EĞİTİM - 21 Ocak 2017 Cumartesi 12:19

Karataş: İyi bir gelecek için yeni bir müfredata ihtiyaç var

A
A
A
Karataş: İyi bir gelecek için yeni bir müfredata ihtiyaç var

Eğitim Bir Sen 2 Nolu Şube Başkanı Mustafa Karataş, iyi bir gelecek için yeni bir müfredata ihtiyaç olduğunu söyledi.

2016-2017 eğitim-öğretim yılı birinci kanaat döneminin eğitim çalışanlarının birçok olumsuzluğa rağmen özveriyle çalıştıkları, darbe girişimi sonrası yaşanan kritik bir sürecin ardından sona erdiğini dile getiren Mustafa Karataş, “Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) hain planlarının icra edildiği bir zaman diliminde ve bunun artçı sarsıntılarının gölgesinde açılan eğitim-öğretim yılında, ihanet şebekesine mensup kişilerin kamudan tasfiye edilmesine yönelik tedbirlerin alınması nedeniyle, bazı olumsuzlar yaşanmıştır. İhraçlar, açığa almalar, özellikle valilikler ve kaymakamlıklar tarafından açığa alınanların durumlarının netleştirilmesinin gecikmesi eğitim-öğretimi etkilemiştir. Masum ve hainlerin ayrıştırılması noktasında illere göre farklılıkların olması art niyetlilere kapı aralamış, hainlerin gizlenmesine, masumların ise itibarsızlaştırılmasına zemin hazırlamıştır” dedi.

EĞİTİM GÜNDEMİNDE OLAĞAN HALE DÖNÜLMELİDİR
Öğretmen açığı, erkek kamu görevlilerine dayatılan darbe ürünü kılık ve kıyafet yönetmeliği, ek ders esaslarındaki eşitsizlikler, ders ücretlerindeki adaletsizlikler, mülakata dayalı sözleşmeli öğretmenlik, performans, rotasyon, müfredat, alan değişikliği, kariyer basamakları gibi birçok sorun çözüme kavuşturulmayı beklediğini anlatan Mustafa Karataş, “Eğitim gündeminde olağan hale dönülmelidir
Öncelikle eğitim gündeminin olağan hâle gelmesi için herkes üzerine düşeni bir an evvel yapmalıdır. Terör örgütlerinin bertaraf edilmesine, elemanlarının ve uzantılarının siyasal zeminden kamu düzenine, kamu personel sisteminden ekonomik sisteme bütün alanlardan tasfiye edilmesine yönelik faaliyetler, demokratik işleyişin, hukuk düzeninin ve insan haklarına dayanan toplumsal hayatın korunması amacıyla hukuk kurallarına bağlılık ve adaletin tesis edilmesi ekseninde hassasiyetle ve hızla yürütülmelidir.
Çok sayıda öğretmenin halen açıkta bekletilmesinin, birçoğu hakkında hâlâ bir inceleme/soruşturma yapılmamış olmasının mesleki ve sosyal yansımaları göz önüne alınarak, suçu tespit edilenlerin cezalandırılması, masum olanların ise bir an önce görevlerine iade edilmesi gerekmektedir. Özellikle iller arasında veya kurumlar arasında farklı usullerin uygulanması, gereksiz yere ve uzun süreli görevden uzaklaştırma tedbiri uygulanması, haklarında herhangi bir adli ve idari işlem yapılmayanların görevlerine döndürülmemesi, eğitim çalışanlarını huzursuz etmekte, eğitim-öğretimi de olumsuz etkilemektedir.” dedi.

