GÜNDEM - 18 Aralık 2014 Perşembe 11:23

İstanbul’un fethinde kullanılan Şahi Topları yeniden üretildi

A
A
A
İstanbul’un fethinde kullanılan Şahi Topları yeniden üretildi

Fatih Sultan Mehmet’in, İstanbul’un fethi sırasında kullandığı Şahi Topu’nun modeli, padişahın ismini alan Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi tarafından aslına uygun olarak küçük boyutlarda yeniden üretildi.

Çizimleri yedinci Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet’in önderliğinde Türk mühendisler tarafından gerçekleştirilen ve İstanbul’un fethi sırasında kullanılan Şahi Topu’nun modeli çalışmaları, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Alüminyum Test Eğitim ve Araştırma Merkezi (ALUTEAM) Hızlı Prototipleme Labaratuarı’nda yürütüldü. Top döküm teknolojisi anlamında çağdaşlarının 100 sene ilerisinde olan iki parçalı Şahi Topu’nun modeli, polimerik tozlar kullanılarak lazer tekniği ile eklemeli şekilde kat kat tüm ayrıntıları ile üretildi.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi olarak ismini aldıkları padişahın dönemine damgasını vuran Şahi Topu modelini aslına uygun bir şekilde yeniden tasarladıklarını belirten Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fevzi Yılmaz, orijinali İngiltere’deki Fort Nelson Müzesi’nde bulunan Şahi Topu’nun teknik özellikleri hakkında şu bilgileri verdi: “Namlu ile barutun depolandığı iki kısımdan oluşan ve 18 ton ağırlığında olan top, ulaşımın ve tedarikin çok zor olduğu o dönemde üretilmiş ve kullanılmıştır. Ayrıca topların nerede ve nasıl döküldükleri de bende merak uyandırdı. Kayıtlara göre Şahi Topları ile 600 kiloya kadar gülle atılabiliyor. Şahi Topu döküm kalıbı ve özel soğutma sistemi dikkat çekicidir. Topa işlenen ahenkli yazı, rölyef ve resimlerin o zamanki imkanlarla kalıba nasıl verildiği beni çok meraklandırmıştır. Günümüzde benzeri uygulamalar rahatça yapılabiliyor. Tarihçiler günümüz toplarının özelliklerini yakalayan yüksek kapasiteli Şahi Topundan 4-5 adet üretildiğini söylüyorlar. Bakır ve kalay alaşımı dediğimiz tunçtan yapılan Şahi Topu, 1500 km/saat hızla hedefi vurabiliyor. Bu ses hızından fazladır. Literatürde bu bilgi var. Arada yaklaşık 450 yıl olmasına rağmen şimdiki modern toplar 7 bin, 9 bin km/saat hıza erişti. Yani o dönemde Osmanlılar, çok ileri bir top döküm teknolojisi ve top kalıp soğutma sistemleri geliştirmişlerdir.”

İstanbul’un fethinde kullanılan Şahi Topları yeniden üretildi

SAVAŞ TOPLARI ÜZERİNDEKİ SÜSLEMELERLE DİKKAT ÇEKİYOR
Osmanlıların süsleme sanatına çok önem verdiklerini ve Şahi Topu’nun bir insan öldürme aracı olmasına rağmen, onun uzun ekseni ve alın yüzeyi boyunca süsler yapıldığını belirten Prof. Dr. Fevzi Yılmaz, resim, kaynak ve uzmanlardan faydalanarak Şahi Topu’nun üzerinde bulunan alın yazısını da çözümlediklerini söyledi. Prof. Dr. Fevzi Yılmaz, Şahi Topu’nun alın yazısının “Allahumme'n-sur es-Sultan Mehemmed b. Murad Han, fî tarîh-i sene semâniye ve sittîn ve semâniye mieh, fî Şehr-i Receb. el-Amel li- Mine Ali (Ey Allahım! Sultan Murat oğlu Sultan Mehmed’e imdâd eyle! Bu top Mine Ali tarafından 868 yılı Recep Ayı’nda imal edilmiştir” ifadesini taşıdığını söyledi. Şahi Topu Projesi sırasında Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi başta olmak üzere çok sayıda doküman ve tarihçi görüşünden de faydalandığını söyleyen Prof. Dr. Fevzi Yılmaz, “İstanbul’un fethi sırasında Macar Urban Usta’nın Fatih’in toplarını döktüğünü duyardık. Ancak topların yeniden modellenmesi sürecinde, Urban Usta’nın yalnız olmadığını, Müslihiddin, Saruca ve Ali usta gibi Türk ustalarının da top dökümünde görev aldığını öğrendik. O dönemde top dökülürken yangın ve ölümcül kazalar gibi olaylar sık yaşanıyordu. Bugünkü dökümcüler ve sanayiciler, onlara oranla daha rahat çalışıyor” dedi.

