MAGAZİN - 10 Ağustos 2018 Cuma 17:22

İşte KRAL Arthur'un kılıcı | Kral Arthur'un taşa saplı efsanevi kılıcı hakkında her şey (HADİ SORUSU)

A
A
A
İşte KRAL Arthur'un kılıcı | Kral Arthur'un taşa saplı efsanevi kılıcı hakkında her şey (HADİ SORUSU)

İşte KRAL Arthur'un kılıcı | Kral Arthur'un taşa saplı efsanevi kılıcı hakkında her şey (HADİ SORUSU) Efsanevi Kral Arthur, filmi ve romanı milyonlarca kişi tarafından heyecanla okunmuş ve izlenmiştir. Sıkça dile getirilen taşa saplı kılıcı ise gözleri kamaştırmıştır. Efsanevi Britanya Kralı Arthur'un taşıdığı, Glaston Gölü ve Avalon Adası'nın Leydisi Vivien tarafından kendisine verilmiş olan kılıcın ismidir. Peki Kral Arthur'un taşa saplı efsanevi kılıcını hakkında her şeyi biliyormusunuz?

İşte KRAL Arthur'un kılıcı | Kral Arthur'un taşa saplı efsanevi kılıcı hakkında her şey (HADİ SORUSU) Arthur adına ilk kez, 6. yüzyıla tarihlenen, erken dönem Kelt halk şiirlerinde rastlanılmıştır. Kral Arthur hakkındaki ilk öykülere ise Ortaçağ'da yazılmış romanlarda rastlanır.

Kral Arthur'un taşa saplı efsanevi kılıcı özellikleri için tıklayınız...

9. yüzyıl civarına tarihlenen ve birkaç farklı derlemesi olan Galli rahip Nennius'un Historia Brittonum (Britonlar Tarihi)'nde kral olarak değil, tek eli ile 960 kişiyi öldüren bir komutan olarak geçer. Arthur efsanesi ile ilgili en önemli kaynak Monmouthlu Geoffrey'in 1136 yılında yazdığı Historia Regum Britanniae. Kral Arthur'un gerçekten Britanya Kralı olup olmadıysa bilinmemektedir. Kimi tarihçiler buna candan inanırken kimileri ise onu bir asilzade ve dönemin güçlü bir komutanı olarak sayar.

Taştan sökerek aldığı kılıcı Ekskalibur, Merlin ve meşhur Yuvarlak Masa Şövalyeleri, aslında daha çok Arthur'u konu alan edebiyatçıların ürünleridir. Kral Arthur'un mezarının Avalon'da olduğu iddia edilmektedir.

KRAL ARTHUR EFSANESİ

"Bu kılıcı taştan çıkaran kişi, tüm Britanya'nın hakimi olacaktır."

Aslında bütün hikâye bu sözle ve efsanevi kılıcı daha 15 yaşındayken taştan çıkarmasıyla başlar. Çocuk Arthur'un ailesinden olan (aslında evlatlık) Ector babası, Kay kardeşi idi ancak kılıcı çıkarsa bile İngiltere kralı olamayacağı çünkü ailesinin soylu bir aileden gelmediği öne sürülmüştü. Bunun üzerine Ector onu evlatlık edindiğini söylemek zorunda kalmıştır. O sıraların en büyük kahini (Druid'i) olan Merlin bu evlatlık olayını onayladı ve Merlin'in de yardımıyla Arthur tahta çıktı. Gerçekte ise babası Britanya Kralı Uther Pendragon, annesi ise Cornwal Düşesi Igraine idi. Tamamen kralın soyundan geliyordu.

Arthur kral olduktan sonraki dönemler ise çok daha karanlıktır. Genel inanışa göre topraklarını genişletmiş ve halka kendini zamanla sevdirmiştir. Margawse evlendi, İrlanda seferinden sonra ancak evlilikleri tanrıları çok kızdırdı ve ikisini lanetlediler. Arthur'un bilmediği şey Margawse'nin aslında öz kardeşi olduğudur ve Merlin'in bununla ilgili de bir sözü vardır:  Arthur doğacak bütün soylu çocukları bir gemide topladı ve denizaşırı ülkelere yollanmasını emretti, bunun üzerine yalnızca bir oğlu kurtuldu. Kıyılarda bir adam buldu onu ve adını Mondred yaptı. Daha sonraları yeni bir yasal varis arayışına giren Kral Arthur Sör Leodegrance'nin kızı Guinevere ile evlendi, bu da onu hem yuvarlak masa şövalyelerinin en büyük söz sahibi hem de imparatorluğa yeni bir veliaht verme imkanı doğurdu. Kral Arthur bu sıralarda büyük Roma İmparatorluğu'na bile kafa tutacak bir hale gelmişti, nitekim de zaferle sonuçlamıştı.

Yanında ise sadık dostu Lancelot vardı ancak zamanla bu yakın dost ona ihanet edecek ve Guinevere ile Lancelot arasındaki yakınlaşma aşka dönüşecekti. Arthur'un ve şövalyelerin güvenini kaybeden Lancelot'un en büyük destekçisi Gawain de artık onun düşmanıydı. Çünkü Lancelot'un gözünü bürüyen bu lanetli aşk, kraliçesini kaçırmaya çalışırken Gawain'in kardeşlerini de öldürmesine yol açmıştı. Mondred, kraliçeye ve tüm imparatorluğa sahip olacağını ve Arthur'un artık yaşamadığını söyledi herkese. Bunun üzerine tekrar İngiltere'nin korunması için bir sefer birlik verildi ve eski dostlar tekrardan birleşti. Ancak Arthur ve Mondred çoktan savaşa başlamışlardı bile. Arthur'un, oğluna son kılıç darbesini vuracakken Mondred'den ölümcül bir darbe aldığı söylenir. Arthur sonunda son nefeslerini veriyordu. Son isteği olarak ölürken, yanındaki Bedivere'den Excalibur'u alıp göle atmasını istedi. Ancak bunu başaramadı. Kılıç göz kamaştırıcıydı ve bunu yapamadı, elleri titredi ancak 3. bir sefer denemesinde attı. Arthur artık ölmüştü, yuvarlak masa şövalyeleri dağılmıştı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.