SORUNLARIMIZIN ÇARESİ ÇAĞA UYGUN, YENİLİKLERE AÇIK DERS PROGRAMLARINDAN GEÇMEKTEDİR
Yoğun bir değişimin yaşandığı bugünün dünyasında meraklı, öğrenmeye istekli, üretken, öz güvenli, kendini iyi ifade edebilen, sürekli yeni şeyler öğrenebilecek ve yeni fikirler bulup bunları uygulayabilecek insan kaynağına ihtiyaç bulunduğunu ifade eden Karataş, daha sonra şunları söyledi; “Eğitim sistemimiz, Anayasa’dan başlanarak kanunlar, yönetmelikler ve diğer mevzuat çerçevesinde çağın ihtiyaçlarına cevap verebilecek, milletin beklentilerini karşılayacak şekilde yeniden ele alınmalıdır. Temel hak ve özgürlükleri yeterince gözetmeyen, öğrencilere ileri düzeyde düşünme becerileri kazandırmayan, mevcut kazanımları öğrenci seviyesine uygun olmayan, hayatla bağlantısı bulunmayan, öğrencileri kendi yetenekleri ve yeterlilikleri çerçevesinde geliştiremeyen; insanlığı seven, değerlerine sahip çıkan, temiz karakterli nesiller yetiştiremeyen; ezberden, taklitten ziyade analitik düşünebilen gençleri heyecanlandıramayan, sorgulayıcı ve eleştirel bakışı fertlere kazandıramayan, öğretmenlere ve okullara müfredat oluşturma ve uygulama konusunda anlamlı bir rol vermeyen, Türkiye’yi uluslararası öğrenci değerlendirme sınavlarında dereceye sokamayan mevcut eğitim programlarıyla yerimizde saymaya hatta daha da geriye gitmeye mahkûm olmaya devam ederiz. Ülkemizin, gençlerimizin uluslararası rekabete daha dayanıklı hale gelmesi, uluslararası alanda bilimsel başarılar elde etmesi bugünkü ihtiyaçların tümüne cevap verebilecek bir eğitim programıyla mümkündür. Bu bağlamda yeni müfredat talebimizin tartışıldığı bugünlerde, tartışmaların, demokratik şartlarda olgunlaşarak yeni bir eğitim felsefesine evrilmesini ümit ediyoruz. Tamamen özgürlükçü, eğitimde fırsat eşitliğini sağlayan, eleştirel ve evrensel değerleri esas alan, zamanın ruhuna uygun bir eğitim modelini inşa etme vaktinin geldiğini düşünüyoruz.

İHTİYAÇ KADROLU ÖĞRETMENLERLE KARŞILANMALI, MÜLAKATLI/SÖZLEŞMELİ İSTİHDAMDAN VAZGEÇİLMELİDİR
Son yıllarda derslik yapımında kayda değer bir artış olmasına ve çok sayıda öğretmen ataması yapılmasına rağmen hâlâ 100 bine yakın öğretmen açığı bulunmaktadır. Eğitime ilişkin reformların kalıcı hâle gelmesi, okullarda boş ders kalmamasına ve sınıflarda sadece kadrolu öğretmenlerin bulunmasına bağlıdır. Bu nedenle, hem yeni öğretmen kadroları ihdas edecek hem de sözleşmeli öğretmen alımındaki hatayı telafi ederek sözleşmeli öğretmenleri kadroya geçirecek yasal bir düzenlemeye ihtiyaç duyulmaktadır. Kadrolu istihdam konusunda gereken adım atılmalı; öğretmen ihtiyacı tamamen karşılanmalı ve alımlar kadrolu olarak yapılmalıdır.

İSTİHDAMDA GÜÇLÜK ÇEKİLEN BÖLGELERDE GÖREV YAPAN EĞİTİMCİLERE EK TAZMİNAT VERİLMELİDİR
Kalkınmada öncelikli bölgelerde kalıcı öğretmen istihdamının sağlanamaması önemli bir sorun olarak varlığını sürdürmektedir. Söz konusu yerlerde, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinde bir öğretmenin görevde kalma süresi ortalama 1,5 yıldır. Bu durum, eğitim ve öğretimde istikrar sorununa neden olmaktadır. Zorunlu hizmet bölgelerinde görev yapan eğitimcilere bölgenin mahrumiyet durumuna göre ilave özel hizmet tazminatı ödenmesi, istikrarlı bir istihdam sağlayacaktır. Bu nedenle, hükûmet cebri yöntemleri dayatarak değil, teşviki yöntemleri özendirerek istikrarlı, kalıcı ve verimli bir istihdam politikasını benimsemelidir.

