GÜNDEM - 17 Aralık 2017 Pazar 08:34

Karadeniz’in kadın balıkçıları

A
A
A
Karadeniz’in kadın balıkçıları

Ordu’da geçimini balıkçılıkla sağlayan erkeklerin en büyük destekçileri eşleri oluyor.

Ordu’nun Perşembe ilçesi Okçulu Mahallesi’ndeki kadınlar balıktan dönen eşlerine ağdaki balıkları temizleyerek yardımcı oluyorlar. Sabahın erken saatlerinde denize açılarak ağlarını toplayan balıkçıların ailelerindeki kadınlar da erkeklerine ağ temizleme esnasında yardımcı oluyor. Bazı kadınlar ise mecbur kaldıklarında eşi ile birlikte denize çıkıyor ve balık için ağ atıyorlar.

Eşlerine yardım eden balıkçı kadınlardan Nuran Arslan, “Evlendikten 4 yıl sonra eşim rahatsızlık geçirdi ve gurbete gitmeyerek burada yaşama kararı aldık. Sonrasında yanında kimse olmadığı için balıkçılık konusunda hep ben yardımcı oldum kendisine. Bu zamandan sonra beraber denize çıkmaya başladık. Kimse olmadığı için ikimiz yıllardır bu işi sürdürüyoruz. Balıkçılık mesleği ile çocuklarımızı büyüttük ve okuttuk. Balıkçılık mesleği gerçekten çok zor ve meşakkatli bir iş. Kesinlikle erkek işi olduğunu söylemek istiyorum. En zorlandığım bu işte sabaha karşı 3 gibi denize açılıyorsun ve denize açılarak ağ atmak beni çok zorluyor. Çocuklarımız gerçekten ilk başladığımda işe küçüktü ve kendi başlarına okula gidiyorlardı. Hep onları düşünüyordum ama mecburen denize gittim. Çocuklarım hep kendi kendilerine okudular. Doğru dürüst ilgilenemedim çocuklarımla. Geçimimizi sağlamak için balıkçılık mesleğine devam etmek zorundayım. Başka iş için yaşadığımız yerde imkan yok. Mecburen bu işi devam ettirmek zorundayız. Eşimle birlikte ömrümün yettiği kadar bu işi sürdüreceğim. Son zamanlarda denizden balık avımız güzel fakat yunus balıkları ağlarımıza büyük zararlar veriyor. Bu durumda bizleri çok rahatsız ediyor” dedi.

"22 YILDIR BİRLİKTE BALIKÇILIK YAPIYORUZ"

Balıkçılık mesleğinde en zor durumun rüzgarlı havada denize çıkmak olduğunu söyleyen Selma Şahin, “Eşimle sık olmasa da denize açılarak ağ atıyoruz. Balıkçılık gerçekten zor bir meslek. Ev hanımlığı ona göre çok rahat. Denizde ne olacağını bilmiyorsun fakat ev işinde yaptığın işler rutin işler. Eşimle 22 yıldır evliyiz ve ilk evlendiğim zamandan bu zamana balıkçılığı devam ettiriyorum. Babam da balıkçıydı ve evlendikten sonra da çok fazla hayatımda bu anlamda değişiklik olmadı. Kış ayında çok zorlanıyoruz. Çok soğuk oluyor ve ellerimiz soğuktan çatlıyor. Yazın ise aksine keyif alıyoruz işimizden. Limanlarımız gerçekten iyi değil bu konuda yardım istiyoruz yetkili kişilerden. Çok zor hava şartlarında limana yanaşamıyor, başka limanlara gitmek zorunda kalıyoruz” diye konuştu.

"EŞİME YARDIMCI OLMAK ZORUNDAYIM"

Soğuk havalarda çok zorlandığını belirten Ayşe Yar, “Gerçekten kötü havalarda işimizi yaparken üşüyoruz. Her sabah limana gelerek eşime yardımcı oluyorum. Ağlardaki balıkları alıyoruz. Eşime yardımcı olmak zorundayım. Arkadaşlarımızla bir araya geldiğimizde zor bir meslek yaptığımızı onlara anlatıyoruz. Sabah sıcak yatağımızda yatmak varken neden balıkçılık yaptığımızı konuşuyoruz devamlı. Evimizin geçimini sağlamak için bu işi yapmak zorundayız. Çocuklarımız okuyor. Eşime yardım ediyor ve evimize maddi destek sağlarken katkı sağlıyorum” şeklinde konuştu.

