GÜNDEM - 19 Kasım 2018 Pazartesi 17:34

İyi bir kabak tatlısı nasıl yapılır?

A
A
A
İyi bir kabak tatlısı nasıl yapılır?

İyi bir kabak tatlısı yapılırken kabak ile şekerin ilk anda buluşmaması gerektiğini ifade eden Semiha Öztürk, “Güzel bir kabak tatlısı yapmadan önce hissedebilmek lazım, kabağın duygusunu almak ve çok emek vermek lazım” dedi.

Sakarya denince öncelikle akla gelen meşhur kabak tatlısı artık Sakarya ile özleşerek dev bir marka haline geldi. 7 yıldır bu işe verdiği emekleri sayesinde kabak tatlısı ve ürünlerine ait işletmesi bulunan Semiha Öztürk, kabak tatlısının püf noktaları hakkında bilgiler verdi. İyi bir kabak tatlısının nasıl yapıldığından bahseden Semiha Öztürk, “7 yıldır kabak tatlısına emek ve gönlümü vererek bir işletme sahibi oldum. İşletmemiz de bayan arkadaşlarımızla kabak tatlısı yapıyoruz, bu işe gönül verdik. Kabak, Sakarya’da yetişen en güzel ürünlerden bir tanesi. Patatesimiz de meşhur ama kabağımız daha öncelikli geliyor. Kabak tatlısı yapmak için biraz emek ve uğraş gerekiyor. Güzel bir kabak tatlısı yapmadan önce hissedebilmek lazım, kabağın duygusunu almak ve çok emek vermek lazım. Bizde doğru bilinen yanlışlar var. Kabak sanki 3-5 saat içerisinde sonuca varılacakmış gibi düşünülür ama kabak tatlısını yapabilmek için uzun bir zaman lazım. Biz bunu 3 günde yapıyoruz burada. Yani 3 günlük bir zaman sonucunda istediğimiz sonuca ulaşabiliyoruz. O yüzden emek isteyen bir iş aslında. İyi kabak tatlısı yapabilmek için kabak seçmek önemlidir. Sonra da işçilik yani işçiliğini bilmek, kabaktan anlamak lazım. İlk başta küçük bir püf noktasını söyleyeyim. Kabak, şeker ile ilk anda buluşturulmaz. Buluştuğunda kabak tatlısı içine kadar şekerini almaz. Biraz kabağı yumuşatmak lazım. 8-10 aşama sonrasında kabak tatlısına şekeri vermek gerekiyor. Bu da en önemli püf noktalarından biri aslında doğru bilinen yanlışlar; şeker ile kabağı birleştirip kabak tatlısı yapmaya çalışıyoruz ama bu sağlıklı bir sonuç değil. Lezzetli bir kabak tatlısı yapabilmek için öncelikle ne istediğiniz ve nasıl bir lezzet istediğinizi bilmek lazım. İyi bir kabak tatlısı için uzun zaman gerekir. İyi bir kabak tatlısı kaynayarak değil, demlenerek olur. Bu bizim işletmemizde kullandığımız en önemli cümlelerden bir tanesi” dedi.

“KADIN, KADININ HALİNDEN ANLAR” 

İşletmesinde 7 adet kadın çalıştıran ve "Kadın kadının dostudur" diyen Öztürk, “Kadın ile olmak ayrı bir keyif. Çünkü kadın kadının halinden anlar, hepimiz anneyiz ve çocuklarımız için bu emeği veriyoruz. Hem eğleniyor, hem derdimize ortak oluyor hem de bir kazanç elde ediyoruz. Benim ile beraber işletme de 7 bayanız. Kadın, kadının halinden anlar, dostu ve destekçisidir. Biz hepimiz Sakaryalıyız ve işin çekirdeğinden yetiştik. Kabak tatlısının nasıl olduğunu, hizmetin nasıl olduğu ve müşteri kapıdan içeriye girdiğinde ne istediğini anlarız yani. İşletmemizde kadın tercih edilmesinde asıl neden bu” diye konuştu.

