GÜNDEM - 06 Şubat 2017 Pazartesi 10:07

İstanbul'un can çekişen surları havadan görüntülendi

A
A
A
İstanbul'un can çekişen surları havadan görüntülendi

Turizm merkezi olması gereken İstanbul’un tarihi surları son yıllarda bakımsızlıktan can çekişiyor. Atıl bir halde bırakılarak adeta can çekişen tarihi surların Eyüp Ayvansaray’dan Fatih Yedikule Zindanlarına kadar olan bölümünün harap olmuş hali ise havadan çekilen görüntülerle gözler önüne serildi.İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin sorumluluğunda olduğu öğrenilen surların bu hali ise vatandaşların tepkisini çekiyor.

İstanbul’un en önemli tarihi yapıtları arasında gösterilen surların, bakımsızlıktan harap olmuş bir şekilde zamana karşı direnmeye çalışması havadan drone ile görüntülendi. Atıl durumda bırakılan surların insan hayatını da tehdit ettiği belirtiliyor. Tarihi surların parçaları bakımsızlık sebebiyle en son 13 Ocak 2017 tarihinde Fatih Sulukule Caddesi’nde park halinde duran bir servis aracının üzerine düşmüştü. Surlarda bulunan delhizlerin birçoğu kapatılmış olsa da içerisinde çöpler bırakılmış bir halde bulunuyor.
İstanbul'un önemli tarihi eserleri arasında bulunan tarihi surlar havadan drone ile görüntülenirken surların son hali de gözler önüne serildi. Eyüp Ayvansaray’dan Fatih Yedikule Zindanlarına kadar devam eden İstanbul’un tarihi surlarının havadan aralıksız olarak çekilen görüntülerinde içler acısı durumu da görüntülere yansıdı. Büyük bir kısmı yıkılmış olan ve ayakta zor durduğu gözlenen burçlar da havadan drone ile görüntülendi. Havadan çekilen görüntülerde adeta tarihte bir yolculuk yapılırken, surların içler acısı hali de insanın içini sızlatıyor. Öte yandan İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin sorumluluğunda olduğu öğrenilen surların bu hali ise vatandaşların tepkisini çekiyor.

“Tarihe sahip çıksınlar”
Tarihi surları korumak için hiç bir şey yapılmadığını ifade eden Celal Dinç,surların bakımı yapmayan İBB'ye tepkisi göstererek “ Bekçi ve güvenlik görevlisi surları korumuyor, restorasyon yapılmıyor. Olmuş haline bırakılmış yıldan yıla bu hale gelmiş. Başıboş olan her yer kötü niyetli kullanılır, Tarihe sahip çıksınlar” ifadelerini kullandı.

“Tinercilerden dolayı pislik yuvasına dönmüş”
1978 yılından beri İstanbul’da olduklarını ifade eden Aziz Aydın, “ Suların dibinde büyüdüm, eskiden buralarda top oynardık ama şimdi tinercilerden dolayı pislik yuvasına dönmüş. Devletimiz o kadar yol ve projeyi yapıyor. Surlara da güzel bir bakım yaparsa biz de gelen turistlerde rahat rahat görürüz. İnanın şuan buralar pislik yuvası biz bile geçmeye korkuyoruz bırakın turisti. İstanbul dediğin zaman surlar olmadığında bir anlamı yok.” şeklinde konuştu.

“Can güvenliğimiz yok, surlar onlardan temizlensin”
Restorasyon çalışmalarının yapılması gerektiğinin altını çizen Leyla Karabacak, “ Ülkemize daha fazla turist gelsin istiyoruz, bu surların bakıma alınması lazım bunlar bizim tarihimiz geçmişimiz. Geçmişi olmayan insanın geleceği de olmaz. Teknolojiden daha çok tarihe önem vermemiz lazım” dedi.

