SAĞLIK - 14 Nisan 2014 Pazartesi 10:31

İnsanın dengesini kulaklar sağlıyor

A
A
A
İnsanın dengesini kulaklar sağlıyor

Mersin Üniversitesi (MEÜ) Tıp Fakültesi Kulak, Burun, Boğaz (KBB) Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Murat Ünal, insan için kulakların çok önemli olduğunu ifade ederek, "Kulaklarımız sadece duymamızı sağlamaz. Kulaklarımız aynı zamanda dengemizi sağlar. Özellikle iç kulağımız çok önemlidir. Çünkü iç kulak en ulaşılmaz organlarımızdan biridir" dedi.

Kulakların insan için önemi ve hastalıklarıyla ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Murat Ünal, kulakların çok iyi korunması gerektiğini kaydederek, "Aslında kafamızın ortasını bir denge merkezi olarak kabul edecek olursak bunu da bir teraziye benzetecek olursak terazinin sağ ve soldaki iki kefesi gibidir kulaklarımız. Dolayısıyla hem duymanın sensörüdür kulaklar hem de dengeyle ilgili sensörümüzdür. Eğer birinde bir sıkıntı oldu mu bunu beynimize iletir ve insanda bir baş dönmesi ya da denge bozukluğu yapar" diye konuştu.

"ORTA KULAKTAKİ SIVILAR ÖNEMLİ"
Kulağın bir bütün yapısının önemli olduğunu vurgulayan Ünal, "Bunlar arasında özellikle orta kulak enfeksiyonları çocukluk döneminde çok sık görülür. Erişkinlerde bahar dönemlerinde orta kulak sıvı toplanması dediğimiz biz buna kulak nezlesi olarak da adlandırılabiliyoruz.

Bu şekilde orta kulağımızda sıvı toplandığında o zaman yine başta işitmemiz azalıyor, giden ses miktarı azalıyor. Yine terazinin kefesi bozulduğu için denge bozukluğu meydana gelebiliyor. Bu tip sıvılar genellikle kendiliğinden kaybolur. Ancak bazı hastalarda uzayan bu sıvılar kişide hayat kalitesini bozar, duymasını engeller ve zarda kalıcı değişikliklere sebep olabilir. O zaman bu sıvılara önce ilaçla düzelmese de bazı küçük cerrahi müdahaleler yapılır. Ancak zarda kalıcı değişiklikler oluştuğunda daha büyük kulak ameliyatlarına ihtiyaç var. Orta kulaktaki sıvılar o yüzden önemlidir. Yakın takip edilmesi gerekir.

Çoğunlukla geçer ama bunun takiplerde geçtiği görülmesi gerekir. Özellikle orta kulak sıvıların oluşumunda burun çok önemli. Eğer sinüzit, alerjik rinitimiz gibi burun için havalanma problemlerimiz varsa kulağımızda iyi havalanmadığı için kulakta sıvı toplanması kolaylaşıyor. Onun için kulakta sıvısı olan bir hastada mutlaka ve mutlaka burnu çok iyi değerlendirmek gerekir" şeklinde konuştu.

"İÇ KULAK EN ULAŞILMAZ ORGANLARDAN BİRİ"
Orta kulaktaki sıvıların kendisi enfeksiyon kaynağı olup iç kulağa da geçebileceğinin altını çizen Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu tehlikeli bir durumdur. O zaman çok kolaylıkla menenjit gelişebilir, beyne de yayılabilir, beyin apseleri gelişebilir. Bu nadir görülür ancak mutlaka akılda bulundurulması gerekir. İç kulakta zaten dolaşan bazı sıvılarımız var. Bunlar bazen karıştırılabiliyor. Daha çok yarım daire kanalları dediğimiz yerde dolaşan sıvıların görevi bizim bu denge terazisinin çalışmasında, dengemizin algılanmasında çok çok önemi var. Bu sıvıların hareketi 3 boyutlu olarak bizim konumumuzu belirliyor. Yani bizim nerede, nasıl duruyoruz bunla ilgili bilgiyi, uzak mekan bilgisini bu 3 boyutlu olarak bu sıvılar algılıyor aslında. Bu bilgileri beyne gönderiyor ve beyin de bizim dengemizi, düşmeden durmamızı sağlıyor. Bu sıvıların azlığı, çokluğu yine baş dönmesi ve dengesizliğe yol açabilir. Bunların tanısı ancak bir takım testlerle konulabilir. Çünkü iç kulak ulaşılabilir bir organ değil.

Orta ve dış kulağı muayene de görebiliyoruz ama iç kulağı göremiyoruz. İç kulak en ulaşılmaz organlardan biri. Onun için iç kulak saklı ve gizli bir organ. Bizim için de hastalık açısından tanı konulması oldukça zor bir bölge." Ünal, bu yüzden kulakların çok önemli olduğuna vurgu yaparak, kulaklarda meydana gelen bir sıkıntıda hemen doktora başvurulması gerektiğini sözlerine ekledi.