“SAKARYALI SEVER KABAK TATLISINI” 

Sakaryalıların kabak tatlısını sevdiğinden bahseden Semiha Öztürk , “İyi kabak tatlısını anlayabilmek için öncelikle baktığınız zaman renginin kıvamı ve şerbetinin kıvamı çok önemlidir. Açık renk kabaklarda istediğiniz kıvamı yakalayamazsınız. Çok şekeri almış olmaz. Koyu renk ve koyu şerbet her zaman daha iyidir. Yani iyi bir kabak tatlısını anlamak için baktığınızda hissedilebilir, tadına bakmanıza gerek yok, görüntüsünden anlaşılır. Kabak tatlısı yapılırken ilk başta en büyük hata ile başlıyoruz. Şeker ve kabağı ilk başta buluşturmak ile istediğiniz sonuca varamazsınız. Demlenmesi lazım, kabak şekerinin az verilmesi lazım. Hepsini aynı anda verirseniz kabak çok yoğunlaşır ve istediğiniz lezzet ile kıvamı yakalayamazsınız. 8-10 aşamaya bölmeniz lazım şekeri. Kabağı temizledik, tencereye attık da üzerine şekeri atalım, işte kabak tatlısı oldu diye bir durum yok. Sakarya’da kabak tatlısına ilgi çok fazla. Sakaryalılar genelde kabak tatlısını seviyorlar. Hep insanlarda şu söz vardır; babaannemin, ananemin ya da büyüklerinin kabak tatlısını örnek verirler yani. O yüzden Sakaryalı sever kabak tatlısını” şeklinde konuştu.

“CEVİZ VEYA KAYMAK EKLENİR” 