EK DERS ÜCRETLERİNDEKİ ÇARPIKLIKLAR GİDERİLMELİ, HAKKANİYETE UYGUN BİR İYİLEŞTİRME YAPILMALIDIR
11 yıldır uygulanmakta olan ek ders esaslarında bazı adaletsizlikler yaşanmaktadır. Millî Eğitim Bakanlığı, sendikalardan da görüş alarak ek ders esaslarında yapmayı planladığı değişikliği aradan üç yıl geçmesine rağmen bir türlü hayata geçirememiştir. Öğretmenlerin branşlarına göre ek ders ücretlerindeki adaletsizliğe son verilmeli, okul türlerine göre yöneticilere verilen ek ders ücreti farklılıkları sorunu artık çözüme kavuşturulmalıdır. Maaş karşılığı ödenen ders saati sayısındaki eşitsizlik, düzenleme yapılarak giderilmeli, öğretmenlerin girebilecekleri ek ders saati üst limiti yeniden gözden geçirilmeli ve mevcut ek ders birim ücreti artırılmalıdır.

OKULLARA BÜTÇE VERİLMESİ KARARI HAYATA GEÇİRİLMELİDİR
Eğitim-Bir-Sen’in Milli Eğitim Şûrası’nda sunduğu tekliflerden olan ve şûra genel kurulunda da kabul edilen okullara bütçe verilmesi kararı bir an önce uygulanmalıdır. Okul yöneticilerinin asli görevlerini yerine getirmelerinin önündeki en büyük engel olan bütçe sorunu; öğretmeni, yöneticiyi ve veliyi karşı karşıya getirmekte, bundan en fazla zararı yine okul yönetimleri görmektedir. Bunun önüne geçmek için merkezi bütçeden, öğrenci başına ödenek uygulamasına geçilmeli, okullarda tahsildarlığa son verilmelidir.

KAMU GÖREVLİLERİNE KILIK VE KIYAFET DAYATMASI YAPILMAMALI, DARBE ÜRÜNÜ YÖNETMELİK DERHAL KALDIRILMALIDIR
Kamu görevlilerini ilgilendiren çerçeve yönetmelikte acilen değişikliğe gidilerek, öğretmene ne giyeceğini bilemeyen kişi muamelesi yapılmamalı; mülki idare amirleri ile eğitimciler arasında tartışma konusu yapılan, eğitimcilerin moralini bozan, eğitimin niteliğini düşüren çağ dışı kılık ve kıyafet yönetmeliği derhal kaldırılmalı; insan hak ve hürriyetlerine uygun, özgürlükçü bir anlayış doğrultusunda yeni bir düzenleme yapılmalıdır.

KARİYER BASAMAKLARI SORUNUNA ÇÖZÜM BULUNMALIDIR
13 yıl önce kariyer basamaklarında yapılan düzenleme, hedeflenen sonuca ulaşmayı sağlamadığı gibi, yeni bir soruna yol açmış ve mağduriyetlere neden olmuştur. Anayasa Mahkemesi’nin verdiği iptal kararının gereğinin yapılmaması, kariyer basamakları uygulamasındaki belirsizliği günümüze kadar devam ettirmiştir. Tezli yüksek lisans yapanların açtıkları on binlerce dava yerel mahkemelerde öğretmenlerin lehine sonuçlanmış, daha sonra ise Danıştay, kararı öğretmenlerin aleyhine olacak şekilde reddetmiştir. Bunun sonucunda yüz binlerce öğretmen mağdur olmuştur. Bakanlık, kariyer basamakları sorununu gündemine almalı ve mağduriyetleri giderecek bir çözüm yolu bulmalıdır.

ÖĞRETMENLERE ALAN DEĞİŞİKLİĞİ HAKKI TANINMALIDIR
Alan değişikliği konusunda verilen sözlerin tutulmaması, alan değişikliği yapmak isteyen ve alan değişikliği yapamadığı için mağdur olan çok sayıda öğretmenin kariyer planlaması yapmasına engel teşkil etmiştir. Millî Eğitim Bakanlığı bu konuda ivedi olarak adım atmalı ve alan değişikliği hakkı tanımalıdır.