Prof. Dr. Fevzi Yılmaz, Şahi Topu’nun kullanıldığı dönemden bugüne yaşanan ekonomik değişimler hakkında ise şunları söyledi: “Şahi Topu’nun üretildiği tarım toplumu döneminde malzeme fiyatları zamana ve şartlara bağlı olarak devamlı artıyordu. O zamanlar malzeme kazma ve kürekle çıkarılıyor, zor naklediliyor, üretim araç ve gereçleri yetersiz ve imalat yöntemleri oldukça kısıtlıydı. Dolayısıyla talep arttıkça elde etme zorluğu nedeniyle malzeme ve ürün fiyat da artıyordu. Oysa son 50 yıldır ve günümüzdeki bilgi toplumda malzeme ve ürün fiyatları dalgalı şekilde düşüyor. Bu kitle üretim ve seri üretim nedeniyledir. Bence burada bir paradoks var, her iki dönemin mukayesesi zor ve bunun üzerinde çalışılması gerekiyor.”

İstanbul’un fethinde kullanılan Şahi Topları yeniden üretildi

ARŞİVLERDEN ÇIKARILAN ŞAŞIRTICI BİLGİLER VE GİZEM
Prof. Dr. Fevzi Yılmaz, proje sırasında ulaştığı bilgilerin kendisini bazen şaşırttığını bazen de gizemi ile büyülediğini söyledi. Prof. Dr. Yılmaz şöyle konuştu: “Ateş-i Nemrûd olarak nitelendirilen fırınlarda yüksek hararete dayanan ve yeşilimsi bir renge sahip taş Marmara’daki adalardan getirilmiş. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’ndeki top döküm seremonisine baktığımızda ise duacının duaya başladığını, hazır olanların kalpten ‘Amin’ dediklerini ve herkesin tam bir teslimiyetle ağlamaya başladığını gördük. Çünkü bu an top dökümünün en tehlikeli anıdır. Nice ustalar bu safhada canlarını kaybetmişlerdir. Edirne’den yola çıkan toplar, 30 araba 140 öküzle çekilmiş ve devrilmesin diye 200 nefer (asker) görevlendirilmiştir. Büyük topun önünde Kıraç Bey kumandasında on bin akıncı süvarisinden mürekkep bir kol gidiyor topu otuz, bazılarına göre elli veya atmış çift öküz müşkülatla çekiyordu. Yapan kişinin, sevmediği için ömründe hiç bal yemediğini ve onun yaptığı topların da bu durumuna nisbetle ‘bal yemez’ diye şöhret bulduğu söyleniyor.”

