SAĞLIK - 15 Ağustos 2017 Salı 10:06

İki kardeş, Friedreich’s Ataksisi hastalığıyla mücadele ediyor

A
A
A
İki kardeş, Friedreich’s Ataksisi hastalığıyla mücadele ediyor

Kastamonu’nun Cide ilçesinde ikamet eden iki kız kardeş, 2007 yılında yakalandıkları Friedreich's Ataksisi hastalığıyla mücadele ediyor. Tedavi olamayan iki kız kardeş, ötenazi olmak istedi.

Kastamonu’nun Cide ilçesinde ikamet eden ve Türkiye’de sadece 300 kişide olan Friedreich's Ataksisi hastalığıyla 2003 yılından 2007 yılına kadar mücadele edebilen 35 yaşındaki eski gazeteci Aysel Oturak, 10 yıldır tedavi olamadığı için tekerlekli sandalyeye mahkum oldu. Kullandıkları ilaçların ve gördükleri tedavilerin SGK kapsamına girmemesinden dolayı da büyük mağduriyet yaşayan iki kız kardeş, hem yetkililerden hem de hayırsever vatandaşlardan tedavileri için yardım talep ettiler.

23 yıl önce babalarını kaybeden kız kardeşler, hayattaki tek tutanakları annelerinin yardımıyla hayata tutunmaya çalışıyorlar. Annelerini kaybetmekten çok korktuklarını söyleyen kız kardeşler, annelerinin ölmeleri durumunda ortada kalacaklarını söylediler. 10 yıldan fazla Friedreich's Ataksisi hastalığıyla mücadele eden kız kardeşler, tedavi olamamaları durumunda ötenazi talebinde bulundular.

“10 yıldır bu hastalık nedeniyle yürüyemiyorum”

2003 yılında yakalandığı Friedreich's Ataksisi hastalığıyla 2007 yılına kadar mücadele edebildiğini söyleyen 35 yayındaki Aysel Oturak, “2007 yılından sonra tekerlekli sandalyeye mahkum oldum. 10 yıldır yürüyemiyorum. Hastalığım sinirlerle alakalı. Ama ben tedavi olmak istiyorum. Tedavi olmak içinde maddi imkanımız hiç yok. Aynı şekilde ablamda hasta benim gibi. Sadece hayatta bir annemiz var. Babamızı 23 yıl önce kaybettik. Başka hayatta kimsemiz yok. Biz tedavi olamıyoruz. Maddi imkansızlıktan dolayı ilaçlarımızı bile alamıyoruz artık. Hayırsever vatandaşlarımızdan bana yardım ellerini uzatmalarını bekliyorum. Çünkü çok ihtiyacım var, çünkü ben iyileşmek istiyorum. Çünkü benim çok güzel hayallerim vardı, onları gerçekleştirmek istiyorum hayırseverlerin ve devletimizin destekleriyle” dedi.

“Ağrılarımdan olayı duvarları tırmalıyorum”

Friedreich's Ataksisi hastalığının tedavisi için kullanılan ilaçların sigorta tarafından karşılanmadığını sözlerine ekleyen Aysel Oturak, “Benim tedavim çok pahalı bir tedavi. Şuanda devlet kapsamında da değil. Sigorta hiçbir şekilde ödeme yapmıyor. İlaçlarımı bile vermiyor. Benim alabildiğim ilaçlar 5-10 liralık ilaçlar, onlarda ağrı kesiciler oluyor. Onlarla bizim hiçbir işimize yaramıyor. Benim genelde çok ağrılarım oluyor. 2-3 saat tekerlekli sandalyede oturduğum zaman daha fazla oturamıyorum. Bazen ağrılardan dolayı duvarları tırmalıyorum, ağlıyorum. Yardım severlerden benim sesimi duymalarını istiyorum”

“Annem, beni üç defa intihardan kurtardı”

Hastalığı sürece sesini duyurmak istediğini fakat kimsenin buna kulak vermediğini söyleyen Aysel Oturak, “Ben, bu konuda çok fazla yerlere ulaşmaya çalıştım. Aslında sesimi duyuruyorum ama duymazlıktan geliniyorum. Kimse bana kulak vermiyor. Ulaşmadığım neredeyse kimse kalmadı. Annem beni üç defa intihardan kurtardı. Eğer bana ellerini uzatmazlarsa ben yaşamak istemiyorum, ölmek istiyorum. O zaman bize ötenazi yapsınlar” diye konuştu.

