GÜNDEM - 10 Şubat 2016 Çarşamba 11:38

İnsan tacirlerinin yeni gözdesi sosyal medya

A
A
A
İnsan tacirlerinin yeni gözdesi sosyal medya

Ortadoğu'da yaşanan savaştan kaçanlar, Türkiye üzerinden AB ülkelerine umut yolculuğuna çıkıyor.

Yaşanan ölümlere rağmen, göçün ardı arkası kesilmiyor. Bunun en önemli sebeplerinden birisi de, çeşitli yollardan AB ülkelerine ulaşmayı başaranların, kurulan sosyal medya grupları ve forum sayfalarından, yaşadıkları rahat hayatı paylaşmaları. Bu yolla oluşan sektör, sosyal paylaşım sitelerinde adeta müşteri avına döndü. İzleyecekleri güzergahı detaylarıyla paylaşıp aracılık yapacaklarını söyleyenler bile var. Geçmeyi başaranlar ise, çektikleri videolarla geride kalanlara mesaj gönderiyor.

KALANLARA ÖRNEK OLUYOR

Yasadışı yollardan Yunanistan'a geçmek isteyen kaçak göçmenler, Ege sahillerini mesken tuttu. Ölümle sonuçlanan girişimlere, alınan önlemlere rağmen, kaçak geçişlerin ardı arkası kesilmiyor. Karada Jandarma, denizde Sahil Güvenlik ekipleri, Ege sahillerinden hergün onlarca kaçak göçmen topluyor. Onları yasadışı göçe iten başlıca neden Ortadoğu'da yaşanan savaş olsa da, bunun ardından, kaçmayı başaranların sosyal medya paylaşımları da önemli rol oynuyor. 

KAÇAKÇILAR KENDİ REKLAMLARINI YAPIYOR 

Sosyal paylaşım sitesi Facebook'ta, çeşitli yollardan İtalya, Almanya gibi ülkelere ulaşım sağlanabileceğini öne süren onlarca grup bulunuyor. Sadece üye olanların giriş yapabildiği bu gruplarda, göç yolları, ücretleri ve zamanları sıklıkla paylaşılıyor. Gruplarda, insan kaçakçıları da, organize ettikleri başarılı kaçışlarının video ve fotoğraflarını paylaşarak, kendilerine yeni yolcular bulmaya çalışıyorlar. Yayınlanan bu video ve fotoğrafların yorum bölümlerinden, yeni umut yolcuları fiyat almaya çalışıyorlar. 

KAMPANYALI YOLCULUK 

Facebook'ta kurulan 'Gizli' gruplarda, Türkiye veya Libya üzerinden Avrupa ülkelerine gitmek isteyenler için adeta kampanyalar düzenleniyor. Kaçakçılar, Türkiye - Yunanistan hattında30-35 kişilik botlarla, 40 dakikalık yolculuk vaat ediyor. Üstelik bu yolculuklarda, çocuklar için ise 'yarı fiyat' uygulaması yapılacağı belirtiyor. Bazı kaçakçılar, 3 veya 5 yaşından küçüklere yarı fiyat uygularken, müşteri kapmak için yaş sınırını 10'a kadar yükseltenler bile var. Bir çok kaçakçı, bebekler için ise ücret talep etmeyeceklerini buradan açıkça anlatıyor. Sosyal paylaşım sitesi üzerindeki paylaşımların tamamı Arapça. Ancak insan kaçakçılarının buralarda açıkça paylaştığı telefon numaralarından, bir çoğunun Türkiye'de faaliyet gösterdiği anlaşılıyor.Kaçmayı başaranların verdikleri isimlerde, işin başında Türk organizatörlerden çok Suriye ve Iraklıların olduğunu gösteriyor. Facebook'ta, bu işi organize eden, çeşitli isimlerde onlarca grup kurulmuş durumda. Bu gruplarda, sadece kaçış konuları da konuşulmuyor. Kaçmayı başaranlar geride bıraktıkları, bazıları da kaçmayı başaran yakınlarına ulaşmaya çalışıyor. Ancak yapılan bu girişimlerin tamamına yakını yanıtsız kalmış durumda. ,,

