GÜNDEM - 13 Şubat 2016 Cumartesi 08:27

İşte PKK-PYD ilişkisi

A
A
A
İşte PKK-PYD ilişkisi

Terör örgütü PKK ile PYD arasındaki organik ilişki, iki yapının tüzüklerinden ve sözleşmelerinden açık bir şekilde anlaşılıyor.

İstihbarat birimlerinin tespitlerine göre, PKK kadrolarında yer alan bazı üst düzey isimlerin PYD içinde görev alması, bu birlikteliğin en önemli işareti olarak göze çarpıyor

ABD’nin, PKK’nın Suriye kolu olarak bilinen PYD’ye desteğinin süreceğinin açıklanması, hem dış hem de iç siyasette yankı bulmaya devam ediyor.

Washington yönetiminin IŞİD’e karşı “başarı kazandığı” gerekçesiyle desteklediği PYD’yi, terör örgütü olarak görmediğini resmi olarak seslendirmesi Ankara’nın tepkisini çekerken, önümüzdeki sürecin sinyallerini vermesi açısından da önem içeriyor.

Suriye’de başlayan iç savaş sonrasında, ülkenin kuzeyinde ve Türkiye sınırına yakın bölgedeki Rojava çevresinde yapılanması bulunan PYD’de, PKK’lı kadroların görev yaptığı daha önce gündeme gelmişti. Ayrıca, TSK’nın hava operasyonları sonrasında güvensiz bölge haline gelenKandil’in bazı bölgelerindeki kadroların, bu kışı daha güvenli olan Rojava’da geçirmesi de PKK-KCK-PYD birlikteliğinin diğer işareti.

ÖCALAN'IN AÇILIMLARI

Bu kapsamda, tartışmanın merkezini oluşturan PKK-KCK-PYD bağlantısını irdelemekte fayda var.
Şöyle ki; PKK lideri Abdullah Öcalan, 25 Aralık 2001’de avukatlarıyla yaptığı görüşmede, “Dört ülke için önermiştim. İran’da demokratik İslam esprisi ile olmalı. PKK, Irak’ta yaşamalı, Güney PKK biçiminde olabilir. Suriye’de Demokratik Birlik Partisi. Artık ayrıntıya girmeyeceğim. Çünkü bunları savunmamda ayrıntılı verdim. Ama esprisi şu: Her ülkenin demokratik birlik amaçlarına bağlı bir partileşme, ittifaklaşma, cepheleşme önerdim. Ülkelerin birliğinin demokratik aracı. Bunları biraz özümsemek gerekiyor” tanımlaması, PYD’nin oluşturulması için önemli bir köşe taşı olarak değerlendirilebilir.

Öcalan, İmralı’da 13 Ağustos 2003’te avukatlarıyla görüşmesinde ise şu tanımlamayı yaptı: “...Savunmamda ‘Suriye Kürtleri’nin Demokratik Partisi’ diyordum. Demokratik Birlik Partisi’ni Suriye halkı için de öneriyorum. Bu parti sistemin demokratikleşmesinde öncü rolünü oynar. Suriye Kürtleri demokrasi sürecinde motor gücü oynayabilir. Suriye’nin fazla akılsızlık yapacağını sanmıyorum. Zayıf bir rejim. Beşar’ı fazla zorlamamak lazım. Ancak geri adım atmadan, demokratik çalışmaları derinleştirmek gerekir. Basın dahil çalışmaları başka bir formülle sürdürebilirler. Suriye Kürtleri demokrasi sürecinde motor gücü oynayabilir.”