KORAY ÜNLÜ
MERSİN (İHA)

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Nevşehir Kapadokya Üniversitesi’nden tarihi başarı Kapadokya Üniversitesi İnsansız Hava Aracı Sistemleri Uygulama ve Araştırma Merkezi, havacılık alanında önemli bir başarıya imza attı. Üretilen İHA, +25kg kompozit gövde yapısıyla Türkiye’de ilk kez üretilerek tescil sertifikası alan ilk İHA-2 oldu. Üretilen İnsansız Hava Aracı (İHA), İHA-2 kategorisinde ve +25kg kompozit gövde yapısıyla Türkiye’de ilk kez Kapadokya Üniversitesi tarafından üretilerek tescil sertifikası alan ilk İHA-2 olarak tarihe geçti. Tescil sertifikasını Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden (SHGM) alan Kapadokya Üniversitesi İnsansız Hava Aracı Sistemleri Uygulama ve Araştırma Merkezi, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından “İnsansız Hava Aracı Üreticisi” resmiyeti kazanarak Sanayi Sicil Belgesi de aldı. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Havacılık Programları Koordinatörü Samet Gençağ, “İnsansız Hava Aracı Uygulama ve Araştırma Merkezimiz tarafından üretilen insansız hava aracı İHA-2 kategorisinde yer alan, 27 kilogram maksimum kalkış ağırlığına sahip. Bu hava aracımız tamamen üniversitemiz bünyesinde bulunan araştırma ve uygulama merkezimiz tarafından geliştirilmiştir. Tasarımı, üretimi ve tescillenmesi tamamen üniversitemiz tarafından gerçekleştirilmiştir. Üretmiş olduğumuz bu hava aracı Türkiye’de bir üniversite tarafından üretilmiş ve tescili alınmış ilk İHA-2 sınıfı hava aracı olma özelliğine sahiptir. Üniversitemizin kabiliyetleri ve mevcut imkanları doğrultusunda ürettiğimiz bu hava aracıyla Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından üretici belgesi almış bulunmaktayız. İlerleyen süreçlerde seri üretime geçmeyi hedeflemekteyiz. Bu aracımız şu an eğitim amaçlı üretilmiştir, çeşitli varyasyonları bulunmaktadır. Bu varyasyonlar tarımsal alanlarda ilaçlama, görüntü alma ve hava trafik yönetimi gibi eğitim dışında farklı uygulamaları da bulunmaktadır. Şu an İHA-2 sınıfında olan hava aracımızı ilerleterek 150 kilogram ve üstü olan İHA-3 sınıfı bir hava aracı üretmek ve ilerleyen aşamalarda içerisinde kontrol eden bir insanın olmadığı ancak insan taşıyan hava taksi projemiz de bulunmaktadır" dedi. Öğr. Gör. Emin Tugay Kekeç ise, "İHA-2 kategorisinde geliştirdiğimiz insansız hava aracında tasarım, üretim ve montaj kısımlarını da tamamen üniversitemiz uygulama, araştırma merkezimiz imkanları dahilinde öğrencilerimizle birlikte gerçekleştirdik. Dokümantasyon tarafı da tamamen bize ait. İHA’da kullandığımız ekipmanlar, özellikle hafifliği ve dayanma açısından kompozit yani karbonfiber ve alışımı, türevleri, malzemeler kullandık. Bunların tasarımını ve üretimini de tamamen üniversitemiz bünyesinde gerçekleştirdik. İnsansız hava aracımız değişken faydalı yük sistemiyle birlikte farklı uygulama alanlarında kullanımı mümkündür. Ek olarak ilerleyen dönemlerde kargo taşımacılığı gibi alanlarda da değiştirilebilir bir mekanizmayla bu sistemi aktif hale getirebileceğiz" diye konuştu.
Tokat Köylerinde cep telefonu çekmeyen kadınlar boş vakitlerini kurslarda değerlendiriyor Tokat’a 71 kilometre uzaklıkta bulunan Alpudere köyünde, telefon hattı çekmemesi nedeniyle köy halkının isteği üzerine açılan kurs sayesinde kadınlar eğlenceli vakit geçiriyor. Tokat’a 71 Sulusaray ilçesine ise 6 kilometre uzaklıkta bulunan Alpudere köyünde, telefon hattı çekmemesi nedeniyle kadınlar evde sıkılıyordu. Kış aylarında eve kapanan kadınların bu durumuna son vermek isteyen köy muhtarı, kaymakam ve ilçe halk eğitim merkezi ile görüşerek harekete geçti. Yapılan görüşmeler sonucunda dikiş nakış kursu açılmasına karar verildi. Ev işlerini