SAĞLIK - 19 Aralık 2017 Salı 02:27

Kadınlar da menopoz dönemine dikkat

A
A
A
Kadınlar da menopoz dönemine dikkat

Menopozun, kadınların doğurganlık sistemi kapsamında vücudun hormonal olarak değişime uğradığı fizyolojik bir süreç olduğunu belirten Op.Dr. Evrim Aksoy, bu sürecin genellikle 45-55 yaş arası görüldüğünü söyledi.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op.Dr. Evrim Aksoy, “Yumurtlama fonksiyonlarının ileri yaş nedeni ile azalması sonucunda vücudun etkin hormonu olan östrojenin azalmasına bağlı olarak adet kanamalarının kesilmesi ile beraber vücudun sistematik döngüsünde meydana gelen aksamalar bazı şikayetlerle ortaya çıkmaktadır. Kısacası kadınların menopoz dönemine kadar sistematik bir şekilde sürdürdüğü doğurganlık özelliğinin, tamamen bittiği dönemi ifade eder” dedi.

Kadınların yaşadığı bu doğal evrenin genellikle 45-55 yaşları arasında görüldüğünü ifade eden Op.Dr. Aksoy, “Bazı faktörlere bağlı olarak daha erken ya da daha geç yaşlarda meydana gelebilmektedir. Ancak kadınların bu yaşlara takiben belirtilerle beraber adet kanamaları kesilmişse ve 12 ay içerisinde herhangi bir kanama durumu yaşanmıyor ise, menopoz dönemine girildiği kabul edilmektedir” diye konuştu.

İnsan anatomisindeki fonksiyonelliği sağlayan organlar arasındaki sistemik döngünün, hormonlar vasıtası ile devamlılığını korumakta olduğunu kaydeden Op.Dr. Aksoy, “Ancak kadınların hormonal olarak değişime uğradığı bu süreçte yumurta rezervlerinin azalmasına bağlı olarak azalan hormon düzeyleri, vücudun bu kusursuz sisteminde bazı aksaklıklara neden olmaktadır. Menopoz dönemi her ne kadar doğal bir evre olsa da, kadınların fiziksel ve psikolojik olarak değişime uğradığı zorlu bir süreçtir. Özellikle östrojen hormonun azalmasına paralel olarak testosteron ve progesteron gibi diğer hormonlar arasındaki denge etkilenerek, vücudun genel sisteminde önemli değişiklikler görülmektedir” açıklamalarında bulundu.

Menopoz döneminden sonra kadın vücudunun yaşamış olduğu değişimler zincirini Op.Dr. Aksoy, şöyle sıraladı:

“Genital organlarda meydana gelen değişimler: Östrojen hormonunun azalmasına bağlı olarak genital bölgede yer alan bezlerin salgıladığı işlevsel salgılar azalmaktadır. Bu nedenle vulvada ve iç dudaklarda küçülme meydana gelir. Klitoriste küçülme, Dış genital bölgede yer alan tüylerde azalma, Vajina giriş kısmında daralma, Vajinanın elastik yapısını kaybetmesi, Endometrium tabakasında incelme, Cinsel birliktelik için işlevselliği sağlayan vajinanın kaygan yapısının bozulması, Rahmin küçülmesi, Genital bölgede renk değişimi, Yumurtalıkların küçülmesi.

Cilt dokusunda meydana gelen değişimler: Cilt altı yağ dokusunun azalmasına bağlı olarak derinin elastikiyet kabiliyetinde azalma, Derinin incelmesi ve hassaslaşması, Kırışıklıkların ve deformasyonun artması, Yüz bölgesinde tüylenme, Koltuk altında ve genital bölgede yer alan tüylerde azalma, Saç dökülmesi.
Göğüslerde meydana gelen değişimler: Göğüs ucunda küçülme, Göğüslerde sarkma ve küçülme, Göğüs uçlarında sertleşme özelliğini kaybetmesi.

