SAĞLIK - 09 Ocak 2017 Pazartesi 10:24

İzmir saldırısından etkilenenlere psikolojik destek

A
A
A
İzmir saldırısından etkilenenlere psikolojik destek

Travma İyileştirme Grubu'na bağlı gönüllüler, İzmir'deki terör saldırısında yaşamını yitirenlerin yakınlarına, yaralananlara ve olaydan etkilenen kişilere ücretsiz psikolojik danışmanlık hizmeti veriyor.

İzmir'de 5 Ocak günü düzenlenen terör saldırısı sonrası, 1999 Marmara Depremi'nden bu yana gönüllü olarak psikolojik danışmanlık hizmeti veren Travma İyileştirme Grubu da kolları sıvadı. Terör saldırısında yaşamını yitirenlerin yakınları, yaralananlar ve olaydan etkilenen kişilere ücretsiz psikolojik danışmanlık hizmeti veren gönüllüler, Dünya Sağlık Örgütü'nün travmatik olaylar için önerdiği EMDR tekniğini kullanıyor.

"Bize ulaşın"
Travma İyileştirme Grubu olarak 1999 Marmara Depremi'nden bu yana Türkiye'deki hemen hemen bütün travmatik olaylar sonrası gönüllü olarak psikolojik destek verdiklerini kaydeden Travma İyileşme Grubu Türkiye Koordinatörü Şenel Karaman, "Türkiye'nin her yerinde psikolog, psikiyatr, sosyal hizmet uzmanlarından oluşan ekiplerimiz var. Birçok insanı etkileyen bir olay meydana geldiğinde; o bölgeye gidip olay sırasında bulunanlar, hayatını kaybedenlerin yakınları ve yaralılarla çalışıyoruz. İzmir'deki saldırıda; orada bulunan insanlar, hayatını kaybedenlerin yakınları, yaralananlar, bize ulaşabilir. Travma İyileştirme Grubu'nun ismini internete girdiklerinde telefon numaralarımıza ulaşabilirler. Gönüllü olarak her zaman destek vermeye hazırız" dedi.

"Altı duyu organı, travmatik olayda ayrı ayrı kayıt yapıyor"
Travmatik bir olay olduğunda altı duyu organının normalden farklı olarak ayrı ayrı kayıt yaptığı bilgisini veren Karaman, "Beynimizin bazı özellikleri var. Normal hayatta altı duyu organımız birbirleriyle senkronize kayıt yapar. Ancak travmatik bir olay olduğunda altı duyu organı ayrı ayrı veri kaydeder. Zaman içerisinde birbirleriyle senkronize olabilirler ama olamadığında uzun yıllar geçse bile etkisi devam edebilir. Bunun bir şekilde işlemlenmesi gerekiyor. Beynimizin de bunu yapabilme yeteneği var" diyerek Travma İyileştirme Grubu olarak EMDR tekniğini uyguladıklarını belirtti.

Travmatik olaylardan etkilenenler için uyguladıkları EMDR tekniğini anlatan Karaman, "Bu yöntem beynin o durumu işlemlemesini hızlandırıyor, kolaylaştırıyor. EMDR tekniği, travmatik olaylarda çok etkili bir yöntem. Çünkü diğer yöntemlerle çözemezsiniz. Örneğin patlama oluyor. Patlamada insan etleri kişinin yüzüne yapışıyor, en yakınını kaybediyor, ölmekten korkuyor. Yani insanlar çok fazla deneyim yaşıyor ve önlerinde çok fazla trajik sahneler var. Bu da sürekli akıllarına geliyor. EMDR oldukça hızlı etki eden, olayı anlatmanızı gerektirmeyen bir yöntem" diye konuştu.

"Travma sonrası stres bozukluğuna yol açabiliyor"
Travma İyileştirme Grubu olarak birçok kişiyi etkileyen bir olay yaşandığında olabildiğince durumdan etkilenenlere ulaşmaya çalıştıklarını ifade eden Karaman, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim en büyük beklentimiz, travma mağdurunun kendisinin bize ulaşmasından çok onun yakınlarının bize ulaşması. Çünkü o kişinin aklına bizden destek almak gelmeyebilir. Eğer beynimiz travmatik bir durumda altı duyu organının ayrı ayrı kaydettiği durumu işlemleyemezse, uzun vadede travma sonrası stres bozukluğu dediğimiz hastalığa yol açabilir. Travma sonrası stres bozukluğu olan kişilerde yoğun alkol kullanımı, çevresiyle ilişkide bozukluk, iş yaşamında bozukluk yaşayabiliyor."