GÜZERGAHIN KROKİSİ KAÇAKLARA DAĞITILIYOR 

Suriye'den çıkışlı en popüler güzergah, Ege sahillerinden, Yunanistan'a geçerek Almanya'ya ulaşmak. Bununla ilgili bir göç krokisi de yine bu sitelerde paylaşılıyor. Yasal olup olmadığı belli olmayan bu krokide, 2 bin 400 dolar bedelli ulaşım, İzmir'den başlıyor. Paranın büyük bir bölümü de, Yunanistan'a geçişte ödeniyor. Buradaki deniz ulaşımının bedeli 900 ile 1200 dolar arasında değişiyor. Daha sonra ise Makedonya sınırına kadar sürecek bir tren yolculuğu yapılıyor.. Makedonya sınırı yürüyerek geçtikten sonra ise trenle Sırbistan sınırına, sınırı yürüyerek geçtikten sonra da bu kez otobüsle Macaristan'a gidiliyor. Buradan sonrasında ise otomobille Almanya'ya ulaşılacağı vaat ediliyor. Sosyal medya hesaplarından, anlık olarak hava ve deniz durumu bilgileri de paylaşılıyor. 

KAÇIŞ HİKAYESİNİ FORUMLARDA PAYLAŞTI 

Kaçış hikayeleri, sadece sosyal medyada değil, kurulan forum sitelerinde de paylaşılıyor. Muhammed A.K. adlı bir kişi, forumda, İstanbul'dan Almanya'ya uzanan kendi kaçış hikayesini detaylı bir şekilde paylaşarak hem temas noktalarını hem de güzergahta gerekli bilgileri paylaştı. İstanbul'dan İzmir'e otobüsle geldikten sonra burada 40 TL ödeyip can yeleği satın aldığını anlatan Muhammed, 3 gün burada kaldıktan sonra bir gece 2 saat 25 dakika süren bir yolculukla Yunanistan'a geçtiğini, ardından da Atina'ya giderek yola bu şekilde devam ettiğini aktardı. Günlerce süren yolculukta, kilometrelerce yolu da yürümek zorunda kaldığını anlatan Muhammed, sonucunda Münih'e ulaştığını yazdı. Muhammed, yazısının sonunda ise maliyet hesabını belirterek Irak'tan Türkiye'ye 550 dolar,  Yunanistan 900 dolar kaçak taşımacılık, 50 dolar Makedonya, 300 dolar Sırbistan, 700 dolar Macaristan ve diğer harcamalarla yaklaşık 3 bin dolara mal olduğunu anlattı. Aynı forumda bir başka kişi ise umut yolculuğu için 2 bin dolar ödediğini ancak dolandırıldığını anlatarak bu iş için en iyi yöntemin Türkiye'ye ulaştıktan sonra Edirne'den yürüyerek Yunanistan'a geçmek olduğu bilgisini paylaştı. 

LİBYA - İTALYA HATTI 

Paylaşım yapılan gruplarda İstanbul'dan büyük gemilerle İtalya'ya 6 bin dolar karşılığında gidilebileceği de belirtiliyor. Bir başka güzergah ise, Libya ve İtalya arasında. Organizatörler, kendi ülkelerindeki operatörler üzerinden paylaştıkları numaralarıyla whatsapp üzerinden de haberleşebileceklerini ifade ediyorlar. Yapılan paylaşımlarda, Türkiye'deki organizatörler hakkında her hangi bir isim yada bilgi yer almıyor. Ancak İstanbul ve İzmir'de kalınabilecek yerler detaylı bir şekilde tarif ediliyor. 

