KÜLTÜR SANAT - 13 Eylül 2017 Çarşamba 16:33

İşveren Sergisi SALT Galata'da açıldı

A
A
A
İşveren Sergisi SALT Galata'da açıldı

Türkiye’de mimar ve işveren müzakerelerinin üretimlere etkisini, bir dizi nitelikli yapının gelişim süreçleri eşliğinde inceleyen İşveren Sergisi, bugün SALT Galata’da açıldı.

26 Kasım tarihine kadar sürecek olan İşveren Sergisi, sanatseverlerin katımıyla açıldı. SALT tarafından geliştirilen İşveren Sergisi, 1930’lardan 2010’lara Ankara, Çanakkale, Denizli, İzmir ve İstanbul’da özel kesim ya da kamu kesiminden sipariş edilmiş olan bir dizi yapı temelinde, mimar ile işveren arasındaki bu kritik ilişkiyi ve iletişimin ürüne nasıl yansıdığını irdeliyor. ODTÜ Kampüsü, Makbule Atadan Villası, Denizli Basma ve Boya Sanayi Fabrikası ile Yahşibey Tasarım Çalışmaları yapısını da içeren seçki, özgün arşiv belgeleri ve söyleşilerle desteklenen anlatımlarla işverenin yapıdaki belirleyici rolüne odaklanıyor. Turizmin gelişimi için öncü adımlar atmış olan bürokrat Özer Türk’ün incelemeye açılan kişisel arşiviyle de, işveren rolünün maddi kaynak sağlayıcılığından daha önemli yeniliklere aracılık etme potansiyeli vurgulanıyor.

SALT Galata’nın yeniden işlevlendirme sürecini katlara yayılan sunumlarla işleyen İşveren Sergisi, Osmanlı İmparatorluğu'nda kadın banilerin inşa ettirdiği yapılarla İstanbul'a odaklanıyor. Çeşmeden külliyeye çeşitli ölçekteki bu yapılar için hazırlanan bir harita ile SALT Araştırma Ali Saim Ülgen Arşivi’nden derlenen çizim, fotoğraf ve yazışmaların yer aldığı bu bölüm, 15'inci yüzyıldan 20'inci yüzyıla kadın banilerin şehirleşmedeki rollerini incelemeyi mümkün kılıyor.

Sergi hakkında bilgi veren SALT Araştırma ve Programlar Direktörü Meriç Öner, ''İşveren Sergisi yaklaşık 2 yıldır farklı vesilerle aklımıza düşen bir soruya yanıt arıyor. Biz, mimari üretimleri, gittikçe daha da çok artarak, mimarların kendi eseri gibi görmeye alışığız. Halbuki bu süreçte hem kullanıcılar hem de yapının yapılmasına vesile olan işverenler var. İşveren Sergisi’nde mimar ve haricindeki aktörlerin ilişkilerini konu edindik. Bunu da değerlendirmek için Türkiye genelinden bir kaç yapı seçtik. Yapıların seçilme kriteri; farklı işverenlerin seçilmesi yani bir tarafta devlet, bir tarafta sanayici, bir tarafta özel girişimci olması ve bu farklı örnekler üzerinden nasıl bir işbirliği yürütüldüğünün anlaşılmasıydı. Bu amaçla arşivlere yöneldik. Çünkü, özellikle geçmiş tarihteki yapılar için, öğrenmenin en kritik yolu bu. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan itibaren 1930 ile 2010 arası seçilmiş ve konu edilen farklı 7 yapı var. Bu belgelerin çoğunluğu SALT Araştırma Mimarlık ve Tasarım Arşivi’nden derlendi'' şeklinde konuştu.

Öner sözlerini şöyle sürdürdü: ''Birde 20'nci yüzyıldaki anlatıma karşılık gelen Osmanlı döneminde kadın baniler, yani bina yaptıran kadınların, ne tür yapılar sipariş ettiklerini ve ne gibi yeni bir doku oluşmasına vesile olabildiklerini araştırmak için o dönemin yapılarını işaretleyen bir harita üretildi. Sergi içerisinde hem incelenebiliyor ve hem de basılı olarak alınabiliyor. Osmanlı İstanbul’unda Kadın Bani Yapıları Haritası’nın amacı, mimarlık üretiminin çok farklı yüzyıllarda kendini nasıl gösterdiğini tartışmaya açabilmek. Kadın yapılarının seçilmesinin en kritik sebebi; çok bildiğimiz bazı yapılar haricinde nasıl işverenlikler mümkündü?;Hangi insanlar “işveren” konumunda bulunabiliyordu? Buna bakabilmeye aracı olmak, tüm bu sorulara kendi baktıkları alandan farklı yanıtlar sağlamak . Aslında bu konuyu etraflıca tartışmaya açmak. Sergi süresince, bu konuların daha da detaylı olarak konuşulacağı pek çok program olacak''.

Kalebodur tarafından desteklenen SALT Araştırma Mimarlık ve Tasarım Arşivi kapsamındaki Altuğ-Behruz Çinici, Cengiz Bektaş ve Ali Saim Ülgen arşivlerinden seçili belgelerden oluşan sergi paralelinde herkesin katılımına açık olarak gerçekleştirilecek konuşma programı, saltonline.org ve SALT Online sosyal medya hesaplarından duyurulacak.

İşveren Sergisi paralelinde geliştirilen ilk üç kamu programı şöyle :
20 Eylül tarihinde saat 19.00'da 'SALT Galata Yapım Süreci' söyleşisi: Nafiz Karadere, Vasıf Kortun ve Han Tümertekin Yer: SALT Galata, Oditoryum

28 Eylül tarihinde saat 19.00'da 'Haritanın Gör Dediği: Kadın Bani Yapıları ve Kent Mekanı' söyleşisi: Murat Güvenç, Çiğdem Kafescioğlu ve Firuzan Melike Sümertaş Yer: SALT Galata, Oditoryum

30 Eylül tarihinde saat 15.00-17.00' arası Osmanlı İstanbul’unda Kadın Bani Yapıları Haritası’nın araştırmacısı Firuzan Melike Sümertaş rehberliğinde gerçekleştirilecekMihrimah Sultan Külliyesi Turu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.