SAĞLIK - 22 Temmuz 2014 Salı 12:41

Kalp hastalarına oruç reçetesi

A
A
A
Kalp hastalarına oruç reçetesi

Medical Park Antalya Kalp Hastanesi Direktörü Prof. Dr. Hüseyin Okutan, kalp hastalarının sıcaktan etkilenme ihtimalinin daha fazla olduğunu belirtti.

Medical Park Antalya Kalp Hastanesi Direktörü Prof. Dr. Hüseyin Okutan, “İnsan vücudunun sıcaklığı 36-37 derece arasındadır. Sıcaklık artışı olursa vücut kendini soğutmaya başlar. Soğutma işleminde ilk mekanizma terlemedir. İkinci mekanizma ise kan damarlarının genişlemesidir. Terleme sonucu oluşan sıvı kaybı ve kan damarlarındaki genişleme sonucu kan basıncı düşerken kalp atım sayısı artar. Bu oluşan değişiklikler kalp hastalarının hassas bir dengede olan kalp sağlıklarını bozarak önemli sorunlara neden olabilir” dedi.

Ramazan ayı nedeniyle suyu az veya çok içmenin kalp sağlığına etkisi hakkında da açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Okutan, “Ramazan ayında oruçlu kalma zamanının 17-18 saat olmasının yanı sıra havaların yaz ayları nedeniyle sıcak olması vücutta sıvı kaybına yol açar. Oruç tutanların suyu az içmeleri sonucunda bir takım sıkıntılar ortaya çıkar. Vücudun sıvı-elektrolit dengesinin bozulması başta böbrek olmak üzere, kalp ve dolaşım sistemini etkiler. Tansiyon düşmesi, baş dönmesi, halsizlik, daha ileri durumda da bilinç kaybı görülebilir” diye konuştu. Özellikle koroner arter hastalığı tanısı almış ve tedavi olmamış hastaların, kalp krizi geçirme riskleri nedeniyle oruç tutmalarının uygun olmadığını sözlerine ekleyen Prof. Dr. Okutan, “Öncelikle bu hastaların balon-stent tedavileri veya bypas ameliyatları tamamlanmalıdır. Ayrıca, ileri düzeyde kalp yetmezliği hastalığı olanlar, önemli derecede kalp kapak hastalığı olanlar, ciddi ritim bozukluğu olan hastaların oruç tutmaları önerilmez. Fakat eğer kalp hastaları uygun tedavi ile kontrol altında ise, doktorlarına danışarak oruç tutabilirler” şeklinde konuştu. Oruç tutmanın kalp sağlığına etkileri hakkında da açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Okutan, şunları söyledi:

“Orucun kalp rahatsızlığı olmayan bir insana, kalp açısından bilinen bir zararı yoktur. Orucun kalp hastalarındaki olumsuz etkileri olabilir. Bu durum, daha çok oruç tutmaması gereken kişilerde görülmektedir. Özellikle yaz dönemlerinde sıcak hava nedeniyle vücuttaki sıvı ihtiyacı arttığından, az sıvı alımı kan akışkanlığının zorlaşmasına yol açar. Bu ise pıhtı oluşumuna ve sonuçta kalp krizi ya da felce yol açabilir.”