“Yürüyebilmek için 100 bin lira para gerekiyor”

Tedavisi için gereken ücretin tam olarak ne kadar olduğunu bilemediğini ifade eden Aysel Oturak, şöyle konuştu: “Ablamda bende aynı hastalığa yakalandığımız için Antalya’da ben bir doktor ile görüşüyorum. Doktorun bize söylediğine göre, bizleri 100’er bin lira karşılığında ayağa kaldırabilirim diyor. Noterden ve avukattan hatta bizlere belge bile verebileceğini söylüyor. Üç ayda seni eski haline getiririm, uçaktan seni kucağımda alırım, memleketine giderken tekerlekli sandalyeyi bize bağışlarsın diyor. Ama ben, bunlara rağmen hiçbir şey yapamıyorum. Hiçbir tedavi göremiyorum. Yardım severlerden özellikle devletimizden bu hastalığı sigorta kapsamına almasını istiyorum. Çünkü buna çok ihtiyacım var. Çünkü çok güzel hayallerim var. Benim hayallerime ortak olmazını istiyorum. Beni hayallerime kavuşturmanızı istiyorum”
Hasta olmadan önce yaklaşık 10-12 yıl boyunca gazetecilik yaptığını anlatan Aysel Oturak, “Onun dışında grafik tasarım biliyorum. Bunun dışında yazdığım bir tane kitabım var. İlk denemem” diye konuştu.
‘Bırak Beni Freidreich’ isminde bir kitapta yazan Aysel Oturak, maddi imkansızlıklardan dolayı kitabını baskıya veremediğini ve sponsor bulması durumunda yaşadıklarını anlattığı bu kitabını bastırmak istediğini söyledi. Kardeşiyle aynı hastalığa yakalandığını söyleyen Ayşe Oturak (40) ise, “Hiçbir tedavi göremiyoruz. Fizik tedavisini bile doğru düzgün göremiyoruz. Biz, yürümek istiyoruz, ayağa kalkmak istiyoruz. Yardım severler bizlere destek çıksın. Bizlere yardım etsinler. Benim bütün isteğim yürümek annemin sağlığında. Tek annemiz var, başka kimsemiz yok. Annemin arkasında Allah bizleri sağ bırakmasın.

“Bana bir şey olurca kızlarıma bakacak kimsemiz yok”

Eşini 23 yıl önce kaybettiğini ifade eden engelli kızların annesi Döndü Oturak (65) da, “İki tane kızım var engelli. Hiç kimsemiz yok ve bizlere sahip çıkan yok. Benim tek istediğimiz, iki kızımın da ayağa kalkmasıdır. Ben, ölmeden gözümün önünde kızlarımın ayağa kalkmasını istiyorum. Kızlarımın iyileşmesini istiyorum. Bana bir şey olduğunda gözüm arkada kalsın istemiyorum. Gözlerim açık gitsin istemiyorum. Ben, devletimizden hayırseverlerimizden bizlere sahip çıkmasını istiyorum. Yanımızda olmalarını istiyorum” diye konuştu.
Çocuklarının ayağa kalkıp yürümeye başladıklarında ölse bile gözlerinin açık gitmeyeceğini belirten Döndü Oturak, “Tek isteğim, bana bir şey olmadan çocuklarımızın yürüyüp ayağa kalkmasıdır. Çocuklarımızın tedavi görmesini istiyorum artık. Bende yapamaz oldum artık. Bende hastayım, bacaklarımdan eskisi gibi artık yürüyemiyorum. Kızlarımı sandalyeden kaldıramıyorum. Gücüm yetmiyor artık. Merhemlerine, ilaçlarına artık param yetmiyor. İki yıldır ameliyat olmam gerekiyordu, kızlarım yalnız diye ameliyat bile olamadım. Durumum yok, kızlarımı da bırakamıyorum” şeklinde konuştu.

Bugün sağlıklı olan birisinin yarın engelli olmasının çok doğal olduğunu anlatan Döndü Oturak, “İnsanların bir saniyede ne olacağı belli olmaz. Benim kızlarımda sağlıklıydı. 17 yaşında biri hastalandı, 20 yaşında da diğeri hastalandı. Onlarda bizler gibi yürüyen, sağlıklı bir insandı. Ama Allah’ın takdiri işte, bu duruma düştüler” ifadelerini kullandı.