“Başımı sokacak bir yuvaya ihtiyacım var”
30 yıl boyunca surların dibinde yaşadığını dile getiren Ahmet Dinç, “Benim doğup büyüdüğüm yer burası. Benim burada tek dostum yanımdaki kediler. Bana yardım yapacak merhametli bir insan varsa başımı sokacak bir yuvaya ihtiyacım var. Soğuk olduğu zaman ne yapacaksın mecbur yaşıyoruz başa gelen çekilir. Doğup büyüdüğümüz yerde yabancıyız şimdi” ifadelerini kullandı.

İstanbul’un surlarının tarihi
İstanbul Surları, şehrin çevresinde bulunan, Bizans İmparatorluğu zamanında şehri korumak için yapılan duvarlardır. İstanbul'un etrafını çeviren surlar tarihte 5. yüzyıldan başlayarak inşa edilmiş, yıkılmalar ve yeniden yapımlar ile dört defa yenilenmiştir. Son yapımı MS 408'dir. II. Theodosius (MS 408-450) zamanında İstanbul surları Sarayburnu'ndan Haliç kıyısı boyunca Ayvansaray'a, Marmara kıyısı boyunca Yedikule'ye, Yedikule'den Topkapı'ya, Topkapı'dan Ayvansaray'a uzanıyordu. Tarih boyunca birçok İslam ordusu tarafından son peygamber HZ. Muhammed Mustafa (Sallallahu aleyhi ve sellem)’in İstanbul ile ilgili müjdelediği hadis-i şerif’teki müjdeye kavuşmak sebebi ile defalarca kuşatma altına alınmıştır. 6 Nisan-29 Mayıs 1453 tarihleri arasındaki Osmanlı ordusu kuşatmanın sonucunda Osmanlı Padişahı II. Mehmed komutasındaki birliklerin Bizans İmparatorluğu'nun başkenti İstanbul'u fethettiler. Yıllar içerisinde surların bazı kısımlarına küçük restorasyonlar yapıldı. Şuanda ise İstanbul’un surları atıl bir şekilde çürümeye terk edilmiş görünüyor

Surların toplam uzunluğu 22 kilometre
İstanbul’un surlarının uzunluğu toplam 22 km'dir. Haliç surları 5,5 km, kara surları 7,5 km, Marmara Surları 9 km'dir. Kara surları üç bölümden oluşur. Hendek, dış sur ve iç sur. Hendekler bugün tarım alanı olmuştur. Sura bitişik ve 50 m aralıklarla kara surları tarafında, birçoğu yıkılmış, çatlamış durumda 96 burç bulunmaktadır. İç surlarla dış surlar arasında kapı ve merdiven bulunur. İç surlar ve burçların yapımında kefeki taşı ve tuğla kullanılmıştır. Dış surlardan iç surlara geçmek için küçük burçlar vardır. Bütün bu hendek, burç, dış ve iç surların toplam eni 70 m'dir. Surların içinde dehlizler ve küçük oyuklar da bulunmaktadır. Marmara ve Haliç surlarının önündeyse hendek ve dış sur yoktur. Bu surların kalınlığı 5 m, yükseklik 15 m'dir. Burçlar 20 m'dir, Marmara tarafında 103, Haliç tarafında 94 Burç vardır. 