İftarda uygun olmayan yeme alışkanlığı ve sigaranın kalp krizine neden olabileceğini belirten Prof. Dr. Okutan, “Kalp yetersizliği olan hastalarda sıvı dengesizliği ritim bozukluklarına neden olabilir. Böbrek yetmezliği olan hastalarda da kötüleşme gözlenebilir. Yeterli tedavi almayan hastalarda yüksek tansiyon atakları gelişebilir. Yüksek doz tansiyon ilacı alan kişilerde oruç döneminde tansiyon düşme atakları ve baygınlık hali gelişebilir. Şeker hastalarında, şeker düşüklüğüne bağlı şikayetler ve baygınlık oluşabilir” şeklinde konuştu. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Naci Görür: "Çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız" Hatay’ın İskenderun ilçesinde söyleşiye katılan jeolog ve deprem bilimci Prof. Dr. Naci Görür, depreme dirençli yerleşim alanların oluşturulması gerektiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Naci Görür, depremin vurduğu Hatay’ın İskenderun ilçesinde vatandaşlarla bir araya geldi. Görür, İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen ‘İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ söyleyişine katıldı. Türkiye’de 13,6 milyon önce deprem mekanizmaların oluştuğunu ifade eden Prof. Dr. Görür, depremleri durdurmanın mümkün olmadığını, toplum olarak depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorunda olduğunu söyledi. “Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı dün olduğu gibi toprağa veremeyiz" Deprem mekanizmasının Türkiye’de 13,6 milyon önce oluştuğunu söyleyen Prof. Dr. Görür, “Bizim ülkemizde bu faylar 13,6 milyon seneden beri deprem oluşturmaya devam ediyor. Biz depremleri durduramayız, bu mümkün değil çünkü bu mümkün değil. Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı, dün olduğu gibi toprağa veremeyiz. O halde yapılacak bir şey bilgi, aydın ve çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız. Bunları yaparsak deprem sorununu büyük ölçüde hallederiz” dedi. “İskenderun tarafına gelen kıta biraz büküldüğü ve eğildiğinde o bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor” Deprem sonrası İskenderun sahilindeki çökme konusuna değinen Prof. Dr. Görür, “İskenderun’da bazı yerler çökmüş ve batıyor. Neden batıyor konusu fayla ilgili bir durumdur. Bin yıl önce Bingöl ilinin Karlıova’dan gelen doğu fayı, yanal hareket ederken İskenderun’daki fay biraz eğiliyor. İskenderun tarafına gelen kıta biraz bükülüyor ve eğiliyor. O kısımda bir duvar ve diklik oluşturuyor. Burada düşey atılım meydana geliyor ve fay niteliği doğuruyor ve batıyor. Bu nedenle de bir bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor. Deniz seviyesinin göreceli olarak işlenmesi anlamına gelir” ifadelerini kullandı. İskenderun ilçesinde düzenlenen ’İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ temalı konferansa yer bilimci Naci Görür’ün yanı sıra; İskenderun İlçe Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, Belen İlçe Belediye Başkanı İbrahim Gül ve İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Levent Hakkı Yılmaz katıldı.
İstanbul Sadettin Saran: "Göreve gelirsek Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" Fenerbahçe Başkan Adayı Sadettin Saran, 48 saat içinde 500 imza toplayabildiklerini belirterek, "Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" dedi. Fenerbahçe Başkanlığına adaylığını açıklayan İş İnsanı Sadettin Saran, Faruk Ilgaz Tesisleri’nde düzenlediği lansmansa kongre üyeleriyle bir araya geldi. Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu eski Başkanı Vefa Küçük de toplantı da yer alarak Saran’a destek verdi. Fenerbahçe’yi şampiyon yapmak için çalışacaklarını aktaran Saran, adaylık süreci ile ilgili bilgiler vererek, "Kasım ayında Ali Koç ile buluştum. Maddi manevi çok büyük emek verdiniz, bu işi öğrendin, devam edeceksen biz arkandayız ancak devam etmeyecekseniz biz bu işi çok iyi yaparız ve göreve talibiz dedim. O da, ’Çok iyi yapacağına ben de inanıyorum’ dedi. Kulüp bilançolarına, defterlere bakmamız için resmi olarak aday olmamız gerekiyordu. Takım şampiyonluğa gidiyor, kongre sürecine de sokmak istemiyoruz ama madem öyle dedik 48 saatte büyük teveccühle 500 imzayı topladık. Bunun için de çok teşekkür ediyoruz. Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız. Hem saha içinde hem saha dışında mücadele ediyoruz. Oyuncularımıza uzanan elleri kırmasını biliriz" ifadelerini kullandı. "Fenerbahçe hepimizindir" Fenerbahçe için birlik beraberlik mesajı beren 59 yaşındaki iş insanı, "Fenerbahçe hiçbir şahsa ait değildir. Fenerbahçe sizindir Fenerbahçe bizimdir. Fenerbahçe hepimizindir" diyerek sözlerini noktaladı. Saran’ın konuşmasının ardından Kongre Üyeleri yoğun alkışlarla destek verdi.