Mehmet Salman
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muş Muş’ta Masa Tenisi Turnuvası 60 sporcunun katılımı ile başladı Muş’ta Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü 27. İller arası “Masa Tenisi Turnuvası Bölge Grup Elemeleri” 60 sporcunun katılımı ile başladı. Yeni spor salonunda düzenlenen masa tenisi turnuvasına; 9 ilden 60 sporcunun katılımı ile başladı. 4 gün sürecek olan turnuvanın sonunda gruplarını finale çıkaracak olan takım Türkiye finallerinde eleme oynamaya hak kazanacak. Turnuvaya; Muş, Elazığ, Bingöl, Bitlis, Van, Bayburt, Ağrı. Iğdır, Kars’tan sporcular katıldı. Programda konuşan Gençlik ve Spor İl Müdürü Mehmet Arif Taşdemir, “Kredi Yurtlar Genel Müdürlüğünün organizasyonunda, 24-27 Nisan tarihleri arasında 27’nci Masa Tenisi Grup Birinciliği ev sahipliğimizde başladı. Burada 9 ilimizden yaklaşık 60 sporcumuz masa tersinde ter dökecek. İnşallah burada elde edilen başarılar neticesinde Türkiye finaline gidecek olan gençlerimize başarılar diliyorum. Geçen günlerde güreşte ev sahipliği yaptık, bugün burada masa tenisine ev sahipliği yapıyoruz. Spor salonlarımız tamamen çevre illerden gelen öğrencilerimize hem bölge birincilikleri, hem Türkiye şampiyonalarında ev sahipliği yapmaya hazır. Burada birçok misafirimizi de ağırlıyoruz. Burada ter dökecek olan sporcularımız çevre illerimizin yurtlarında kalanlardır. Dün bizim sporcularımız Iğdır’da voleybolda ter dökmüşlerdi. Ben katılım sağlayan tüm illerimize teşekkür ediyorum. Gelen bu ekipler ilin ekonomisine de katkı sağlamaktadırlar. Bu vesileyle yaptığınız turnuvalar da önem arz etmektedir” dedi.
İzmir Egeli bilim adamlarının projesine TÜBİTAK’tan destek Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Çocuk Acil Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Eylem Ulaş Saz’ın yürütücülüğünü yaptığı “Sistemik Enfeksiyon Şüphesi Olan Bir Yaş Altı Çocuklarda Tükürük Prokalsitonin (PCT) Düzeylerinin Kullanımı ve Serum PCT Düzeyleri İle Karşılaştırılması” başlıklı proje TÜBİTAK tarafından desteklenmeye uygun bulundu. Proje ekibini makamında ağırlayan Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, yaptıkları nitelikli çalışmalarından dolayı ekibi tebrik etti. Budak, “Üniversitemiz bilim insanları, ülkemiz başta olmak üzere tüm insanlığın ihtiyaçları doğrultusunda araştırma alanlarını yoğunlaştırarak, ulusal ve uluslararası iş birlikli ve disiplinlerarası önemli projeler hazırlamaya devam ediyorlar. Referans gösterilen araştırma üniversitemiz ekosistemi bünyesinde çocuklarda sık görülen enfeksiyonların erken teşhisi ve tedavisine yönelik nitelikli bilimsel çalışma yürüten ekibimizi yürekten tebrik ediyorum” dedi. “PCT düzeylerini ölçen prospektif bir analiz olacaktır” Projenin içeriği ile ilgili bilgi veren Prof. Dr. Eylem Ulaş Saz, “Bakteriyel enfeksiyonlar, özellikle 1 yaş altı çocuklarda ciddi morbidite ve mortaliteye yol açabilir. Bu nedenle, enfeksiyonun erken teşhisi ve tedavisi hayati önem taşır. Geleneksel biyokimyasal belirteçler ve klinik bulgular, erken teşhiste sınırlılıklar gösterebilir. Bu çalışmanın amacı, tükürükteki Prokalsitonin (PCT) düzeylerinin, 1 yaş altı çocuklarda bakteriyel enfeksiyon şüphesi durumunda kullanımını ve serum PCT düzeyleri ile karşılaştırılmasını incelemektir. Prokalsitonin, bakteriyel enfeksiyonlara spesifik bir belirteç olup, vücutta enfeksiyon varlığında artış gösterir. Çalışma, serum ve tükürük örneklerindeki PCT düzeylerini ölçen prospektif bir analiz olacaktır. Araştırmadaki hipotezimizi, tükürük PCT düzeylerinin, bakteriyel enfeksiyonun erken teşhisinde kullanılabileceği ve serum PCT düzeyleri ile yüksek oranda korelasyon göstereceği üzerine kurduk. Bunun sağlanması durumunda özellikle invaziv olmayan bir yöntem olarak, tükürük PCT düzeyleri, bakteriyel enfeksiyonların erken teşhisinde ilk basamak test olarak potansiyel bir araç olabilecektir. Bu yaklaşım, özellikle küçük bebeklerde kan alma işleminin zorlukları göz önünde bulundurulduğunda, hastane kaynaklarının gereksiz kullanımını azaltacağı, ileri test (kan kültürü, BOS kültürü, Akciğer grafisi) taleplerini engelleyebileceği, uygunsuz antibiyotik kullanımını düşüreceği ve acil servislerden hızlı taburculuk üzerine önemli bir avantaj sağlayacağını düşünüyoruz ” diye konuştu. Yürütücülüğünü Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Çocuk Acil Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Eylem Ulaş Saz’ın yaptığı projede, Doç. Dr. Ali Yurtseven, Doç. Dr. Caner Turan, Dr. Sercan Çınarlı, Doç. Dr. Elif Azarsız, Doç. Dr. Timur Köse araştırmacı olarak yer alıyor.
