EKONOMİ - 28 Ocak 2015 Çarşamba 18:41

İş Dünyası o ilde buluştu

A
A
A
İş Dünyası o ilde buluştu

TÜRKONFED ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şükrü Ünlütürk, Türkiye’nin çeşitli bölgelerindeki kaynak, ticaret imkanları ve gelir dağılımlarının farklı olduğunu belirterek Bölgelerarası Ortak Girişim Projesi (BORGİP) ile bölgelerdeki firmaların lehine kolaylaştırıcı bir sistem geliştirmeye çalıştıklarını söyledi.

Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) ve Çukurova Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu (Çukurova SİFED) Genişletilmiş Yönetim Kurulu Toplantısı, Adana Genç İşadamları Derneği’nin (AGİAD) ev sahipliğinde Sheraton Oteli’nde gerçekleşti. Çok sayıda sanayici ve işadamının katıldığı toplantıda Bölgelerarası Ortak Girişim Projesi (BORGİP) de tanıtıldı. BORGİP’in tanıtımını yapan Şükrü Ünlütürk, bölgeyi yakından tanıma fırsatı olduğunu aktararak, “Ekonomik olarak bölgenin desteklenmesine yönelik çalışma yaptık. Ülkenin bir tarafında 4 bin dolar diğer tarafında 15-16 bin dolar seviyesinde milli gelir var. Ortalamaya baktığımızda geldiğimiz nokta orta gelir tuzağı" diye konuştu.

Çözüm sürecinin iktisadi boyutuna sahip çıkılmasına yönelik olarak TÜSİAD-TÜRKONFED ortaklığı ile oluşturulan Doğu ve Güneydoğu Anadolu Yatırımcı Danışma Konseyi (YDK) bünyesinde önemli çalışmalar ve ziyaretler gerçekleştirdiklerini anlatan Şükrü Ünlütürk, şöyle devam etti:

"Doğu ve Güneydoğu’da 14 ilde gelir dağılımı adaletsizliği, işsizlik problemi hakim. Bu problem tüm Cumhuriyet tarihince çözülememiş bir problem. Bölge için sayısız teşvik çıkarılmış. İş insanı olarak son teşvik sistemi en akılcı sistem ancak bunun da sonucu alınamadı. Şu ana kadar düşünülmüş gerçekleştirilmiş tüm projelerin dışında yeni çalışmalar hayal etmek gerekiyordu. BORGİP projesindeki ana fikrimiz şuydu. Ülkenin bir tarafındaki kaynaklarla diğer tarafındaki kaynaklar, ticaret imkanları, gelir dağılımı farklı. Biz bölgedeki firmaların lehine kolaylaştırıcı bir sistem geliştirmeye çalıştık.”

Bölgeye iki tur seyahati gerçekleştirdiklerini söyleyen Ünlütürk, "Bu toplantılarda bölgedeki firmaların işlerini büyütmek, geliştirmek için karşılaştıkları güçlükler ve sorunlar konuşularak temel ihtiyaçların neler olduğunu araştırdık. Bölgede nitelikli insan kaynağı, pazarlama bilgisi ve olanakları, kurumsallaşma eksiği, finansman kaynaklarının erişimin kısıtlı olması, ucuz, kolay ve hizli bir şekilde bilgiye erişim, fizibilite, ön fizibilite, araştırma projelendirme kültürü eksikliği var. Türkiye’nin birçok yerinde aynı eksiklikler var ancak Doğu ve Güneydoğu’da bu eksiklikleri gidermek çok zor" diye konuştu.

Proje ekibiyle çeşitli kurumlarla proje hakkında görüşüldüğünü ve farklı aşamalarına ilişkin işbirliklerinin değerlendirildiğini dile getiren Şükrü Ünlütürk, Avrupa Yatırım Bankası, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası, Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu gibi birçok kurumdan fon alındığını ifade etti. Ünlütürk, BORGİP’in temel hedeflerini şöyle sıraladı:

"Çözüm sürecinin iktisadi boyutuna sahip çıkılmasına yönelik oluşturulan Doğu ve Güneydoğu Anadolu Yatırımcı Danışma Konseyi tarafından yürütülen çalışmalara katkı sağlanması, dışarıdan yatırım beklenmesi yerine bölgedeki yatırımcıların, girişimcilerin teşvik edilmesi, desteklenmesi, yerel iş insanlarının başarılı örnekler oluşturması, ülkemizin doğu ve batısındaki iş dünyası insanlarını bir araya getirerek sinerji yaratmak, başarılı uygulamaların artırılması yoluyla çarpan etkisi yaratmak."