"Şu sıra insanlar en çok patlamadan korkuyor"
Travmatik bir olayda, sadece orada bulunan kişilerin değil, olayı televizyondan duyanların da etkilendiğini dile getiren Karaman, şunları söyledi:
"İzmir örneğinden gidersek, terör saldırısı sırasında adliyede olan insanlar vardı, bir de bu olayı duyanlar vardı. Olayı gören de bu durumdan etkilenir, televizyondan duyan insanlar da etkilenir. Orada olmayan kişilerin de etkilenmesi normal ve sağlıklı bir durumdur. Korkarız, üzülürüz, öfke duyarız. İnsanlar şu anda en çok bir patlamadan korkuyorlar. 'DAEŞ', 'PKK', 'IŞİD', 'terör', 'canlı bomba' gibi kelimeler insanları tetikliyor. İnsanlar sırtından çanta taşıyan kişilerden tedirgin olabiliyor. Toplu taşıma araçlarına binmekten endişe duyabiliyorlar, kalabalık yerlere gitmemeye çalışıyorlar."

"Biz travma ülkesiyiz"
İnsanların korku, üzüntü, öfke gibi duyguları hissetmesinin normal olduğunu vurgulayan Karaman, "Belirli bir süre geçtikten sonra kişi hala sokağa çıkamıyor, çoluğunu çocuğunu bir yere göndermiyor, aklında sürekli bu konu var ise yardım almalarında fayda var. Biz Travma İyileştirme Grubu olarak olaydan 1. derecede etkilenen kişilerle ilgileniyoruz ancak bu durumda olan kişilerin de destek almaları gerekiyor. Hayatımızın devam ediyor olması lazım. Bu 'devam' tıkandığında bir sorun vardır. Bu da sadece bugünkü olayla ilgili olmayabilir. Geçmiş travmalarımızla da bağlantılı olabilir. Biz travma ülkesiyiz. Bu topraklarda bu hep böyleydi. Burada dokuz medeniyet kurulmuş, yıkılmış, savaşlar olmuş. Bu toprakların insanları asırlardır görüyorlar. Deprem bölgesi olduğu için doğal afetleri zaten yaşıyorlar" ifadelerini kullandı.
 