Trabzon Berat Özdemir: “Kupayı gerçekten Trabzon’a getirmek istiyoruz; getireceğiz de inşallah” Trabzonspor’un başarılı futbolcusu Berat Özdemir, kupayı Trabzon’a getirmek istediklerini belirterek, rövanş maçında bu istek ve arzuyu sahada göstermek istediklerini dile getirdi. Ziraat Türkiye Kupası Yarı Final ilk maçında Trabzonspor, sahasında karşılaştığı Fatih Karagümrük’ü 3-2 mağlup etti. Maçın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan bordo-mavili takımın başarılı futbolcusu Berat Özdemir, ikinci yarıda 10 kişi ile gerçek bir takım olduklarını ve o yolda ilerlediklerini gösterdiklerini söyledi. Özdemir, “İlk yarı kendi oyunumuzu kabul ettirmemize rağmen 2-1 önde kapatmayı bildik. İkinci yarıda 10 kişiyle gerçek bir takım olduğumuzu o yolda ilerlediğimizi gösterdik. Herkes yanındaki arkadaşı için fedakârca mücadele etti. 3. golü bulduk, gol yememize rağmen kazanmayı bildik. Avantajlıyız. Rövanşta bu istek ve arzuyu sahada göstermek istiyoruz” dedi. “Her geçen hafta üzerine koymaya çalışıyorum” Performansında her hafta üzerine koymaya çalıştığını kaydeden Özdemir, “Takım arkadaşlarıma her geçen gün daha fazla yardımcı olmaya çalışıyorum. Onlara beni gazlıyorlar. Thomas ve Pepe olsun tecrübelerini bize aktarıyorlar. Her geçen hafta üzerine koymaya çalışıyorum. Hocalarımızın verdiği taktikleri sahaya yansıtmaya çalışıyorum. Umarım sonuç alıyoruzdur” şeklinde konuştu. “Uzun süredir üçüncülük ve Türkiye kupası hedefimiz var” Kupayı Trabzon’a getirmek istediklerini vurgulayan Özdemir, “Uzun süredir üçüncülük ve Türkiye kupası hedefimiz var. Hep birlikte bu iki hedefe kenetlenmiş durumdayız. Kupayı gerçekten Trabzon’a getirmek istiyoruz. Getireceğiz de inşallah” diye konuştu. “Seneye ne olacak bakalım hayırlısı diyelim” Trabzonspor’da sezon sonu kiralık sözleşmesi sona erecek Berat Özdemir kariyeri ile ilgili soruya, “Kiralık veya burada bonserviste bulunmam gerçekten benim için önemli değil. Trabzonspor arması ve forması ile sahada olduğum sürece elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Seneye ne olacak bakalım hayırlısı diyelim” ifadelerini kullandı.
Trabzon Tolunay Kafkas: "Turu ikinci maça taşıdık" Fatih Karagümrük Teknik Direktörü Tolunay Kafkas, Trabzonspor mağlubiyetinin ardından yaptığı açıklamada, turu ikinci maça taşıdıklarını söyledi. Ziraat Türkiye Yarı Final ilk maçında deplasmanda Trabzonspor’a 3-2 mağlup olan Fatih Karagümrük’te Teknik Direktör Tolunay Kafkas, oyuna çok iyi başladıklarını belirterek, "Çok iyi başladığımız bir maç oldu. Set oyununu takım gole kadar çok iyi oynadı. Eşitliği yakalayana kadar maç planının olduğu iyi bir Fatih Karagümrük vardı. Çok kötü gol yedik. Golleri biz kendimiz yedik. Toparlamaya çalıştık ama set oyunuyla ilgili sıkıntılarımız oldu. Çalıştığımızın dışına çıktık. Görüntü hiç istemediğim, iyi olmayan bir görüntüye döndü. Sonuç beraberlikle de bitebilirdi. Kazanabilirdik de. Trabzonspor’u tebrik ediyorum ama biz turu ikinci maça taşıdık. Ligde maç kazanırsak, kupa maçını da iyi seviyede çıkartacağımıza iniyorum" dedi. Maçın hakemiyle ilgili olarak ise Kafkas, "Ben hakemlerle ilgili fazla konuşmuyorum ama bazı şeyleri de yanlış anlıyorlar. İyi şeyler hissettirmiyorlar. Yumruk atan oyuncuyu görmezden gelip sırtını dönüyorsan, takımın büyüklüğüne ve küçüklüğüne göre hareket ediyorsanız bu bize iyi şeyler his ettirmiyor. Zor bir sezon geçiyor hepimiz için çok şey gördüm 40 yıl içeresinde ama bu sezonki gibi görmedim. Bir an önce bitmesinde bütün takımlar için bir hayır var diyorum" ifadelerini kullandı.