BANU EZBER - HÜSEYİN ÇAKMAK

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Futbolcunun ailesi maç çıkışında saldırıya uğradı Denizlispor’da futbolcular maaş alamadıklarını, takıma sahip çıkılması konusunda çağrıda bulunarak sosyal medyada paylaşımlarda bulunup antrenmanlara çıkmama kararı aldı. Ayrıca futbolculardan Mehmet Ali Ulaman ise geçtiğimiz hafta ailesinin taraftarlar tarafından saldırıya uğradığını, konu hakkında mücadele edeceğini bildirdi. Denizlispor’da, geçtiğimiz hafta TFF 2. Lig’in 35. haftasında sahasında karşılaştığı 68 Aksaray Belediyespor maçının ardından futbolcular takım otobüse bineceği sırada futbolcu Mehmet Ali Ulaman’ın ailesi ve kız arkadaşı taraftar grubu tarafından saldırıya uğradı. Denizlispor futbolcuları, antrenmanlara çıkmama kararı aldığını sosyal medyalarında paylaştı. Paylaşımda dikkat çeken oyuncular, maaş, maç başları ve primlerini alamadıklarını ayrıca Somaspor maçı galibiyet primi çekinin karşılıksız çıktığını belirttiler. Denizlispor’un sahipsiz kaldığını anlatan futbolcular, “Bu takım Denizli şehrinin takımı olsun ve genç değerlerine sahip çıksın” şeklinde çağrıda bulundular. “Bu alçakça saldırının arkasından mücadele edeceğimi biliniz” Sosyal medyada paylaşımda bulunan Denizlispor oyuncusu Mehmet Ali Ulaman, “Geçtiğimiz Pazar oynadığımız Aksaray maçının akabinde, anneme babama ve kız arkadaşıma kendi taraftarımız demekten utandığım Karaordu denilen grubun çirkince ve insanlık dışı saldırısından sonra, bir açıklama yapma gereğinde hissediyorum. İki kadının üstüne yürüyüp hakaretler sarf edecek kadar insanlıktan nasibini almamış, bir futbolcunun annesini yerde sürüklemekle yetinmeyip, 57 yaşındaki babamın kafasında davul parçalayıp darp etmekten çekinmeyen, kendini bilmez şahısların, taraftarlık adı altında bizlerin yanında olma gibi bir niyetinin olmadığını tekrardan anlamış oldum. Benim ve ailemin durumu gayet iyi. Yanımızda olan herkese çok teşekkür ederim. Bu alçakça saldırının arkasında olanların en kısa sürede cezalarına kavuşması için elimden geleni yapıp mücadele edeceğimi biliniz” şeklinde açıklamada bulundu. “Konuyla alakalı kimseyle muhatap bulamadık” Futbolcular ise aldığı ortak kararlarını sosyal medyadan paylaşmaya devam ediyor. Denizlispor, İskenderunspor maçına kadar antrenmanlara çıkmama kararı alan ekip, Denizli’ye seslendi. Denizlispor futbolcularının yaptığı açıklamada, “Bu açıklamaları yapmak için son ana kadar büyük bir sabırla ve hiçbir mücadeleden kaçmadan bekledik ama artık başka bir çaremiz kalmadı. Herkesin Denizlispor’un ne kadar sahipsiz ve tek başına bırakıldığını bilmesini istedik. Hak edişimiz olan 4 maaş, maç başları, 4 primi alamadığımız gibi, içerde kazandığımız bizim için çok anlam ifade eden Somaspor maçı galibiyet primi için verilen çek karşılıksız çıktı. Bu konuyla alakalı kimseyle muhatap bulamadık. Manevi olarak yanımızda hiçbir şekilde bir itici güç hissedemedik. Seçim var dediler bekledik, seçilen, belediye başkanımızın mitinglerini izlediğimizde, ‘Denizlispor benim çocukluğumun takımı, ben bu takımın maçlarını izleyerek büyüdüm! Avrupa’da oynamasından her zaman gurur duydum’ cümlelerini duyduğumuzda bize maddi ve manevi destek olacağına inandık ama bugüne kadar o desteği de ne aldık ne de hissedebildik. Ramazan bayramı ve öncesinde de hiçbir şekilde bir ödeme alamadık. Her yıl gerçekleşen kulübümüzdeki bayramlaşma dahi yapılmadı. Çaresizlikten federasyona verip hakkımız olanı istediğimizde en kötü biz olduk. Her şeyi bir kenara bırakıp mücadelemizle ve takım arkadaşlarımızla ligde kalma umutlarımızı her ne kadar kimse bize inanmasa da bugüne kadar sürdürdük. Maçlara giderken hiç kimse elimizi sıkıp, sırtımızı sıvazlamadı. Maçlardan önce ya da devre aralarında kimse soyunma odamıza gelmedi” denildi. “Denizli şehrine ve bu şehrin ileri gelen insanlarına seslenmek istiyoruz” Takım arkadaşlarına destek veren futbolcular, Ulaman’ın yaşadığı sıkıntıyı da dile getirdi. Antrenmana çıkmama kararı alan Denizlispor oyuncuları, “Tesisimize gelip kayıtsız şartsız her zaman bize destek olacağını söyleyen Grup kara ordu taraftar grubu maç sonunda takım arkadaşımızın annesi, babası ve kız arkadaşına çok çirkin bir saldırıda bulunup yaralanmalarına sebep oldu. Bu kadar sıkıntı yaşamamıza rağmen futbolcular, teknik ekip ve personel bir yumruk olup, var olma mücadelemize devam ettik. Bundan sonrada devam edeceğiz. Her ne kadar bir şeylerin değişmeyeceğini bilsek de İskenderunspor maçına kadar antrenmanlara çıkmama kararı aldık. Biz Denizli şehrine ve bu şehrin ileri gelen insanlarına seslenmek istiyoruz. Bu kulüp çok yalnız ve sahipsiz, bu oyuncular daha iyi şartlarda çalışmayı hak ediyor. Sırtımızı yaslayabileceğimiz insanlar istiyoruz. Bizler bundan sonra burada olmayabiliriz. Bu takım Denizli şehrinin takımı olsun ve genç değerlerine sahip çıksın” dediler.
