EKONOMİ - 27 Temmuz 2016 Çarşamba 17:44

İstanbul Kids Fashion Fuarı başladı

A
A
A
İstanbul Kids Fashion Fuarı başladı

İstanbul Kids Fashion Fuarı Bebek Çocuk Hazır Giyim ve Aksesuarları Fuarı, 27 Temmuz’da kapılarını ziyarete açtı. Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Mustafa Koca tarafından açılışı yapılan fuara İspanya, Ukrayna, Almanya ve Türkiye’den 200 marka katılım sağladı.

İstanbul Kids Fashion Uluslararası Bebek Çocuk Hazır Giyim ve Aksesuarları Fuarı, 27 Temmuz’da İstanbul Fuar Merkezi 9 ve 10’ncu salonlarda ziyarete açıldı. Yerli ve yabancı ziyaretçilerinin yoğunluğu ile dikkat çeken fuar, ilk gününde beklenenin üzerinde hareketli geçti. Açılışta konuşan ASKON Genel Başkanı Mustafa Koca, sektörlerin ve girişimcilerin üretimden gelen gücünü doğru kullanması gerektiğini belirtti. Birlik ve bütünlük mesajı veren Koca, 21. yüzyılın teknoloji ve nimetlerinden istifade etmek gerektiğini ifade etti. Koca, “Özellikle içinde bulunduğumuz durumun ülkemiz, demokrasimiz ve insanımız adına hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Ülkemizin kazandığı katma değeri artırabiliyorsak, üretimden gelen gücümüzü kullanabiliyorsak bu hepimiz için çok anlamlı olacaktır. Yeter ki birliğimizi, beraberliğimizi muhafaza edelim, üretimden gelen gücümüzü kullanalım. Bu gücümüzü kullanırsak Türkiye’de aç, eğitimsiz, kandırılmış insan kalmaz. O nedenle üretimin gücü çok önemli. Biz üreticiler ve girişimciler olarak üretimin çarklarından aldığımız gücümüzle hiçbir şeyden taviz vermeden çalıştık ve çalışmaya da devam edeceğiz. Bizim için önemli olan üretimden gelen gücümüzü genel halka yansıtmak. Atatürk Havaalanı’ndan kalkan bir uçak ile 4 saatlik mesafede dünyanın yarısına gidebilir ve ihracat yapabiliriz. Yeter ki çalışmaya, üretmeye, bilgimizi ve kültürümüzü geliştirmeye niyetimiz olsun. Bugünkü yangını söndürmede ülkelerin, kurumların ve bireylerin yapması gereken var. Biz gücümüzü üretimden devletimiz ise gücünü adalet, demokrasi ve insan haklarından alıyor. 21. yüzyılın teknoloji ve nimetlerinden herkes istifade etmek ister. Bunu da üreterek sağlayabiliriz. Yeter ki birlik ve beraberliğimizi muhafaza edelim. Birbirimize olan inancımızı sırt sırta vererek, 4 saatlik uçuş mesafesinde dünyanın yarısına ihracat yapma potansiyeline sahip olan bu topraklarda, üretimden gelecek gücümüzü doğru kullanmak sureti ile bu bölgede lider olabilecek güce sahibiz” dedi.

Fuarların hem katılımcılarına hem de ziyaretçilerine yeni ticari işbirlikleri ve sektöre dair en son yeniliklere ulaşma fırsatları sunduğunu ifade eden UBM ICC Genel Müdürü Erdal Baykara ise, İspanya, Almanya, Ukrayna ve Türkiye’den 200 markanın katılım sağladığı fuarı Avrupa, Asya ve Ortadoğu bölgelerinden satın alma yetkilileri ve sektör profesyonellerinin ziyaret ettiğini ve ihracat potansiyelinin artacağını ifade etti. Erdal Baykara, dünyanın 8. büyük hazır giyim ihracatçısı olan ve dünya tekstil ticaretinde köprü vazifesi gören Türkiye’nin 2014 yılında 220,8 milyon dolar olan bebek giyim ihracatını 2015 yılında yüzde 4,7’lik bir artışla 231,1 milyon dolara yükselttiğine dikkat çekti. Baykara, şöyle devam etti: “2016 yılının ilk çeyreğine bakıldığında ise yine bebek giyim eşyası kalemlerinden biri olan dokuma bebek giyim eşyası ihracatının en fazla ihracatı yapılan ürünler arasında yerini aldığı görüldü. Bu ürün grubunda geçen yıla göre yüzde 30 artış ile 27,6 milyon dolar ihracat kaydedildi”

