SAĞLIK - 01 Haziran 2017 Perşembe 12:51

'Kapsül ve film tabakalı tablet ilaçlarımız tehlike arzetmeye devam ediyor'

A
A
A
'Kapsül ve film tabakalı tablet ilaçlarımız tehlike arzetmeye devam ediyor'

GİMDES Başkanı Dr.Hüseyin K.Büyüközer ilaç ve gıda maddelerinde kapsülleme veya film tabakalamada helal şartların yerine getirilmediğini belirtti.

Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği (GİMDES) Başkanı Dr .Hüseyin K.Büyüközer ilaç ve gıda maddelerinde kapsülleme veya film tabakalamada helal şartların yerine getirilmediğini belirtti. Büyüközer, “Çocukluğumda yetmiş yıl evvel seksen yıl evvel hastalandığımız zaman verilen ilaçlarda kapsüllüymüş, filim tabakalıymış böyle meselelerimiz yoktu. Bir müslüman olarak daha güvenli ilaçlarımızla tedavi olmaya çalışırdık. Daha çok da şimdiki yeni yetme hekimlerimizin kocakarı ilaçları dedikleri ilaçlarla tedavi oluyorduk. Toplum olarak çok daha sağlıklı, çok daha güzel bir yaşantımız vardı. Batı Teknoloji ve silah gücü ile ele geçirdiği dünya hakimiyetini kullanarak her geçen gün adım adım ülkeleri ve insanları kontrol edecek duruma geldi. Bu gün artık bütün yaşantımız, yaşantımızı devam ettirmek için gerekli bütün gereksinimlerimiz batının kontrolünde. Başta ilaçlarımız olmak üzere bütün sağlık gereksinimlerimiz de emperyalist ve gayri müslim Batının kontrolünde. Seksen yıl evvel ilaçlarımızda domuz ve alkol bulaşığına dahi rastlanmaz iken. Bugün hastandığımız zaman eczanelerimizde, nerede ise, domuzun bulaşmadığı, alkolle muamele görmemiş ilaç bulamama korkusu yaşıyoruz” diye konuştu.

“Helal konusunda bakanlıkta bir çalışma göremiyoruz”

“15 senedir siyasi iktidar tebasının yüzde 99’unun müslüman olmasına dayanarak onun, imani bir meselesi olan, helal konusundaki gereksinimlerine sıcak baktığını müşahade etmemize rağmen, Sağlık Bakanlığında ilaçların helalelleştirilmesi yönünde yeterli bir çalışma göremiyoruz” diyen Büyüközer, “ Hala batıdan devşirerek tercüme etikleri gayrimüslüm mantalitede hazırlanmış ilaç kodekslerine sıkısıkıya bağlı çalışmalar içerisinde. İlaçlarda bulunan önemli bir problem de kapsül ve tabletlerdeki kapsül ve filim tabakasında kullanılan haram maddeler. Bugünkü İlaç sanayi, acı ilaçların içimini kolaylaştırmak bahanesi ile, kapsülleme veya filim tabakalamayı, uzun zamandan beri kullanmaktadır. Gıda sanayinde kullanımı ise daha yenidir. Gıda sanayisinde kapsülleme yada filim tabakası ile kaplama daha çok gıda maddesinin fiziki görünümünü, rengini ve katkı maddeleri ile sağlanan tatlarını, kokularını muhafaza etmek ve korumak için kullanılmaktadır. Bu maksatla kullanılan koruyucu maddeler gelatin, arap zamkı, sellüloz zamkı, modifiye gıda nişastası, saf süt yağı ve benzerleridir. Filim tabakalama ve kapsüllemede arab zamkı, sellüloz zamkı, modifiye gıda nişastası ve süt yağı kullanılmışsa, muteber helal sertifika ile helal kabul edilebilir. Eğer bir ürün elâl katkılar kullanılarak yapılmışsa, ancak muhafaza etmek için kapsülleme veya tabakalama işlemi için domuzdan veya haram şartlardaki hayvanlardan yapılmış gelatin kullanılmışsa o ürün Haram durumuna gelir. İşin üzücü tarafı, ürün etiketinde onun üretiminde kullanılan katkı maddelerinin arasında olmadığı için gelatin belirtilmez. Bu durumda kesin emin olmadan, bu tür maddeleri almaktan kaçınmak en iyi yoldur. Ülkemizde faaliyet gösteren ilaç firmalarının , tıp fakültelerinin internet sitelerinde ilaç yapımı ile ilgili bilgi notlarını okursanız gerek tablet yapımında, gerek filim tabakalarının yapımında jelatin gibi kritik maddelerin kullanıldığının yazıldığını göreceksiniz” dedi.