Kas ve iskelet sisteminde meydana gelen değişimler: Östrojen hormonunun kemikler üzerindeki koruyuculuk etkisinin ortadan kalkması ile osteoporoz (kemik erimesi) Kamburluk, boy kısalması, Kemiklerde hassasiyet, Omurganın esnek yapısında azalma.” 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Miniklerin yetenekleri bu fuarda tespit ediliyor Aydın’da bu yıl 11’ncisi düzenlenen ve 550 markanın katıldığı Uluslararası Tarım, Gıda Ve Hayvancılık Fuarı’nın en ilgi çeken stantlarından biri Milli Eğitim Bakanlığı onaylı Belgesem Mesleki Belgelendirme ve İş Makineleri Operatörlük Eğitim Kursu’nun standı oldu. Tanıtımın yanı sıra miniklerin yeteneklerinin de tespit edildiği fuarda geleceğin iş makinesi operatörlerinin yetenekleri keşfedildi. Türkiye’nin önemli tarım kentlerinden biri olan Aydın, Uluslararası Tarım, Gıda ve Hayvancılık Fuarı’na 11’inci kez ev sahipliği yapıyor. Aydın Ticaret Borsası öncülüğünde 18-21 Nisan 2024 tarihlerinde gerçekleştirilecek olan fuar, düzenlenen açılış töreni ile kapılarını ziyaretçilerine açtı. Tarım, gıda ve hayvancılık sektörlerindeki ulusal ve uluslararası firmaları ve ziyaretçileri bir araya getiren fuara, yetişkinlerin yanı sıra miniklerin de ilgisi yoğun oldu. Aydın-Muğla yolu üzerinde bulunan Efeler Pamuk Tarım Satış Kooperatifi depolarında düzenlenen fuarın açılışını Aydın Valisi Yakup Canbolat ve beraberindeki protokol üyeleri yaptı. 550 firmanın yer aldığı fuarda iş makinelerine ilgi duyan yetişkin ve çocuklar Aydın’da faaliyetlerini sürdüren Milli Eğitim Bakanlığı onaylı Belgesem Mesleki Belgelendirme ve İş Makineleri Operatörlük Eğitim Kursu’nun standına akın etti. Yetişkinlerin yanı sıra çocuklar da gerçek kepçelere uzman eğiticiler eşliğinde iş makinesi kullanmanın keyfini yaşadı. Pek çok oyun oynarcasına kullandığı iş makinelerinin koltuğundan kalkmak istemezken özellikle çocukların küçük bir eğitimden sonra koskoca iş makinelerini kullanmadaki yetenekleri görenleri şaşırttı. “Dönem makineleşme dönemi” Bugün tarımdan hayvancılığa, inşaattan sanayiye kadar her alanda hızlı ve kolay işlemin iş makineleri sayesinde gerçekleştirildiğini belirten Belgesem’in kurucu ve eğitmenlerinden Okan Sezgin, “Dönem artık makine ve teknoloji dönemi. Makineleşmeyi başardık, ancak iş makinelerini hakkıyla kullanabilecek kişilerin sayısı ihtiyacı karşılayamaz oldu. Bu nedenle açtığımız kurslarda iş makinesi operatörü yetiştiriyoruz. Fuar dolayısıyla biz de stant açıp bir yandan iş makinelerinin tanıtımını yapıp diğer yandan da geleceğimizin teminatı çocuklarımızın yeteneklerini tespit etmek istedik. Çocuklarımız çok yetenekli çıktı. Fuar boyunca iş makinelerine ilgi duyan herkesin yeteneğini tespit emesi için de hizmet vereceğiz” dedi.