KARAR KADEK KONGRESİNDE

Keza, Nisan 2002’de gerçekleştirilen KADEK’in 1. Kongresi’nde, Türkiye’nin yanı sıra Irak, İran ve Suriye’de PKK’ya bağlı örgütlenmelerin kurulması kararı alındı. Kararda, “... bir Suriye Demokratik Birlik Hareketi’ni veya partisini ortaya çıkartarak, onu önümüzdeki dönemde hareketimizin örgütsel yapısı olarak görüp gerekli desteği vermelidir” tanımlamasına yer verildi. Böylelikle Öcalan’ın “Suriye’de Demokratik Birlik Partisi’nin kurulması” talimatı sonrasında PYD, 17 Ekim 2003’te Partiya Yekitiya Demoqratik adıyla kuruluşunu ilan etti.

Bu değerlendirme ve tanımlamaların yanı sıra PKK ve PYD tüzüğü ile KCK sözleşmesine bakmak üç oluşum arasındaki organik yapıyı kurmanın ipuçlarını verecektir.

PYD TÜZÜĞÜNDE HEDEFLER

PYD tüzüğünde partinin hedefi şu şekilde açıklanıyor: “Kürt sorununun Batı Kürdistan’da demokratik çözümü, demokratik özerkliğin sağlanması, demokratik ekoloji ve cinsiyet özgürlüğünün ve demokratik sosyalizmin sağlanması, bütün Kürdistan parçalarında demokratik kurtuluş mücadelesinin desteklenmesi ve Kürdistan Ulusal Birliği’nin Demokratik Konfedaralizm sistemi çerçevesinde çözüme kavuşturulması.”
KCK sözleşmesinde bu durum “Kürdistan toplumunun cinsiyet özgürlüğüne ve ekolojiye dayalı demokratik örgütlülüğünü, demokratik konfedaralizm esaslarına göre yaratmak” olarak tanımlanıyor.

PKK Tüzüğünde ise “Demokratik, ekolojik ve cinsiyet özgürlükçü toplum paradigması ve demokratik sosyalizm çizgisi temelinde demokratik konfederal yapılanmayı inşa etmek, Kürt sorununun bulunduğu ülkelerde çözümü Özerk Demokratik Kürdistan temelinde gerçekleştirmek” tanımı yer alıyor.

ÖRGÜT YAPISI, ÖRGÜTLENME

Üç yapı içinde örgüt yapısı/örgütlenme ise şöyle tanımlanıyor:

PYD tüzüğü: “Abdullah Öcalan’ı “önder” kabul eder; PYD paradigmasında kadın temsiliyet kotası yüzde 40’tır. Kadın ve gençler parti içerisinde öncü rol oynar.”

KCK sözleşmesi: “Kurucusu ve “Önder”i Abdullah Öcalan’dır. Her çalışma alanında yüzde 40 cins kotası gözetilir.”

PKK tüzüğü: “Abdullah Öcalan’ı; yoldaşı ve düşüncelerini kendi çizgisi ve “Önderlik Kurumu” olarak kabul eder. Bütün üst yönetim organlarında kadın ve erkeğin en az yüzde 40 temsilini esas alan cins kotası uygulanır.”

Yine, aynı yapılardaki “örgüt üyeliği/sistem yurttaşlığı” tanımlarının benzeşmesi dikkat çekicidir.
PYD tüzüğü: “18 yaşını dolduran kişi Önder Apo’nun demokratik uygarlık çizgisine, parti programına ve yönetmeliğine inanır ve yaşamına uygular.”

KCK Sözleşmesi: “Kürdistan’da doğup yaşayan veya KCK sistemine bağlı olan herkes yurttaştır.”
PKK tüzüğü: “Parti kadrosu (üyesi), kendini Apocu tarz, tempo ve üsluba ulaştırarak parti amaçları için yürüttüğü mücadele ile yoldaşlarına ve tüm topluma örnek olan kişidir.”

PKK, KCK ve PYD’de üyelerin görev amaçları için şu parametreler yer alıyor:

SÖZDE CİNSİYET MÜCADELESİ

PYD tüzüğü: “Kürt halk önderi Öcalan’a bağlılığı şeref bilmeli ve onun özgürlüğü için mücadele edilmelidir. Demokratik Konfederalizm sisteminin oluşması için büyük çaba göstermelidir. Cinsiyet mücadelesi yürütülmeli ve kadının özgürlük çizgisine inanmalıdır.”