KARMA EĞİTİM DAYATMASINDAN VAZGEÇİLMELİ, ÖĞRENCİLERE SEÇME HAKKI VERİLMELİDİR
Öğrencilere ve velilere seçme hakkı tanımayan karma eğitim uygulaması terk edilmelidir. 1739 sayılı Temel Eğitim Kanunu’nda yer alan, “Okullarda kız ve erkek karma eğitim yapılması esastır’ ibaresi değiştirilerek, demokratik, veliye ve öğrenciye seçme hakkı tanıyan bir düzenleme yapılmalıdır.

ROTASYON VE PERFORMANS DEĞERLENDİRMESİ GİBİ İŞ BARIŞINI VE ÇALIŞMA MOTİVASYONUNU BOZACAK GİRİŞİMLERDEN UZAK DURULMALIDIR
Millî Eğitim Bakanlığı’nın sürdürülebilir ve yönetilebilir bir istihdam politikası oluşturamamasının ceremesini eğitim çalışanları çekmemelidir. Eğitim sistemimizin karma eğitim dayatması, müfredat, sosyo-ekonomik açıdan az gelişmiş yörelerdeki öğretmenlerin görev süresi, kariyer basamakları, altyapı ve donanım eksiklikleri, okul bütçesi gibi çözüm bekleyen sorunları ortada dururken, eğitim çalışanlarını huzursuz edecek, işlerine ve mesleki gelişimlerine odaklanmalarını engelleyecek, çalışma barışını ve kurumsal iş birliğini bozacak rotasyon, performans değerlendirmesi gibi zorlama tedbirlerin Bakanlığın gündeminden çıkarılması ve cebri değil teşviki alternatiflerin öne çıkarıldığı bir politikanın tesisi gereklidir.

Kanuni bir dayanağı olmayan; sağlıklı, güvenilir ve nesnel bir değerlendirme için gerekli ortak bir zeminin öğretmenler ve eğitim hizmeti sunumu özelinde bulunmadığı, amacı ve içeriği belirlenmemiş performans değerlendirmesi sürecine karşı duruşumuz açık ve nettir. Karar alıcılar eğitimin konusunun sayılar değil, insanlar olduğu gerçeğini idrak etmeli, saik bu olmadığı müddetçe sayısal gelişmeyle kalkınma sağlanamayacağından hareketle performans değerlendirmesi türünden çalışma barışını ve iş huzurunu bozacak tasarılardan uzak durmalıdır.

Yine aile birliği, sağlık, engellilik durumu, lisansüstü eğitim gibi temel ve anayasal hakları gözetmeyen, eğitim hizmetiyle bağlantısız, eğitimin yönetiminden ve eğitim hizmeti sunucusu asli özne olan öğretmenin hizmet sunumunu iyileştirmekten uzak olan rotasyon gibi uygulamalardan da derhal vazgeçilmelidir. Bakanlık tarafından gerekçesinin ne olduğu, eğitimin kalitesi ve öğretmen motivasyonu gibi hususlarla nasıl bir ilişkisinin olduğu izah edilemeyen, dolayısıyla eğitim hizmetinin sunumuna ve eğitim çalışanlarına hiçbir katkı sunmayacağı gibi iş barışını ve çalışma motivasyonunu da ortadan kaldıracak olan rotasyonu kabul etmeyeceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz.

