GÜNDEM - 20 Mayıs 2018 Pazar 16:37

İstanbul'da 'Arıyı Unutma' etkinliğinde arının önemine dikkat çekildi

A
A
A
İstanbul'da 'Arıyı Unutma' etkinliğinde arının önemine dikkat çekildi

Türkiye'nin önde gelen bal markalarından Balparmak ve TEMA Vakfı, farkındalık oluşturmak amacıyla hayata geçirdiği 'Arıyı Unutma' kampanyasıyla 20 Mayıs Dünya Arı Günü'nde bir kez daha arıların dünya ekosistemi için önemine dikkat çekti.

Türkiye'nin önde gelen bal markalarından Balparmak, 20 Mayıs Dünya Arı Günü'nü 'Arıyı Unutma' kampanyasıyla kutladı. Arıların doğa ve insan yaşamına katkısına dikkat çekmek ve bu konuda farkındalık oluşturmak amacıyla hayata geçirdiği 'Arıyı Unutma' projesi kapsamında, arılarla ilgili ünlü oyuncu Ayşe Tolga'nın ses verdiği bir kısa film çekildi. Meyve türleri ağırlıkta olmak üzere dünya bitkilerinin yüzde 80’inin polenini dağıttığı belirtilen arıların, yaşam zincirinin en önemli halkalarından biri olduğuna dikkat çeken videonun sosyal medyada aldığı her beğeni ve paylaşım için Balparmak'ın TEMA Vakfı'na bağışta bulunacağı aktarıldı.

Şirket, Dünya Arı Günü'nü kutlamak amacıyla Çekmeköy'deki tesisinde renkli bir etkinliğe de ev sahipliği yaptı. Altıparmak Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Özen Altıparmak, TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, Balparmak Pazarlama Direktörü Dr. Pınar Nokay, Balparmak Bal Tedarik Müdürü İsfendiyar Üzümcü ve Aromaterapist ve İyi Yaşam Koçu Ayşe Tolga'nın da yer aldığı etkinliğe ünlü isimler de konuk olarak katıldı.

''Arıların yapmış olduğu bitkisel tozlaşma, üretimi artırarak bize gıda olarak dönüyor''

Projenin hedefini anlatan Özen Altıparmak, ''Amacımız, arının önemini anlatmak. Arıların ürettiği balı alıyoruz, değerlendirmeye çalışıyoruz ve tüketicilere sunuyoruz. Bunların ötesinde arının özel bir varlık olduğunun farkına vardıktan sonra onu korumaya ve onu korumanın önemini anlamaya başladık. Bunun için sosyal sorumluluk projeleri yapıyoruz. Arıcıları eğitiyoruz ki, arılara daha iyi baksınlar diye. Arılar tarımsal üretimin artışını sağlayan, doğanın dengesini koruyan ve doğanın oluşmasını da sağlayan küçük varlıklar. Bu küçük varlıkların yapmış oldukları o kadar büyük ki, yapmış olduğu bitkisel tozlaşmayla üretimi artırarak bize gıda olarak dönüyor. Demek ki arılar olmadığı zaman bitkiler tozlaşamaz, döllenemez. Döllenmediği zaman çoğalamaz ve o zaman kıtlık olur ve doğa ve yaşam sona erer'' dedi.

''Hayatımız boyunca arıya olan borcumuzu ödeyemeyiz''