Adana Genç İş Adamları Derneği (AGİAD) Başkanı Sefa Noyaner ise Seyhan Baraj Gölü’ne yapılması planlanan ‘Adana Marinaport’ projesinin Adana’ya prestij ve çekim merkezi özelliğinin yanı sıra ekonomik ve sosyal yönden ciddi güç katacağına inandıklarını kaydederek, “Adana Marinaport’un çalışmalarını valimiz ve büyükşehir belediyemiz başta olmak üzere, tüm ilgili kurumların yöneticilerinin desteğiyle uyum içinde ve titizlikle sürdürmekteyiz. Güç koşullar altında fedakarlıkla yatırım yapıp üretimi sürdüren sanayicilerimizi motive etmek, inovatif başarıları kamuoyu ile paylaşmak için geleneksel olarak düzenlediğimiz, seçkin ve bağımsız bir jüri tarafından değerlendirilen AGİAD İş ve Meslek Ödülleri etkinliğimiz ise sinerji yaratmakta, iş çevrelerince takdirle takip edilmektedir” diye konuştu.

Türkiye’nin 2023 hedefleri doğrultusunda Adana’ya da önemli görevler düştüğüne dikkat çeken Noyaner, “Bu görevlerden belki de en önemlisinin sahip olduğumuz değerleri “iyi anlatabilmek” olduğunu düşünüyorum. Şöyle ki; Henüz 18. yüzyılın ortalarında bile, güçlü sanayi birikiminin nüvesini oluşturan 122 adet kurulu tesisi barındıran Adanamız, yaz kış tarımın yapıldığı dünyanın en bereketli bölgelerinden Çukurova’sı; Mersin, İskenderun, Osmaniye gibi büyük sanayi, ticaret merkezleri ve limanlara sahip komşuları, BTC Projesiyle tohumları atılan, ancak bir an önce filizlenip yeşermesi gereken Ceyhan Enerji İhtisas ve Endüstri Bölgesi’yle gelecekte ülkemizin en önemli sanayi ve enerji üretim üssü olmaya adaydır. Yüksek katma değerli stratejik üretim yapacak makro yatırımlar için her türlü zeminin hazır olduğu bölgenin tek ihtiyacı güçlü bir teşvik-destek mekanizmasıdır” ifadelerini kullandı.

Noyaner, 2023 vizyonunda kendisine 10 milyar dolar hedef belirleyen Adana’nın bu rakamları çok rahat aşabilecek kapasite olduğuna da dikkat çekti.

“ENERJİ POLİTİKALARINA ÇUKUROVA’DAN YÖN VERMEK GEREKMEKTE”

Çukurova SİFED Başkanı Süleyman Sönmez ise elverişli iklim, işgücü potansiyeli, Ortadoğu’ya geçiş noktası, tarım ve sanayi kültürüyle yoğrulmuş Çukurova’nın Türkiye’de yatırım potansiyelini tamamlamış Marmara Bölgesi’nin tek alternatifi olduğunu söyledi. Suriye krizi ile birlikte Ortadoğu’nun öngörülemeyen stratejik durumunun, dinamik ve belirsizliğinin mevcut konumunu korumaya devam ettiğinin altını çizen Sönmez, şunları kaydetti:

“Ancak, dünyanın artan enerji ihtiyacı, enerji üretilen ve aktarılan tüm bölgelerde güvenlikli bir ortama ihtiyaç duymaktadır. Bu kapsamda Rusya, Orta Asya ile Orta Doğu’dan gelen boru hatları ülkemizi büyük enerji oyununun vazgeçilmez bir aktörü haline getirmiştir. Türkiye’den beklenen, enerjinin en güvenli bir biçimde dünyaya sunulmasıdır. Türkiye bu enerjiyi sunarken bölgesel dengeleri gözeterek sürdürülebilir güvenlik projesi ortaya koymak ve bunu uygulamak zorundadır. Bu bağlamda Kerkük-Ceyhan Petrol boru hattının kapasitesi, Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattının kapasitesinden daha yüksek olması ve Kerkük-Ceyhan Petrol boru hattının transit petrol geçişi ile daha verimli kullanılmasının Ceyhan’ın stratejik önemini artırdığı gibi yapılacak yatırımlara olumlu katkısı olacağı değerlendirilmektedir. Son tahlilde dünyanın en büyük petrol terminali haline gelecek olan Çukurova’da geleceğin enerji politikalarına yeni bir yön verilmesi gerekmektedir.”