Denizli Başkan Erdoğan: “Artık seçim değil geçim zamanıdır” Denizli Ticaret Odası (DTO) Meclisi, aylık olağan toplantısını yaptı. DTO Başkanı Uğur Erdoğan, meclis üyelerini, sektörlerdeki son gelişmeler, odadaki projeleri ile faaliyetleri hakkında ayrıntılı bilgilendirdi. Oda ve Denizli olarak her geçen gün daha da büyüyüp güçlendiklerini ifade etti ve geçen ay DTO’ya 121 üye daha kaydettiklerini, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) verilerine göre şehirde kurulan şirket sayısının da arttığını açıkladı. DTO hizmet binası meclis salonundaki toplantıda, gündem maddelerinin görüşülmesinin ardından, DTO Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Erdoğan, kürsüye gelerek meclis üyelerine seslendi. Bir önceki meclis toplantısından bu yana olan süreç ile gelişmeleri değerlendirdi. Meclis üyelerine, son ekonomik veriler ve beklentileri aktardı. Başkan Erdoğan hem ülkenin hem de Denizli’nin yerel seçimlerin ardından yeni bir sürece girdiğine dikkat çekti; “Artık seçimler sona erdi; millet kararını verdi. Yerel seçimlerimizin geride kalmasıyla, 4 yıldan daha uzun seçimsiz bir dönem başladı. Bu ülkemiz için önemli bir fırsattır. Şimdi seçim değil geçim zamanıdır! Kaybedecek vakit yok; herkes, bir an önce asli görevlerine geri dönmelidir. Hepimiz işimize gücümüze geri dönelim; dört elle sarılalım. Çalışalım, üretelim ve ihraç edelim; ticaret yapalım, kazanalım kazandıralım. Ancak böylelikle daha büyük ve daha güçlü bir Denizli’ye ulaşabiliriz. Ülke olarak, ekonomide yapacak çok iş var Tüm gücümüzle, enflasyonla mücadeleye odaklanmalıyız. Fiyat istikrarı ve finansal istikrar ile öngörülebilirlik güçlendirilmelidir. Şimdi artık, iş dünyası olarak Türkiye yüzyılına imza atabilmek, daha huzurlu, daha mutlu ve daha müreffeh bir ülkede yaşayabilmek için daha fazla çalışmalıyız, daha fazla üretmeliyiz. Daha fazla yatırım, istihdam ve ihracat için var gücümüzle durmadan yol almalıyız” dedi. DTO geçen ay 121 üye daha kazandı DTO Başkanı Erdoğan, oda ve Denizli olarak her geçen gün daha da büyüyüp güçlendiklerini söyledi. Geçen ay DTO’ya 121 üye daha kaydettiklerini, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) verilerine göre şehirde kurulan şirket sayısının da arttığını belirtti. Başkan Erdoğan, “Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğimizin verilerine göre kurulan şirket sayısı, şubatta bir önceki yılın aynı ayına göre yaklaşık yüzde 17 arttı. Denizli Ticaret Odamıza geçen ay 121 üye kaydettik. Mart sonu itibarıyla 21 bin 709 üyeye ulaştık. Faal üye sayımızı, son 1 yılda yaklaşık yüzde 9 artırdık. Aynı dönemde toplam üye sayımız da yaklaşık yüzde 4 arttı. Oda olarak yılın ilk üç ayında 200 k belgesi ile 227 sayısal takograf verdik. Ayrıca 96 iş makinasının tescili ile 81 kapasite raporunu onayladık. Bunların yanında 9 ekspertiz raporu, 5 yerli malı belgesi ile 5 de levhaya kayıtlı sigorta acentesi belgesi düzenledik. Levhaya kayıtlı sigorta acentesi belgesi, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 400, yerli malı belgesi ile sayısal takograf da yüzde 25 arttı. Odamıza gelen 1.887 evrak karşılığında 6.245 evrak düzenledik verdik” diye konuştu.