Arıcılığı önemine değinen Altıparmak, ''Arıcılık, çok geliştirilmesi gereken bir konu. Teknik arıcılık eğitimleri veriyoruz. Bizim sadece bal alarak yapmış olduğumuzun gerisinde arıya olan borcumuzun çok farkındayız. Hayatımız boyunca arıya olan borcumuzu ödeyemeyiz. Onlar, milyonlarca kanat çırparak her gün bin 500 çiçekten balı alıyorlar. 45 günlük kısa ömürleri içinde sadece 1 gram bal yapabiliyorlar. Hayatları boyunca sadece 1 gram bal yapabiliyorlar. Burayı düşünerek her yediğimiz balın değerini çok iyi bilmeliyiz. Biz 20 arının yaptığı 20 gram balı, 1 günde yiyoruz. Bala değer verdiğimiz zaman arıcılara bir kaynak sağlamış oluyoruz. Biz, arıcılara ne kadar katma değer sağlarsak ve yapmış oldukları balın karşılığını ödeyerek alırsak daha çok arıya bakarlar. Bu da arı nüfusunun artması demek, arı nüfusunun artması daha çok bitkisel tozlaşmanın artması demek ve bitkisel tozlaşmanın çok olması daha çok gıda demek'' şeklinde konuştu.

Deniz Ataç ise şöyle konuştu: ''Dünya Arı Günü nedeniyle buradayız. Bu yıl Dünya Arı Günü'nü Balparmak ile TEMA Vakfı birlikte kutluyorlar. Şirket bu konuda çok ciddi çalışan bir kurum, TEMA Vakfı da doğanın korunması için 26 yıldır çalışıyor. Arının, ekosistem üzerindeki ve bütün canlılar için ne kadar önemli olduğunu bildiğimiz için bizde bu kampanyanın içinde olup destek vermekten dolayı çok mutluyuz. İnsanoğluna, doğanın kendisine hiçbir bedel ödetmeden yapmış olduğu pek çok hizmet var. Bunların en önemlilerinden bir tanesi arılar yoluyla yapılan tozlaşma. İnsanoğlu için en önemli şey gıda. Her şeyden vazgeçebiliriz ama gıda, su ve temiz havadan vazgeçemeyiz. Ekosistem hizmetleri dediğimiz; tozlaşma, su üretimi, temiz hava hizmetleri bizim varlığımız için çok önemli olan konular''.  