KAÇMAYI BAŞARANLAR; 'SİZ DE GELİN' 

Bazı sayfalarda ise, kaçmayı başaranların nasihatleri yer alıyor. Geçiş yapmayı başaran bir grup, "Bugün Yunanistan'a geldik. Bu da bizim dayımız bizimle geldi. Zor yolculuktan sonra geldik. Bu adam botu sürdü. Burası deniz. Hepimiz birbirimize yardım ettik. Çok kolaydı. Allah'ın da yardımıyla oldu. Şimdi biz geldik, ileride siz de gelirsiniz. Hiç korkacak bir şey yok. Anlattıkları gibi değil. Hiç korkmayın. Sizi buralarda bekliyoruz. Biz bu ıraklı ailelerle birlikte geldik. Kardeşlerim hepiniz gelin" şeklinde mesaj gönderdi. Bir başka videoda ise yolculuk anının görüntüleri paylaşıldı. Botta bulunanların birbirlerini kutladığı geçiş esnasında, tıklım tıklım dolu botun zeminine yatırılmış kundakta bir bebek olduğu da görülüyor. Bir başka videoda, geçişe başlayanlar yolculuklarına 'Hazreti Ömer'in adını verdiklerini belirtiyorlar. 

KALANLARA NASİHATLERDE BULUNUYORLAR 

Paylaşım sitesinde paylaşılan bir başka videoda ise, kaçmayı başaran bir kişi, yaşadıklarından örnekler vererek yola çıkacaklara nasihatlerde bulunuyor. Iraklı Ebuzehra adında bir kişinin kaçışı organize ettiğini ve kendileriyle çok ilgilendiğini anlatan Suriyeli göçmen, "Bana genelde 2 soru soruluyor. Birincisi fiyat, ikincisi tehlikeli mi? Burada iyi ve kötü kaçakçı var. Parayı nasıl vereceğinize dikkat edin. Biz elden verdik. Bankaya yatırmadık. 9 kişiyle birlikte sapasağlam ulaştık. Kaçakçı Ebuzehra. Iraklı. 3 gün İzmir'de sahilde bekledim. Hava durumunu takip ettim. Haberlere bakmıyordum. Kendim gözlemliyordum. Hava durumunun iyi olduğunu görünce, paramızı kaçakçıya verdik. O da bizi çıkardı. Her kaçakçı günlük 2-3 yolculuk yaptırıyor. Saat gece 12 de bota bindik. İzmir'den midilliye gittik. Hiç bir tehlikesi yok. Çok rahat bir yol. 5 saat sürdü bizim yolculuk. Botun kontrolünü yapan bizden birisi. Kaçakçı sizinle gelmiyor. Ama size öğretiyor nasıl kullanacağınızı. 15 dakika öğretiyor. Yapabiliyorsa ona emanet ediyorlar. Eğer 10 - 15 günde öğretiyoruz derlerse yalandır. 15 dakikayı geçmiyor. Süren kişi de para vermeden bedava geçiyor. Yolculuk esnasında dalgalara dikkat edin. Fazla hareket etmeyin. Polis vs yoktur. Korkmayın. Kimse size bakmaz. Kontrol etmez. Kaçakçı cep telefonlarımızı alıyor. Eğer tehlikeli olursa, biz ona haber veriyoruz o da polise haber veriyor. Bu da Ebuzehra öyle yapıyor. Diğerlerini bilmem. Ebuzehra her 10 dakikada bir bizi arıyordu. Bizim botu hazırlarken botun makinesine bile dikkat etti. Japon malı olmasını istedi. Çin malı motoru kabul etmedi. 6 saat sonra, adadan bir şehre gittik. 6 saat yürüdükten sonra kendimi polise teslim ettim. Bana bir kağıt verdiler ve doldurduk. O kağıtla vapura bineceğiz" dedi. 

