TEKNOLOJİ - 28 Ağustos 2017 Pazartesi 10:31

İnternete sormadan tatile çıkmıyoruz

A
A
A
İnternete sormadan tatile çıkmıyoruz

Hayatımızın her alanında yer alan internet ve özellikle de sosyal medya, tatil alışkanlarını da kökünden değiştirdi. Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Aşman Alikılıç, sosyal medyanın tatil alışkanlıklarımızı değiştirdiğini belirterek, internete sormadan tatile çıkmadığımızı söyledi.

Hayatımızın her alanında yer alan internet ve özellikle de sosyal medya, tatil alışkanlarını da kökünden değiştirdi. Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Aşman Alikılıç, geçmişte nereye gideceğimize, seyahat acentelerinden ya da arkadaşlarımızdan aldığımız öneriler doğrultusunda tercih yaptığımızı belirterek, “Özellikle sosyal medyanın sunduğu farklı alternatifler sayesinde, daha önce adını bile duymadığımız yerler hakkında kalacağımız otelden nerede yemek yiyeceğimize kadar isteğimiz birçok bilgiyi edinebiliyoruz. Instagram ya da Facebook’ta gördüğümüz bir fotoğraftan ilham alarak nereye gideceğimize karar veriyor, uçak biletimizi ve otel rezervasyonumuzu da birkaç dakika içinde internetten yapıyoruz. Geriye, sadece nereye gideceğimize karar verip oradaki aktivitelerimizi planlamak kalıyor” dedi.

“Herkes birer gezgin”
Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Aşman Alikılıç, tatile gidecek bir kişinin kararını mutlaka internet üzerindeki ve özellikle sosyal medyada yer alan bilgi kaynaklarını etkin biçimde kullandığını kaydetti. Alikılıç, şöyle devam etti: “Sosyal medya ve özellikle mobil teknolojiler sayesinde, artık herkes birer gezgin, gurme, fotoğrafçı ve otel işletmecisi. Sosyal medyayı kullanarak yalnızca tatile nereye ve nasıl gideceğimize karar vermiyoruz. Tatil sırasında veya tatil dönüşünde de aktif olarak kullandığımız sosyal medya platformlarında paylaşımlar yapıp memnuniyet ya da memnuniyetsizliklerimizi de aktarıyoruz. Bunun yanı sıra otel aramadan festival ve etkinlik aramaya, uçak bileti satın almaktan yerel hava durumuna kadar birçok şeye artık internet ve uygulamalar üzerinden kolaylıkla ulaşmak mümkün.”

Instagram fark attı
Facebook, Twitter gibi sitelerin yanı sıra tüm dünyada turizm sektörünün sosyal nabzını elinde tutan Tripadvisor, Booking, Expedia, Yelp gibi siteler bulunduğunu belirten Doç. Dr. Alikılıç, “Bu gibi siteler, tatile çıkmadan önce internette bakılan ilk adresler. Ancak Instagram bunların arasında sunduğu ayrı dünyayla fark atıyor. Tatil için gitmek istediğimiz yeri, deneyimlemek istediğimiz herhangi bir şeyi 700 milyonu aşan üye sayısı ile Instagram’da kolaylıkla bulabiliyorsunuz. Türkiye de toplam 42 milyon sosyal medya kullanıcısıyla bu mecrada da oldukça etkin. Örneğin, tatil etiketiyle paylaşılan 4,5 milyon, gezi etiketiyle paylaşılan 900 bin, yurtdışı için de holiday etiketiyle 83 milyon, trip etiketiyle 60 milyonun üzerinde fotoğraf ve video size binlerce seçenek sunuyor. Binlerce gezginin hesaplarındaki fotoğraf ve video paylaşımlarından, tatil için tercih edeceğiniz yerler hakkında bilgi alabiliyorsunuz. Kolay etkileşim imkanı sayesinde de bir gezginle direkt iletişime geçip sorularınızın cevabını ve tavsiyelerini de alabiliyorsunuz. İşin güzeli, insanlar bunu sosyal statüsü ne olursa olsun gönüllü olarak hiçbir beklenti içinde olmadan yapıyor. Öyle ki bazı gezginlerin paylaşımları ile havayolu şirketleri, seyahat acenteleri yeni uçuş rotaları ve destinasyonlar belirliyor” dedi.