Sönmez, Çukurova turizminde yeni bir destinasyon yaratacak olan ve 15 bin yatak ile uluslararası standartlara uygun golf sahaları, kongre merkezi, sağlık kompleksi ve tatil köyleri kurulacak Tarsus-Kazanlı Turizm Projesi’nin durdurulmasını ise talihsizlik olarak nitelendirdi. Projenin devamının sağlanması için girişimlerde bulunulması gerektiğini belirten Sönmez, bölgede yeni tahsislerin yapılmasının ve devletin bölgeye gereken hizmeti bir an önce getirmesinin en büyük temennileri olduğunu aktardı.

Türk tarım sektörünün ekonomi içerisindeki payının azalsa da genel istihdamın yaklaşık yüzde 25’ini oluşturan sektörün özel önemini koruduğunu vurgulayan Süleyman Sönmez, “Tarım sektöründe yapılacak iyileştirmeler ve Çukurova’nın ‘Tarım İhtisas Sanayi Bölgesi’ ilan edilmesinin yanı sıra bölgeye verilecek özel teşvikler sektöre ivme kazandıracağı gibi bölgenin orta gelir tuzağından çıkmasında da önemli rol oynayacaktır” ifadelerini kullandı.

“TÜRKIYE, DOĞU VE GÜNEYDOĞU’YU BARIŞLA, SEVGIYLE VE YATIRIMLA DONATMAK ZORUNDA”

TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Onatça da Türkiye’nin ilk 10 büyük ekonomi arasına taşıyacak modelin temelini bölgesel farklılıkları ortadan kaldıracak maddelerden oluştuğunu kaydederek, “Türkiye’ye 3 İstanbul daha lazım derken, ‘barış ve demokrasi tuzağı’ derken, farklılık gösteren eğitim yılı ortalamasına dikkat çekerken, bölgelerarası gelişmişlik farklılığımızda aranın çok açıldığını vurguladık. Bu nedenle çözüm sürecine taraf olduğumuzu, barış içeren bu süreci iş dünyası temsilcileri olarak samimiyetle destekleyeceğimizi her fırsatta dile getirdik. Tabii ki dile getirmek yetmeyecekti. TÜRKONFED, söylemleri kadar eylemleriyle de güçlü bir sivil toplum kuruluşudur. Çözüm sürecinin iktisadi kısmında somut adım atma amacıyla TÜSİAD işbirliğiyle ‘Bölgelerarası Ortak Girişim Projesi (BORGİP) hayata geçirildi. Bu çerçevede, TÜSİAD ve TÜRKONFED’in yönetim kurulu üyeleri olarak, birçok holdingimizin yöneticisiyle Cizre’de, Batman’da yatırım ortamının geliştirilmesine yönelik ziyaretlerde bulunduk. Ancak, şu gerçeği ifade etmemde yarar var. Türkiye, Doğu ve Güneydoğusunu barışla, kardeşlikle, sevgiyle, eğitimle ve yatırımla donatmak zorunda. Uzmanlar bunun sağlanması durumunda Türkiye’nin büyüme rakamlarına anında bir puan artı yansıyacağını söylüyor. Ortalama yüzde 3’ler seviyesinde büyüdüğümüz göz önüne alındığında bu bir puanın ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyoruz” şeklinde konuştu.