Öztürk sözlerinin devamında şunları söyledi:
"Kabak tatlısının öncelikle aslında sade yenerek o tadının alınması çok önemli. Ama o yoğun tadı kesmesi için yanında eklemeler yapılabilir yani tahin, kaymak ya da ceviz. Ama sade yendiği zaman bile çok güzel bir tatlı. Ve en önemlisi iki ürün var; şeker ve kabak. İçerisinde yağ ya da herhangi bir katkı maddesi yok. Bir anlamdan da çok sağlıklı bir yiyecek. Bir kabak dilimi en az 8-10 kez el değiştiriyor. Yani attığınız gibi tencereye kaynayıp servise çıkma olayı yok. Tencere değiştirmesi, işlenmesi biraz zaman alıyor. Benim tavsiyem ilk olarak sek bir halde kabağın tadının alınması lazım isteğe göre tabii. Tat yoğunlaştıkça tahin, ceviz veya kaymak eklenir. Onlar tadı yumuşatmak içindir. Tabii ki lezzet katar. Ama öncelikle kabağın tek yenmesi lazım. İyi bir kabak tatlısı yapabilmek için ustalık lazım, uzun yıllar lazım. 3-5 pişirmede, 3-5 kabak ile usta olunmaz. İyi lezzet için önce usta olmak lazım ya da kabak tatlısının usta ellerden çıkması lazım. Gönül vermek lazım, duyguyu katmak lazım. Çünkü hepsi ayrı bir ruhtu kabakların, hepsi farklıdır. 8-10 tane kabak aynı tencerede buluşur ama önemli olan aynı sonuca varmaktır. Lezzette aynı sonucu yakalayabilmektir, bu da ustalık istiyor."  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir’de 5 kişinin öldüğü ‘makas’ faciasında 22,5 yıla kadar hapis istemi İzmir’in Menderes ilçesinde, hafif ticari aracıyla makas atan Yusuf İslam Koçak’ın (19) neden olduğu, 4’ü aynı aileden 5 kişinin öldüğü, 20 kişinin de yaralandığı kazaya ilişkin iddianame hazırlandı. Koçak için ’bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma’ suçundan toplam 22,5 yıla kadar hapis istendi. Kaza 30 Haziran 2023 saat 19.30 sıralarında İzmir-Aydın Yolu Kısık Mahallesi mevkiinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, İzmir’den Torbalı istikametine seyir halinde olan Yusuf İslam Koçak (19) idaresindeki hafif ticari araç, makas atmak istediği sırada sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesiyle sol şeritte ilerleyen Özcan Özer (57) idaresindeki 34 DEB 698 plakalı otomobile çarptı. Çarpmanın etkisiyle savrularak refüjü aşan Özcan Özer idaresindeki otomobil, karşı yola geçti ve Torbalı’dan İzmir istikametine seyir halinde olan İsmail A. idaresindeki 09 BU 404 plakalı minibüsle kafa kafaya çarpışınca ortalık savaş alanına döndü. Kazayı görenlerin durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirmesi üzerine olay yerine polis, jandarma, sağlık ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Polis ve jandarma ekipleri kazanın olduğu bölgede güvenlik önlemleri alırken, araçların içerisinde sıkışan yaralılar itfaiye ekipleri tarafından çıkartıldı. Sağlık ekipleri tarafından yapılan ilk incelemede otomobil içerisinde bulunan Özcan Özer’in eşi Sibel Özer (54) ve ablası Şengül Acar’ın (69) kaza yerinde hayatını kaybettiği belirlendi. Kazada otomobilde bulunan sürücü Özcan Özer ve oğlu Ali Alperen Özer ile minibüste bulunan Mustafa Karaca ise kaldırıldıkları hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Özer yönetimindeki otomobilde bulunan Seren Ö., Hatice B. Ö., Ayaz E. K., Deniz K., Doğa K., Yiğit Ö. ve Çiçek A. ile minibüsteki yolcular; Mete A., Hatice K., Fatma T., Belgin H., Hıdır K., Chen T., Erdem Ç., Azra Ç., Esra T., Hüsniye A. M., Kuzey K., Cehn C. J. ve S. K. ise yaralandı. Yaralılar tedavilerinin ardından taburcu edildi. Feci kaza anı araç içi kamerasına yansımıştı Feci kaza anı ise bir otomobilin araç kamerasına yansımıştı. Görüntüde, hafif ticari aracın Özcan Özer’in kullandığı otomobile hızla yandan çarptığı, çarpmanın şiddetiyle kontrolden çıkan otomobilin refüjü aşıp, karşı yöne geçerek minibüsle çarpıştığı anlar yer almıştı. Kazada otomobile çarptıktan sonra hızla uzaklaşan hafif ticari aracın sürücüsü Yusuf İslam Koçak, yakalanıp, gözaltına alınmış ve sorgusunda, önündeki bir aracı sollarken direksiyon hakimiyetini kaybettiğini söylediği öğrenilmişti. “Kesinlikle makas atarak araç kullanmadım” Jandarmadaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Koçak tutuklandı. Koçak’ın ifadesinde, "Ticari aracımla sağ şeritte seyir halindeydim. Önümdeki servis aracını sollamak için sinyalimi yaktım. Sola geçtikten sonra önümdeki aracı ilk önce görmemiştim. Gördükten sonra panik yaptım. Hemen sağ seride geçtim. Bu sırada direksiyon hakimiyetini kaybettim, sağdaki bariyerlere çarptım. Çarpmanın etkisiyle araç tekrar sol seride doğru gitmeye başladı. Soldaki araca çarpmamak için direksiyonu tam sağa kırdım. Buna rağmen kullandığım araç, otomobile yandan çarptı. Sollamaya çıktığım sırada aracımın hızı hatırladığım kadarıyla 70-80 km civarındaydı. Olay yerinden korktuğum için hızlıca uzaklaştım. Daha sonra kazayı yakınlarıma haber verdim. Avukatım ile jandarma karakoluna müracaatta bulundum. Ben kesinlikle makas atarak araç kullanmadım. Böyle bir kazaya sebep olduğum için pişmanım" dedi. Makasçı sürücü 8’de 8 kusurlu çıkmıştı Kazayla ilgili hazırlanan tespit tutanağında, otomobil sürücüsü Özcan Özer ile minibüs şoförü İsmail A.’nın kusursuz olduklarının belirlendiği, tüm kusurun hafif ticari araç sürücüsü Yusuf İslam Koçak’ta olduğu belirtildi. Kaza tespit tutanağında, "Bu kazanın oluşumunda 35 ADF 564 plakalı araç sürücüsü Yusuf K.’nın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda yer alan 46/2C maddesini içeren aksine bir işaret bulunmadıkça trafiği aksatacak veya tehlikeye düşürecek şekilde şerit değiştirmek maddesini ihlal ettiği, diğer araç sürücülerinin bu kazada herhangi bir kusurunun bulunmadığı kanaatine kaza yeri incelemesi, sürücü beyanı ve kamera kayıtları neticesinde varılmıştır" ifadelerine yer verildi. 