KAÇAKÇILAR HAKKINDA UYARILAR 

Suriye veya Irak'tan kaçtıktan sonra başka bir ülkeye yerleşmiş olanlar, geride kalanlarca soru yağmuruna tutuluyor. Onlar da bu sorulara, toplu şekilde videolarla yanıt veriyor. Bu videolardan birisinde, botlara çok kalabalık binilmemesi gerektiği de anlatılıyor. Kimliğini açıklamayan bir sığınmacı, video mesajında, "Genelde en çok çektikleri sıkıntı hakkında konuşacağım. Yola çıkanlar, İzmir'e geldiğinde Yunan'a çıkmak istiyorsa kaçakçıyla anlaştıktan sonra 3 konuya dikkat etmek gerekiyor. Birincisi hangi adaya seni götürecek? Ailene muhakkak haber ver. Kaçakçının ismini ve numarasını ailene ver. Bu bilgileri ailelerle paylaşmak gerekiyor. Bu kaçakçılara her zaman güvenilmez. Çok kişi oralara ulaştıktan sonra aileler haber alamayınca çok korkuyorlar. Öldü mü yaşıyor mu bilmiyorlar. Bu konulara dikkat edelim. Hangi adaya gideceksin? Kaçakçıyla anlaşma konusu. Kaç kişi koyacak bota. Küçük botlara çok kişi koyuyorlar ve batıyor. Fiyat konusunu geçtik. Artık tartışmıyoruz. Bir de motor önemli. Dayanıklı mı değil mi motor. 45 motor iyidir. Motor gücü 30 olursa da idare eder. Bir büyük bot 35 kişiden fazla kaldıramaz. 60 kişi falan olursa batar. 35'i geçtikten sonra inin. Girmeyin. Yüzde yüz batacak. Bana 'abartıyorsun' diyorlar ama abartmıyorum. Yüzlerce kişinin önümüzde öldüğünü gördük" diye anlatıyor. 

MİDİLLİ'YE ÇIKAN GRUP O ANLARI PAYLAŞTI 

Bir başka görüntü de ise, göçmen grubun, Midilli adasına çıkış anı görünüyor. Gruptan bir kişi, cep telefonuyla o anların görüntüsü kaydederken, bir yandan da "Biz şu an yunan sınırına ulaştık. Midilli adasına geldik. İnsanlara bakın çocuklara yardımcı oluyorlar. Yunanlar çocuklara ve kadınlara yardımcı oluyorlar. Çok uzun sürmedi. Yaklaşık 1 saat civarında. (Arkadaşlarını tanıtıyor.) Bizim arkadaşlar geldi. Suriye yaşasın. Bu çocuklar botu patlatıyorlar. Yunan adasındayız. Çocuklar, kadınlar, insanlık burada. Bak nasıl çocuklara yardımcı oluyorlar. Bu da uçak. Bizi göremediler Allah'tan. Son anda geçtik. Abuşadi'ye teşekkür ederim. Bizi ulaştıran kişi bu" diye konuşuyor. Ardından grup, başarılı çıkışı selfie çekerek belgeliyor. 

HAVA DURUMU HAKKINDA CANLI BİLGİ VERİLİYOR 

Video paylaşımları, sadece geçebilenlerden değil, geçmeyi bekleyenlerden de geliyor. Bazıları, henüz yola çıkmamış ve ya yolda olanlara, hava durumu hakkında bilgiler veriyor. O görüntülerin birisinde, İzmir'de havanın düzelmesini beklediğini ifade eden bir kişi, "Sevgili dostlarım. Ben şu an İzmir sahildeyim. Burada kaçakçılık yapılıyor. Suriye ve ıraklılar. Deniz çok dalgalı. Sizin sağlığınız için bu günlerde kimse çıkmasın. Deniz çok dalgalı. Bizim 4 tane ıraklı arkadaşımız vardı. İnat ettiler. Motor battı ve 4 saat önce döndüler" diyor.
Kaçakların yolculuk serüveni, kendi ülkelerindeki organizatörlerle temasla başlıyor. Burada kendilerine gidecekleri yer hakkında bilgi ve bir şifre verildikten sonra İstanbul'a yola çıkıyorlar. İstanbul'a ulaşana kadar da, buluşacakları kişiyle ilgili hiç bir bilgileri olmuyor. Ardından bir kısmı İstanbul'da bir kısmı da İzmir'de organizatörlerle buluşuyor.Kendilerine verilen şifre sayesinde, doğru kişiyle buluştuktan sonra, kaçış noktasına kadar ulaşımı organizatör sağlıyor. Burada uygun zaman bekleniyor. Hazırlanan botlar için, bir kişi 'kaptan' olarak belirleniyor. Yaklaşık 15 dakikalık hızlandırılmış eğitimin ardından, kaptan grubu alarak yola çıkıyor, organizatörler bota binmiyor. Kaptan olarak belirlenen kişi ise 900-1200 Dolarlık yol parasını ödemiyor. Şayet bot, olması gerekenden kalabalık ise, kaçaklar yanlarına tek bir çanta dışında hiç bir eşya alamıyor. Ancak herkese, sahte oldukları bilinen can yeleklerinden giydiriliyor. Oysa 'yüzme yardımcısı' olarak bilinen bu can yelekleri, açık denizde bir işe yaramıyor. Yüzlerce dolar ödeyen kaçaklar, 15 dakika eğitimli bir kaptan, sahte bir can yeleği ve kapasitesinin çok üzerinde doldurulan bot ile, daha iyi bir yaşam umuduyla ölümü bil göz alarak zorlu yolculuğa çıkıyor.  

