EĞİTİM - 16 Mayıs 2017 Salı 17:39

Kalko: ‘Milli, manevi konular, değerler çocuklarımıza verilmezse…’

A
A
A
Kalko: ‘Milli, manevi konular, değerler çocuklarımıza verilmezse…’

Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesinde, Özel Mektebim Okullarının yeni yapılacak kampüsünün tanıtım toplantısı yapıldı. Toplantıda konuşan Mektebim Okulları Kurucusu Ümit Kalko, "Milli, manevi konular, değerler çocuklarımıza verilmezse, işte o zaman çok tehlikeli bir nesil yetiştirmiş oluruz. Keza bunun en acı örneğini 15 Temmuz’da yaşadık" dedi.

Lüleburgaz’da bir otelde düzenlenen toplantıya, Mektebim Okulları Kurucusu Ümit Kalko, Lüleburgaz Kaymakamı Mustafa Kaya, İlçe Emniyet Müdürü Ali Koca, İlçe Milli Eğitim Müdürü Nedim Çetin, İl Milli Eğitim Şube Müdürü Ali Bekar ile çok sayıda öğrenci velisi katıldı.

"4 okulun biri Türkiye’de özel okul olacak 10 yıl içinde"

Mektebim Okulları Kurucusu Ümit Kalko toplantıda yaptığı konuşmada, eğitimli toplumlarda yaşam kalitesinin yüksek olduğunu belirterek, "Baktığınız zaman, eğitimli toplumlarda suç oranları düşüktür, eğitimli bir toplumda sağlık sorunları azdır, daha az sağlık sorunları yaşarlar, çünkü kendilerine dikkat ederler. Yine baktığınız zaman eğitimli bir toplumda trafik kazalarının sayısı çok azdır, çünkü herkes kurallara uyar. Dolayısıyla eğitimli toplumu düşündüğümüz zaman, sağlığımızdan, ekonomimizden, kalkınmamızdan birçok şeye katkısı var. Özel okullar bu eğitimin neresinde? Özel okullar söz konusu eğitimin kalitesini arttırmak için çok büyük emek sarf ediyorlar. Biliyorsunuz yıllardır ülkemizde bir kangren olan dershane krizinin artık okullara dönüşüyle beraber ve bu dönüşümün yatırım teşvikleriyle desteklenmesi ve bu okulların öğrenci destek mekanizmasıyla desteklenmesiyle bir yola girildi bu yolla beraber Türkiye’de yüzde 4’lerde olan özel okullaşma oranı yüzde 8,5-9’lara kadar gitti. Tabi Milli Eğitim Bakanlığımızın hedefi 2023 yılında yüzde 15’lere gitmesi. Ama benim şahsi öngörüm, girişimci bir toplum olduğumuz için yüzde 25’lere kadar gidebilecek bir potansiyeli ben görüyorum. Yani 4 okulun biri Türkiye’de özel okul olacak 10 yıl içinde. Bunun da şöyle bir artısı olacak, özel okullar performans odaklı, başarı odaklı, başarı olursa tercih edilebilir anlayışı olduğu için eğitimin kalitesini arttırmaya yönelecekler. Yakın bir zamanda artık özel okullar ile devlet okulları arasında tatlı bir rekabet başlayacağına inanıyorum. Artık o kadar güzel özel okullar açılmaya başlayacak ki, o kadar performans odaklı okullar açılmaya başlayacak ki, devletimizde okullar açarken daha güzel okullar açmaya başlayacak" dedi.