Adem Gürer - Murat Ergin
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kurum’dan otobüs şoförlerine müjde: “Göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz” İBB Başkan Adayı Murat Kurum, Sancaktepe’de düzenlenen ‘Özel Halk Otobüsçüleri Sahuru’ programında vatandaşlarla bir araya geldi. Programda konuşan Kurum, “Hiç merak etmeyin, hiç üzülmeyin. 1 Nisan’dan sonra göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz. Bu Murat Kurum sözüdür. Boş yere kesilen cezaları da göreve gelir gelmez iptal edeceğiz” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Murat Kurum, Sancaktepe’de düzenlenen ‘Özel Halk Otobüsçüleri Sahuru’ programında vatandaşlarla bir araya geldi. Programa Kurum’un yanı sıra Sancaktepe Belediye Başkanı Şeyma Döğücü, AK Parti Sancaktepe İlçe Başkanı Turgay Akpınar, Tüm Özel Halk Otobüsleri Birliği Dernek Başkan Vekili Göksal Ovacık, ÖZULAŞ Başkanı Sedat Şahin, milletvekilleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Programda ilgiyle karşılanan Kurum vatandaşlarla hatıra fotoğrafı da çektirdi. “İstanbul’daki otobüs sayısı, vatandaşımızın mevcut talebine istese de yetmiyor” Programda konuşan İBB Başkan Adayı Kurum, “Bugün İstanbul’da yaklaşık 3 bin halk otobüsümüz var. Yüzbinlerce yolcuyu taşımaya çalışıyorsunuz. İstanbul’un bu yükünü almak için çaba sarf ediyorsunuz ama her geçen gün bu yük bir kat daha artıyor. İstanbul’daki otobüs sayısı, vatandaşımızın mevcut talebine istese de yetmiyor. Biz, hem özel halk otobüsü emekçilerini hem de İstanbulluları uğraştıran değil ulaştıran İstanbul diyerek rahatlatacağız. İstanbullu kardeşlerimiz sizlere emanet. Genç kızlarımız, kadınlarımız otobüse bindiğinde saat geçse, durak evine uzaktaysa şoför kardeşlerim gerekirse evinin önüne kadar bırakacak. Bu hedef öyle sadece yatırım ve buradaki hizmetlerden müteşekkil değildir. Biz bir yandan yeni ulaşım yatırımları yaparken bir yandan da İstanbul’un trafik sorununa dair, çok önemli adımlar atacağız. Ben ulaşım sektöründeki esnafımızın sorunları için aylarca çalıştım. Bu konudaki tüm uzmanlarla esnaf odalarımızla istişare ettim” dedi. “Göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz” Otobüsçülerin yaşadığı sorunlara değinen Kurum, müjdeleri hakkında da şöyle konuştu: “Sizler, 40 yıldır yaşadığınız sorunları, dertleri şu beş yılda yaşadınız. Ücretlerinizi iki ay geç aldığınızı biliyorum. Çok büyük mağduriyetler yaşıyorsunuz. 2023 zammını hala alamadınız. Her bir özel halk otobüsümüzün 1 milyon TL alacağı var. Alamadığınız ödemelerinizden dolayı araçlarınıza bakım yapmakta zorlanıyorsunuz. Vatandaşlarımızı taşımak için gereken her türlü fedakarlığı yapıyorsunuz. Yanan ve bozulan otobüsler olduğunda mevcut İBB yönetimi bu sorunları görmezden geliyor. Sen otobüsçünün hakkını ödemezsen bu esnaf otobüsüne nasıl bakım yaptıracak. Mevcut İBB yönetimi sizin eksiklerinizle alakalı bırakın bir irade ortaya koymayı sorunları görmezden geliyor. Yetmiyor, bir de size boşu boşuna cezalar kesiyor. İETT yönetimi, ezan okunurken aracında su içip orucunu açan özel halk otobüsü şoförüne neden ceza keser? Eğer kötü niyetliyseniz, eğer bu milleti sevmiyorsanız elbette kesersiniz. Hiç merak etmeyin, hiç üzülmeyin. 1 Nisan’dan sonra göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz. Bu Murat Kurum sözüdür. Boş yere kesilen cezaları da göreve gelir gelmez iptal edeceğiz” “Sizlere sağladığımız uygun kredilerle otobüslerimizi yenileyeceğiz” Müjdelerini saymaya devam eden Kurum, “Otobüslerinizi yenileyemediğinizi çok iyi biliyorum. Toplu taşıma kanununu ve mülkiyet probleminin çözümüyle ilgili kanunu meclise bu kardeşiniz taşıdı. Bu konunun takibini yapacağız ve mülkiyet sorununu tamamen çözeceğiz. Göreve gelir gelmez devlet bankalarımızla yapacağımız protokollerle sizlere sağladığımız uygun kredilerle otobüslerimizi yenileyeceğiz. Hem siz huzur içerisinde