KCK sözleşmesi: “KCK sistemine bağlılık esastır. Her KCK yurttaşı cinsiyet özgürlüğüne dayalı eşit yaşamı geliştirmekle sorumludur.”

PKK tüzüğü: “Önder Apo’nun yaşamını ve özgürlüğünü benimsemek. Apo’cu çizgiyi özümsemek.”
Üyelerin özelliklerinin tanımı şöyle:

PYD tüzüğü: “Kadın özgürlüğü ve demokratik uygarlık çizgisi konusunda inanç sahibi olmalı. Sevginin ve doğanın savunucusu olmalı.”

KCK sözleşmesi: “Başta kadın olmak üzere, ezilen kimliklere pozitif ayrımcılık uygulanması ilkesiyle yaklaşım gösterir, aile içinde ve dışında kadın üzerindeki baskı, şiddet, sömürü ve aşağılamaya, kadın katliamına karşı mücadele içerisinde olur. Her yurttaş çevresini, genel doğa ve evreni, her canlı türünü kültürel ve tarihi zenginlikleri, koruma geliştirme, sorumluluğu ile yükümlüdür.”

PKK tüzüğü: “Kadın kurtuluş ideolojisi temelinde toplumsal cinsiyetçiliğe karşı, özgürlükçü ve eşitlikçi bir yaşamı esas alır. Doğaya derin bir ekolojik bilinç temelinde tutkuyla yaklaşır. Doğa gibi tarih ve kültür değerlerini de varlığının bir parçası olarak görür.”

PYD'DE GÖREV ALAN PKK'LI YÖNETİCİLER

PKK ile PYD arasındaki organik bağlantıyı açıklarken PYD içinde görev alan üst düzey PKK’lıların varlığını unutmamak gerekiyor.

İstihbarat birimlerinin tespitlerine göre, PYD’nin içinde PKK’nın tecrübeli kadrolarının yer aldığı aşikâr. Tespit edilenler arasında “Doktor Şervan” kod adını kullanan Mehmet Şerif Aslan 2006’da Kuzey Irak’taki Mahmur Kampı’na giderek PKK’nın kırsal alan kadrosuna katıldı. 2008’den bu yana PKK adına PYD içinde silahlı faaliyet gösteren Aslan’ın, PKK’nın HPG Ana Karargah Komutanlığı’nın Rojava birim sorumlusu olarak Serekani bölgesinde sorumlu düzeyde faaliyet gösterdiği ifade ediliyor.
Diğer bir isim “Dilovan” ve “Masiro” kod isimlerini kullanan Bedirhan Abo. 1991’de PKK’ya katılan Abo, Hakkari Yüksekova’nın Dize köyü nüfusuna kayıtlı. Abo’nun PKK’nın Rojava Askeri Kanat Genel Sorumlusu olarak silahlı faaliyeti belirlendi.

PKK'LI MERVE PYD DE

PKK içinde Merve Melisa kod isimlerinin kullanan Fatma Demir de diğer iki isim gibi PYD saflarında. 1998’de PKK’ya katılan Demir’in, PYD’nin kadın savaşçılar sorumlusu olduğu biliniyor. Demir’in 2012’den itibaren Suruç’un hemen karşısındaki Aynel El Arab bölgesinde PYD’nin kadın kolları YPJ içinde “sorumlu” düzeyde faaliyet gösteriyor.

Sonuçta Öcalan’ın aklında olan Suriye’deki yapılanmanın PKK ve KCK yapılanmasıyla benzerliği oldukça fazla. Irak’ta PÇDK, İran’da PJAK, Türkiye’de KCK/TM’yle faaliyetlerini yürüten PKK’nın Suriye’de PYD öncülüğünde YPG ve TEV-DEM’le (Rojava Demokratik Toplum Hareketi) etkinliği artık yadsınamaz bir gerçek oldu.