Mektebim Okulları hakkında bilgiler veren Ümit Kalko, "Mektebim okullarını açmaya karar verdiğimizde bir anayasa oluşturduk. Oluşturduğumuz anayasa 4 maddelik, birinci maddemiz, ‘Bizler eğitim yatırımcısı olduğumuz sürece toplumumuzun tüm kesimlerine eşit mesafede duracağız’. Anayasamızın ikinci maddesi ‘Eğitimden kazandığımızı eğitime yatıracağız’. üçüncü maddesi, ‘Eğitim sektöründe kalıcı olduğumuz sürece başka hiçbir sektörde yatırımımız olmayacak’ ve en güzel olanı dördüncü maddemiz de ‘Yukarıdaki ilk üç madde değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez. Mektebim vatansever bir okul. Akıl ve bilim yolundan giden bir okul. Atatürk’ün koyduğu çağdaş muasır medeniyetler seviyesini kendine hedef koymuş bir okul. Geleceğin büyüklerini şimdiden yetiştirdiğinin bilincinde olan bir okul. Bütün eğitim sistemlerinin kurgusunu bu çerçevede yapmış bir okul" diye konuştu.

"Milli, manevi konular, değerler çocuklarımıza verilmezse, işte o zaman çok tehlikeli bir nesil yetiştirmiş oluruz"

Ümit Kalko konuşmasının devamında eğitimde en önemli unsurun çocuklara milli ve manevi duyguların kazandırılması olduğunu belirterek, "Ne kadar lüks okul yaparsanız yapın, içindeki eğitim sağlıklı olmadığı müddetçe bunların hiçbirisinin bir anlamı yok. Sadece eğitim verilirse ve milli, manevi konular, değerler çocuklarımıza verilmezse, işte o zaman çok tehlikeli bir nesil yetiştirmiş oluruz. Keza bunun en acı örneğini 15 Temmuz’da yaşadığımız darbe kalkışmasında ne yazık ki hep beraber yaşadık gördük. Benim evim de İstanbul’da hava limanının hemen yanındaydı, o uçakların seslerini, o tankların sıktığı silahların seslerini hayatım boyunca unutmayacağım. 6 yaşında kızımın televizyon karşısında askerlerin vatandaşa sıktığını görünce ‘baba bunlar bizim askerlerimiz değil mi? Niye vatandaşa silah sıkıyorlar’ sorusuna cevap veremediğimi hayatım boyunca unutmayacağım. Darbeyi yapanların kimler olduğuna baktığınız zaman bunların hepsi eğitimli insanlardı. Hiç birisi cahil değildi, cahil dediklerimiz bunlara inanan saf olan grup. Ama o darbeyi yapan, planlayan kişiler hepsi eğitimliydi ama vatan hainleriydi. Çünkü içlerinde vatan sevgisi yoktu, milli manevi duygularını almamışlardı. Bunları almadan eğitimli olursanız ne kadar tehlikeli olunacağının örneği de 15 Temmuz’dur. Onun için bizler eğitim sistemimizi planlarken, milli ve manevi değerlere önem veriyoruz. Çocuklarımıza, vatan sevgisi, bayrak sevgisi, millet sevgisinin ne olduğunu bilmesini istiyoruz ve çocuklarımıza bunları öğretiyoruz. Eğitimli ve girişimci nesillere ihtiyacımız var ve hepsinden önce, vatansever nesillere ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

Ümit Kalko’nun konuşmasının ardından, etkinlik klasik müzik dinletisi ve çeşitli ikramlar ile devam etti. 