“Kaplama metodları, şekerle kaplama,film veya lâk ile kaplama, bağırsakta çözünen kaplama şeklinde 3 gruba ayıran Büyüközer, şekerle kaplamayı şu şekilde açıkladı: Kazanda şekerli draje hazırlama en eski ve en çok kullanılan drajeleme usulüdür. Genellikle tablet üzerindeki kaplamanın kalınlığı 2-5 mm arasındadır. Bundan dolayı kaplanmış bir tablet kaplanmamış tabletin 2 misline yakın bir ağırlık gösterir. Draje haline getirilecek tabletler kolayca kaplanmaları için bombeli ve ince kenarlı olmalıdır. Draje yapımına geçmeden önce tabletler elenip tozlarından temizlenmelidir”.

Büyüközer kaplama işlemleri ve tabakaları hakkında da şu bilgileri verdi: “Alt kaplama, tabletler kazana konur ve motor çalıştırılır. Tabletlerin üzerine küçük partiler halinde şeker, jelatin, Arap zamkı ihtiva eden sıvı ilave edilip tabletlerin her tarafı ıslatılır. Tabletler kurumaya başlayınca üzerlerine şeker tozu, nişasta, talk, Gam Arabic gibi maddeler ihtiva eden bir toz serpilir. Tabletler tamamen tozlanınca sıcak veya soğuk hava akımı ile kurutulur.

Alt tabaka kaplaması iki basamaklı bir işlemdir. Birinci basamak sıcak alt tabaka şurubunun (akasya veya jelatin içeren) uygulanmasını içerir. Bu aşamada, tabletler üzerine bir alt tabaka tozu (kalsiyum karbonat, talk, kaolin, nişasta ve akasya gibi materyaller içeren) serpilir.

Şeker kaplama, kuruyan tabletler temizlenmiş kazana konularak şekerle kaplamaya başlanır. Bunun için şurup kullanılır. Kazan çalıştırılır, az miktar şurup ilave edilir. Ve tabletler serbest hareket edinceye kadar döndürmeye devam edilir. Çekirdekler serbest halde dönmeye başlayınca sıcak hava akımı verilir. Çekirdekler tozlanıncaya kadar bu işleme devam edilir. Tozlanınca tekrar şurup verilir. Tabletlerin kenarları tam kaplanıncaya kadar bu işlemlere devam edilir. İşlem tamamlandıktan sonra tabletler kazandan alınıp kurutulur. Alt tabaka kaplamaları yüksek miktarda talk, kalsiyum karbonat, kalsiyum sülfat, kaolin ve titanyum dioksit gibi dolgu maddeleri içermektedir. Yardımcı film yapıcılar olarak akasya, jelatin veya selüloz türevleri de kaplamanın bütünlüğünü sağlamak amacıyla kullanılabilmektedir.

Renk kaplama, draje imalatının en zor safhasıdır. Boya şurup içine karıştırılır. Boya olarak suda çözünen ve gıda sanayiinde kullanılan boyalar kullanılır. Amaranth, eritrosin, tartarazin, indigotin, klorofil, pigmentler en çok kullanılanlardır. Şurup miktarı ancak çekirdekler ıslanacak kadar olmalıdır. Drajeler serbest halde dönmeye başlayınca sıcak hava verilir. Drajeler fazla tozlanmadan sıcak havayı kesmelidir. Şurup verilmesi ve drajelerin kurutulması 5 dakika içinde yapılmalıdır. Bu işlemler bittikten sonra parlatmaya geçilir.
Parlatma, tabletler parlatma kazanına konur. Benzin, benzen, xylol, toluol, karbontetraklorür veya bunların karışımı içinde mumlar eritilip tabletlerin üzerine yeterli miktarda serpilir ve tabletler döndürülür. Parladıktan sonra tavalara çıkarılır kuruması için etüve konur. Şeker kaplamanın tek safhada yapılma şeklide püskürtme ile şeker kaplamadır.

Cila tabakası, şeker kaplamanın tamamlanabilmesi için renk tabakasının cilalanması gerekmektedir. Genellikle cila bir mum çözeltisidir (balmumu, karnauba mumu, kandelilla mumu vs.). Şellak ve mumların alkollü karışımları da cilalama amacıyla kullanılmaktadır.

Film kaplama veya laklama, şeker kaplamanın uzun sürmesi, kaplamanın tablete fazla ağırlık yüklemesi dolayısıyla tabletlerin daha hafif ince ve saydam polimer tabakaları ile kaplanılması ortaya konmuştur. Film kaplama püskürtme usulü ile yapılır. Püskürtme çok kısa aralıklarla ve yüzlerce defa yapılır. Her püskürtmeden sonra sıcak hava verilir. İstenen kalınlık elde edilinceye kadar işlem yapılır. Bu esnada yapışma olursa talk veya magnesiumstearat ilave edilir. Kaplama bitince tabletler kurutulur.

