GÜNDEM - 15 Şubat 2018 Perşembe 11:00

JAK timleri her türlü afette göreve hazır

A
A
A
JAK timleri her türlü afette göreve hazır

Jandarma Komando Özel Asayiş ve Kurtarma (JÖAK) Tugay Komutanlığına bağlı Jandarma Arama Kurtarma (JAK) Tabur Komutanlığı timleri, her türlü afette vatandaşa yardım eli uzatıyor.

JÖAK Komutanı Tuğgeneral Mustafa Başoğlu, "Yapmış olduğumuz görev hayat kurtarmaya yönelik olduğu için personelde aradığımız ilk husus gönüllülük. JÖAK her yerde, bize verilebilecek her türlü görevi her zaman yapmaya hazırız" dedi. 

Kimi zaman depremzedelere uzanan yardım eli, ormanda yolunu kaybedenlerin sesi, kimi zaman da sel, su baskını gibi doğal afetlerde Türkiye'nin dört bir yanında vatandaşın yardımına koşan Jandarma Komutanlığının en gözde ekiplerinden Jandarma Arama Kurtarma (JAK) timleri, kapılarını İhlas Haber Ajansına (İHA) açtı. JAK'ın yurt içi ve yurt dışında meydana gelebilecek her türlü doğal ve insan kaynaklı afetler ile dağ, mağara, kanyonlarda, su altında arama kurtarma faaliyeti icra etmek maksadıyla 1 Eylül 1999 tarihinde Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığı bünyesinde Ankara’da kurulduğunu belirten JÖAK Komutanı Tuğgeneral Mustafa Başoğlu, JAK Tabur Komutanlığının Afet Arama Kurtarma Bölükleri ile Dağcılık, Sualtı ve Köpekli Arama Kurtarma Timlerinden oluşan Özel Arama Kurtarma Bölüğünden oluştuğunu ifade etti. Timlerin ülkenin tamamında görev alabilecek şekilde eğitim aldıklarını dile getiren Tuğgeneral Başoğlu, "Taburumuz kurulduğu günden bu yana Bingöl depremi, Konya'daki Zümrüt Apartmanı faciası, Van depremi ve Soma'da maden ocağında meydana gelen göçük olayında görev almıştır. Bugüne kadar 380 olaya müdahale edilmiş ve bu görevler esnasında 83 vatandaşımız sağ olarak kurtarılmış, 287 vatandaşımızın da cenazesine ulaşılmıştır" şeklinde konuştu.

"İlk olarak gönüllülük hususu aranıyor"

Personel alımına ilişkin de bilgi veren Tuğgeneral Başoğlu, "Yapmış olduğumuz görev hayat kurtarmaya yönelik olduğu için aradığımız ilk husus gönüllülük. Bununla birlikte gönüllü personellerin arasından fiziki yeterliliği uygun olanları seçiyoruz. Tabura katılan personel iki hafta süreyle intibak ve oryantasyon eğitimine tabi tutuluyor. Eğitimi başarıyla bitirenler, ardından 8 haftalık arama kurtarma yeterlilik eğitimine de tabi tutuluyor ve ardından kendi branşlarına göre eğitimleri devam ediyor. Eğitimlerimizi gerçek mekanlarda yapmaya çalışıyoruz. Fiilen görev alabileceğimiz her yer bizim eğitim alanımızdır" dedi. 

Ülke genelinde olduğu gibi İçişleri Bakanlığının talimatıyla yurt dışında da görev alabileceklerini aktaran Tuğgeneral Başoğlu, "Birliğimiz mesai saatleri içinde bir saatte, mesai saatleri dışında 3 saatte askeri veya sivil havaalanlarında hazır olacak imkan ve kabiliyete sahip. Teknik ve teknolojik olarak da tüm donanım mevcuttur. JÖAK her yerde, bize verilebilecek her türlü görevi her zaman yapmaya hazırız" ifadelerini kullandı.