Selçuk Vurucu - Yakup Güler
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Erzurum’da kadına yönelik şiddetle mücadele il koordinasyon izleme ve değerlendirme toplantısı Erzurum’da Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele İl Koordinasyon İzleme ve Değerlendirme toplantısı düzenlendi. Erzurum Valiliği toplantı salonunda Erzurum Vali Yardımcısı Mustafa Berk Çelik başkanlığında gerçekleştirilen toplantıya Aile ve Sosyal Hizmet Müdürü Hasan Aykut, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM) Müdürü Şükran Göktaş, kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı. Toplantıda, il eylem planlarının faaliyetleri çerçevesinde ilgili kurum ve kuruluşlarca gerçekleştirilen çalışmalar, kurumların kadına yönelik şiddetin önlenmesine dair yapmış oldukları faaliyetler, mevcut komisyon toplantısı ile alınan kararlar ele alındı. Vali Yardımcısı Çelik, burada yaptığı konuşmada, kadına yönelik şiddetle mücadelede kurumlar arası koordinasyonun önemine değinerek, bu konuda herkese önemli görevler düştüğünü ifade etti. Çelik, daha önceki koordinasyon kurulunda alınan kararlar ve yapılan çalışmalar hakkında bilgi alarak, İl Koordinasyon Kurulunun, il düzeyinde kadın alanındaki hizmetlerin yürütülmesini izlemek, koruyucu ve önleyici tedbirlerin uygulanmasında yaşanan sorunları tespit etmek, bu sorunlara yönelik çözüm önerilerini uygulamak gibi görevleri olduğunu ifade etti. Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürü Hasan Aykut ise toplantı gündeminde ele alınan çalışmalara değindi. Aykut gündem maddelerini şöyle sıraladı: ‘5393 sayılı Belediye Kanunu gereği Kadın Konukevi Açılması, Aile içi ve kadına yönelik şiddetle mücadelede bir başvuru mekanizması olan Açık Kapı Birimlerinin bilinirliğinin artırılması, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı halk eğitim kurslarında, müftülüklerce yürütülen kurs, panel ve benzeri çalışmalarda ve gençlik merkezleri tarafından yapılan faaliyetler kapsamında, özellikle kadınların bir arada bulunduğu yerlerde, kolluk kuvvetlerince KADES uygulamasının tanıtımı ve yükletilmesi, 3 milyon erkeğe kadına yönelik şiddetle mücadele alanında temel bilgilendirme ve farkındalık oluşturma eğitimlerinin verilmesi hakkında gerekli planlamaların ve takibinin yapılması, Valiliklerimizce “KADES” ve “Kadına el-kal-ka-maz” benzeri temalı broşür ve afiş, pankartların vatandaşlarımızın yoğun olarak hizmet aldığı kurumlarda bulundurulması, Aile içi ve kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında vatandaşlarımızın yoğunlukla bulunduğu alanlarda stant açılması, eğitim verilmesi, broşür dağıtılması, afiş/pankart asılması ve benzeri toplumsal farkındalığı en üst noktaya taşıyacak faaliyetlere ağırlık verilmesi, yapılan çalışmaların görsel içerikleriyle #Kadına Elkalkamaz ve #KADES etiketiyle kamu kurum ve kuruluşlarının internet sitelerinden ve sosyal medya hesaplarından düzenli olarak paylaşılması Kamuoyu farkındalığını artırmak ve toplumsal bilinci yükseltmek amacıyla aile içi ve kadına yönelik şiddetle mücadelede yürütülen faaliyetlerde yerel medya kuruluşlarıyla iş birliği yapılarak yürütülen çalışma ve faaliyetler konusunda vatandaşlarımızın haberdar olmasının sağlanması, Spor müsabakalarının öncesi veya devre aralarında seyircilere yönelik basılı ya da görsel materyaller vasıtasıyla farkındalık çalışmalarının yapılması’’ İlgi kurumların temsilcileri gündem maddeleri konusunda değerlendirmelerde bulundular. ŞÖNİM Müdürü Şükran Gökdaş ise kurum çalışmaları hakkında bilgi paylaşımında bulundu. Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele İl Koordinasyon İzleme ve Değerlendirme toplantısı, görüş ve önerilerin paylaşımıyla sona erdi.