Yöre halkı ve STK’lardan da barış sürecine ‘samimi’ yaklaşım beklediklerini dile getiren Onatça, iktidarın yanı sıra diğer siyasi partilerin de oy hesabı yapmadan, risk alarak, elleri taşın altına koyarak ‘samimi’ yaklaşım sergilemesi gerektiğini vurguladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Edirne Edirne’de AFAD gönüllüleri sertifikalarını aldı Edirne’de eğitimlerini tamamlayan destek AFAD gönüllüleri sertifikalarını düzenlenen törenle aldı. Törende konuşan Edirne Valisi Yunus Sezer, Türkiye’de 6 Şubat depreminden önce 500, 600 bin civarında olan afet gönüllüsü sayısının şu anda yaklaşık 1 buçuk milyonu bulduğunu söyledi. Deprem, sel, yangın gibi doğal afetlerde görev almak için çeşitli eğitimlerden geçen destek AFAD gönüllüleri, sertifikalarına kavuştu. Özellikle 6 Şubat tarihinde yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bu tür eğitimlere talep oldukça arttı. Kentteki bir tesiste düzenlenen sertifika töreninde destek AFAD gönüllüleri ile bir araya gelen Edirne Valisi Yunus Sezer, her birine çalışmalarında başarılar diledi. Ülkenin her noktasında neredeyse afet riski ile karşı karşıya kalındığını söyleyen Edirne Valisi Yunus Sezer, bunların sel, deprem, yangın, heyelan gibi tehlikeli afet durumlarından oluştuğunu aktardı. Tokat Sulusaray merkezli ve çevre illeri etkileyen bir deprem yaşandığını ve artçı depremlerin hala devam ettiğini ifade eden Vali Sezer, "Karadeniz Bölgemiz ise heyelan ve sellerle karşı karşıya bir tehdit halinde. Bugün Edirne ilimizde de benzer yağışlar ve bunun getireceği tehlikeli taşkınlar ihtimali var. Bunları biz kendi imkânlarımızla, AFAD personellerimizle de olsa üzerinden gelme imkânımız yok. Afetlerde ilgili olarak eğitim sürecinde de öğrenilen şey, afetlerle mücadelede önemli olan şey riski azaltmaktır. Risk azaldıkça, afetlere müdahale başarısı da ters orantılı olarak artmaktadır. Riski azaltmadan afetlerde mücadelede başarıya ulaşmanın imkânı çok düşüktür. Ancak müdahalede başarılı olursunuz. Müdahale kapasitemiz ülke olarak, risk yönetimi çok fazla olmasa da kriz yönetimimiz belki de dünyada ilk sırada yer alıyor. Krizlerle ülke olarak başarılı olarak, afetlerde özellikle görüldüğü gibi başa çıkıyoruz. Belki dünya tarihinin yaşamış olduğu en büyük depremlerden birini 6 Şubat’ta, 20 ilimizi etkileyen Maraş Pazarcık merkezli depremde gördük ve bu deprem 6 ay geçmeden neredeyse barınma problemleri başta olmak üzere, birçok problemi halletmiş bir ülkeyiz" ifadelerine yer verdi. "Riski azaltma aşamasının en önemli noktası gönüllülük sistemidir" Afet sonrasında iyileştirme noktasında çok iyi noktada olunduğunu ve riski azaltma aşamasının en önemli noktasının da gönüllülük sistemi olduğunu vurgulayan Vali Sezer, gönüllülük sisteminin ülke genelinde çok iyi seviyede olduğuna değindi. Hem Kızılay, hem de AFAD gönüllüleri olduğunu belirten Vali Sezer, bu görevin çok önemli olduğunu ve yeri geldiğinde ailesinden, işinden feragat ederek her türlü fedakarlığın göstergesini de beraberinde getirdiğini ifade etti. Edirne’de bir sivil toplum kuruluşunun akredite olduğunu söyleyen Vali Sezer, itfaiye ve diğer sivil toplum kuruluşlarının eğitimlerinin devam ettiğini ve 2 bin arama kurtarma personeli yetiştirmeyi hedeflediklerini ifade etti. Edirne’yi balkanları da içine alacak şekilde arama kurtarmanın merkezi yapmayı da hedeflediklerini söyleyen Vali Sezer, "Edirne’de afet olmayabilir ama komşu illerimizde bir afet meydana gelebilir bu yüzde Edirne’yi merkez yapmak için çalışıyoruz. Balkanlardaki üniversitelerin de katılımıyla bir arama kurtarma merkezini burada oluşturmayı düşünüyoruz. Şuanda 299 AFAD destek gönüllümüz var. 6 bin de AFAD gönüllümüz var. Bu sayıyı daha da arttırmalıyız" dedi. Gönüllülerin yanlarında olmasının ve kendileriyle çalışmalarının çok önemli olduğunu söyleyen Edirne İl Afet ve Acil Durum (AFAD) Müdürü Elvan Kaya, destek AFAD gönüllüleri ile Kahramanmaraş merkezli depremlerde zor işlerde beraber görev yaptıklarını belirtti. Sertifika töreninde konuşan Destek AFAD Gönüllüsü Selda İnanç, Geçmiş afetlere bakıldığında ülkede büyük kayıplar yaşandığını hatırlattı. 