GÜNDEM - 24 Haziran 2017 Cumartesi 10:01

Karadenizli üniversitelinin kokuyla imtihanı

A
A
A
Karadenizli üniversitelinin kokuyla imtihanı

Samsunlu bir vatandaş yaşadıkları apartmanın bacasındaki rahatsız edici kokuyu önlemek için çatıya konuşlandırdığı baca gülü rüzgar esmediği anlarda etkisiz kalıp koku devam edince Karadenizli zekasını konuşturup baca gülünü güneş enerjisiyle çalıştırdı. Sistem rüzgarın fazla estiği anlarda da rüzgar enerjisinden elektrik üretiyor.

Amasya Üniversitesinde Elektrik ve Enerji Bölümünde öğrenim gören Samsunlu Gökhan Hut, baca gülünü güneş enerjisiyle gün boyunca çalıştıran sistemi geliştirip ailecek rahatsız oldukları kokuyu önlerken ürettiği elektrik enerjisiyle apartmanın ortak aydınlatma ihtiyacını bedavadan sağlayacak.

"Kokudan evde duramaz hale gelmiştik"

Samsun'un İlkadım ilçesi Liman Mahallesi'ndeki 10 katlı apartmanın 6. katında yaşayan evli ve 3 çocuk babası Hut, apartmanın girişindeki lokanta ve pidecinin baca giderinin üstteki dairelerle aynı olmasından dolayı çıkan kokunun her geçen gün artması sonrası eşi ve çocuklarının da durumdan şikayetçi olduklarını belirterek, “Mutfaktaki tüm kokular evin içine dağlıyordu. Aspiratör de çalıştırdık, camları da açtık ama önleyemedik. Çocuklar da rahatsız olmaya başlayınca evde artık duramaz hale gelmiştik. Eşim ‘kokuyu hallet’ dedi. Üç, dört gün yakınlarımızın yanında kaldık” sözleriyle yaşadıklarını anlattı.

Öğrenim gördüğü Amasya Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Elektrik ve Enerji Bölümü Uzaktan Eğitim (UZEM) Programındaki arkadaşları Özay Demetgül, Serkay Seyitvan ve Celal Tolga ile durumu paylaşıp birlikte çözüm arayışına girerken aldığı baca kapaklarının da kokuyu önleyemediğini vurgulayan 35 yaşındaki Hut, “Rüzgarla dönebilen baca gülünü duydum. Rüzgarın olmadığı zamanda kokuyu tam çekmeyince arkadaşlarımla bu cihazı geliştirdim. Sağlanan elektrik enerjisiyle apartmanın ortak aydınlatmasını da bedava sağlayacağız. Eşim de çok sevindi. İnsan evinde temiz ve hijyenik ortam ister. Kokusuz bir ortam ister. Bu kokuyu da bu sistemle halletmiş olduk” diye konuştu.

Samsun Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresinde (SASKİ) görev yaparken bu yıl üniversiteden mezun olmayı planlayan Hut, proje ödevleri olarak da sundukları cihazın prototipini kendilerinden sonra gelecek öğrencilerin incelemesi için okula bırakacaklarını söyledi.
Elektrik ve Enerji Bölüm Başkanı Öğretim Görevlisi Cenk Gezegin de öğrencilerinin geliştirdiği sistemin birçok fikri bir araya getirerek çözüm ürettiği için ilginçlik taşıdığına dikkat çekti.

Murat Çelik A.-Kenan Akyüz
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.