Tanıtım için dipsiz bir deniz
Sosyal medyanın, turizm tanıtımı için de dipsiz bir deniz niteliğinde olduğunu ifade eden Özlem Aşman Alikılıç, “Sosyal medya turizmcilere tanıtım açısından büyük fırsatlar sunuyor. Ürününüz için direk hedef kitlenizi seçebiliyorsunuz. Örneğin, dünyanın yalnızca bir bölgesinde yaşayan, belli yaş aralığındaki, doğa sporlarına düşkün, kültür turizmini seven gibi bir seçim yaparak reklamınızı yapabiliyorsunuz. Bunu yaparken geleneksel tanıtıma göre çok daha az bir bütçe harcıyorsunuz. Ancak tatile çıkacaklar bir otelin internet sitesindeki bilgilere ya da fotoğraflara çok güvenmiyor. Mutlaka, orada kalmış kullanıcıların fotoğraflarına, 96 milyon üyenin 500 milyon yorum ve görüşünün yer aldığı Tripadvisor gibi sitelere, tüketici şikayetlerinin yer aldığı platformlara bakarak karar verip tüm bunları daha güvenilir buluyorlar. Bu nedenle, izlenecek strateji hayati önem taşıyor” diye konuştu.

Doğru sosyal medya yönetimi, tercihi etkiliyor
Turizm firmalarının, otellerin, doğru ve güvenilir sosyal medya yönetiminin tüketici tercihlerini doğrudan etkilediğini vurgulayan Alikılıç, “Arama motorları günümüzde yalnızca birer arama motoru değil, aynı zamanda birer itibar göstergesi. Başarılı olmak için öncelikle uzmanlarla çalışıp şeffaf olunmalı, en uygun sosyal medya içeriğini seçerek kaliteli içerik, kaliteli ve bol görsel kullanılmalı. Bunun etkileşim olduğu, 7-24 sürdürülebilmesi ve yönetilmesi gerektiği unutulmamalı. Sadece pozitif geri dönüşler değil, negatif dönüşler alındığında da hemen iletişim kurup bunları avantaja çevirerek herhangi bir hizmetten memnun kalmayan misafiri mutlu etmek mümkün. Uluslararası araştırmalara göre, online itibarda yaşanacak 1 puanlık artış, odabaşı gelirlerde yüzde 1.42 artış demek” diyerek yapılması gerekenleri anlattı.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi, Bolu’da düzenlendi. Yoğun katılımın olduğu kongrede Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.
İstanbul Öğrencisini zorbalık yaptığı gerekçesiyle uyaran öğretmene veliden şiddet: O anlar kamerada Sarıyer’de bir okulda iddiaya göre, yaşıtlarına zorbalık yaptığı gerekçesiyle öğrencisini uyaran öğretmen, öğrencinin babası tarafından okulda şiddete uğradı. Şiddet uygulayan veli polis ekipleri tarafından gözaltına alınırken, şahsın öğretmene yumruk attığı anlar güvenlik kamerası tarafından kaydedildi. Olay, Sarıyer Prof. Ali Kemal Yiğitoğlu Ortaokulu’nda meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, okulda görev alan öğretmen Necla Ö. akran zorbalığı yapan bir öğrencisini uyardı. Uyarı üzerine öğrencinin "Bana nasıl davranacağınızı öğreneceksiniz" diyerek öğretmeni tehdit ettiği öğretmenin ise, "Evladım ben senin öğretmeninim. Bu nasıl bir üslup?" diyerek uyardığı ileri sürüldü. Öğretmen Necla Ö., daha sonra öğrencinin babası Ali Ç.’yi okula çağırdı. Daha önce de okul öğretmenleri ve yöneticileri ile de tartışarak sorun çıkardığı ileri sürülen Ali Ç., okul koridorunda gördüğü öğretmen Nazlı Ö.’yü yumruk atarak yaraladı. Öğretmen aldığı darbe sonucu yaralanarak hastaneye kaldırılırken iş göremezlik raporu verildiği öğrenildi. Polis ekipleri ise konuya ilişkin çalışma başlatırken veli Ali Ç.’yi yakalayarak gözaltına aldı. Öte yandan öğrencinin de benzer nedenlerden dolayı ara dönemde bulunduğu okula nakli yapıldığı ileri sürülürken öğretmenin darp edildiği anlar güvenlik kamerası tarafından saniye saniye kaydedildi.