Ahmet Faruk Sarıkoç - Emrah Kuş

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Para vermeyen annesini benzin dökerek yakan şahıs tutuklandı Sakarya’nın Akyazı ilçesinde para istediği annesinden ret cevabı aldıktan sonra benzin dökerek kendisini ve annesini ateşe veren şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi. Elleri sargıda adliyeye sevk edilen şahsın, kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” ifadeleri de dikkatlerden kaçmadı. Korkunç olay, 18 Nisan Perşembe günü Akyazı ilçesi Erdoğdu Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, geçtiğimiz hafta annesi M.Y.’den (64) geçtiğimiz hafta bir miktar para alan ve tekrar isteyince ret cevabı ile karşılaşan Ö.Y. (42) öfkelendi. Ö.Y., maddi ve ailevi sorunları iddiası ile benzin dökerek annesi ve kendisini yaktı. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan talihsiz kadın, ilk olarak Akyazı İlçe Devlet Hastanesi’ne buradan da Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Vücudunda 2 ve 3’üncü derece yanıklar oluşan ve hayati tehlikesi bulunan M.Y., buradaki müdahalelerinin ardından Kocaeli Şehir Hastanesi Yanık Ünitesi’ne sevk edildi. Elleri sargılı şekilde adliyeye sevk edilen şahıs tutuklandı Her iki elinde de yanıklar oluşan şüpheli Ö.Y. ise olaydan kısa bir süre sonra yakalanarak ilçe jandarma komutanlığına götürüldü. Şahıs, burada tamamlanan işlemlerinin ardından elleri sargılı bir şekilde adliyeye sevk edildi. Ö.Y.’nin kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” cevabını vermesi ve ‘Pişman mısınız?’ sorusunu ise yanıtsız bırakması dikkatlerden kaçmadı. Adliyeye sevk edilen Ö.Y., tutuklanarak cezaevine gönderilirken, hastanede tedavi gören M.Y.’nin hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi.
İstanbul Freni tutmayan otomobil, 14 aracı biçti Ümraniye’de frenlerinin tutmaması sonucu kontrolden çıkan otomobil park halindeki 14 araca çarptı. Olay saat 21.45 sıralarında Ümraniye Armağanevler Mahallesi 23 Nisan Caddesi’nde meydana geldi. Frenleri tutmayan 34 DGK 750 plakalı Fiat marka ticari araç, seyir halindeyken Range Rover marka araca çarptı. Çarpışma sonucu lastiği fırlayan 34 DGK 750 plakalı hızını alamayıp 14 araca çarparak durabildi. Kazada şans eseri ölen yada yaralanan olmazken otomobillerde maddi hasar meydan geldi. Kazayı yapan sürücünün araçtan indikten sonra şok halinde olduğunu gören vatandaşların araması sonucu olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Maddi hasar meydana gelen bazı araçlar çekici yardımıyla götürülürken, kaza sonrası cadde polis kontrolünde trafiğe açıldı. Öte yandan kaza sonrası sürücü ifade için karakola götürüldü. Kazayı gören Zafer Karagül, "Bu yol tehlikeli. Yukarıdan gelen araba geldiği zaman bu aşağıdan yukarı araba çıkamıyor. Bu yolu tek yola çevirdikleri zaman veyahut yan yolla açtıkları zaman sıkıntı biraz azalabilir. Birkaç defa çöp kamyonu viraj alamadığı için oraya yuvarlandı. Gene bu dört yol ağzında 3-4 kere kazalar oldu. ’Ne oldu?’ freni tutmayan araba vura vura aşağı indi. Allah’tan büyük bir kazaya engel oldu" dedi. Başka görgü tanığı Serdar Burak Eker, "Doblo sürücüsü var bizim yaşlarımızda 2 tane çocuk, çok hızlı geliyorlar. Yerler de ıslak olduğu için hakimiyetini kaybetmiş. Önde bir panelvan vardı, ona sürttü. Sonra otomobile çarptı. Sonra jeep kurtulayım derken ona ön sağ kafasından çarptı. Sonra park halindeki araçlara çarparak tır dorsesinin orada durdu. Zaten Doblo’nun tekeri orada kaldı, kıvılcımlar falan çıkıyordu. Çocuk büyük ihtimalle şoktan dolayı sarhoş zannedildi, linç ettiler çocuğu. Polis geldi kaldırdı, ifade vermeye götürdüler. Kaldırıma çıkan araçlar oldu baya büyük maddi hasarlı kaza ama can kaybı yok. Ben 20 yaşındayım çocuk da benim yaşlarımda bir şey ama şoktan dolayı konuşamıyordu. Öyle üzüldüm kendisine" ifadelerini kullandı.