Bağırsakta çözünen kaplama (Enteric Coating), tabletlerin midede dağılmadan bağırsaklara geçmesini temin için üstlerine mide sıvısında çözünmeyen maddeler kaplanır. Bu amaçlarla tabletlerin üzerini kaplamak için en çok şellak ve selüloz asetil ftalat kullanılır”. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adıyaman Milletvekili Kurt, Koçali Barajıyla ilgili bilgi verdi Adıyaman Milletvekili ve Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Resul Kurt, Koçali Barajı ile ilgili gelinen aşama ve çalışmalar hakkında bilgi verdi. Adıyaman Milletvekili Resul Kurt, Adıyaman’da tarımsal üretimde büyük bir önemi olan Koçali Barajı’nın hem ülke ekonomisine hem de Adıyaman ekonomisine büyük katkı sağlayacağını vurguladı. Milletvekili Kurt, "Koçali Baraj inşaatına 21.11.2014 tarihinde başlanmıştır. Gövde sıyırma kazıları, dolusavak, derivasyon tüneli, batardo, ulaşım yolu, Bulam Tüneli ve gövde kaya dolgu imalatlarına başlanmıştır. İşin devam sırasında baraj sol sahilinde muhtelif noktalarda heyelanlar meydana gelmiştir. Sonrasında iyileştirme önlemlerinin alınması ve heyelandan etkilenen yapıların yer değişikliğinin yanı sıra derivasyon tünelinin uzatılması gibi önlemler hakkında DSİ 20.Bölge Müdürlüğü ve ilgili Daire Başkanlıklarınca çalışmalar yapılmaktadır. Ancak, 6 Şubat Kahramanmaraş depremleri sonrasında USGS tarafından yapılan hesaplamalara göre yaklaşık olarak 0,48 g ivme değerine maruz kaldığı görülmektedir. Bölgenin depremsellik durumunun değişmesinden kaynaklı mevcut Koçali Barajı Sismik Tehlike Analiz Raporu güncellenmekte olup güncel sismik parametreler kullanılarak yapılara ait stabilite hesapları yenilenmektedir. Oluşan depremler sonrasında bahse konu çalışmalara ivedilikle başlanılmış olup sonuçlanması akabinde inşaat çalışmalarına devam edilecektir. Koçali Sulaması Yaklaşım Kanalı ve Tüneli işinde yüzde 68 fiziksel gerçekleşme sağlanmış olup inşaat çalışmaları devam etmektedir. Koçali Barajı Ana İletim Hattı ve Sulaması işinde ise yüzde 17 fiziksel gerçekleşme sağlanmış olup çalışmalara devam edilmektedir. Aynı iş muhtevasında devam eden çalışmalar kapsamında 21 köyde toplam 25 bin 14 hektar alanda arazi toplulaştırma çalışması yapılacaktır. 2014 yılında 4 bin 568 hektar alanın tescil edilerek arazi toplulaştırma çalışmalarının tamamlanması hedeflenmektedir. Adıyaman Koçali İçme Suyu Tesisleri işinin projeleri tamamlanmış olup önümüzdeki dönemde ihale edilmesi planlanmaktadır” diye konuştu.
İzmir Prof. Dr. İlber Ortaylı İZKİTAP Fest’e konuk oldu İzmir Büyükşehir Belediyesinin ev sahipliğinde, bu yıl Kültürpark’taki açık alanda düzenlenen İZKİTAP Fest-İzmir Kitap Fuarı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramında büyük bir coşkuya sahne oldu. Ebeveynleri ile Kültürpark’a gelen çocuklar, konser ile atölye çalışmalarından sihirbaz ve dans gösterilerine, kukladan sokak oyunlarına kadar birçok etkinliğin yer aldığı çocuk şenliğine yoğun ilgi gösterdi. Tarihçi ve yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı da düzenlenen söyleşide İzmirlilerle bir araya geldi. İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde İZFAŞ tarafından “Çocuk Edebiyatı” ana temasıyla düzenlenen İZKİTAP Fest - İzmir Kitap Fuarı, 23 Nisan’da Evrencan ve Uzaylılar konseri, çocuklara özel etkinlik ve söyleşilerle İzmirli kitapseverlere ve çocuklara unutulmaz bir deneyim yaşattı. Açık alanda yapılan en büyük kitap fuarı olma özelliği taşıyan İZKİTAP Fest, 28 Nisan tarihine kadar her gün 10.00-21.00 saatleri arasında 300’e