Ceren Atmaca - Halil Karahan
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Türkiye’ye kaçak yolla getirilen yaklaşık 100 bin adet tıbbi sülük ele geçirildi Kaçakçılık suçlarıyla mücadele ekipleri ile Arnavutköy İlçe Tarım Orman Müdürlüğü ekipleri tarafından bir otelde yapılan operasyon çerçevesinde Türkiye’ye kaçak yolla getirilen 28 kilogram ağırlığında ve yaklaşık 100 bin adet tıbbi sülük ele geçirildi. Operasyon çerçevesinde yakalanan 2 şahsa da 2 milyon lira ceza kesildi. İstanbul kaçakçılık suçlarıyla mücadele Şube Müdürlüğüne gelen bir ihbar doğrultusunda Savcılık talimatı ve alınan arama izniyle Arnavutköy İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü Su Ürünleri Kontrol Görevlisi ekipleri Arnavutköy’de bulunan bir otele operasyon gerçekleştirildi. Operasyon çerçevesinde, 2 yabancı uyruklu şahsın bavulunda özel olarak hazırlanmış keseler bulundu. Keselerin içinde 28 kilogram ağırlığında ve yaklaşık olarak 100 bin adet civarındaki tıbbi sülük olduğu tespit edildi. Cites belgesine tabi olan ve kaçak yollarla İran’dan Türkiye’ye pazarlamak için getirildiği beyan edilen tıbbi sülüklerle ilgili herhangi bir evrak belge ibraz edilemediği öğrenildi. Ekipler, 1380 sayılı su ürünleri kanun kapsamında yasadışı yolla Türkiye’ye getirilen 28 kilogram civarındaki tıbbi sülüklere el koydu. Kaçak olarak tıbbi sülükleri Türkiye’ye getiren 2 yabancı uyruklu şahıs hakkında 2 milyon 624 bin 408 lira idari para cezası uygulandı.
Iğdır Sağlık Bakan Yardımcısı Kırbıyık, Iğdır Şehir Hastanesi inşaat alanında incelemede bulundu Sağlık Bakan Yardımcısı Kürşat Kırbıyık, 600 yataklı Iğdır Şehir Hastanesi inşaat alanında incelemelerde bulunarak, "2026 yılının ortalarında veya sonlarında inşallah bu hastanın burada hizmete açıldığını göreceğiz" dedi. Sağlık Bakan Yardımcısı Kürşat Kırbıyık, Iğdır Devlet Hastanesi yanında 600 yataklı Iğdır Şehir Hastanesi inşaat alanında incelemelerde bulunarak basın açıklaması yaptı. Şehir hastanesinin ihalesinin 2 aya yapımının ise 2 yılda biteceğini belirten Kırbıyık, "Biz şu anda proje aşamasındayız. Hızlı bir şekilde projemizi yürütüyoruz. Gördüğünüz gibi sahada zemin etüt çalışmalarımız devam ediyor. Tahmin ediyorum burada da ilgili teknik arkadaşlarımız da var en geç iki ay içerisinde firmadan biz projeyi teslim alacağız. Bu bir hizmet alma projesi ile ilgilidir. Hemen akabinde de Sağlık Bakanlığı olarak ihale sürecini başlatmış olacağız. Burada yer teslimine müteakiben hedeflediğimiz süre maksimum iki yıl içerisinde yani benim öngörüme göre 2026 yılının ortalarında veya sonlarında inşallah bu hastanın burada hizmete açıldığını göreceğiz. Etüt projede gözüken yatak 400 + 200 yatak bunun nedeni şudur. Bizim eskiden 20 yıl 30 yıl önce yatak kapasitesi dediğimiz iş koğuş tipi bir hastaneydi. Hastaneye girdiğinizde sekiz kişi, on kişi, yirmi kişi bir koğuşta hasta yatak odaları olurdu. Öyle artık bir şey söz konusu değil. Mevcut hastanede de 285 oda tek kişi oda olarak planlanmıştır. Bu istendiği takdirde de pandemi döneminde de afet döneminde de ya da hasta yoğunluğu dönemlerde çift yatağa çıkartılacaktır. Bakın üç demiyorum 4 veya 5 demiyorum. Maksimum iki yataklı olacak şekilde olacak şekilde toplam normalde 600 yataklı ama biz bunu yedi yüze kadar kapasiteye ulaştıracağız. Yani bizim hazırlığımız 700 yatak kapasiteli bir hastanedir. Tabii ki son dönem tecrübelerimiz şunu ortaya koydu. Bu bina depreme oldukça dayanıklı olacak. Bu bina zemininde 434 adet deprem izolatörü mevcut olacaktır. Yani 9 şiddetinde bir depremde dahil bu hastane ayakta kalacak ve hizmette kesilme olmayacaktır” dedi.