Adana Seçim güvenliği toplantısı Vali Köşger’in başkanlığında yapıldı 31 Mart 2024 Pazar günü gerçekleştirilecek Mahalli İdareler Seçimlerine yönelik alınacak tedbirlerin değerlendirildiği İl Seçim Güvenliği Toplantısı, Vali Yavuz Selim Köşger’in başkanlığında yapıldı. 15 ilçe kaymakamı ile İl Emniyet Müdürü Ahmet Hakan Arıkan ve İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Coşkun Sel’in katıldığı toplantıda; il genelinde tüm vatandaşların herhangi bir olumsuzluk yaşamadan oy kullanmalarını sağlamak; seçim öncesinde, seçim anında ve sonrasında herhangi bir aksaklığa mahal vermemek için alınması gereken önlemler tüm detaylarıyla ele alındı. Toplantıda bir konuşma gerçekleştiren Vali Köşger, 31 Mart 2024 Pazar günü gerçekleştirilecek Mahalli İdareler Seçimlerinde kentimizde 15 ilçede toplam 5 bin 164 sandık kurulacağı ve toplam seçmen sayısının 1 milyon 629 bin 959 kişi olduğu bilgisini verdi. Vatandaşların oylarının sandığa sağlıklı bir şekilde yansıması ve seçimin demokratik bir olgunlukla geçmesi temennisinde bulunan Vali Köşger, “Demokrasinin en güzel şekilde tezahür ettiği, birlikte yaşama kültürünün en güzel örneklerinin sergilendiği ilimizde bu seçim dönemini de güven ve huzur ortamı içinde geçirmemiz için gerekli tüm tedbirler Valiliğimizce alınmıştır. Aldığımız tedbirler kapsamında seçim günü 6 bin 184 polis, bin 800 jandarma olmak üzere ilimiz genelinde 7 bin 984 güvenlik personeli, 13 TOMA, 8 zırhlı otobüs, 7 otobüs, 2 minibüs, 2 kirpi aracı görevlendirilmiştir” dedi. Daha önceki seçimlerde olduğu gibi bu seçimde de herkesin görevini layıkıyla yerine getireceğine inandığını ifade eden Vali Köşger, yapılacak seçimin ülkemize ve milletimize hayırlı olması dileğinde bulundu. Yapılan değerlendirmelerin ardından toplantı sona erdi.
İstanbul İstanbul’un 5 yılda yaşadığı ulaşım kaosu gözler önüne serildi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin şehri ulaşım kaosuna nasıl sürüklediğini anlatan durumunu Bağcılar Belediye Başkanı Abdullah Özdemir, “İETT yıllık 247 bin arıza kaydı ile rekor kırdı, ’65 kilometre yaptım’ dediğin metronun 45 kilometresi AK Parti döneminde yapıldı” dedi. Megakent İstanbul’da yaşayanların en büyük sorunlarının başında gelen ulaşım meselesinin 5 yıl içerisinde nasıl duruma geldiğini Bağcılar Belediye Başkanı Abdullah Özdemir veriler ışığında gözler önüne serdi. Ortaya koyulan verilerin en dikkat çekeni ise 5 yıl içerisinde İETT’de araçlarda yaşanan arıza verileri oldu. Verilere göre 2019 yılında 140 bin araç arıza kaydı yapıldı, 2020 yılında ise 133 bin aracın arıza kaydı tutuldu, 2021 yılında 157 bin aracın arıza kaydı; 2022’de ise 247 bin aracın arıza kaydıyla tüm zamanların araza rekoru kırıldı, 2023’te 144 bin arızası kaydı tutulduğu ifade edildi. Metro yapımı konusunda Mevcut İBB yönetiminin "65 kilometre yaptım" dediği metronun 45 kilometresinin AK Parti döneminde yapıldığı belirtildi. “İETT yıllık 247 bin arıza kaydı ile rekor kırdı” İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) bağlı en büyük kuruluşlardan olan İETT geldiği vahim duruma ışık tutan Bağcılar Belediye Başkanı Abdullah Özdemir, “Araçların 5 buçuk yaş ortalaması ile görevi devrettiğimizde İETT Avrupa’nın en genç filolarından birisine sahipti. 