasyonel hale gelerek, ülke ve dünya kamuoyuna en fazla içerik sağlayan ajans olma başarısı göstermişti. O gece muhabirler sahada canları pahasına çalışırken, ajansın iç kısmında bulunan ekipler ise görüntüleri şifresiz olarak abonesi olmayan bütün yayın kuruluşlarına servis etmişti. 15 Temmuz gecesi yaşananları anbean dünyaya duyuran İHA, darbenin simgesi haline gelen köprüdeki askerlerin teslim olma görüntüsünü servis ederek, kalkışmanın bittiğini adeta ilan etmişti. 

Mehmet Başa

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Diyarbakır’da vektörlere karşı ilaçlama çalışmaları sürüyor Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ekipleri, kent genelinde ilaçlama çalışmalarını aralıksız bir şekilde sürdürüyor. Belediyeden yapılan açıklamada, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı Veteriner İşleri ve Halk Sağlığı Şube Müdürlüğü İlaçlama Birimi ekipleri, sivrisinek, karasinek, yakarca, kene ve benzeri haşere popülasyonlarının insan sağlığını tehdit etmeyecek düzeyde tutulması ve bunlardan bulaşabilecek sıtma, tifo, kolera, dizanteri, sarıhumma, şark çıbanı gibi hastalıkların önlenmesi için bilimsel mücadele yöntemleriyle ilaçlama çalışmalarına hız verdi. İlaçlama faaliyetleri; 274 personel, 80 adet araç, 34 adet holder, 1 adet traktör holderi, 15 adet atomizör, 50 ulv cihazı, 200 adet sırt pompası, 1 adet misblower, 5 adet termal sisleme cihazı ile 17 ilçe ve 1046 mahallede sürüyor. İlaçlama çalışmaları, sivrisinek ve karasinek larvalarına karşı havuz, göl, gölet, kanalizasyon, sazlık alanlar, bataklıklar, fosseptikler, birikinti sular, bodrum suları, süs havuzları, hayvan gübrelerinin biriktiği alanlar, ahırlar, organik atıkların toplandığı ve biriktiği yerler, çöplükler, çöp konteynırları, çöp aktarma istasyonları vb. üreme alanlarında belli periyotlarla yapılıyor. İlaçlama hizmetleri, mühendisler gözetiminde yıl boyunca Sivrisinek, karasinek, tatarcık gibi zararlıların erginlerine karşı üredikleri, beslendikleri, barındıkları ve dinlendikleri tüm alanlarda biyosidal ürünler, araç ve cihazlar kullanılarak devam edecek.
Ankara AYM üyeliğine seçilen Çınar için yemin töreni düzenlendi Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeliğine seçilen Ömer Çınar, düzenlenen törenle ant içip, cübbe giyerek görevine başladı. Anayasa Mahkemesi’nin 62. kuruluş yıldönümü ve yeni üye Prof. Dr. Ömer Çınar’ın göreve başlaması dolayısıyla tören düzenlendi. Anayasa Mahkemesi Yüce Divan Salonu’nda gerçekleştirilen törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Gökhan Karaköse ile birçok yargı mensubu katıldı. Törende açılış konuşmasını gerçekleştiren AYM Başkanı Kadir Özkaya, AYM’nin yeni üyesi Ömer Çınar’ı tebrik etti. Ülkeye hayırlara vesile olmasını dileyen Özkaya, ”Liyakatli üyelerden oluşan AYM’nin yeni üyesinin kendisinden beklenen katkıyı sağlayacağını umuyorum” dedi. "Hakimler özgürce karar vermelidirler" Hakimlerin kimsenin etkisinde kalmadan tarafsız bir şekilde karar vermesi gerektiğini ifade eden Özkaya, “Adaletin sağlanması bakımından en önemli sorumluluk hakimlere düşer. Hakimin terazisi hep doğru tartmalıdır. Hiçbir neden onları hakkı ayakta tutmaktan alıkoymamalıdır. Örnek ahlak sahibi olmalı, kişilik ve vicdanlarını kirletmemelidirler. Herhangi bir dışsal etki altında kalmadan özgürce karar vermelidirler. Bağımsız ve tarafsız yargının varlığı bağımsız ve tarafsız hakimlere bağlıdır” diye konuştu. “Gazze’deki ikiyüzlülüğü kabul etmiyorum” İsrail’in Gazze’ye yaptığı zulmü kabul etmediklerini vurgulayan Özkaya, “Millet olarak ortak menfaatlerimiz için kenetlenip çalışmalıyız. Gazze başta olmak üzere zulümlere karşı gösterilen ikiyüzlülüğü kabullenemediğimizi dile getirmeyi bir görev biliyorum. İnsanlığa adaleti anlatan devletlerin zulme ve haksızlığa gözlerini ve vicdanlarını kapatmaları, insanlığı gelecek adına umutsuzluğa sevk etmektedir” dedi. Özkaya’nın konuşmasının ardından AYM’nin yeni üyesi Çınar kürsüde yemin etti.