15 GÜNLÜK DÖNEM İYİ DEĞERLENDİRİLMELİ
Öğrencilerimiz 15 günlük ara tatili iyi değerlendirmeli, hem dinlenmeli hem de başarısız oldukları alanlarda çalışmalı, en önemlisi de fırsat buldukça bol bol kitap okumalıdır. Velilerimiz, karne dolayısıyla öğrencilere hiçbir şekilde baskı yapmamalıdır. Eğitim-Bir-Sen olarak, başta öğretmenlerimiz olmak üzere, bütün eğitim çalışanlarımızı emeklerinden dolayı tebrik ediyor; 2016-2017 eğitim-öğretim yılı ikinci kanaat dönemine sorunlarından arınmış olarak girmelerini diliyoruz.” 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Karabük Milletvekili Keskinkılıç : “Karşımızdaki direnci kırdık, değişim için sıra sizde” AK Parti Karabük Milletvekilleri Cem Şahin ve Ali Keskinkılıç, “Şimdi değişim ve değiştirme zamanı” diyerek, hafta sonu yapılacak seçimlerde Özkan Çetinkaya’ya destek istedi. AK Parti Karabük İl Başkanı Ferhat Salt, Milletvekilleri Cem Şahin, Ali Keskinkılıç ve Belediye başkan adayı Özkan Çetinkaya, Öz Sağlık İş Sendikası üyeleri ile bir araya geldi. Düzenlenen etkinlikte konuşan AK Parti Karabük Milletvekili Ali Keskinkılıç, Özkan Çetinkaya’nın projeleri ile Karabük’ün modern ve çağdaş bir şehir olabileceğini halkın gördüğünü söyledi. “Karşımızdaki direnci kırdık” Özkan Çetinkaya’nın aday olduğundan Karabük’e farklı bir yüz getirdiğini anlatan Keskinkılıç, “ Bütün adaylar projeleri ile çıktı hesapta ama Özkan Çetinkaya’nın projeleri ortaya çıkınca hepsi bunun üzerine konuşmaya başladı. Seçim 2 aydır Özkan Çetinkaya’nın projeleri üzerinden gitti. Olurdu, olmazdı, yapardı yapamazdı, yaparlardı ederlerdi derken 2 ayın sonunda istemezuk olmaz zihniyeti, Karabük’te hiçbir şey değişmez zihniyeti direncini kaybetti. Sonunda ne demeye başladılar? olur, yapılır, ama ben daha kısa sürede yaparım, daha ucuz yaparım deme başladılar. Hani yapılamazdı Garpark, şimdi yapılır da şu fiyata yaparız demeye başladılar. Nehir parkı şu sürede yaparım, konutları şöyle yaparım demeye başladılar. Karabük’ün tekrar modern, çağdaş bir şehir olabileceği artık Karabük halkı tarafından görüldü. Çünkü karşımızdaki direnci kırdık. Karşımızda olanların tamamı kabul ettiler, evet Karabük değişebilir. Şimdi sıra sizde. Karabük’ü değiştirmek sizin elinizde. Özkan Çetinkaya’nın koyduğu vizyonu Karabük’te hayata geçirmek sizin elinizde. Vereceğiniz her oy Karabük’ü değiştirecek, bu memlekette değişime sebep olacak. Üniversite’nin oradan başlayan millet bahçesiyle bütünleşen, Gar park ile zirveleşen yepyeni bir Karabük ortaya çıkacak. Kentsel dönüşümle yorgun bina yükümüz değişecek. Yeni modern şehre kavuşacağız. Karabük bölgenin en önemli şehrim ve tekrar kuzeyin yıldızı olacak. Şimdi değişim ve değiştirme zamanı. Artık yeter, 15 yıl fırsat verdik, olan bu, bu kadar. Bakımsız caddeler, unutulmuş sokaklar, terk edilmiş mahalleler, yorgun binalar. En kıymetli yerlerimiz, en bakımsız halde. Artık yeter” dedi. Keskinkılıç, Özkan Çetinkaya’nın bu seçimlerde geçtiği her yerin pırıl pırıl olmaya başladığını da ifade ederek, “ Özkan başkan bir caddeden geçiyor, burayı asfaltlayacağız, güzelleştireceğiz diyor ertesi gün bakıyorsunuz belediyenin bütün ekibi orada. Yahu kardeşim 15 yıldır neredeydiniz? Özkan