İstanbul Kids Fashion Fuarı tasarım odaklı etkinliklere yer veriyor
Bebek ve çocuk modasında 0-16 yaş arası 2016 sonbahar-kış koleksiyonlarının görücüye çıktığı İstanbul Kids Fashion Bebek, Çocuk Hazır Giyim ve Aksesuarları Fuarı’nda bebek ve çocuk giyim ve abiye, iç çamaşırı, çorap ve aksesuarlar, bebek ve çocuk ev tekstilinin yanı sıra hamile giyim ve aksesuarları ürün grupları yer alıyor. Bu arada Nişantaşı Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi koordinatörlüğünde düzenlenen “Geçmişten Günümüze Çocuk Modası Dönem Kıyafetleri” ilk kez İstanbul Kids Fashion Fuarı’nda sergileniyor. Çoğunluğu siyah beyaz fotoğraflarda kalmış 50’li yıllardan 90’lara uzanan çocuk modasının hikayesi, dönem kıyafetlerinden oluşan sergi ile geçmişten günümüze taşıyor. 5 parçalık özel koleksiyondan oluşan kıyafetler, 1950-1990 tarihleri arasındaki 10’ar yıllık dönemleri sembolize ediyor. Ayrıca yine Nişantaşı Üniversitesi Moda Tekstil ve Moda Tasarım Bölümü öğrencileri tarafından İstanbul Kids Fashion için özel olarak hazırlanan ‘Cıvıl Cıvıl Kapalıçarşı’ konseptli rengarenk çocuk kıyafetleri de fuar süresince fuar alanında ziyaretçilerle buluşuyor. Toplam 15 kıyafetten oluşan iki sergi, Yrd. Doç. Dr. Saniye Çiğdem Koçak, Öğretim Görevlileri Fatma Öztürk, Bahar Yıldız, Dilek Akdemir’in rehberliğinde öğrenciler tarafından ortaklaşa hazırlandı.

İstanbul Kids Fashion, Moda Fotoğrafları Karma Sergisi ile moda fotoğrafçılığına da dikkat çekiyor. Nişantaşı Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Moda Tasarım Program Başkanı Ayşegül Kaplan Bağcı koordinatörlüğünde hazırlanan sergi, programda yer alan 40 öğrencinin kıyafetin tasarımı kadar onu nasıl sunmak gerektiğine de dair fotoğraflarından oluşuyor.

İstanbul Kids Fashion, ‘Hikayeden Elbiseler’ konseptli kıyafet tasarımları ile de fuara renk katıyor. Çocuk gelişiminde hikayelerin önemine dikkat çeken Sisimama tarafından tasarlanan ‘Hikayeden Elbiseler’ çocukları okumaya teşvik etmekle kalmıyor, ebeveynleri hikaye anlatmaya da yöneltiyor.

İstanbul Kids Fashion, Türkiye’nin ihracat hedeflerine ve İstanbul’un moda başkentleri arasında hak ettiği yere ulaşmasını desteklemek üzere Nişantaşı Üniversitesi işbirliğiyle bir panel düzenliyor. Nişantaşı Üniversitesi Tekstil ve Moda Tasarım Fakültesi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Saniye Çiğdem Koçak’ın moderatörlüğünde gerçekleşecek panelde Ekonomist Dr. Fatih Anıl, ‘Türkiye Ekonomisi ve Tekstil Sektörüne Genel Bakış’, Tasarımcı Fırat Neziroğlu, Tasarımcı Nejla Güvenç ile Triko Tasarımcısı ve Örme Sanatçısı Seda Acar “Gelecekte Tasarım ve Yeni Teknolojiler” konularını ele alacak.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.