Erzurum Tarih Derneği ve Türk Ocakları’ndan 24 Nisan tepkisi ABD ve Fransa gibi ülkelerin 24 Nisan’ı Ermeni Soykırımı olarak anma günü olarak kabul etmesine tepki gösteren Erzurum Tarih Derneği Başkanı Prof. Dr. H. Ömer Özden ile Türk Ocakları Erzurum Şube Başkanı Av. Nizam Işık, Ermenilerin Türklere karşı yapmış oldukları soykırımın belgelerle ortada olduğunu söylediler. Konuyla ilgili olarak ortak bir basın açıklaması yapan Prof. Dr. Ömer Özden ile Av. Nizam Işık, 24 Nisan 1915 yılında asıl soykırıma uğrayanların Doğu Anadolu’da yaşayan Türkler olduğunu belirterek, asıl bunun dünya gündemine oturtulması gerektiğini ifade ettiler. ABD, Fransa ve Almanya gibi ülkelerin 24 Nisan’ı Ermeni Soykırımı Anma Günü ilan etmesinin yıl dönümünde ortak bir açıklama yapan Erzurum Tarih derneği Başkanı Prof. Dr. H. Ömer Özden ile Türk Ocakları Erzurum Şube Başkanı Av. Nizam Işık, şu ifadeleri kullandılar: “24 Nisan 1915 tarihinde, Ermenilerin Türklere yönelik tedhiş ve terör eylemlerine karşı bir tedbir olmak üzere Osmanlı Devleti’nin Sevk ve İskân Kanunu, bir tehcir değil, Ermenileri iskân etme kanunudur. Bu kanun gereğince Ermeni nüfus hem güvenli bölgelere nakledilmiş ve orada iskan edilmiş hem de Osmanlı ordusuna karşı yapabilecekleri suikastler önlenmeye çalışılmıştır. Bu iyi niyetli girişim, sonraki zamanlarda ters döndürülerek bir soykırım yapıldığı gibi yalan bir beyanın etrafında insanlar aldatılmaya çalışılmış ve Türk toplumuna ve devletine yönelik bir karalamaya dönüştürülmüştür. 1918 yılında Anadolu coğrafyasında Ermenilerin Türklere karşı yapmış oldukları soykırım ise belgelerle ortadadır. 1915 yılında çıkarılan yasanın bir sevk ve iskan yasası olduğu da yine belgelerle ortadadır. Tarih ise belgelerden yola çıkılarak yapılan bir bilimdir. Belgeden yoksun anlatılan hiçbir olayın kıymeti harbiyesi bulunmamaktadır. Bu bakımdan her 24 Nisan’da karşımıza çıkarılan sözde Türklerin Ermeni kıyımı yaptığı gibi bir yalanı artık bütün ülkelerin anlamasını ve bu yalanın artık tutmadığını görmelerini istiyoruz. Asıl soykırıma uğrayan Doğu Anadolu’da yaşayan Türklerdir ve asıl dünya gündemine oturtulması gereken budur. Doğu Anadolu’nun muhtelif bölgelerinde ortaya çıkarılan toplu mezarlar bunun en önemli kanıtıdır ve batılı ülkelerin özellikle de Amerika ve Fransa’nın artık bunu görüp anlaması gerekmektedir. 24 Nisan’da bir sözde Ermeni kıyımının yapıldığı iddiasını Türk Ocakları Erzurum Şubesi ve Erzurum Tarih Derneği olarak kınıyor ve böyle bir iddianın asılsız olduğunu tüm dünya kamuoyuna açıkça ilan ediyoruz.”