Çalışmaya eşlerinden başka birini bulamadıkları ifade eden Olcay Şahin ise yaptığı açıklamada, “Genellikle buralı olan vatandaşlar gurbette. Çalışmaya kimse olmadığı için eşlerimizden destek alıyoruz. Yakın çevrelerde avlanıyoruz” açıklamasını yaptı.

"BEN DE ONA EV İŞLERİNDE YARDIMCI OLUYORUM"

Balıkçı Murat Yar da, “Eşimle 20 yıldır evliyiz. Önceleri ara ara yardıma geliyordu şimdi ise daha çok yardıma geliyor. İhtiyaç olduğunda bana yardımcı oluyor, denize beraber çıkarak ağ atıyoruz. Ben de ona ev işlerinde yardımcı oluyorum. Hayatımızı bu şekilde devam ettiriyoruz” ifadelerini kullandı

Ahmet Altay

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Doğaseverler Kadıralak Yaylası’nda bir araya geldi 15-22 Nisan tarihleri arasında düzenlenen 48. Turizm Haftası etkinlikleri çerçevesinde bir çok doğasever Kadıralak Yaylası’nda bir araya geldi. Mavi yıldız çiçekleri ile ön plana çıkan Kadıralak Yaylası’nın eşsiz güzelliği ve doğal zenginlikleri, Trabzon turizmi açısından büyük bir önem taşıyor. Bu çerçevede sivil toplum kuruluşlarının da içinde bulunduğu bir grup doğasever 15-22 Nisan Turizm Haftası etkinlikleri çerçevesinde bir araya geldi. Etkinliğe Tonya Kaymakamı Adem Eser, Trabzon İl Kültür ve Turizm Müdürü Tamer Erdoğan ve vatandaşlar da katıldı. Etkinlikte konuşan Tonya Kaymakamı Adem Eser, Kadıralak Yaylası’nın tanıtımının tüm Türkiye’ye yayılması temennisinde bulunarak "6 aydır burada görevliyim. Bu yaylanın ilçemiz sınırları içerisinde olmasından dolayı çok mutluyum. Trabzon’un içinden ve şehir dışından gelen ziyaretçilerime hoş geldiniz diyorum" dedi. İl Kültür ve Turizm Müdürü Tamer Erdoğan ise, "Burada doğa spor dernekleri ve diğer derneklerimiz ile beraber bugün buradayız. Turizm Trabzon’un vazgeçilmez bir unsuru. Trabzon ekonomisinin yüzde 70’i turizmden geliyor. Turizm sezonu başladı ve bu sezonun 2023 yılına göre daha iyi olmasını bekliyoruz. Tüm hazırlıklarımız tamam. Bayram tatilinden itibaren yoğunluk başladı. Önümüzdeki aylardan itibaren yoğunluğumuz her geçen gün artarak devam edecek" diye konuştu. Bilindiği üzere ‘Uluslararası Bern Sözleşmesi’ gereği korunan yörede “Mor Yayla” ismi ile de bilinen her yıl Nisan ayında açan mavi yıldız çiçekleri ile meşhur Trabzon’un Tonya ilçesine bağlı son yıllarda vatandaşların uğrak yerlerinden biri haline gelen Kadıralak Yaylası binlerce turisti ağırlıyor.
Edirne Edirne’de AFAD gönüllüleri sertifikalarını aldı Edirne’de eğitimlerini tamamlayan destek AFAD gönüllüleri sertifikalarını düzenlenen törenle aldı. Törende konuşan Edirne Valisi Yunus Sezer, Türkiye’de 6 Şubat depreminden önce 500, 600 bin civarında olan afet gönüllüsü sayısının şu anda yaklaşık 1 buçuk milyonu bulduğunu söyledi. Deprem, sel, yangın gibi doğal afetlerde görev almak için çeşitli eğitimlerden geçen destek AFAD gönüllüleri, sertifikalarına kavuştu. Özellikle 6 Şubat tarihinde yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bu tür eğitimlere talep oldukça arttı. Kentteki bir tesiste düzenlenen sertifika töreninde destek AFAD gönüllüleri ile bir araya gelen Edirne Valisi Yunus Sezer, her birine çalışmalarında başarılar diledi. Ülkenin her noktasında neredeyse afet riski ile karşı karşıya kalındığını söyleyen Edirne Valisi Yunus Sezer, bunların sel, deprem, yangın, heyelan gibi tehlikeli afet durumlarından oluştuğunu aktardı. Tokat Sulusaray merkezli ve çevre illeri etkileyen bir deprem yaşandığını ve artçı depremlerin hala devam ettiğini ifade eden