"Bir saat içinde göreve intikal ediyoruz"

Timlere atanan personelin yaz ve kış dağı arama kursu, kayak kursu, kayak eğitmenliği kursu, kar motoru kursu gördüğünü söyleyen 1. Dağcılık Tim Komutanı Üsteğmen Yiğit Savaş ise, "Eğitimlerden sonra personelimiz görev yapmaya yeterli hale geliyor. Türkiye genelinde tüm dağ, kanyon, mağara, uçurum veya yüksek binalarda kaybolan, yaralanan veya yardım isteyen vatandaşa yönelik faaliyet icra ediyoruz. Talep edildiğinde bir saat içinde göreve intikal ediyoruz" diye konuştu.

"Kadın olarak görev yapmak benim için gurur"

Kadın astsubaylar olarak daha çok kadın afetzedelerin aranması, kurtarılması ve iletişime geçilmesi konusunda faaliyetlere katıldıklarını dile getiren Üstçavuş Süheyla Acar, "Çok ulvi ve önemli bir görev yapıyoruz. Bir kadın olarak görev yapmak da benim için ayrıca bir gurur. Ülkemizde afetlerin yaşanmamasını temenni ediyoruz fakat yaşanması durumunda da her zaman göreve hazır bir şekilde bekliyoruz" dedi.
Üsteğmen Yusuf Mataracı da üç ve daha az katlı binalarda enkaz zedeye ulaşmak için kuyu tekniği yönteminin kullanıldığı bilgisini vererek, bu sayede enkaz altında kalan kişinin tripod sistemiyle yukarı çıkarılarak kurtarıldığını aktardı.

"Köpeklerimiz jandarma teşkilatının göz bebeğidir"

Doğal afetlerde canlı arama ve kayıp bulma konusunda eğitimli olan JAK köpekleri de tıpkı tim personeli gibi gerektiğinde 24 saat görev yapıyor. Aralarında Girgin, Güz, Aran, Cesur ve Olgun'un da bulunduğu köpekler, aynı zamanda JAK timlerinin moral ve motivasyon kaynağı. Köpeklerden sorumlu Uzman Çavuş Metin Şahin, arama kurtarma köpeklerinin Nevşehir’de bulunan Jandarma At ve Köpek Eğitim Merkezinde (JAKEM) personeliyle beraber 6 aylık eğitim sürecinden geçtiğini kaydetti. Köpeklerin eğitimini tamamladıktan sonra görev yerlerine gönderildiğini ve burada da rutin itaat ve branş eğitimlerinin devam ettiğini söyleyen Şahin, "Köpeklerimiz depremde enkaz altında kalan, sel, su baskını gibi doğal afetlerde veya ormanlık alanlarda kaybolan şahısların bulunmasında rol alıyorlar. Bizim köpeklerimiz jandarma teşkilatının göz bebeğidir. Verilen her görevi zor da olsa başarma yeteneğine sahiptirler” dedi.

"Suya atılan suç delillerini buluyoruz"

Jandarma timlerinin karada olduğu gibi tüm teknik malzeme ve donanımlarıyla Türkiye’de göl, gölet, baraj, soğuk sular ve akarsularda veya görüşü olmayan iç sularda arama kurtarma faaliyetleri icra ettiğini dile getiren 3. Su Altı Tim Komutanı Üsteğmen Fatih Çınar da, görüşü olmayan bir suya düşen aracın yerini tespit edip kayıp şahsa ulaşılması, suya atılmış silah gibi suç delillerini bulmak maksadıyla arama faaliyetleri yürüttüklerini söyledi. 

Afet Arama Kurtarma Tim Komutanı Üsteğmen Ömer Hakan Öztürk, herhangi bir sel, su baskını afetinde şişme köprü, rafting botu gibi ekipmanlarla mağdurların tahliyesini gerçekleştirdiklerini kaydetti. 

Yağmur Yıldız - Mustafa Apaydın

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.