GÜNDEM - 15 Eylül 2016 Perşembe 12:59

İstanbullular, bayramın son gününde boğaza akın etti

A
A
A
İstanbullular, bayramın son gününde boğaza akın etti

Türkiye'nin birçok bölgesi yağmurlu havanın etkisi altındayken, İstanbul'daki yerli turistler bayramın son günü denizin keyfini çıkardı.

Kurban Bayramı'nın son gününde güneşli havayı fırsat bilen vatandaşlar, boğazda denize girip tatilin keyfini çıkardılar. Kurban Bayramı’nın son gününde boğazda deniz keyfi yaşayan İstanbullular, mevsim normallerin üzerinde seyreden hava sıcaklığını fırsat bilerek sahilde güneşlendi. Deniz suyu sıcaklığının 25 derece ölçüldüğü İstanbul’da boğazın tadını çıkaran tatilciler, bol bol güneşlendi. Tatil nedeniyle kısmen boşalan İstanbul'daki çocuklar da, okulların açılmasına iki gün kala son kez denizin keyfini çıkardı. Yazdan kalma günlerin son bölümlerinin yaşandığı kentte yaşlı vatandaşların da boğaz kıyılarını mesken tuttuğu gözlendi.
Çocukları ile boğazda deniz keyfi yapan Hüseyin Esen adlı vatandaş, havanın sıcaklığından şikayet ederek denize girdiğini belirterek, “Çok sıcaktı, çocuklar da evde bunaldılar. Bayram tatili, hep beraber geldik, boğazdan aşağıya atlıyoruz çocuklarla, eğleniyoruz” dedi. “Ulaşım buraya daha kolay, gitmek istediğimiz yerlere daha çabuk ulaşıyoruz” diyen Esen, “O yüzden tatilin tadını çıkarıyoruz. Çocuklar için çok güzel. Çocuklar eğleniyor, onlar için baya güzel oluyor” şeklinde ifade kullandı.

İstanbul’un tatil nedeniyle boşaldığını ifade eden Ferhat Kurtul adlı tatilci de, “Hava bu aralar çok güzel fazlada yakmıyor sıcak. Bayramı değerlendiriyoruz. Kurbanlarımızı kestik, ondan sonra buraya geldik. Deniz çok güzel, hava çok güzel. İstanbul bomboş. O daha da güzel” şeklinde konuştu. 

Sadık Kahraman

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.