tamamlayan kadınlar, köy konağında açılan dikiş nakış kursuna katılarak vakitlerini değerlendiriyor. Kurs kapsamında, tahta baskılar ile kumaşları boyama, dikiş ve nakış gibi el işleri öğretiliyor. Kursiyerler, istedikleri her türlü ürünü geliştirme imkânı buluyor. “Kursumuzu köy konağımızda açtık” Kursun açılış aşaması hakkında bilgiler veren köy muhtarı Tuncay Algeç, "Yaklaşık 3 ay önce kaymakamımız ve ilçe halk eğitim merkezi müdürüyle yaptığımız görüşmeler neticesinde buraya bir kurs açma gereği gördük. Kış aylarında bayanlarımızın evde kalmalarındansa burada bir şeyler öğrenip aile ekonomilerine katkı sağlayabilirler mi diye düşündük. Bu kapsamda kursumuzu köy konağımızda açtık. Şu anda da faal durumda da çalışıyor" dedi. “Ev ekonomilerine katkıda bulunuyorlar” Nakış kursu öğreticisi Zeynep Kavlak ise, "Halk eğitim merkezi olarak buraya öğrencilerime kurs vermeye geliyorum. 17 tane kursiyerim var. Her sabah Sulusaray ilçesinden Alpudere köyüne geliyorum. Saat 9’dan 3’e kadar burada eğitim veriyorum. Kursiyerlerimle güzel çalışmalar yapıyoruz. Bayanlara tahta baskı, masa örtüsü, dikiş öğretiyoruz. Herkes ailesine, eşine ve çocuklarına dikiş nakıştan ürünler yapıyor. Hem aile bünyesine katkı sağlıyorlar hem de çocuklarının çeyizlerini hazırlıyorlar" şeklinde konuştu. Bir kursiyer, “Artık telefona da ihtiyacımız olmuyor. Nakışlarımızı evlerimize götürüp evimizde de yapıyoruz” diyerek kursun kendilerine sağladığı pratiklikten memnuniyetini dile getirdi. Köy konağında düzenlenen dikiş nakış kursu, köy halkına yeni bir sosyal etkinlik alanı sunmanın yanı sıra, kadınların evde sıkılmadan vakit geçirebilecekleri ve becerilerini geliştirebilecekleri bir ortam sağlıyor.
Manisa Başkan Ergün tedavi gördüğü hastaneden taburcu oldu Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün, geçirdiği rahatsızlığın ardından yapılan tedaviye alerjik reaksiyon gösterince Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi’ne yatırıldı. Bugün sabah saatlerinde taburcu olan Başkan Ergün, "Bana dua eden çok insan olduğunu biliyorum. Onlara da şükranlarımı sunuyorum. Sağ olsunlar, var olsunlar. Bugün biraz daha dinleneceğim. Yarın ve cumartesi günü yine vatandaşlarımızla kucaklaşacağız" dedi. Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün, salı günü rahatsızlanarak Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesine başvurdu. Burada yapılan tedaviye alerjik reaksiyon gösteren Başkan Ergün, hastaneye yatırıldı. Tedavisi tamamlanan Başkan Ergün, bugün sabah saatlerinde taburcu edildi. Evinde istirahat eden Başkan Ergün, yarın itibariyle seçim çalışmalarına kaldığı yerden devam edeceğini bildirdi. Başkan Ergün, “2 gün önce bronşlarla ve ses tellerimdeki sıkıntıyla ilgili bir serum almak için hastaneye geldim. Son 2-3 güne girdiğimiz bu süreçte bir takviye yapalım demiştim. Ancak, serumu alırken ilave bir ilacın verilmesiyle bir alerjik reaksiyon oluştu. Bu alerjinin etkileri vücutta bazı tepkimelere sebebiyet verdi. Çok şükür ilk 24 saat içerisinde hemen doktorlarımız, hemşirelerimiz gerekli muayeneleri, her türlü tedbirleri aldılar ve bizi sağlımıza kavuşturdular. Ancak tedbir amaçlı hastanede kalmaya devam ettik. Hepimize öncelikle geçmiş olsun diyorum. Gerçekten zor bir süreçti. Bu süreci geride bıraktık. Tabiki, dualarımız var, hayırlarımız var. Vatandaşımızın gönül bağıyla bağlılıkları, duaları bizlere ulaştı. Bugün, şu saatte sağlığımın çok iyi olduğunu buradan ifade ediyorum. Herkese çok teşekkür ediyorum. Bana dua eden çok insan olduğunu biliyorum. Onlara da şükranlarımı sunuyorum. Sağ olsunlar, var olsunlar. Bugün biraz daha dinleneceğim. Yarın ve Cumartesi günü yine vatandaşlarımızla kucaklaşacağız inşallah” dedi.