1999 Marmara depremi ile 6 Şubat 2023’te meydana gelen ve pek çok ili etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremin ardından afetlerle baş edebilmek için toplumun oluşturduğu gönüllü yapılanmaların afet öncesi ve sonrası meydana gelen kayıpları en aza indirme noktasında ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini söyleyen İnanç, ellerinden gelecek her şeyi yapabilmek ve faydalı olabilmek adına AFAD arama kurtarma gönüllüsü olabilmek için elleri, kolları sıvadıklarını ve bu işe adım attıklarını ifade etti. Konuşmaların ardından eğitimlerini tamamlayan destek AFAD gönüllüleri sertifikalarını Edirne Valisi Yunus Sezer’in elinden aldı. Düzenlenen tören toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.
Edirne Edirne’de Destek AFAD gönüllüleri sertifikalarını aldı Edirne’de eğitimlerini tamamlayan destek AFAD gönüllüleri sertifikalarını düzenlenen törenle aldı. Törende konuşan Edirne Valisi Yunus Sezer, Türkiye’de 6 Şubat depreminden önce 500, 600 bin civarında olan afet gönüllüsü sayısının şu anda yaklaşık 1 buçuk milyonu bulduğunu söyledi. Deprem, sel, yangın gibi doğal afetlerde görev almak için çeşitli eğitimlerden geçen destek AFAD gönüllüleri, sertifikalarına kavuştu. Özellikle 6 Şubat tarihinde yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bu tür eğitimlere talep oldukça arttı. Kentteki bir tesiste düzenlenen sertifika töreninde destek AFAD gönüllüleri ile bir araya gelen Edirne Valisi Yunus Sezer, her birine çalışmalarında başarılar diledi. Ülkenin her noktasında neredeyse afet riski ile karşı karşıya kalındığını söyleyen Edirne Valisi Yunus Sezer, bunların sel, deprem, yangın, heyelan gibi tehlikeli afet durumlarından oluştuğunu aktardı. Tokat Sulusaray merkezli ve çevre illeri etkileyen bir deprem yaşandığını ve artçı depremlerin hala devam ettiğini ifade eden Vali Sezer, "Karadeniz Bölgemiz ise heyelan ve sellerle karşı karşıya bir tehdit halinde. Bugün Edirne ilimizde de benzer yağışlar ve bunun getireceği tehlikeli taşkınlar ihtimali var. Bunları biz kendi imkânlarımızla, AFAD personellerimizle de olsa üzerinden gelme imkânımız yok. Afetlerde ilgili olarak eğitim sürecinde de öğrenilen şey, afetlerle mücadelede önemli olan şey riski azaltmaktır. Risk azaldıkça, afetlere müdahale başarısı da ters orantılı olarak artmaktadır. Riski azaltmadan afetlerde mücadelede başarıya ulaşmanın imkânı çok düşüktür. Ancak müdahalede başarılı olursunuz. Müdahale kapasitemiz ülke olarak, risk yönetimi çok fazla olmasa da kriz yönetimimiz belki de dünyada ilk sırada yer alıyor. Krizlerle ülke olarak başarılı olarak, afetlerde özellikle görüldüğü gibi başa çıkıyoruz. Belki dünya tarihinin yaşamış olduğu en büyük depremlerden birini 6 Şubat’ta, 20 ilimizi etkileyen Maraş Pazarcık merkezli depremde gördük ve bu deprem 6 ay geçmeden neredeyse barınma problemleri başta olmak üzere, birçok problemi halletmiş bir ülkeyiz" ifadelerine yer verdi. "Riski azaltma aşamasının en önemli noktası gönüllülük sistemidir" Afet sonrasında iyileştirme noktasında çok iyi noktada olunduğunu ve riski azaltma aşamasının en önemli noktasının da