GÜNDEM - 17 Ekim 2016 Pazartesi 09:48

İzmir'e yerleşen Amerikalı, oğlunun adını Levent koydu

A
A
A
İzmir'e yerleşen Amerikalı, oğlunun adını Levent koydu

İzmir Menemen’e yerleşerek çömlek ustası olan Amerikalı Joel Hildebrand, Menemen çömleklerini Amerika’ya satıyor. Kısa sürede Türk kültürüne alışan 5 çocuk babası Hildebrand, Türkiye’de doğan en küçük oğlunun adını Levent koydu.

Menemen çömlekleri, pek çok yabancının ilgi odağı oldu. Amerikalı Joel Hildebrand da bunlardan sadece biri. Yıllar önce eşiyle geldiği İzmir’e hayran olan ve “Bir gün burada yaşayacağım” diyen 31 yaşındaki Joel Hildebrand, 8 yıl önce biri evlatlık iki çocuğu ve eşiyle birlikte İzmir Menemen’e yerleşti. Amerika’da da çömlek yapan Hildebrand’ın hayatı ise çömlek ustası Bilal Deniz ile bir araba tamircisinde tanışması ile değişti. Deniz’in atölyesinde çömlek yapımında daha önce duymadığı pek çok tekniği öğrenen Hildebrand artık usta oldu, yaptığı çömlekleri yaz aylarında Amerika’daki dükkanında satmaya başladı. Türklerin çok sıcak olduğunu ve Türkiye’de yaşamaktan memnun olduğunu söyleyen 5 çocuk babası Hildebrand, Türkiye’de doğan son çocuğunun adını da Levent koydu.

“Ailem gibi oldular”
Hedefinin Menemen’den yurt dışına çömlek ihracatı yapmak olduğunu söyleyen Hildebrand, Türkiye’de yaşamaya karar verme sürecini şu sözlerle anlatı: “Eşim ve ben gezmeyi çok seviyoruz. İzmir’e geldik ve çok hoşumuza gitti. ‘Bir gün burada yaşayacağım’ dedim. 8 sene önce de buraya yerleştik. Buraya geldiğimizde biri evlatlık, iki çocuğumuz vardı. Türkiye’ye yerleştikten sonra 3 çocuğumuz daha oldu. Bilal ağabey ile araba tamircisinde tanıştık. Ben de çömlek yapımını biraz biliyordum. Onun atölyesine gidip gelmeye başladım. Teknik öğrenmem için çok faydalı oldu. Bu benim için çok değerli. Çömlek yapımının tekniklerini neredeyse hiç bilmiyordum. Her şeyi buradan öğrendim. Bu teknik dünyanın en güzel tekniği. Şimdi buradaki insanlar benim ailem gibi oldu. En yakın arkadaşlarım burada.”

“Türkler Amerikalılardan daha sıcak”
Amerika’da dükkanının hala açık olduğunu ve yaz aylarında Amerika’ya giderek yaptığı çömlekleri sattığını belirten Hildebrand, Türk kültürüne de hemen alıştığını söyledi. Hildebrand, “Türkler Amerikalılardan daha sıcak. Yoldan geçerken bir arkadaşı gördüğümde ‘hadi gel, yemek yiyelim’ diyorlar. Amerika’da bu yok. Yazın Amerika’ya gitmezsek Türkiye’yi geziyoruz. Türkiye’yi çok seviyorum. Oğlumun ismini de Levent koyduk. Komşumun adı Levent’ti. İsim çok hoşuma gitti. Oğlum Türkiye’de doğduğu için ona bu ismi verdik. Anlamının gemi kaptanı olduğunu duydum” dedi.

Brezilya’dan geldi, Türklerle atölye açtı
Bilal Deniz ve kardeşi Mustafa Deniz’in, Joel’in yanı sıra Cristiane Prandini Sakıpağa isimli Brezilyalı bir öğrencisi de bulunuyor. 17 yıl önce Amerika’da tanıştığı eşi ile İzmir’e yerleşen 2 çocuk annesi, 4 Türk arkadaşıyla birlikte seramik atölyesi kurdu. Çömlek yapımını da öğrenmeye başlayan Cristiane Prandini Sakıpağa, atölyesinde çömlek de satacağını belirterek şöyle konuştu:
“1999’da Türkiye’ye yerleştim. Eşim Türk, ben Brezilyalıyım. Çamurla hobi olarak zaten ilgileniyordum. 4 arkadaşla atölye açtık. Çömlek her zaman ilgimi çekmişti. Şimdi çömlek yapımını öğreniyorum.”