Batman Bitlis Eren ve Batman Üniversitelerinden yeni kelebek türü keşfedildi Batman üniversitesi ve Bitlis Eren Üniversitesinde görevli akademisyenlerin Elazığ’ın Maden ilçesinde yaptığı çalışma sonucunda iki yeni güve türü tespit edildi. Yeni türler, Pyraloidea üst familyasına ait olup, bilimsel yayın dergisi Zootaxa’da yayımlandı. Yaklaşık 17 yıldır kelebekler üzerine araştırmalar yürüten Batman Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erdem Seven ile Bitlis Eren Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kesran Akın yeni bir kelebek türü keşfetti. Batman Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Seven, “Hyperlais cinsi dünyada 18, Türkiye’de 6 tür ile biliniyordu. Elazığ’ın Maden ilçesinden toplanan tek bir örnek üzerindeki detaylı incelemeler sonucunda, türün mevcut bilinenlerden çok farklı ve bilim dünyası için yeni bir tür olduğu belirlendi. Yeni türe, 2017 yılında yüksek lisans çalışmaları sırasında örneği toplayan öğrenci ‘Abdullah Çakır’ ismine ithafen Hyperlais cakiri adı verildi ve bilimsel açıdan prestijli bir dergide yayımlandıktan sonra dünya literatürüne kazandırıldı” dedi. Popülasyonu çok az ve nadir olan yeni türün, sonraki yıllarda aynı lokasyonda yürütülen araştırmalara rağmen henüz ikinci bir örneğinin bulunamadığını ifade eden Doç. Dr. Seven, “Şu an dünyada sadece Maden ilçesinden bilinen tür hakkında çok az veri bulunmaktadır. Türün yaşam alanı, sonraki araştırmalar için ve biyolojik çeşitlilik açısından büyük öneme sahip olduğundan korunmalıdır” diye konuştu.
İstanbul Tanzanya Cumhurbaşkanı Samia Suluhu Hassan: “Bütün kalbimle Türkleri Tanzanya’ya davet ediyorum” Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Samia Suluhu Hassan, “Bütün kalbimle Türkleri Tanzanya’ya yatırım yapmaya davet ediyorum. Tanzanya’nın ekonomik değişim macerasında dünya desteğine ihtiyacı vardır. Türk dostlarımdan ricam bu maceraya birlikte atılmamızdır” dedi. Tanzanya’dan 14 yıl sonra Türkiye’ye cumhurbaşkanı düzeyinde ilk ziyareti yapan Cumhurbaşkanı Samia Suluhu Hassan bugün İstanbul’da düzenlenen Türkiye-Tanzanya İş Forumu’na katıldı. Türkiye-Tanzanya İş Forumu’nun açılış konuşmasını yapan Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, iki ülkenin ticaret potansiyelinin ortaya çıkarılması gerektiğini belirtti. Hassan, Tanzanya’nın Türkiye gibi coğrafi açıdan çok güzel bir konumda olduğunun altını çizerek, Tanzanya’da yatırım yapmanın başka bölgelere de ulaşmayı kolaylaştıracağını söyledi. Cumhurbaşkanı Hassan konuşmasına şöyle devam etti: “Tanzanya alt yapısı ile 8 komşu ülkeye bağlanmıştır. Demir yollarını da geliştirerek daha da hızlı ağır yük taşımacılığı olacaktır. Taşıma maliyetleri de azalacaktır. Türkiye merkezli inşaat şirketi demir yolu projesini yapmaktadır. Türkiye Tanzanya’nın gelişmesine yardımcı olmaktadır. Tanzanya’nın nüfusu dinamik ve gençtir 30 yaş altı yaklaşık 65 milyonluk nüfusuyla yeniliklere ve girişimlere her zaman açığız. Bizim çok uygun politikalarımız var ve siyasi istikrar mevcut. Tanzanya hükümeti de yatırımcılara teşvik sunmaktadır. Tanzanya’nın kültürel ve doğal kaynakları dünyada çok önemli yerlerden biridir. Ülkemize gelen turist sayısını artırmayı hedefliyoruz” “Türkiye güvenilir bir partnerdir” Türkiye ile yakın ekonomik ilişkiler kuracaklarını belirten Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, “Türkiye, Tanzanya’nın güvenilir bir partneridir” dedi. Cumhurbaşkanı Hassan, “bütün kalbimle sizi Tanzanya’ya davet ediyorum. Haziran ayında Darusselam’da düzenlenecek fuara hepinizi bekliyoruz. Tanzanya’nın ekonomik değişim macerasının dünya desteğine ihtiyacı vardır. Türk dostlarımdan ricam bu maceraya birlikte atılmamızdır” dedi.