Muğla Muğla EAH’ta ilk defa düzenlendi Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ilk defa düzenlenen Yoğun Bakım Hemşireliği Sertifikalı Eğitim Programı sona erdi. Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görevli konusunda uzman kişiler tarafından 3 hafta teorik, 3 hafta pratik olmak üzere toplamda 6 hafta süren 1.Dönem Yoğun Bakım Hemşireliği Sertifikalı Eğitim Programı 12 hemşirenin katılımıyla bugün sona erdi. Kurs sonrası yapılan sınavda başarılı olan kursiyerlere katılım belgesi verildi. 19 Şubat-29 Mart tarihleri arasında gerçekleştirilen programın amacı; koruyucu, geliştirici rehabilite edici girişimlerle bireyin fiziksel, psikolojik ve sosyal olarak güçlenmesini sağlayan, hasta ve aileleri ile iyi iletişim kuran, sağlık bilimi ve teknolojisindeki gelişmelere, yeni tedavi ve bakım yöntemlerine uyum sağlayabilen, acil, kritik ve karmaşık hasta bakım ihtiyaçlarını karşılayabilecek yetkinliğe sahip sorun çözme becerisi gelişmiş yoğun bakım hemşireleri yetiştirmek için Klinik uzmanları, sağlık bakım hizmetleri müdürlüğü ile klinik sorumlu hemşireleri tarafından kursiyerlere eğitim verildi. Programda konuşan Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Prof. Dr. Turhan ilk kez düzenlenen yoğun bakım hemşireliği sertifikasyon eğitimi sürecinin başından sonuna kadar emek veren Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürü Özlem Palahcıoğlu, Müdür Yardımcıları Gülay Karaduman, Mihrican Çelebi, program sorumlusu Sultan Arlı Olpak ve eğitimlere katkıda bulunanlara teşekkür etti. Togan, “Eğitimlerdeki kazanımlarınızın sahada sizlere rehberlik etmesini dileriz. İhtiyacınız olduğu her zaman destek için biz buradayız, çalışma hayatınızda hepinize başarılar dilerim” dedi. Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesine verilen yetki kapsamında ilk kez düzenlenen Yoğun Bakım Hemşireliği Sertifikalı Eğitim programı İl Sağlık Müdürü Dr. Ali Burak Mülayim’in kursiyerlere katılım belgesi vermesiyle sona erdi.
Siirt Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Bize oy versin, vermezsin herkese bugüne kadar hizmet ettik" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Siirt’in Kurtalan ilçesinde partisinin düzenlediği mitinge katıldı. Yılmaz, "Bize oy versin, vermezsin. Herkese bugüne kadar hizmet ettik" dedi. Beykent Caddesi’nde vatandaşlara hitap eden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, AK Parti adayı Nevzat Karatay’a destek isteyerek, 1 Nisan’da Ramazan bayramından önce Milli İrade Bayramını kutlamayı istediklerini belirtti. Yılmaz, konuşmasına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını ileterek sözlerine başladı. Herkesi saygıyla, sevgiyle muhabbetle selamladığını belirten Yılmaz, "Kurtalan’da bugün sizlerle bir arada olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Ramazan-ı Şerif’teyiz. Öncelikle hepinizin Ramazan’ı tebrik ediyorum. Cenabı Allah tuttuğunuz oruçları kabul eylesin. Bu ayı huzur içinde geçirmeyi, sağlıkla sıhhat ile bayrama kavuşmayı nasip eylesin inşallah. Bayramdan önce 31 Mart’ta 1 Nisan’da bayramdan önce milli irade bayramını nasip eylesin inşallah. Değerli kardeşlerim bu vesileyle liderimiz, cumhurbaşkanımız, Siirt’in eniştesi, cumhurbaşkanımızın sizlere selamlarını, sevgilerini, muhabbetlerini iletiyorum. Huzur içinde bir seçim yapıyoruz. İnşallah bir demokrasi şöleni şeklinde geçecek. Tüm ülkede ve bölgemizde. Huzur ve güven her şeyin temelidir. Huzurun olmadığı yerde ne demokrasi oluyor ne de kalkınma oluyor. Ama huzur varsa güven varsa insanlar rahat bir şekilde yaşıyorsa orada temel hak ve hürriyetler de gelişiyor. Demokrasi de gelişiyor. Kalkınmada, ekonomide gelişiyor. Gençlerimiz iş buluyor, aş buluyor. Bugün Kurtalan’da huzur görüyorum" dedi. "Kimsenin bizim irademizi çalmasına izin vermeyelim" diyen Yılmaz, "Sandıklarda sandıklarımıza çok güçlü bir şekilde sahip çıkalım inşallah. Herkesin tercihine saygılıyız. Kim demokratik hakkını nasıl kullanıyorsa başımızın üstünde. Bir itirazımız yok. Ve herkese de hizmet etmeye hazırız. Bize oy versin, vermezsin. Herkese bugüne kadar hizmet ettik. Bundan sonra da edeceğiz inşallah. Ama kendi oyumuza da sahip çıkalım. Sandıklar kapanana kadar tutanaklar tutulup teslim edinene kadar sandıklarımıza sahip çıkalım. Dualarınız için şimdiden teşekkür ediyorum. Allah’a emanet olun diyorum. Sağ olun var olun" şeklinde konuştu