“Selamün Aleyküm diyorlar”
7 kuşaktır çömlek yaptıklarını ifade eden Bilal Deniz şunları söyledi:
“İç piyasadaki durgunluk nedeniyle öğretime ağırlık verdik. Amerikalı, Brezilyalı öğrencilerimiz var. Joel buraya yerleşti. Cristiane de 17 yıldır Türkiye’de, arkadaşlarıyla atölye açtı. Menemen olarak dünyadaki en seri üretimi yapıyoruz. Menemen çamuru diğer çamurlardan farklı. Onlar da burada tekniklerini geliştiriyor. Yabancı öğrencilerin olmasından mutluyum. Joel ile Amerika’ya gittik, oraları da gördük. Daha önce de Afrikalı öğrencilerimiz olmuştu. Buraya alıştılar. ‘Selamün Aleyküm’ diyorlar, ‘kolay gelsin’ diyorlar. Joel, çok çocuklu bir insan. Son çocuğunun ismini Levent koydu. Bizden biri gibiler. Her geldiklerinde pasta börek bile getiriyorlar.”

Ceren Atmaca - Halil Karahan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Korhan Berzeg’e ait çok sayıda malzeme bulundu Balıkesir’in Gönen ilçesinde dere yatağında bulunan cesedin Ekonomist Korhan Berzeg’e (83) ait olma ihtimali güçleniyor. Bölgede devam eden arama ve inceleme çalışmalarında Korhan Berzeg’in şahsına ait çok sayıda malzeme bulundu. Balıkesir’in Gönen ilçesine bağlı Armutlu Kırsal Mahallesi’nde, bundan tam 313 gün önce yürüyüş yapmak için köpeği Tina ile birlikte evinden ayrılan Ekonomist Korhan Berzeg’e ait olduğu değerlendirilen cesedin bulunduğu Gelgeç Mahallesi’ndeki dere yatağında arama ve inceleme çalışmaları devam ediyor. 4 jandarma ekibi, komando timi, JASAT, kadavra köpekleri ve drone ile devam eden çalışmalar kapsamında Korhan Berzeg’e ait çok sayıda malzemeye ulaşıldı. Bölgede yapılan olay yeri inceleme çalışmaları sonucunda; 1 adet Korhan Berzeg adına kimlik kartı, 1 adet Korhan Berzeg adına sürücü belgesi, 3 adet Korhan Berzeg adına banka kartı, 1 adet Korhan Berzeg adına kredi kartı, 1 adet Korhan Berzeg adına parçalanmış İstanbul ücretsiz taşıma kartı, 1 adet sağlam durumda Korhan Berzeg adına İstanbul mavi kart, 1 adet araç anahtarı ve muhtelif anahtarlar, 1 adet parçalanmış kahverengi cüzdan ve bir miktar para bulundu. Cüzdanda ve banka kartlarının üzerinde vahşi hayvanlara ait olduğu düşünülen diş izlerine rastlandı. Dere kenarında bulunan pantolonun da paça kısımlarından parçalanmış olduğu ve bu durumun hayvan saldırısı ihtimalini güçlendirdiği, cesedin ise hayvanlar tarafından dere kenarına getirilmiş olduğu değerlendiriliyor. Diğer yandan Alzheimer hastası başlangıcı olan Korhan Berzeg’in yolunu kaybetmiş olma ihtimali üzerinde duruluyor. Yetkililer kemik ve kıyafetlerin bulunduğu patika yola Berzeg’in inmesinin mümkün olmadığını belirtti. Gergeç Mahallesi’nde içme suyu ile ilgili dere yatağında gözlem yaptığı esnada Korhan Berzeg’e ait olduğu düşünülen kimlik, kredi kartı, kıyafet parçaları ve kemik parçalarını bulan Mahalle Muhtarı Ahmet Gülay ise yaşananları şöyle anlattı: "Dere yatağında bir su borusu patlamıştı. Hakkı abi ile beraber dere yatağındaki bu su borusunu takip ederek giderken su yatağının 1 metre ilerisinde pantolon gördüm. 1 metre yukarısında da gömlek vardı. Pantolonun yanında da kimlik vardı. Kredi kartı, otobüs kartı vardı. Sonra üzerinde fotoğrafını da gördüm. Daha sonra jandarmaya haber verdim. Jandarma yarım saat içinde olay yerine geldi. Olay yeri inceleme geldi. Etrafta 4 tane falan kemik parçası vardı. Adli tıp kemikleri incelemeye alıp götürdü.”