gönüllülük sistemi olduğunu vurgulayan Vali Sezer, gönüllülük sisteminin ülke genelinde çok iyi seviyede olduğuna değindi. Hem Kızılay, hem de AFAD gönüllüleri olduğunu belirten Vali Sezer, bu görevin çok önemli olduğunu ve yeri geldiğinde ailesinden, işinden feragat ederek her türlü fedakarlığın göstergesini de beraberinde getirdiğini ifade etti. Edirne’de bir sivil toplum kuruluşunun akredite olduğunu söyleyen Vali Sezer, itfaiye ve diğer sivil toplum kuruluşlarının eğitimlerinin devam ettiğini ve 2 bin arama kurtarma personeli yetiştirmeyi hedeflediklerini ifade etti. Edirne’yi balkanları da içine alacak şekilde arama kurtarmanın merkezi yapmayı da hedeflediklerini söyleyen Vali Sezer, "Edirne’de afet olmayabilir ama komşu illerimizde bir afet meydana gelebilir bu yüzde Edirne’yi merkez yapmak için çalışıyoruz. Balkanlardaki üniversitelerin de katılımıyla bir arama kurtarma merkezini burada oluşturmayı düşünüyoruz. Şuanda 299 AFAD destek gönüllümüz var. 6 bin de AFAD gönüllümüz var. Bu sayıyı daha da arttırmalıyız" dedi. Gönüllülerin yanlarında olmasının ve kendileriyle çalışmalarının çok önemli olduğunu söyleyen Edirne İl Afet ve Acil Durum (AFAD) Müdürü Elvan Kaya, destek AFAD gönüllüleri ile Kahramanmaraş merkezli depremlerde zor işlerde beraber görev yaptıklarını belirtti. Sertifika töreninde konuşan Destek AFAD Gönüllüsü Selda İnanç, Geçmiş afetlere bakıldığında ülkede büyük kayıplar yaşandığını hatırlattı. 1999 Marmara depremi ile 6 Şubat 2023’te meydana gelen ve pek çok ili etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremin ardından afetlerle baş edebilmek için toplumun oluşturduğu gönüllü yapılanmaların afet öncesi ve sonrası meydana gelen kayıpları en aza indirme noktasında ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini söyleyen İnanç, ellerinden gelecek her şeyi yapabilmek ve faydalı olabilmek adına AFAD arama kurtarma gönüllüsü olabilmek için elleri, kolları sıvadıklarını ve bu işe adım attıklarını ifade etti. Konuşmaların ardından eğitimlerini tamamlayan destek AFAD gönüllüleri sertifikalarını Edirne Valisi Yunus Sezer’in elinden aldı. Düzenlenen tören toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.
Kayseri Hayırsever işbirliği ile ’OSB Teknik Kampüsü’ için imzalar atıldı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç ve Hayırsever iş insanı Mehmet Altun ile birlikte Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’ne yaklaşık 50 bin metrekarelik kapalı alanda Mühendislik Fakültesi Binası’nın da yer aldığı OSB Teknik Kampüsü protokolüne imzayı attı. Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç’ın Kayseri’nin geleceğine yatırım noktasına ayrı bir önem verdiği, eğitim, sağlık ve spor gibi alanlarda Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen yatırımlar tüm hızıyla sürerken, Kayseri’de hayırsever-belediye iş birliği ile de birçok projeyi hayata geçirmeye devam ediyor. Bu çerçevede, Kayseri Valiliği, Kayseri Büyükşehir Belediyesi, Organize Sanayi Bölgesi, Kayseri Üniversitesi ve Hayırsever iş insanı Mehmet Altun iş birliğinde Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’ne Mühendislik Fakültesi Binası’nın protokolü imzalandı. Kayseri Büyükşehir Belediyesi Başkanlık Toplantı Salonu’nda gerçekleşen imza protokol törenine; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, Kayseri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kurtuluş Karamustafa, Kayseri Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yalçın ve Hayırsever iş insanı Mehmet Altun katıldı. İmza protokolünde konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, “Kayseri’ye her geldiğimizde