Çetinkaya şimdiden geçtiği her yeri değiştirmeye başladı. İşte bu genç adam Karabük’ün yeni lideri ve gençliğin öncüsüdür. Siz bu gençliğe destek verirseniz, bu genç adam yepyeni bir Karabük ortaya çıkaracak. Ve biz bununla gurur duyacağız. Diyeceğiz ki, bu Karabük’ü biz değiştirdik. Bu şehri tekrar güzelleştirmeliyiz. Çocuklarımız için yaşanacak bir yer haline getirdik diyeceğiz. Şehir bizim evimizdir. Gelin evimizi nasıl güzelleştiriyorsak şehrimizi de güzelleştirelim. Ve şuna inanıyorum, yepyeni bir Karabük’ü hep birlikte kurabiliriz, yepyeni bir Karabük’ü hep birlikte gerçekleştirebiliriz. Ve bu değişim şart artık. Yeter artık 15 sene fırsat verdik, 5 senede Özkan Çetinkaya’ya destek verelim. Ne kaybedersiniz? Kaybedeceğinizi kaybettiniz zaten. 5 sene bu genç adama imkan verin ve müsaade edin projelerini hayata geçirsin. Bakalım neler oluyor görelim. Hiçbir şey kaybetmeyiz ama kazanacağımız çok şey olur. Yepyeni bir Karabük kazanabiliriz. Bakın adaylar şu anda hiçbiri projelerinden bahsetmiyorum. Hepsi Özkan Çetinkaya’nın projelerinin peşine düştüler. Niye? Onlar geçmiş, gelecek Özkan Çetinkaya’dır. Bu şehrin geleceği için, çocuklarınızın geleceği için bu seçimde partiyi filan bir kenara bırakıp Özkan Çetinkaya’ya oy verin. Her şey değişecek, her şey güzelleşecek” diye konuştu. Şahin : “Önümüzdeki 5 yılı riske etmek gibi bir lüksümüz yok” AK Parti Karabük Milletvekili Av. Cem Şahin, Belediye Başkan adayları Özkan Çetinkaya’nın Karabük’ün neye ihtiyacı olduğunu gayet iyi bilen biri olduğunu söyledi. Çetinkaya’nın 28 mahallenin neye ihtiyacı ve nerede sorunu var, bu sorunları nasıl halledebileceği noktasında idrak içerisinde olduğunu da ifade eden Şahin, “ Buna ilişkin olarak projelerini kamuoyuna deklare etti ve çıktığı her televizyon programında buna benzer etkinliklerde projeleri tek tek bir bir anlattı. Bunun da ötesinde bir özelliği daha var Özkan başkanımızın, ‘Diyor ki ben belediye başkanlığını ek iş olarak değil tek iş olarak yapacağım’ diyor. Demek ki buna ilişkin olarak Karabük’te bir sıkıntı var. Belediye başkanlığını ek iş olarak yapma temayülünde olanlar var demek ki böyle bir tespit söz konusu. Özkan başkanımız 24 saat Karabük’ün dertleriyle sorunlarıyla dertlenecek ve bunlara çözüm bulmak amacıyla da ciddi bir faaliyet yürütecek belediye başkanı olmayı vaat ediyor. O nedenle sizlerle iş yerinizdeki arkadaşlarımıza, akrabalarına Özkan başkanımıza neden destek verilmesi gerektiğini izah etmek istiyoruz. Çünkü önümüzdeki 5 yılı riske etmek gibi bir lüksümüz yok. Şöyle geçmiş yıllara baktığımızda Karabük’ün karanlık dipsiz bir kuyuya düştüğünü görüyoruz. Hizmet noktasında ciddi zafiyetlerimiz var. Bu zafiyetleri bizim ortadan kaldırmamız lazım. Ve bunun adresi de Özkan Çetinkaya’dır. O nedenle Ramazan Bayramı’ndan evvel 31 Mart gününde bir bayram daha yaşayalım ve Karabük’ün içine düşmüş olduğu bu karanlıktan kurtaralım. Önümüzdeki 5 yılı da riske atmayalım. Bu şehirde yaşayan insanlar olarak, çoluğuyla, çocuğuyla bu şehirde yaşamak suretiyle, gelecek taahhüdü kuran insanlar olarak bunu istirham ediyorum. Bir oy dahi çok kıymetlidir. Bu projelerin Karabük’te hayata geçmesi lazım” dedi.