KAYNAK: TOLGA ŞARDAN/ MİLLİYET

  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Aksaray’da nefes kesen polis-hırsız kovalamacası kamerada Aksaray’da inşaat malzemesi deposunu soyan hırsızlar ile polis arasındaki kovalamaca film sahnelerini aratmadı. Elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar bir süre sonra motosikletin aküsünün bitmesiyle bu kez de yaya olarak kaçmaya başladı. Gecenin sessizliğini siren seslerine bıraktığı kovalamacada hırsız kardeşler yarım saat süren takip sonucu yakalanırken, nefes nefese kalan şüphelilerden biri yere yatırılıp ters kelepçe yapıldığı esnada polis memurlarına “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Olay, gece yarısı Tacin Mahallesi’nde bulunan bir inşaat malzemesi deposunda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, depodan oksijen bariyerli yerden ısıtma borusu çalan 2 hırsız, çaldıkları boru paketlerini beraberinde getirdikleri 3 tekerlekli elektrikli motosiklete yükledi. Hırsızlık esnasında çevrede bulunan bir vatandaş durumu fark ederek hemen 112 Acil Çağrı Merkezine ihbarında bulundu. İhbar üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede belirtilen adrese intikal eden ekipler 2 şahsı depodan hırsızlık yaparken suçüstü kıstırdı. Polisleri görünce neye uğradıklarını şaşıran 2 hırsız deponun duvarından atlayarak bahçe dışındaki boruları yükledikleri elektrikli motosiklete binerek kaçmaya başladı. Şahısların kaçması üzerine polis ekipleri telsizden anons ederek diğer ekiplere kaçış istikameti hakkında bilgi verdi. Ekiplerin hırsızların peşine düşmesiyle gecenin sessizliği siren sesleriyle yankılandı. Polis ve hırsızlar arasında yaşanan kovalamaca ise film sahnelerini aratmadı. Bir süre elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar kaçarken çaldıkları boruları da motosikletin kasasından aşağıya attı. Polis ekiplerinin bölgeyi abluka aldığı kovalamacada motosikletin aküsünün bitmesi üzerine hırsızlar bu kez de motosikleti bırakıp yaya olarak kaçmaya başladı. Taşpazar Mahallesi’nde ara sokaklara ve apartmanların bahçesine girerek izlerini kaybettirmeye çalışan S.Ç. (21) ve U.Ç. (34) isimli 2 kardeş çok geçmeden yakalandı. Yüzüstü yere yatırılarak ters kelepçe yapılan nefes nefese kalan hırsızlardan S.Ç. ekiplerin ters kelepçe taktığı esnada “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Yüzüstü yatırılarak kelepçelenen 2 kardeş gözaltına alınarak polis aracına bindirildi. Şahıslar sorgulanmak üzere İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesine götürülürken çaldığı yaklaşık 150 bin TL değerindeki malzemeler sahibine teslim edildi. Olayla ilgili Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tahkikat başlatıldı.
Sakarya Para vermeyen annesini benzin dökerek yakan şahıs tutuklandı Sakarya’nın Akyazı ilçesinde para istediği annesinden ret cevabı aldıktan sonra benzin dökerek kendisini ve annesini ateşe veren şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi. Elleri sargıda adliyeye sevk edilen şahsın, kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” ifadeleri de dikkatlerden kaçmadı. Korkunç olay, 18 Nisan Perşembe günü Akyazı ilçesi Erdoğdu Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, geçtiğimiz hafta annesi M.Y.’den (64) geçtiğimiz hafta bir miktar para alan ve tekrar isteyince ret cevabı ile karşılaşan Ö.Y. (42) öfkelendi. Ö.Y., maddi ve ailevi sorunları iddiası ile benzin dökerek annesi ve kendisini yaktı. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan talihsiz kadın, ilk olarak Akyazı İlçe Devlet Hastanesi’ne buradan da Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Vücudunda 2 ve 3’üncü derece yanıklar oluşan ve hayati tehlikesi bulunan M.Y., buradaki müdahalelerinin ardından Kocaeli Şehir Hastanesi Yanık Ünitesi’ne sevk edildi. Elleri sargılı şekilde adliyeye sevk edilen şahıs tutuklandı Her iki elinde de yanıklar oluşan şüpheli Ö.Y. ise olaydan kısa bir süre sonra yakalanarak ilçe jandarma komutanlığına götürüldü. Şahıs, burada tamamlanan işlemlerinin ardından elleri sargılı bir şekilde adliyeye sevk edildi. Ö.Y.’nin kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” cevabını vermesi ve ‘Pişman mısınız?’ sorusunu ise yanıtsız bırakması dikkatlerden kaçmadı. Adliyeye sevk edilen Ö.Y., tutuklanarak cezaevine gönderilirken, hastanede tedavi gören M.Y.’nin hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi.
İstanbul Freni tutmayan otomobil, 14 aracı biçti Ümraniye’de frenlerinin tutmaması sonucu kontrolden çıkan otomobil park halindeki 14 araca çarptı. Olay saat 21.45 sıralarında Ümraniye Armağanevler Mahallesi 23 Nisan Caddesi’nde meydana geldi. Frenleri tutmayan 34 DGK 750 plakalı Fiat marka ticari araç, seyir halindeyken Range Rover marka araca çarptı. Çarpışma sonucu lastiği fırlayan 34 DGK 750 plakalı hızını alamayıp 14 araca çarparak durabildi. Kazada şans eseri ölen yada yaralanan olmazken otomobillerde maddi hasar meydan geldi. Kazayı yapan sürücünün araçtan indikten sonra şok halinde olduğunu gören vatandaşların araması sonucu olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Maddi hasar meydana gelen bazı araçlar çekici yardımıyla götürülürken, kaza sonrası cadde polis kontrolünde trafiğe açıldı. Öte yandan kaza sonrası sürücü ifade için karakola götürüldü. Kazayı gören Zafer Karagül, "Bu yol tehlikeli. Yukarıdan gelen araba geldiği zaman bu aşağıdan yukarı araba çıkamıyor. Bu yolu tek yola çevirdikleri zaman veyahut yan yolla açtıkları zaman sıkıntı biraz azalabilir. Birkaç defa çöp kamyonu viraj alamadığı için oraya yuvarlandı. Gene bu dört yol ağzında 3-4 kere kazalar oldu. ’Ne oldu?’ freni tutmayan araba vura vura aşağı indi. Allah’tan büyük bir kazaya engel oldu" dedi. Başka görgü tanığı Serdar Burak Eker, "Doblo sürücüsü var bizim yaşlarımızda 2 tane çocuk, çok hızlı geliyorlar. Yerler de ıslak olduğu için hakimiyetini kaybetmiş. Önde bir panelvan vardı, ona sürttü. Sonra otomobile çarptı. Sonra jeep kurtulayım derken ona ön sağ kafasından çarptı. Sonra park halindeki araçlara çarparak tır dorsesinin orada durdu. Zaten Doblo’nun tekeri orada kaldı, kıvılcımlar falan çıkıyordu. Çocuk büyük ihtimalle şoktan dolayı sarhoş zannedildi, linç ettiler çocuğu. Polis geldi kaldırdı, ifade vermeye götürdüler. Kaldırıma çıkan araçlar oldu baya büyük maddi hasarlı kaza ama can kaybı yok. Ben 20 yaşındayım çocuk da benim yaşlarımda bir şey ama şoktan dolayı konuşamıyordu. Öyle üzüldüm kendisine" ifadelerini kullandı.