Manisa Manisa’dan gidip Muğla’dan aldığı sıfır araç hasarlı çıktı Manisa’nın Salihli ilçesinde yaşayan Fatih Vural, Muğla’ya giderek 1 milyon 300 liraya aldığı sıfır kilometre Peugeot marka aracı, memleketinde şüphe üzerine ekspertize götürdü. Yılların birikimi ile aldığı sıfır otomobilin hasarlı olduğunu öğrenince hayatının şokunu yaşayan Vural, yetkili bayi hakkında suç duyurusunda bulundu. Manisa’nın Salihli ilçesinde ikamet eden Fatih Vural (41), birikimleri ile Peugeot marka 308 model sıfır kilometre araç almaya karar verdi. Aradığı aracı Muğla’da bulan Vural, kendi imkanlarıyla Turgut Peugeot Bayisi’ne gitti. Aracını Şubat ayında teslim alan Vural, belli gün sonra arkadaşının aracında boya olduğunu söylemesi üzerine, aracını ekspertize götürdü. Vural, öğrendikleri karşısında büyük şaşkınlık yaşadı. Yapılan ekspertizde aracın muhtelif yerlerinde lokal boyalar olduğu ve belli noktalarında oynamalar olduğu ortaya çıktı. “Direklerine kadar aracı boyamışlar” Hayatının şokunu yaşayan Vural, "Meğerse benim sıfır diye aldığım araç, hasarlı bir araçmış. Kısacası hasarlı, toplama aracı bana sıfır diye satmışlar” dedi. Araç sahibi Vural sözlerine şöyle devam etti: "Şubat ayında Muğla’daki Turgut Peugeot Bayisinden aracı sıfır olarak teslim aldım. Salihli’ye aracımı getirdikten sonra sanayi sitesindeki arkadaşımın yanına gittim. Arkadaşım aracımda boya olduğunu söyledi. Bende şüphe üzerine aracımı ekspertize götürdüm. Yapılan ekspertizde aracımın muhtelif yerlerinde lokal boyalar olduğu tespit edildi. Direklerine kadar aracımı boyamışlar. Ayrıca çamurluk kaputta aşırı derece oynamalar mevcut, sök-tak yapmışlar. Vidalarında aşırı derecede aşınma izleri, kapılardaki pimler çekiçle vurulmuş, ezilmiş izler, motor kısmında, turboya ait parçalarda spiral taşıyla kesilmiş gibi izler mevcut. Fakat aracımı alırken bunların bilgisi kesinlikle bana bildirilmedi. Ben bunları genel merkeze bildirdim. Bana aracımı almış olduğum bayiye götürmemi söylediler. Bende aracımı bayiye geri götürdüm. Bayi inceledi, bana aracımda sök-tak parçalar olduğunu, fabrikasyon dışı boyalar tespit ettiklerini, bunu genel merkeze bildireceklerini söylediler. Bir hafta sonra beni genel merkezden arayıp, aracın orijinal olduğunu, banttan bu şekilde indirildiğini söylediler. Bunu söyleyince ben ikinci şoku yaşadım. Kesinlikle şuan kusurlarını ve hatalarını kabul etmiyorlar. Bundan sonra hukuki süreçlerimizi başlatacağız.”
Eskişehir Eskişehir İl Tarım Ve Orman Müdürlüğü’nden 14 ilçede eş zamanlı çiftçi ziyareti Eskişehir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Tarım ve Orman Bakanlığı Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığının başlattığı "Çiftçi Eğitimi İhtiyaç Analizi" çalışması çerçevesinde, Bakanlığın görev alanındaki konularda etkinliğin, verimliliğin ve üretkenliğin artırılması maksadıyla Eskişehir’in 14 ilçesinde eş zamanlı çiftçi ziyareti gerçekleştirdi. Çiftçilerin eğitim ihtiyaçlarını tespit etmek amacıyla bitkisel ve hayvansal üretim yapan tarım işletmelerinde anket çalışması gerçekleştirildi. Ziyaretlerde, çiftçilerin eğitim ihtiyaçları belirlenerek, tarımsal faaliyetlerin verimliliğinin artırılması hedeflendi. Anketlerde yer alan eğitim konuları Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı genel müdürlükler, il müdürlükleri, enstitüler, kuruluş müdürlükleri ve üniversitelerde görevli personel ile yapılan çalışma sonucu tespit edildi. İl/İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri çiftçilerle birebir görüşmeler yaparak, tarımsal faaliyetlerde karşılaştıkları sorunları ve ihtiyaçları görevlilerce dinledi. Çiftçilere verilecek eğitimlerin belirlenmesi amacıyla yapılan bu ziyaretler, tarımsal üretimde kalite ve verimliliği artırmayı hedefliyor. Ziyaretler sırasında çiftçilere tarımsal destekler, gübreleme teknikleri, sulama yöntemleri, hastalık ve zararlılarla mücadele konularında bilgilendirme yapıldı. Ayrıca, çiftçilerin ihtiyaç duyduğu konuların belirlenmesi ve çözüm önerilerinin sunulması için çalışmalar yapıldı.