GÜRKAN DÜZENLİ

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Aksaray’da nefes kesen polis-hırsız kovalamacası kamerada Aksaray’da inşaat malzemesi deposunu soyan hırsızlar ile polis arasındaki kovalamaca film sahnelerini aratmadı. Elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar bir süre sonra motosikletin aküsünün bitmesiyle bu kez de yaya olarak kaçmaya başladı. Gecenin sessizliğini siren seslerine bıraktığı kovalamacada hırsız kardeşler yarım saat süren takip sonucu yakalanırken, nefes nefese kalan şüphelilerden biri yere yatırılıp ters kelepçe yapıldığı esnada polis memurlarına “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Olay, gece yarısı Tacin Mahallesi’nde bulunan bir inşaat malzemesi deposunda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, depodan oksijen bariyerli yerden ısıtma borusu çalan 2 hırsız, çaldıkları boru paketlerini beraberinde getirdikleri 3 tekerlekli elektrikli motosiklete yükledi. Hırsızlık esnasında çevrede bulunan bir vatandaş durumu fark ederek hemen 112 Acil Çağrı Merkezine ihbarında bulundu. İhbar üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede belirtilen adrese intikal eden ekipler 2 şahsı depodan hırsızlık yaparken suçüstü kıstırdı. Polisleri görünce neye uğradıklarını şaşıran 2 hırsız deponun duvarından atlayarak bahçe dışındaki boruları yükledikleri elektrikli motosiklete binerek kaçmaya başladı. Şahısların kaçması üzerine polis ekipleri telsizden anons ederek diğer ekiplere kaçış istikameti hakkında bilgi verdi. Ekiplerin hırsızların peşine düşmesiyle gecenin sessizliği siren sesleriyle yankılandı. Polis ve hırsızlar arasında yaşanan kovalamaca ise film sahnelerini aratmadı. Bir süre elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar kaçarken çaldıkları boruları da motosikletin kasasından aşağıya attı. Polis ekiplerinin bölgeyi abluka aldığı kovalamacada motosikletin aküsünün bitmesi üzerine hırsızlar bu kez de motosikleti bırakıp yaya olarak kaçmaya başladı. Taşpazar Mahallesi’nde ara sokaklara ve apartmanların bahçesine girerek izlerini kaybettirmeye çalışan S.Ç. (21) ve U.Ç. (34) isimli 2 kardeş çok geçmeden yakalandı. Yüzüstü yere yatırılarak ters kelepçe yapılan nefes nefese kalan hırsızlardan S.Ç. ekiplerin ters kelepçe taktığı esnada “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Yüzüstü yatırılarak kelepçelenen 2 kardeş gözaltına alınarak polis aracına bindirildi. Şahıslar sorgulanmak üzere İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesine götürülürken çaldığı yaklaşık 150 bin TL değerindeki malzemeler sahibine teslim edildi. Olayla ilgili Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tahkikat başlatıldı.
Sakarya Para vermeyen annesini benzin dökerek yakan şahıs tutuklandı Sakarya’nın Akyazı ilçesinde para istediği annesinden ret cevabı aldıktan sonra benzin dökerek kendisini ve annesini ateşe veren şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi. Elleri sargıda adliyeye sevk edilen şahsın, kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” ifadeleri de dikkatlerden kaçmadı. Korkunç olay, 18 Nisan Perşembe günü Akyazı ilçesi Erdoğdu Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, geçtiğimiz hafta annesi M.Y.’den (64) geçtiğimiz hafta bir miktar para alan ve tekrar isteyince ret cevabı ile karşılaşan Ö.Y. (42) öfkelendi. Ö.Y., maddi ve ailevi sorunları iddiası ile benzin dökerek annesi ve kendisini yaktı. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan talihsiz kadın, ilk olarak Akyazı İlçe Devlet Hastanesi’ne buradan da Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Vücudunda 2 ve 3’üncü derece yanıklar oluşan ve hayati tehlikesi bulunan M.Y., buradaki müdahalelerinin ardından Kocaeli Şehir Hastanesi Yanık Ünitesi’ne sevk edildi. Elleri sargılı şekilde adliyeye sevk edilen şahıs tutuklandı Her iki elinde de yanıklar oluşan şüpheli Ö.Y. ise olaydan kısa bir süre sonra yakalanarak ilçe jandarma komutanlığına götürüldü. Şahıs, burada tamamlanan işlemlerinin ardından elleri sargılı bir şekilde adliyeye sevk edildi. Ö.Y.’nin kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” cevabını vermesi ve ‘Pişman mısınız?’ sorusunu ise yanıtsız bırakması dikkatlerden kaçmadı. Adliyeye sevk edilen Ö.Y., tutuklanarak cezaevine gönderilirken, hastanede tedavi gören M.Y.’nin hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi.
İstanbul Freni tutmayan otomobil, 14 aracı biçti Ümraniye’de frenlerinin tutmaması sonucu kontrolden çıkan otomobil park halindeki 14 araca çarptı. Olay saat 21.45 sıralarında Ümraniye Armağanevler Mahallesi 23 Nisan Caddesi’nde meydana geldi. Frenleri tutmayan 34 DGK 750 plakalı Fiat marka ticari araç, seyir halindeyken Range Rover marka araca çarptı. Çarpışma sonucu lastiği fırlayan 34 DGK 750 plakalı hızını alamayıp 14 araca çarparak durabildi. Kazada şans eseri ölen yada yaralanan olmazken otomobillerde maddi hasar meydan geldi. Kazayı yapan sürücünün araçtan indikten sonra şok halinde olduğunu gören vatandaşların araması sonucu olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Maddi hasar meydana gelen bazı araçlar çekici yardımıyla götürülürken, kaza sonrası cadde polis kontrolünde trafiğe açıldı. Öte yandan kaza sonrası sürücü ifade için karakola götürüldü. Kazayı gören Zafer Karagül, "Bu yol tehlikeli. Yukarıdan gelen araba geldiği zaman bu aşağıdan yukarı araba çıkamıyor. Bu yolu tek yola çevirdikleri zaman veyahut yan yolla açtıkları zaman sıkıntı biraz azalabilir. Birkaç defa çöp kamyonu viraj alamadığı için oraya yuvarlandı. Gene bu dört yol ağzında 3-4 kere kazalar oldu. ’Ne oldu?’ freni tutmayan araba vura vura aşağı indi. Allah’tan büyük bir kazaya engel oldu" dedi. Başka görgü tanığı Serdar Burak Eker, "Doblo sürücüsü var bizim yaşlarımızda 2 tane çocuk, çok hızlı geliyorlar. Yerler de ıslak olduğu için hakimiyetini kaybetmiş. Önde bir panelvan vardı, ona sürttü. Sonra otomobile çarptı. Sonra jeep kurtulayım derken ona ön sağ kafasından çarptı. Sonra park halindeki araçlara çarparak tır dorsesinin orada durdu. Zaten Doblo’nun tekeri orada kaldı, kıvılcımlar falan çıkıyordu. Çocuk büyük ihtimalle şoktan dolayı sarhoş zannedildi, linç ettiler çocuğu. Polis geldi kaldırdı, ifade vermeye götürdüler. Kaldırıma çıkan araçlar oldu baya büyük maddi hasarlı kaza ama can kaybı yok. Ben 20 yaşındayım çocuk da benim yaşlarımda bir şey ama şoktan dolayı konuşamıyordu. Öyle üzüldüm kendisine" ifadelerini kullandı.