Vali Sezer, "Karadeniz Bölgemiz ise heyelan ve sellerle karşı karşıya bir tehdit halinde. Bugün Edirne ilimizde de benzer yağışlar ve bunun getireceği tehlikeli taşkınlar ihtimali var. Bunları biz kendi imkânlarımızla, AFAD personellerimizle de olsa üzerinden gelme imkânımız yok. Afetlerde ilgili olarak eğitim sürecinde de öğrenilen şey, afetlerle mücadelede önemli olan şey riski azaltmaktır. Risk azaldıkça, afetlere müdahale başarısı da ters orantılı olarak artmaktadır. Riski azaltmadan afetlerde mücadelede başarıya ulaşmanın imkânı çok düşüktür. Ancak müdahalede başarılı olursunuz. Müdahale kapasitemiz ülke olarak, risk yönetimi çok fazla olmasa da kriz yönetimimiz belki de dünyada ilk sırada yer alıyor. Krizlerle ülke olarak başarılı olarak, afetlerde özellikle görüldüğü gibi başa çıkıyoruz. Belki dünya tarihinin yaşamış olduğu en büyük depremlerden birini 6 Şubat’ta, 20 ilimizi etkileyen Maraş Pazarcık merkezli depremde gördük ve bu deprem 6 ay geçmeden neredeyse barınma problemleri başta olmak üzere, birçok problemi halletmiş bir ülkeyiz" ifadelerine yer verdi. "Riski azaltma aşamasının en önemli noktası gönüllülük sistemidir" Afet sonrasında iyileştirme noktasında çok iyi noktada olunduğunu ve riski azaltma aşamasının en önemli noktasının da gönüllülük sistemi olduğunu vurgulayan Vali Sezer, gönüllülük sisteminin ülke genelinde çok iyi seviyede olduğuna değindi. Hem Kızılay, hem de AFAD gönüllüleri olduğunu belirten Vali Sezer, bu görevin çok önemli olduğunu ve yeri geldiğinde ailesinden, işinden feragat ederek her türlü fedakarlığın göstergesini de beraberinde getirdiğini ifade etti. Edirne’de bir sivil toplum kuruluşunun akredite olduğunu söyleyen Vali Sezer, itfaiye ve diğer sivil toplum kuruluşlarının eğitimlerinin devam ettiğini ve 2 bin arama kurtarma personeli yetiştirmeyi hedeflediklerini ifade etti. Edirne’yi balkanları da içine alacak şekilde arama kurtarmanın merkezi yapmayı da hedeflediklerini söyleyen Vali Sezer, "Edirne’de afet olmayabilir ama komşu illerimizde bir afet meydana gelebilir bu yüzde Edirne’yi merkez yapmak için çalışıyoruz. Balkanlardaki üniversitelerin de katılımıyla bir arama kurtarma merkezini burada oluşturmayı düşünüyoruz. Şuanda 299 AFAD destek gönüllümüz var. 6 bin de AFAD gönüllümüz var. Bu sayıyı daha da arttırmalıyız" dedi. Gönüllülerin yanlarında olmasının ve kendileriyle çalışmalarının çok önemli olduğunu söyleyen Edirne İl Afet ve Acil Durum (AFAD) Müdürü Elvan Kaya, destek AFAD gönüllüleri ile Kahramanmaraş merkezli depremlerde zor işlerde beraber görev yaptıklarını belirtti. Sertifika töreninde konuşan Destek AFAD Gönüllüsü Selda İnanç, Geçmiş afetlere bakıldığında ülkede büyük kayıplar yaşandığını hatırlattı. 1999 Marmara depremi ile 6 Şubat 2023’te meydana gelen ve pek çok ili etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremin ardından afetlerle baş edebilmek için toplumun oluşturduğu gönüllü yapılanmaların afet öncesi ve sonrası meydana gelen kayıpları en aza indirme noktasında ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini söyleyen İnanç, ellerinden gelecek her şeyi yapabilmek ve faydalı olabilmek adına AFAD arama kurtarma gönüllüsü olabilmek için elleri, kolları sıvadıklarını ve bu işe adım attıklarını ifade etti. Konuşmaların ardından eğitimlerini tamamlayan destek AFAD gönüllüleri sertifikalarını Edirne Valisi Yunus Sezer’in elinden aldı. Düzenlenen tören toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.