çalışacaksınız hem de İstanbullu kardeşlerimize en güzel hizmeti vereceğiz. İstanbul halk otobüsü bir marka olacak. İstanbul’un yollarında bozulan, yanan otobüs devri 31 Mart akşamı tamamen bitecek” diye konuştu. “İnsanımız bu seçimi, İstanbul’u yeniden emin ellere teslim etmek için çok büyük bir fırsat olarak görüyor” Seçimin iki zihniyet arasında gerçekleşeceğini belirten Kurum, “Bizim şoför esnafımız, kalenderdir. İşte sizler İstanbullunun sorunlarını dinleyen insanlarsınız. Sizlerle yaptığımız görüşmelerde de bu sorunların çözümleri hakkında konuşuyoruz. Konuştuğumuz herkesin ortak bir noktası var. İnsanımız bu seçimi, İstanbul’u yeniden emin ellere teslim etmek için çok büyük bir fırsat olarak görüyor. Nasıl öyle görmesin? Fark ortada. Milletin karşısında sadece iki taraf var. Bir tarafta afet anında tatil beldelerinde gezenler, diğer tarafta sadece Fikirtepe’de, Esenler’de bile toplam 75 bin yeni yuvayı inşa edenler var. Bir yanda kendi geleceği için İstanbul’u kaderine terk edenler, diğer tarafta Kartal Orhantepe’de, Üsküdar’da, Beykoz’da, Ümraniye’de, 39 ilçemizde şantiyelerde arı gibi çalışanlar var. Bir yanda İstanbul’a yapılan tüm büyük ulaşım yatırımlarına karşı çıkanlar var, diğer yanda havalimanını, Marmaray’ı, Avrasya Tüneli’ni yapanlar var. Bu seçimde ya sağlıksız binalarda deprem korkusuyla beklemeyi ya da kentsel dönüşümle huzur içinde yaşamayı seçeceğiz. Bu seçimde ya 5 yılda 5 bin konut bile dönüştüremeyenleri ya da asrın felaketinde 3 ayda 180 bin konutu başlatanları seçeceğiz. Bu seçimde ya milletin kaynaklarını çarçur edenleri, ya da bizim gibi İstanbul’a her alanda 350 milyar lira yatırım yapanları seçeceğiz. Ya İstanbul’un bütçesini kendi için harcayanları, ya da kenti için, harcayanları seçeceğiz. Ben inanıyorum ki İstanbullular 5 yıldır çektikleri çileyi göz önünde bulunduracaklar. Hizmetin ve eserin adresi olan AK Parti’mizi ve Cumhur İttifakı’mızı sandıkta rekor bir oyla seçecektir. Ne yazık ki, son 5 yılda İstanbulluların derdiyle dertlenen, o dertlere çare olmaya gayret eden bir başkanları olmadı. Bu kardeşiniz, sizlerle hem dert ortağı, hem de çözüm ortağı olacak, İstanbul’un dertlerine deva olacak. Esnaf dostu, emek dostu, ekmek dostu bir belediyeciliği sizlere göstermek için bundan önce nasıl gece gündüz çalıştıysak yine aynı anlayışla çalışacağız” diyerek sözlerini tamamladı. “5 yıldır bir tane kavşak yaptırmadık” İlçede yaşanan sıkıntıları dile getiren Sancaktepe Belediye Başkanı Döğücü, “En büyük sıkıntımızı İBB’nin çalışmalarımızda yaşadık. Burada 200.000 nüfusla başlayan bir ilçe süreci var. 10-15 yıllık genç bir ilçeyiz ama o kadar çok nüfus aldık, o kadar çok tercih edildik, nüfusumuz 500 bine geldi. Bu ilçemizin otobüs hatlarının mutlaka düzenlenmesi lazım. Sancaktepe’de ikamet eden tüm vatandaşımız benimle aynı fikirde. Evinden çıkıp bir mahalleden bir mahalleye giderken bile otobüs hatlarında sıkıntı çekiyor. 2-3 tane vesait değiştirmek durumunda kalıyor. Bunlar için büyükşehirle defalarca görüşmemize rağmen hiçbir ilerleme kaydedemedik. Bırakın ilerleme kaydetmeyi gerileme yaşadık. Otobüs hatları iptal ediliyor. Başka güzergahlar daha faydalı olur hatlarımızı düzenleyelim diyoruz ses yok. Gelin yeni hatlar düzenleyelim, Sancaktepe artık kocaman bir ilçe oldu, bunların yeniden planlanması lazım diyoruz ses yok. Bırakın ses vermeyi duraklara giden vatandaşlar mevcut hatlardaki otobüsleri saatlerce bekliyor. Ulaşımda defalarca söylememize rağmen 5 yıldır bir tane kavşak yaptırmadık. 5 yıl önce bu sorunu görmüş kavşaklarımızı, otopark yerlerimizi, projelerimizi belirlememize rağmen bu konularda da hiçbir gelişme ve ilçemize herhangi bir hizmet alamadık. Bir büyükşehir sadece süt dağıtmasıyla övünemez. Biz ilçeleri zaten Sayın Cumhurbaşkanımızın başlatmış olduğu sosyal belediyecilikle mükemmel bir şekilde yönetiyoruz” ifadelerini kullandı.