ya belediyelerimizin açılışı, temel atma töreni oluyor veya mutlaka bir hayırseverimizin eğitimle, sağlıkla ilgili bir güzel eserine ön ayak oluyoruz, bugün o günlerden birisidir” dedi. Kayseri’de yüzyıllardır hayırseverlik geleneğinin sürdüğünü hatırlatan Bakan Özhaseki, “Bu memlekette Cenab-ı Hak bolca hayırsever göndermiş. Kayseri’mizde yüzyıllardır devlet millet el ele geleneği devam ediyor. Tarihte Hunat Hatunlar, Atsız Elti Hatunlar, Gevher Nesibeler, Nuh Naci Yazganlar, Kadir Haslar hiç eksik olmadı. Yaptığımız hayırseverler zirvelerinde yüzlerce hayırseverin bu şehre katkıda bulunduğunu gördük” diye konuştu. Bakan Özhaseki, yaklaşık 50 bin metrekarelik kapalı alanda Organize Sanayi Bölgesi’nin ihtiyacını karşılayacak olan okulun protokolüne imza attıklarının altını çizerek, “Son dönemde de Allah razı olsun Mehmet Altun ağabeyimiz 20 tane okul, 1 tane büyük cami projesiyle bu yolda devam ediyor. Şimdi yaklaşık 50 bin metrekarelik kapalı alanda Organize Sanayi’nin ihtiyacı olan, bölümleri ihtiva eden bir okul protokolüne imza atıyoruz. Osman Ulubaş ağabeyi de zikretmezsek olmaz, o da 15’inci okula imza attı. Allah hayırseverlerimize uzun ömürler versin, bu ömürler içerisinde nice hizmetler yapmayı nasip etsin” şeklinde konuştu. Kayseri için önemli olan bir protokolün daha imza aşamasında olduklarını dile getirerek sözlerine başlayan Vali Gökmen Çiçek ise “Organize Sanayi Bölgemizde yapılacak olan Mühendislik Fakültemizin protokolünü imzalayacağız. Mehmet Altun amcamız tarafından yapılacak. Mehmet Altun amcamız sayın bakanımızın da bize bir emaneti olarak bu ilim ile çok büyük hizmetler, çok büyük eserler kazandırdı” dedi. Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’nin istihdamı ile çok önemli bir proje olduğunu, Bakan Özhaseki’nin son zamanlarda özellikle hem meslek liselerine hem meslek yüksekokullarına hem de mühendislik fakültelerine çok önem verdiğini hatırlatan Vali Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü; “Bunun Avrupa’daki model gibi Organize Sanayi Bölgelerinin içerisinde olması, sanayiye ve öğrenci arkadaşlarımızın ufkunu açma noktasında mühendisliğik çok ayrı bir ivme kazandırıyor. Sizin gösterdiğiniz vizyon çerçevesinde de Mehmet amca bütün masraflarını karşılayarak orada inşallah muazzam bir okul yapacak. Organize Sanayi Bölgemizin bu konuda hem sizden hem Mehmet amcadan talepleri vardı. Hem de üniversitemizin bu konuda çok büyük bir isteği, çabası vardı.” Vali Çiçek, Başkan Büyükkılıç ile birlikte altyapı için çalışmalar hazırlandığını belirterek, “Büyükşehir Belediye Başkanımızla beraber biz de gerekli altyapı konusunda, özellikle Büyükşehir Belediyemizle Organize Sanayi Bölgemiz altyapıyı hazırladı. Sizin onayınıza talimatlarınızla getirdik. Siz de uygun gördünüz. Bugün şehrimiz için önemli bir gün. Sizlere ve hayırseverimize çok teşekkür ediyoruz” diye konuştu. Hayırsever iş insanı Mehmet Altun da Kayseri’ye çok güzel bir eser kazandıracaklarını vurgulayarak, “Türkiye’nin kurtuluşu teknolojiye dayalı ihracata bağlıdır, 15 bin fabrika var burada, bunlara istedikleri ihtiyacı karşılayacak insanları yetiştirmemiz çok büyük bir sevaptır. Çünkü sanayimiz mükemmel ama kalifiye eleman yok, Sayın bakanım sizin bu büyük desteğinizi Cenab-ı Hak kabul eylesin. Bu okulların Kayseri’mize, sonra ülkemize hayırlara vesile olmasını niyaz ederim” ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, Kayseri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kurtuluş Karamustafa, Kayseri Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yalçın ve Hayırsever iş insanı Mehmet Altun, protokole imzaları attı.