5 yıllık süreç içerisinde sadece 252 yeni araç filolarına dahil etti. AK Parti döneminde 2013-2017 yılları arasında yılda ortalama 400 üzerinde araç İETT’ye kazandırıldı. Dört senede 2250 araç filoya dahil edilmişti. Bu dönemde, eski dönemin İETT bünyesine alınan araç sayısının neredeyse yarısı alınabildi. Bakım onarım işleriyle ilgili çok büyük sıkıntılar var. Araçlar kaza yaptı, frenleri boşaldı, bir yandan yangın çıkmasına sebep verebilecek arızalar meydana geldi. Dönem dönem 20 saate yakın çalışan şoförler oldu. Bu yanlış bakım onarımlardan dolayı bir günde 2007 araç arızalarının olduğunu tespit ettik. Yıllık 247 bin arıza kaydı ile rekor bir sayıya bu dönemde ulaşıldı. 2019’da 140 bin arıza kaydı yapılmış, 2020’de 133 bin 2021’de 157 bin, 2022’de 247 bin , 2023’te 144 bin sayıları ile çok büyük bir araç arıza sayısına ulaşılmıştır. IETT ile ilgili bir diğer problem ise sefer aralıkları çok fazla artmaya başladı vatandaşlarımız 15-20 dakikada gelen otobüsleri artık yarım saatte hatta 1 saatte geldiğini ifade ediyorlar. Bu seçimde bir yönetim değişikliği olmaz ise artık İETT otobüslerinin iflas ettiğini görebiliriz. O yüzden İstanbul hakkında tercih yaparken doğru bir tercih yapması gerektiğini öneriyoruz” dedi. “65 kilometre yaptım dediğim metronun 45 kilometresi AK Parti döneminde yapıldı” Mevcut olan metrolar maalesef bakım ve onarım noktasında gereği yapılamadığını ifade eden Özdemir, “Metroda birçok sefer arızası olduğunu görüyorsunuz. Yakın zamanda birçok durakta çok ciddi birikmeler söz konusu oldu. Fiber altyapıya gerekli özenin gösterilmediği için bazı servisler merkezden görülmüyor. Bu nedenle sefer iptalleri fazlasıyla gerçekleşiyor. İETT kendi otonom aracını üreten Metro A.Ş. ise kendi metro aracını üreten bir kurum konumdayken maalesef var olan metroları bile yürütmeyen bir sisteme doğru gidilmiş durumda. Sistem yavaş yavaş bozulmaya başladı. Bir taraftan metroki yürüyen merdivenleri asansörler çalışmıyor, vatandaşlar mağdur olurken diğer taraftan da metro imalat süreçleri doğru yürütülmüyor. 65 kilometre yaptım dediğin metronun neredeyse 45 kilometreden fazlasını AK Parti döneminde yapılmıştı. Bağcılar’ı ilgilendiren iki önemli metro var. Bunlardan bir tanesi Kirazlı Halkalı metrosu başladığı gibi duruyor yüzde 4’te teslim ettik yüzde 8’de gelebildi. Şuanda tek bir çivi dahi metroya çıkılmıyor” dedi. “233 kilometre metro hattını açacağım diye vadetti, 18 kilometresini imal etti” Mahmutbey Esenyurt metrosu bu metro İstanbul batıya bağlayan tek metro olma özelliğini taşıdığını ifade eden Özdemir, “Esenyurt’taki vatandaşımız bugün bu metroyla şehre bağlanamıyorsa, bu metronun bir yıl önce bitmiş olması gerekiyordu. Bunun sebebi mevcut yönetimdir. Yüzde 1 ile teslim aldıkları metroyu şu anda yüzde 23 getirebildiler. Hızlı giderse bu metro hattı 25 senede zor biter. Metro hattını da şu anda bitmiş oldu vatandaşlarımızın kullanması gerekiyordu. 18 kilometrelik metro hattı performansı şu anda Ekrem beyden biz görüyoruz 233 kilometre metro hattını açacağım diye vadetti ama açılmış olan metroların sadece 18 kilometresi Ekrem bey döneminde imal edilebildi. Maalesef çok kötü bir durum” dedi. “Hatay’a İBB 350, Bağcılar Belediyesi 505 konteyner kurdu” Asrın felaketinin yaşandığı ve büyük bir yıkıma uğrayan Hatay’da altyapıyı Konya Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığını ifade eden Özdemir, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Bağcılar Belediyesi olarak yüzde 1 bütçesine sahibiz deprem bölgesine 505 konteynerlik bir konteynır kent kurduk. Çocuk oyun grubuyla mescit ana okuluyla yürüyüş yollarıyla fakat İstanbul Büyükşehir belediyesi bizim yüz katımız bütçeye sahip ve sadece 350 konteynır yaptı. İBB’nin yüzde 1 bütçesi olan Bağcılar Belediyesi bile 505 konteynerlik bir kent kurdu” diye konuştu.