22,5 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı Ticari aracın sürücüsü Yusuf İslam Koçak için ’bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma’ suçundan toplam 22,5 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı. Ağır Ceza mahkemesi, iddianameyi kabul etti. Özer ve Akbaş ailelerin avukatı Aykut Dikencik, "Bu tür katliamlarda verilen cezalar caydırıcı olmamaktadır. Yeni yasalara ihtiyaç var. Mahkemenin sanığa en ağır cezayı vermesi hususunda ciddi olarak mücadelemize devam edeceğiz" dedi.
Denizli PAÜ Hastaneleri yoğun bakım hemşireliği sertifika programına ev sahipliği yaptı Pamukkale Üniversitesi Hastaneleri’nde 2008 yılından bu yana aktif bir şekilde devam eden sertifika programlarının bir yenisi olan ‘Yoğun Bakım Hemşireliği Sertifika Programı’ düzenlendi. Hemşirelik Hizmetleri Müdürü Demet Ekici kapanış töreninde yaptığı konuşmada şunları kaydetti: “Yoğun bakım üniteleri sahip oldukları kompleks yapıları gereği, sağlık ekibinin vazgeçilmez üyelerinden olan hemşireler için, diğer hizmet alanlarından oldukça farklı bir öneme sahiptir. YB hemşireliği, hemşirelik biliminin çalışma alanları arasında en karmaşık ve en zor olanıdır. Özel eğitim ve uygulamaları içinde barındıran, güncel araştırma sonuçlarından yararlanmayı ve sürekli gelişimi zorunlu kılan yoğun bakımlarda çalışan hemşirelerin bilgi ve deneyimlerini artırmak, teorik ve pratik anlamda donanımlı olabilecekleri bir eğitim platformunda hemşireleri bir araya getirmek amacıyla düzenlenen sertifika programlarının birini daha gerçekleştirmiş olmanın mutluluğu ve gururunu yaşamaktayız. Eğitim hemşiremizle beraber yürüttüğümüz programımıza katılım sağlayan tüm kursiyerlere alacakları sertifikanın hayırlı olması ve bundan sonraki mesleki hayatlarında başarılara vesile olması diliyorum.” Kapanış programında konuşmalarını yapan Başhekim Yrd. Prof. Dr. Mustafa Çelik ise şunları ifade etti: “Hemşireliğin her alanı gibi yoğun bakım hemşireliğinin ve yapılan sertifika programlarının hemşirelik mesleğinin gelişimine olan katkısının önemi büyüktür. Programda emeği geçen tüm ekibe teşekkür ediyorum ve eğitimini tamamlayan tüm hemşirelerimizi tebrik ediyor, hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum.” PAÜ Hastanelerinde düzenlenen programa İzmir, Edirne, Kütahya, Uşak, Antalya, Denizli merkezde bulunan hastanelerden ile PAÜ Hastanelerinde çalışan yoğun bakım hemşirelerinden toplam yirmi sekiz kişi katıldı. Kapanış programında kursiyerlere katılım belgelerini ve eğitimcilere ise teşekkür belgelerini Hastane Yönetimi Üyeleri tarafından takdim edildi. Program kapsamında ayrıca Pamukkale Üniversitesi Hastanelerinde sertifika eğitimi sürecinde elde edilen görüntülerden hazırlanan bir slayt gösterisi de yapıldı.
Denizli Çanakkale Zafer türküler, ağıtlar ve şiirler ile anıldı Denizli Büyükşehir Belediyesi, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi dolayısıyla özel bir anma programı düzenledi. Büyükşehir Belediyesi Nihat Zeybekci Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen programa katılanlar unutulmaz bir zaman geçirdi. Denizli Büyükşehir Belediyesi Konservatuarı, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 109. yıldönümü nedeniyle anma programı düzenledi. Büyükşehir Belediyesi Nihat Zeybekci Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma programına, Denizli Büyükşehir Belediyesi Meclis Başkanvekili Ali Değirmenci, Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Hüdaverdi Otaklı, davetliler ve çok sayıda vatandaş katıldı. Denizli Büyükşehir Belediyesi Konservatuarı Türk Müziği Korosu Şefi Ahmet Nuri Çağdaş’ın yönettiği gecede birbirinden güzel kahramanlık türküleri, ağıtlar ve şiirler seslendirildi. Konser esnasında Büyükşehir Belediyesi Halk Dansları Topluluğu gösterileri ile büyük beğeni topladı. Konsere eşlik eden izleyiciler zaman zaman okunan şiirler ve ağıtları dinlerken duygusal anlar yaşadı. Özel gecenin hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkür eden Denizli Büyükşehir Belediyesi Meclis Başkanvekili Ali Değirmenci, "Türk tarihinin en önemli günlerinden birini bugün idrak ettik. 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma günümüz kutlu olsun. Bu vesileyle Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, aziz şehitlerimiz ve kahraman gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz. İyi ki varlar" diye konuştu.