yakın yayınevi, 50’ye yakın sahaf, kurum ve sivil toplum kuruluşu standını ziyaret etme imkanının yanı sıra imza günü, söyleşi ve farklı etkinliklere katılma fırsatı da sağlıyor. "Göktürklerden beri ilk defa Türk ismiyle toplandı" İZKİTAP Fest’in 23 Nisan’a özel konuğu tarihçi ve yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı oldu. Atatürk Açıkhava Tiyatrosunda İzmirli kitapseverlerle buluşan Prof. Dr. Ortaylı, Türk demokrasisinin sağlam temellere dayandığını vurguladı. İlber Ortaylı, “23 Nisan çok önemli bir olay. Türkiye Büyük Millet Meclisi ve halk idaresi, Göktürklerden beri ilk defa Türk ismiyle toplandı. Türkiye’de umumi rey ile işbaşına gelen Ankara’daki hükümettir. İşgal edilmiş, şartlar tamamen aleyhine dönmüş bir memleket; ancak devletin bağımsızlığı tamamen bitmemiş. Harpten sonra ağır işgal hükümlerinin uygulanmak istendiği bir ülke, sınırlarını küçültmüşler, asker girmiş, itilaf devletleri giremedikleri bölgeleri de işgal ediyorlar Sevr’e göre. İşte buna karşı çıkıldı. Bir orduyu terhis ediyorlar; ancak terhis edilmeyenler organize edildi, kasaba ve şehirlerde insanlar, muhtelif sınıflar bir araya geldiler, bu çok mühim. Bu hareket keskin bir politika ve keskin bir politik görüşle yürütüldü. Meclis hükümetini yürüten kadroların içinde bile her zaman yüzde 100 uyum yoktu; ama belirli bir ideale, ahlaka, disipline bağlı bir irade vardı. Bu meclisteki insanlar seçimle gelmişlerdir. Meclisin tartışma adabı içinde, farklı fikirler hallediliyor. Bir araya gelmiş insanların farklılıklarının çok keskin olduğu, dünya görüşlerinin farklı olduğu bir meclis; ancak memleketin düşman istilası ve Sevr hükümlerinden kurtulması için çalışıyorlar. Birinci meclis, Türkiye’de demokrasinin kurulduğu, konvansiyonel bir sistemdir. Hükümeti seçer, devleti yönetir, olağanüstü savaş yetkilerini denetleyerek uyum içinde çalışmıştır. Hem Türkiye tarihinde hem bölge tarihinde Türkiye’de demokrasinin uyuşma ve tartışma geleneğinin ortaya çıktığı bir devirdir” dedi. Yurt dışına gitme isteğinde olan gençlere seslenen Prof. Dr. Ortaylı, “Memlekette büyük zorluklarla yetiştirdiğimiz gençlerin yabancı ellerde kalması Türkiye’yi aksatır” diyerek Türkiye’nin son 10 yıldaki vatandaşlık sisteminden de derhal geri dönmesi gerektiğinin altını çizdi. Ortaylı, “Türk vatandaşlığı kolay elde edilecek bir gömlek değil, ona sahip çıkacaksın. Arkasında; Balkanlardan, Kafkaslardan çileli göçler yatar. Ne yatar? Çanakkale’de, İstiklal Savaşı’nda, Birinci Dünya Savaşı’nda uzak çöllerde ölmüş dedeler yatar. Ta Gazze’den başlayan sınıra kadar mezarlıklar var, geze geze gidersin budur yani. Uzun yıllar çileli bir şekilde yerli malı kullanan, enflasyona dayanarak yaşayan, baraj yapılsın diye enflasyon içinde yaşamaya razı olmuş kitle yatar. Oralarda sulanmış toprakları şimdi ona buna satmak marifet değildir. Burası son derece imtiyazlı bir vatandaşlık kitlesinin sahip olduğu bir yerdir. ABD, bazı Avrupa devletlerine benzemez. Herkes vatandaşlığına, hemşeriliğine sahip olsun” diye konuştu. “Bu millet sandıkta rey veriyor. 77 yaşındayım sandıktan başka bir şey hatırlamıyorum. Dolayısıyla böyle bir demokraside, insanların bir takım; karamsar, kötümser, yıkıcı yorumları dinleyerek yüzlerini kara çıkarmanın gereği yoktur” diyen İlber Ortaylı, “Belediye seçimlerine katılın, katılmamak olmaz. Beğenmediğiniz adamlar adaysa yerine yenisini koyarsınız herkes anlar. Beğenmeyince küskün olmanın alemi yoktur. Tavşan dağa küsmüş oluyor o zaman. Rey verilecek. Çok önemli bir şey” dedi.