Ankara ASO’da “İkinci Yüzyılda Yapay Zeka” paneli düzenlendi Ankara Sanayi Odası’nda (ASO), alanında birçok uzman ismin de katıldığı “İkinci Yüzyılda Yapay Zeka” paneli düzenlendi. Ankara Sanayi Odası’nda Zafer Çağlayan Meclis Salonu “İkinci Yüzyılda Yapay Zeka” paneline ev sahipliği yaptı. Alanında birçok isimin de katıldığı panelde, “Yazılım” ve “Endüstri 4.0” gibi konu başlıkları masaya yatırıldı. Bunun yanı sıra yapay zekanın insan hayatını nasıl kolaylaştırabileceği ve hukuk alanındaki entegrasyonu da panelde tartışıldı. Panele; ASO Meclis Üyesi Oğuz Yılmaz, Prof. Dr. Olgun Değirmenci, Dr. Cenk Deniz Mendi, Dr. Zümrüt Müftüoğlu, özel bir firmada teknik müdür pozisyonunda çalışan Serkan Kalınöz ve söz konusu alanlarda çalışmalarda bulunan öğrenciler ile akademisyenler katıldı. ASO Yazılım Sanayi Komitesi Başkanı Nuray Başar, burada yaptığı konuşmada, “Yapmış olduğumuz etkinlikler, ziyaretler sonucu üye sayımızı tamamlayarak Nace kodu 62.01.01 olan meslek mensupları için ‘35-Bilgisayar Sanayi Yazılım Meslek Komitesinin’ kuruluşunu 5 yıl önce gerçekleştirdik. Bugün 600’e yaklaşan üye sayımızla Ankara Sanayi Odasının en büyük komitelerinden birisi olmanın haklı gururunu yaşıyoruz” ifadelerini kullandı. Komitenin, sektörel çalışmaların yanı sıra sosyal sorumluluk alanında da öncülük oluşturduğunu belirten Başar, şunları kaydetti: “Bu bağlamda; toplumsal cinsiyet eşitliğini öncelikleri arasına aldı. Birleşmiş Milletler Kadın Erkek Fırsat Eşitliği sözleşmesinin imzalanması için bir ön çalışma yapıp yönetim kurulumuza sundu. Yönetim Kurulumuzun desteği ve çalışmaları ile birlikte Weps sözleşmesini imzaladık. Türkiye’de ilk kez bir Oda bu sözleşmeyi imzalamış oldu. Oluşturduğumuz çalışma grubu ile birlikte projeler üretmeye çalışıyoruz. Weps sözleşmesi Komitemizin gurur kaynağıdır.” Dijitalleşmenin hayatın her alanında olduğunu ifade eden Başar, yenilikçi teknolojiler çağında olduklarını aktardı. “Yapay zeka iş hayatında ciddi bir gündem olarak yerini aldı” Endüstri 4.0 ile birlikte sanayide, üretimde dijitalleşmenin ne denli önemli olduğunu bir kez daha anladıklarını söyleyen Başar, “Yapay zeka artık gerek günlük yaşamımızda gerekse iş hayatımızda ciddi bir gündem olarak yerini aldı. Geleceği yakalayabilen, çağın teknolojisini kendine uyarlayabilen, ülkemiz için üretebilen insanlar için bizler de kendimize vazife çıkarıp çalışmalara başladık” diye konuştu. “Yapay zekayı hayatımızın her alanında hisseder olduk” Yapay zekanın önemine işaret eden Başar, “Beğenelim, beğenmeyelim ya