Sivas Uzmanı uyardı: “Tokat’ta 6 ve üzeri deprem olabilir” Tokat’ta meydana gelen 4.7 büyüklükteki depremi değerlendiren Deprem Uzmanı Serkan İçelli, 4 bin yıldır faaliyete geçmemiş fayın üzerinde ufak bir atılımın olduğunu ifade ederek, Kuzey Anadolu fayının ise 6 ve 6.5 büyüklüğünde bir deprem üretebileceğini söyledi. Deprem Uzmanı ve Maden Teknolojisi ve Yer Bilimi Uzmanı Serkan İçelli, dün Tokat’ın Sulusaray ilçesinde yaşanan 4.7 ve 4.1 büyüklüğündeki depremlerin ardından değerlendirmelerde bulundu. İçelli, bölge için korkulacak bir durumun olmadığını fakat 23 kilometrelik bir fayda yaklaşık 4 bin yıldır faaliyete geçmemiş bir fayın üzerinde ufak bir atım olduğunu söyledi. “Bu depremler sürekli devam edecek” İçelli, bu tür depremlerin sürekli devam edeceğine değinerek, “Korkulacak bir durum yok. 23 kilometrelik bire fayda yaklaşık 4 bin yıldır faaliyete geçmemiş bir fayın üzerinde ufak bir atım oldu. Bu atımlar normaldir çünkü orası çok kaotik bir bölge. Alp Himalaya deprem kuşağında olan ülkemiz Kuzey Anadolu fayı, Doğu Anadolu fayı ve Ege Graben sisteminde bu depremler sürekli devam edecek. Çünkü kıtasal kırıkların yitim zonların da gerçekleşiyor büyük faylar” dedi. “Bu fayların üzerinde bu tip atımlar çok normal” Bölgedeki fayların üzerindeki atılımların normal olduğunu söyleyen İçelli, “Kuzey Anadolu fayı üzerinde 1939’dan başlarsak eğer İç Anadolu ve Doğu Anadolu’nu baz aldığımızda 3 tane büyük depremimiz var. 7.1, 7.2 ve 7.9’luk Erzincan depremimiz var. Dün yaşadığımız bölge aktif tektonik bir bölge. Burada Kuzey Anadolu fayının çok fazla saçılma kırıkları mevcut. 20-30-40 kilometre orta ve küçük büyüklükte faylarımız var. Bu fayların üzerinde bu tip atımlar çok normal. Bölgeye baktığımız da her yıl 4’lük depremi en az iki kere yaşıyoruz. 5’lik depremi de 5 yılda bir yazıyoruz” diye konuştu. “Biraz daha dikkatli olmamız gerekiyor” Tokat ve çevresinde biraz daha dikkatli olunmasını gerektiğini ifade eden İçelli, “Bölgede aktif tektonik hatların durumlarına baktığımız da genelde bir birleriyle aynı özellikleri taşımış olsa da bazıları farklı özellikler taşıyabiliyor. Çevrede biraz daha dikkatli olmamız gerekiyor. Yapılarımızı göz önünde bulundurmamız lazım. Zemin ivme değerleri çok yüksek. Daha yamaçlarının aşağısına alüvyon zeminlere doğru bina yaptığımız da 5, 5.5’lu depremleri dahi 6, 6.5 büyüklüğünde hissedebiliriz” şeklinde konuştu. “Kuzey Anadolu fay zonu şuan da 6, 6.5 büyüklüğündeki depremleri üretebilir” İçelli, Kuzey Anadolu fay zonunun 6, 6.5 büyüklüğündeki depremleri üretebileceğine değinerek, “Faylara özel olarak yaklaşıp o şekilde incelememiz gerekiyor. Bölgeye bütüncül olarak baktığımızda biz yanılıyoruz. Bütüncül bakmayacağız. Tokat’ta deprem olmaz veya Tokat’ta deprem olur dediğinizde gerçekçi olmuyorsunuz. Rasyonel bakmamız lazım. Tokat’ta deprem olmaz nasıl olmaz? Şu fayın üzerinde olmaz dememiz lazım ama maalesef biz onu diyemiyoruz. Bilimde onu söyleyemiyor. Kuzey Anadolu fay zonu şuan da 6, 6.5 büyüklüğündeki depremleri üretebilir. Bu deprem diğer fayları tetikler mi? Tarzında sorular soruluyor. O bölgede 5’li depremin olmaması mümkün değil. Her 4 yılda bir 5’lik depremimiz var. Bunun asıl sebebi 6 Şubat’taki iki büyük deprem. Özellikle Çardak fayındaki depremimiz. Biraz daha Kuzey’e doğru ortalama 3 metre bir baskı uyguladı. Bu 3 metrelik atım Deliler fayı Tecer segmentinden tutunda Kuzey Anadolu fayının Suşehri ilçesinden Amasya makaslama zonuna kadar Niksar makaslama zonuna kadar etki etti. Bu depremler muhtemeldir. 7’lik deprem üretmeseler de 6’lık depremlere hazırlıklı olmamız gerekiyor” diye aktardı.