da kabul edelim, etmeyelim güvenlik, sağlık, tarım, enerji, madencilik, ulaşım, sanayi, ürün pazarlama gibi yaşamın bütün alanlarını temelden değiştirme gücüne sahip olmasıdır. İnsanlık tarihindeki en önemli bilimsel gelişme olarak nitelendirilen yapay zekanın her geçen gün hayatımızdaki yerini daha fazla hisseder olduk” açıklamasında bulundu. Türkiye’de yapay zeka yol haritası ile ilgili çalışmalarında başlatıldığına dikkati çeken Başar, şöyle konuştu: “Bu çalışmaların hedefi gerçekleştirmeye yönelik olması için beraberinde işgücü, eğitim ve teknoloji ayaklarında yapılması gerekenler vardır. Yaşam boyu öğrenme, firmaların endüstri 4.0’a uygunluğu, üniversite - sanayi işbirliği, okullarda müfredatın güncel tutulması, finansmana kolay erişim gibi birçok konu başlığını burada sayabiliriz.” Prof. Dr. Olgun Değirmenci ise yaptığı konuşmada, “Sanayi devriminden sonra ABD ve İngiltere’de yönlendirilmesinde farklılıklar vardır. Sanayi devriminden sonra İngiltere’de işçi ücretleri düştü. ABD’de arttı. Aynı devrim. Niye bir yerde düşürdü diğer yerde arttırdı? Yaklaşım farklılığından dolayı” dedi. Dr. Cenk Mendi ise “Biz yapay zeka enstitüsü olarak Ar-Ge koordinasyonu yapmak, yapay zeka ekosistemini katalizasyon görevi görmek üzerine kurulmuş bir enstitüyüz. Cumhurbaşkanlığı yapay zeka stratejilerinde de esasında tanımlanmıştır. Bu görevlerin bir kısmı da yapay zeka enstitüsüne verilmiş durumdadır” diye konuştu. Dr. Zümrüt Müftüoğlu ise şu ifadelere yer verdi: “Son yıllarda yapay zekayı deneyimledikçe maalesef zorlukları o kadar tartışıyoruz ki hemen hemen her platformda fırsatlarını gölgede bırakıyor oldu. Aslında fırsatlarına baktığımız zaman özellikle pandemi süreci ile birlikte biliyorsunuz birçok ülke dijitalleşme takvimini öne almak durumunda kaldı. Türkiye Cumhuriyeti de aynı aksiyonu almak zorunda kaldı. Dijitalleşme dediğimiz zaman da en önemli unsurlardan bir tanesi yapay zeka teknolojilerinin artık rutin hayatımıza entegre olmasıydı.” Serkan Kalınöz ise, “Teknolojiye karşı bir direnç ve teknolojiye adapte olamama gibi bir korku. Dolayısıyla bu gibi durumla sıkça karşılaşıyoruz. En altta çalışan işçi tabakasından herkesle konuşarak bu projelerin sizlerle bir zoru yok. Önemli olan süreçleri iyileştirmek. Sizin işinizi kolaylaştırmak. Nerede kullanılacağını çok öngöremiyorlar” dedi. Oğuz Yılmaz ise yaptığı konuşmada, Avrupa Birliği müktesebatına vurgu yaptı. Dünyadaki yapay zeka alanındaki gelişmeleri işaret eden Yılmaz, Türkiye’nin bu alanda önemli işlere imza attığını söyledi.